Tünel
₺295,00 Orijinal fiyat: ₺295,00.₺250,75Şu andaki fiyat: ₺250,75.
Bu soruya çok az insan Mehmet Akif Ersoy kadar doğru cevap verebilirdi. Tünel, Ersoy’un abluka altındaki Gazze’de gazetecilik yaparken yaşadığı zorlu sürecin ve bu sürece eşlik eden zihinsel çabanın ürünü. Kederli, fakat umudunu yitirmemiş bir coğrafyanın topoğrafyası. Ersoy, sloganların Gazze’den duyulmadığı, hamasetin ölen çocukları kurtarmadığı gerçeğini bir tokat gibi çarpıyor yüzümüze. Dünyayla bağı kesilen Gazze’ye Gazzelilerle beraber bir tünelden giriyor; onlarla birlikte açlığı, ölümü ve ölenlerin ardından hayatı sürdürme mücadelesini yaşıyor. Üstelik tüm bu duygusal ve fiziksel yüke rağmen, gerçeklikle yüzleşmekten vazgeçmiyor. Meseleye soğukkanlılıkla yaklaşıyor ve vaziyeti net bir şekilde ortaya koyuyor.
“Filistin için kaygılı olan herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kimileri diplomasi yürütüyor kimileri insani yardım gönderiyor. Ben ise savaş muhabirliğim boyunca sadece bu toprakların, her saniye tonlarca demir parçası altında yaşama tutunmaya çalışan halklarının gözlerindeki sitemi, yüzlerindeki acıyı anlatmaya çabaladım. Anlatabildiklerim ve Tünel’de okuyacaklarınız, onların dünyasının küçücük bir detayı.”
| Yayınevi |
Kapı Yayınları |
|---|---|
| Yazar |
Mehmet Akif Ersoy |
| Sayfa Sayısı |
246 |
| Kağıt Cinsi |
1. Hamur |
| Baskı Yılı |
2023 |
| Boyut |
"14 ,00 X 21 ,00" |
| Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Kapı Yayınları – Tünel
/n
Bu soruya çok az insan Mehmet Akif Ersoy kadar doğru cevap verebilirdi. Tünel, Ersoy’un abluka altındaki Gazze’de gazetecilik yaparken yaşadığı zorlu sürecin ve bu sürece eşlik eden zihinsel çabanın ürünü. Kederli, fakat umudunu yitirmemiş bir coğrafyanın topoğrafyası. Ersoy, sloganların Gazze’den duyulmadığı, hamasetin ölen çocukları kurtarmadığı gerçeğini bir tokat gibi çarpıyor yüzümüze. Dünyayla bağı kesilen Gazze’ye Gazzelilerle beraber bir tünelden giriyor; onlarla birlikte açlığı, ölümü ve ölenlerin ardından hayatı sürdürme mücadelesini yaşıyor. Üstelik tüm bu duygusal ve fiziksel yüke rağmen, gerçeklikle yüzleşmekten vazgeçmiyor. Meseleye soğukkanlılıkla yaklaşıyor ve vaziyeti net bir şekilde ortaya koyuyor.
“Filistin için kaygılı olan herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kimileri diplomasi yürütüyor kimileri insani yardım gönderiyor. Ben ise savaş muhabirliğim boyunca sadece bu toprakların, her saniye tonlarca demir parçası altında yaşama tutunmaya çalışan halklarının gözlerindeki sitemi, yüzlerindeki acıyı anlatmaya çabaladım. Anlatabildiklerim ve Tünel’de okuyacaklarınız, onların dünyasının küçücük bir detayı.”
İlgili ürünler
Aptalı Tanımak
Şu anda Türkiye’ye egemen olan cehalet yönetimi, toplum olma bilincimizde büyük yaralar açmıştır ve açmaya da devam etmektedir. Öncelikle, toplumun bir grup olarak rasyonel düşünme yeteneğini silip süpüren yobazlık ve düşünceye değil korkuya dayanan cemaat yaşamının hortlatılması, toplumsal dokumuzu derinden yaralamıştır. Buna ilaveten eğitimimizde yaratılan kargaşa ve kalitesizlik, bir toplum olarak bilgi edinme ve değerlendirme yetimizi ortadan kaldırmak üzeredir.
Tüm bunları yapanların eleştirilmesine, toplumda gerçeği aramak için oluşturulabilecek bir serbest düşünce ve tartışma ortamının oluşturulmasına imkân verecek basın özgürlüğünün alenen, fütursuzca tehdit edilmesi ve buna toplumdan en ufak bir reaksiyon gelmemesi ortaya konan yıkım projesinin toplumca algılanamamasına ve dolayısıyla bertaraf edilememesine neden olmaktadır. Bahsettiğim yıkım projesi, bir grup kötü niyetli insanın Türkiye’yi ortadan kaldırma projesi olarak algılanmamalıdır. Kuşkusuz, içimizde bu yıkım projesini yönetenleri dışarıdan destekleyenlerin böyle bir amaçları olabilir ve muhtemelen vardır da. Ancak bu projeyi içimizde (ve başımızda) bulunarak yürüten ve destekleyenlerin yaptıklarının tamamen farkında olduklarını sanmıyorum. Ortaya çıkan ve benim kısaca “proje” diye betimlediğim olgu aslında yalnızca cehalet ve aptallığın ortaya çıkardığı bir süreçtir. Tarih boyunca cehaletin ve aptallığın eline geçen toplumların kaderleri hep bizimki gibi olmuştur. Zira cahil, çevresiyle temasa geçemediği gibi bizzat kendisi hakkındaki bilgileri de değerlendiremez. Aptal ise bu veriler kendisine sunulsa bile bunlarla ne yapacağını düşünemez. Cahil ve aptal her türlü eleştiriden korkar; zira bellediği yolun dışında bir yolun varlığını bilmez, olabileceğini düşünemez ve kendisine gösterilse bile değerlendiremez. Bu durumda yapabileceği tek şey, bugün Türkiye’de olduğu gibi, toplumsal terör, yani korku yaratmaktan ibaret olur.
Baronlar Savaşı
Bu kitap bir roman ya da kurtlar vadisinde geçen bir dizi senaryosu değil. Her sayfası resmî belgelerdeki iddialara dayanıyor ve yeraltı dünyasının gerçeklerini ortaya koyuyor.
‘Narcos Türkiye’ ile tanışın:
Uyuşturucu baronları…
Devasa malikanelere sığmayan servetler…
Milyarlarca dolarlık zehir piyasası…
Eroin dolu gemiler…
Profesyonel tetikçiler…
Kanlı bir savaş…
İstanbul’dan Dubai’ye, İran’dan Kanada’ya uzanan suikastlar zinciri...
Diplomat görünümlü ajanlar…
Kirli polisler…
Siyasi bağlantılar…
Büyük rüşvetler…
Ve devlet içinde derin bataklık…
Ve skandallar…
Hiç duyulmamış skandallar…
Çeri 3
Kara Kutu
Menzil Bir Tarikatın İki Yüzü
Menzil’e gidenin uyuşturucuyu bırakması için neler yapılıyor?
Menzil niçin ikiye bölündü? Şeyhler arasında nasıl bir mücadele sürüyor?
Menzil şeyhi niçin zehirlenmek istendi? Yargı ve Emniyet neden kapıştı?
Alparslan Türkeş, Menzil için kime hangi görevi verdi? Sonunda ne oldu?
Tarikat, Bilgin Balanlı’nın Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nı nasıl önledi?
Menzil, bürokrasi ve siyasette nasıl bir yol izliyor?
Holding kuran tarikatın ticari işleri nasıl yürütülüyor?
Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Menzil’e niçin gitti?
Menzil 15 milyon lirayı kurtarmak için kimden yardım istedi?
Şeyh ailesine meleklerin hizmet ettiği, sofilerin parasız çalıştığı doğru mu?
Diyanet’in tarikat raporunda Menzil için ne deniliyor?
Şeyh 15 Temmuz için neden film dedi, generallerle neler konuşuldu?
İlk kez Saygı Öztürk’e konuşan şeyhler Feyzeddin ve Saki Erol, Atatürk, laiklik ve ticaret konusunda neler anlattı, birbirlerini neyle suçladılar?
Araştırmacı gazeteci-yazar Saygı Öztürk, Menzil’e ve Buhara’ya gitti, şeyhlerle, sofilerle konuştu, “tövbe alma”, “ölüm hatmesi” ritüellerine katıldı. Tarikatın dününü, bugününü, yaşananları, söylenenleri yerinde gördü, araştırdı, yaşadı ve yazdı.
Susurluktan Pekergate’e Mafya-Siyaset-Ticaret
Sedat Peker’in iddialarının odağındaki isimlerin oluşturduğu ağ, Türkiye’de “Mafya-Siyaset-Ticaret” ilişkilerinin nasıl kurumsallaştığını gösteriyor. Aradan yıllar geçmesine rağmen, Susurluk’ta adları yer alan bazı isimler Pekergate’te de varlar. Bu durum, rejimin Susurluk’tan AKP’nin “Yeni Türkiye”sine taşındığını ortaya koyuyor.
TBMM’de bu iddiaları halk adına sorgulayan milletvekillerinden Ali Mahir Başarır, Pekergate skandalındaki olayları tek tek inceleyerek her birini ayrı dosya haline getirdi. Ortaya iddiaların bile ötesinde bir rejim çıktı: Narkopolitik rejim.
Yerli ve milli baronlar, Balkan kontları, Kafkasya lordları…
Türkiye’ye kara para aklamaya gelen finans dükleri…
Uluslararası bağlantıları olan uyuşturucu şebekeleri…
İstanbul’u merkez yapan çokuluslu mafyalar…
Gemiler, TIR’lar, silahlar, suikastlar, cinayetler…
Servet transferi borsaları…
Siyaset, yargı, emniyet, istihbarat, ticaret…
Elinizdeki kitapta tüm bu ilişkileri isim isim, olay olay okuyacaksınız. Türkiye’nin nasıl bir rejime dönüştürüldüğünü tüm çıplaklığıyla göreceksiniz.
Türk – Yunan Sorunları
“Türk-Yunan ilişkilerinin seyrini ABD, NATO ve Avrupa’dan ayrı tutmak mümkün olmamakla birlikte, Yunanistan’ın bağımsızlığını kazandığı 1829 yılından itibaren 2024 yılına kadar geçen 195 yıl içinde, her iki devlet arasındaki sorunlarda, bazı ülkelerin siyasi tercihlerini gerek ulusal çıkarları, gerekse eski Yunan medeniyetine duyulan hayranlık ve dinsel nedenler ile Yunanistan lehine kullandığı görülmektedir. AK parti iktidarının son yıllardaki dış politika tercih ve önceliklerinin de etkisiyle birlikte, ABD ile Fransa ile İngiltere gibi bir kısım Avrupa Birliği ülkeleri ve Ayrıca İsrail, Mısır, Suudi Arabistan ve BAE gibi Ortadoğu devletlerinin Yunanistan’ı cesaretlendirici tutum ve davranışları neticesinde, yenilerinin eklenmesi beklenen mevcut sorunların kısa süre içerisinde çözümlenmeyeceği değerlendirilmektedir.”

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.