

Evrenin İlahi Dili
₺394,00 Orijinal fiyat: ₺394,00.₺211,20Şu andaki fiyat: ₺211,20.
Hayatımda yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Yıllardır çabalıyordum. Bir türlü hayalini kurduğum yere bırak gelmeyi, yanına bile yaklaşamamıştım. Kontrol etmeye çalıştığım her şey, kontrolümden çıkmıştı.Herkese saçımı süpürge etmiştim, kimse kıymetimi bilmemişti. Hep de beni bulur, hep de benim başıma gelirdi…
Arızalanmaktan yorulmuştum…
Toplumun benden istediği “iyi insan” karakterini elimden gelenin en iyisiyle uygulamaya çalışmama rağmen, kuma batmış araba gibiydim.Gaza bastıkça gömülüyordum ve kendimi çıkmazda hissediyordum. Ne zaman ki fark ettim , korktuğum her şey başıma geliyor, işte o zaman benim için uyanış başlamıştı…
Bütüne Işık Olsun
Yayınevi |
Destek Yayınları |
---|---|
Yazar |
Bülent Gardiyanoğlu |
1 adet stokta
Destek Yayınları – Evrenin İlahi Dili
/n
Hayatımda yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Yıllardır çabalıyordum. Bir türlü hayalini kurduğum yere bırak gelmeyi, yanına bile yaklaşamamıştım. Kontrol etmeye çalıştığım her şey, kontrolümden çıkmıştı.Herkese saçımı süpürge etmiştim, kimse kıymetimi bilmemişti. Hep de beni bulur, hep de benim başıma gelirdi…
Arızalanmaktan yorulmuştum…
Toplumun benden istediği “iyi insan” karakterini elimden gelenin en iyisiyle uygulamaya çalışmama rağmen, kuma batmış araba gibiydim.Gaza bastıkça gömülüyordum ve kendimi çıkmazda hissediyordum. Ne zaman ki fark ettim , korktuğum her şey başıma geliyor, işte o zaman benim için uyanış başlamıştı…
Bütüne Işık Olsun
İlgili ürünler
Ben Annemin Sırlarıyım
Geçmiş iyileşirse gelecek de iyileşir...
“Dedesi koruk yer torununun dişi kamaşır” diye bir atasözü vardır. Anne babaların hatırlamadığı sırlar bile, çocukları hasta eder. Hepimiz bir zaman tünelinde seyahat ediyoruz, üstelik dededen toruna hiçbir şey kaybolmuyor bu tünelde.
Zaman su gibi akıp geçiyor, yıllar yılları kovalıyor sanıyoruz ama çoğu hiç geçmiyor ve içindeki anılarla yerinde öylece duruyor. Hatırlamadıkların bile hem seni hem çocuğunu hasta etmeye devam ediyor.
Oysa hepsini iyileştirmek mümkün...
Geçmişin karanlık tüneline girmeye cesaret edersen, hem çocuğunun fiziksel hastalıklarını hem de kendi çocukluğunu ve hastalıklarını iyileştirebilirsin. Sen çocukluğuna bir adım attığında çocukluğun da sana on adım atacaktır, çünkü sırlar her zaman ortaya çıkmak ister. Senin “hastalık” sandığın deneyim, aslında çocukluğunun anlaşılmamış bir mesajıdır. Bu kitap geçmişle yüzleşmek için değil anlamak ve iyileştirmek için yazıldı.
Ben Kazanmadan Bitmez
Ben Kendime Yeterim – Bir Hakikat Yolculuğu
Nereye gittiğini bilen birine, bütün dünya yol verir.
Karanlık, ne kaderindir ne de bir süreç... Çakacağın bir kibrite bakar aydınlığın. Herkes kendi yolunun ışığı olmak zorundadır. Ne geçmişin gölgesine kaç ne de geleceğin belirsizliğinden kork... Hayat, bilinmezliğiyle güzeldir aslında. Hesapsız kitapsız oluşuyla sürprizlidir. Hiçbir şeyin garantisi yok... Tam da bu yüzden cesur olanların sahnesidir dünya...
Sahnenin kenarındaki güvenli koltuklarında oturup, olan biteni izleyenler ne bilsinler yaraları iyileştirebilmeyi, ne bilsinler düştükten sonra ayağa kalkmanın hazzını, ne bilsinler aşkı, ayrılığı, hayal kırıklığını ve her şeye rağmen yeniden sevebilmenin gücünü? Ne bilsinler kaybetmeyi, kazanmayı? Yolda olmak yaşamaktır, sahnede olmak hayatta olmaktır.
Koltuğumdaki Kadınlar
Dr. Ayşe Duman Koltuğumdaki Kadınlar’da içsel sevincini yitirmiş, dışsal iyi hissediş oyuncaklarına bağımlı hale gelmiş zihin-bedenlerin acılarından ve ızdıraplarından söz ediyor. Yani seni, beni, bizi bize anlatıyor.
Koltuğuna oturan kadınların hikâyeleri eşliğinde, kadının kendine zihnini şefkatle dinleme, beden kayıtlarını anlama, kabul etme ve değişme izni verdiğinde “iyileşmenin” nasıl da mümkün olduğunu gösteriyor.
Yaşam yolculuğunda beden bilgeliğinin önemini vurgulayan Dr. Duman, kadını dış seslerin gürültülerinden, şartlanmışlıklardan, düzen kurucuların dayatmalarından özgürleşerek biyolojinin fısıltılarını duymaya davet ediyor.
“Hikâyelerimizle birbirimize bağlı olduğumuz yaşam yolculuğunda neşelerimiz kadar acılarımız da ışık oluyor birbirimize.
Acıyı, ona tutsak olmadan özgürleşmenin, var olma sevincini hissetmenin en sağlam basamağı olarak kullanan kadınların hikâyeleri ışık olsun istedim, yola çıkmak isteyenlere, yolda olanlara.”
Korkusuzca Yaşayabilmek
Uluslararası çok satanlar listesinde haftalarca bir numarada yer alan ve Türkiye’de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran Vazgeçebilmek, Sevebilmek ve Özgürleşebilmek kitaplarının dünyaca ünlü yazarı Guy Finley, bu kez korkuya meydan okuyan bir yaşam disipliniyle çıkıyor okurunun karşısına: Korkusuzca Yaşamak!
Korkunun tarifini çok katmanlı bir bakış açısıyla yeniden zihin süzgecinden geçiren Guy Finley, korkuyla düşünce arasındaki bağların nasıl baştan kurgulanması gerektiğine örnek hikâyelerle ve önerdiği etkili uygulamalarla birlikte dikkat çekiyor.
Daha düne kadar uykularını kaçıran şeyin ne olduğunu hatırla mesela. Önceleri çok istediğin, önemsediğin, kafana taktığın, üzerinde çok düşünüp kaygılandığın, belki çok istediğin, uğruna çok şeyi gözden çıkardığın, vakit harcadığın şeyleri düşün.
Çok değil kısa zaman önce, her biri yaşam kaliteni etkileyecek kadar önemliyken, sende korku ve kaygı hislerine neden olurken, bugün hiçbir şey değişmediği halde güçlerini nasıl kaybettiler peki? Neden eskisi kadar korkutup kaygılandırmıyorlar seni?
Yoksa korku sende sadece bir yaşamda kalma refleksi değil mi? Aynı zamanda bir düşünce hatası mı?
Korkuyla ilgili düşünce hatalarının sonlanması, elbette birtakım zihinsel disiplinlerin yeniden yapılanmasıyla ilgili...
Guy Finley, tam da bu disiplinlerden söz ediyor işte.
Korkusuzca Yaşamak, bir düşünce sanatı kitabıdır aslında. Zorluğun içindeki basit ama etkili kolaylık gibi...
Korktuğun şeye yüklediğin anlamları gözden geçir önce, sonrasında bu kitabın sayfaları arasında korkularından özgürleşmeye başlayacaksın zaten...
Müthiş Psikoloji Hayır Diyebilme Sanatı
Gerçekten “özgür” müsünüz?
Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük?
Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa?
Canınızın istediği saatte uyuyup, canınızın istediği saatte uyanarak, yine canınızın istediği saatlerde istediğiniz kadar çalışarak, ihtiyacınız olan parayı kazanabilmeniz mi?
Bir hafta sonu tatilinde cep telefonunuzu kapattığınızda mı özgür hissediyorsunuz sadece kendinizi?
Hayatınızla ilgili her kararınızı sadece kendinizi düşünerek mi alıyorsunuz?
Kaderinizin ipleri tamamen sizin elinizde mi?
Başkalarının sizden yararlandığını düşündüğünüz oluyor mu?
Kaybetmekten korktuğunuz insanlar yok mu?
Değişmeye ne kadar açıksınız?
En azından yumurtayı nasıl yemekten hoşlandığınızı düşünün. İlle de rafadan mı? Yoksa “Bugünlük de böyle olsun, ne fark eder ki?” dediğiniz olur mu?
Önemsiz gibi görünen bu küçücük ayrıntıların mücadelesi içinde silinip gider sizi siz yapan sınırlarınız. Çünkü “özgürlük” sandığınız gibi “sınırsız” olmak demek değildir, tam tersine net ve güçlü sınırlara sahip olabilmenizle ilgilidir. Diğer bir deyişle, hayır diyebildiğiniz ölçüde, özgürlük alanınıza sahip çıkarsınız.
Hayır Diyebilme Sanatı sınırlarınızı doğru çizerek, kendinize geniş bir özgürlük ve özgüven alanı yaratmanın incelikleriyle dolu, duyarlı bir rehber...
Özgürleşebilmek
İnsan ancak kendinden başka kimseye benzemek istemediğine karar verdiğinde özgürleşir...
Özgürlük, özgünlüktür...
Kendi gibi olabilme cesareti gösterebilen korkusuzların parmak izidir...
Dilediğini yapabilmek değil, ne dilediğinin farkında olmaktır.
“Başkası ne der?” kaygısıyla yaşamak yerine, başkası için yaşamaktan, vazgeçebilmektir.
Kaybetme korkusundan arınmak değil, kaybetme ihtimaline rağmen cesaret göstermektir.
Göze almak değil, gözden çıkarabilmektir özgürlük...
Ve özgürlük, doğuştan kazanılmış bir haktır.
Hiç kimse özgürlük hakkını sonradan öğrendiği korkulara, kaygılara, şüphelere ve değersizliğe feda etmemelidir.
Uluslararası çok satanlar listesinde haftalarca bir numara olan, Türkiye’de de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran Vazgeçebilmek ve Sevebilmek kitaplarının yazarı Guy Finley’den özgür olabilme cesareti üzerine korkulara meydan okuyan eşsiz bir manifesto...
Vazgeçilmez Olmanın Sırrı
Fark yaratmak ve vazgeçilmezlik hayal değildir...
Doğanızın gücünü ele almak, huzurlu ve uyumlu ilişkiler kurmak, hayatınıza anlam katmak, değerli ve özgüvenli hissetmek imkânsız değildir.
Uzman Psikolog Esra Ezmeci bu kitapla bağlanmadan şemalara, zihin ve beden bütünleşmesinden aura yükseltmeye kadar vazgeçilmez olmanın ve fark yaratmanın sırlarını anlatıyor. Afrodizyak yağlar, kristaller, bitkiler ve özel metotlarla hem bedeninizin hem de yaşam alanlarınızın enerjisini nasıl destekleyeceğinizi gösteriyor. Başarıdan berekete, cinsel çekimden dişil güce kadar yaşamınızda ihtiyacınız olan her alana uygulayabileceğiniz pratiklerle dolu bu kitap başucunuzda tutacağınız bir rehber olacak.
Gerçek benliğinizle ilişki kurduğunuzda kendi içsel ışığınızı keşfedersiniz.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.