

Evrenin İlahi Dili
₺394,00 Orijinal fiyat: ₺394,00.₺211,20Şu andaki fiyat: ₺211,20.
Hayatımda yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Yıllardır çabalıyordum. Bir türlü hayalini kurduğum yere bırak gelmeyi, yanına bile yaklaşamamıştım. Kontrol etmeye çalıştığım her şey, kontrolümden çıkmıştı.Herkese saçımı süpürge etmiştim, kimse kıymetimi bilmemişti. Hep de beni bulur, hep de benim başıma gelirdi…
Arızalanmaktan yorulmuştum…
Toplumun benden istediği “iyi insan” karakterini elimden gelenin en iyisiyle uygulamaya çalışmama rağmen, kuma batmış araba gibiydim.Gaza bastıkça gömülüyordum ve kendimi çıkmazda hissediyordum. Ne zaman ki fark ettim , korktuğum her şey başıma geliyor, işte o zaman benim için uyanış başlamıştı…
Bütüne Işık Olsun
Yayınevi |
Destek Yayınları |
---|---|
Yazar |
Bülent Gardiyanoğlu |
1 adet stokta
Destek Yayınları – Evrenin İlahi Dili
/n
Hayatımda yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Yıllardır çabalıyordum. Bir türlü hayalini kurduğum yere bırak gelmeyi, yanına bile yaklaşamamıştım. Kontrol etmeye çalıştığım her şey, kontrolümden çıkmıştı.Herkese saçımı süpürge etmiştim, kimse kıymetimi bilmemişti. Hep de beni bulur, hep de benim başıma gelirdi…
Arızalanmaktan yorulmuştum…
Toplumun benden istediği “iyi insan” karakterini elimden gelenin en iyisiyle uygulamaya çalışmama rağmen, kuma batmış araba gibiydim.Gaza bastıkça gömülüyordum ve kendimi çıkmazda hissediyordum. Ne zaman ki fark ettim , korktuğum her şey başıma geliyor, işte o zaman benim için uyanış başlamıştı…
Bütüne Işık Olsun
İlgili ürünler
Hayat Cesurlara Torpil Geçer
Her Şey Hakikati Görmekle Başlar
Evrenin ilahi düzeniyle birlikte, doğadaki her canlı kendi tekamül sürecinde yaratıcısına doğru muhteşem bir uyum içerisinde ilerler.
Bu canlılar içerisinde bir tek insanoğlu, sistemi kontrol edebilme arzusuyla, tekamül süreçlerinin dışına çıkmaya başladı.
Farkında olmadan, sınırlı dünya ömrümüzde Allah hakikatinden uzaklaşıp korkularımızla dünyalıklara tutunmaya başladık. Hak ile batıl birbirine karışırken, zihinlerimiz de karışmaya başladı!
Dikkatimiz nerede dağıldı? Yıllardır nerelerde oyalandık? Ruhlarımızı yaratıcımıza ulaştırmaya çalışırken, şeytanın hileleriyle ne zaman yoldan çıktık?
Zihin sürekli bir illüzyon içerisinde, çocukken ekilenler, büyürken edindiğimiz tecrübeler, subliminal mesajlarla bilinçaltımıza sokulmaya çalışılan yönlendirme teknikleri. Başkalarının zihnindeki telepatik sinyallerin bizim zihnimizdeki yansımaları. Genetiğiyle oynanmış gıdaların duygularımız üzerindeki etkisi... Ellerimizle inşa ettiğimiz düzensiz hayatlar.
Tam bir çıkmazdayız! Bu kitapta bugüne kadar yaşadığınız ama anlam veremediğiniz birçok şeyin cevaplarını bulacaksınız. En önemlisi de insanoğlunun büyük bir oyun içerisinde nasıl da oyalanmaya terk edildiğini görecek ve bunu kimin yaptığını öğreneceksiniz...
Uyanma vakti geldi! Büyük bir illüzyonun içinde uyutuluyoruz! “Allahım senin yolunda ilerlemeye niyet edenler, ilerleyenler ve seni bulanlarla buluşmayı, onlarla aynı yolda yürümeyi nasip eyle.”
Bütüne şifa olsun.
Koltuğumdaki Kadınlar
Dr. Ayşe Duman Koltuğumdaki Kadınlar’da içsel sevincini yitirmiş, dışsal iyi hissediş oyuncaklarına bağımlı hale gelmiş zihin-bedenlerin acılarından ve ızdıraplarından söz ediyor. Yani seni, beni, bizi bize anlatıyor.
Koltuğuna oturan kadınların hikâyeleri eşliğinde, kadının kendine zihnini şefkatle dinleme, beden kayıtlarını anlama, kabul etme ve değişme izni verdiğinde “iyileşmenin” nasıl da mümkün olduğunu gösteriyor.
Yaşam yolculuğunda beden bilgeliğinin önemini vurgulayan Dr. Duman, kadını dış seslerin gürültülerinden, şartlanmışlıklardan, düzen kurucuların dayatmalarından özgürleşerek biyolojinin fısıltılarını duymaya davet ediyor.
“Hikâyelerimizle birbirimize bağlı olduğumuz yaşam yolculuğunda neşelerimiz kadar acılarımız da ışık oluyor birbirimize.
Acıyı, ona tutsak olmadan özgürleşmenin, var olma sevincini hissetmenin en sağlam basamağı olarak kullanan kadınların hikâyeleri ışık olsun istedim, yola çıkmak isteyenlere, yolda olanlara.”
Müthiş Psikoloji Hayır Diyebilme Sanatı
Gerçekten “özgür” müsünüz?
Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük?
Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa?
Canınızın istediği saatte uyuyup, canınızın istediği saatte uyanarak, yine canınızın istediği saatlerde istediğiniz kadar çalışarak, ihtiyacınız olan parayı kazanabilmeniz mi?
Bir hafta sonu tatilinde cep telefonunuzu kapattığınızda mı özgür hissediyorsunuz sadece kendinizi?
Hayatınızla ilgili her kararınızı sadece kendinizi düşünerek mi alıyorsunuz?
Kaderinizin ipleri tamamen sizin elinizde mi?
Başkalarının sizden yararlandığını düşündüğünüz oluyor mu?
Kaybetmekten korktuğunuz insanlar yok mu?
Değişmeye ne kadar açıksınız?
En azından yumurtayı nasıl yemekten hoşlandığınızı düşünün. İlle de rafadan mı? Yoksa “Bugünlük de böyle olsun, ne fark eder ki?” dediğiniz olur mu?
Önemsiz gibi görünen bu küçücük ayrıntıların mücadelesi içinde silinip gider sizi siz yapan sınırlarınız. Çünkü “özgürlük” sandığınız gibi “sınırsız” olmak demek değildir, tam tersine net ve güçlü sınırlara sahip olabilmenizle ilgilidir. Diğer bir deyişle, hayır diyebildiğiniz ölçüde, özgürlük alanınıza sahip çıkarsınız.
Hayır Diyebilme Sanatı sınırlarınızı doğru çizerek, kendinize geniş bir özgürlük ve özgüven alanı yaratmanın incelikleriyle dolu, duyarlı bir rehber...
Özgürleşebilmek
İnsan ancak kendinden başka kimseye benzemek istemediğine karar verdiğinde özgürleşir...
Özgürlük, özgünlüktür...
Kendi gibi olabilme cesareti gösterebilen korkusuzların parmak izidir...
Dilediğini yapabilmek değil, ne dilediğinin farkında olmaktır.
“Başkası ne der?” kaygısıyla yaşamak yerine, başkası için yaşamaktan, vazgeçebilmektir.
Kaybetme korkusundan arınmak değil, kaybetme ihtimaline rağmen cesaret göstermektir.
Göze almak değil, gözden çıkarabilmektir özgürlük...
Ve özgürlük, doğuştan kazanılmış bir haktır.
Hiç kimse özgürlük hakkını sonradan öğrendiği korkulara, kaygılara, şüphelere ve değersizliğe feda etmemelidir.
Uluslararası çok satanlar listesinde haftalarca bir numara olan, Türkiye’de de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran Vazgeçebilmek ve Sevebilmek kitaplarının yazarı Guy Finley’den özgür olabilme cesareti üzerine korkulara meydan okuyan eşsiz bir manifesto...
Seni Yoran Her Şeyi Bırak – Duygusal Manipülasyondan Kurtulma Ve Korunma Metotları
KİMSENİN HAYALİNDEKİ İNSAN OLMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ.
Duygularından ve tepkilerinden şüphe mi ediyorsun?
Kendini çoğu zaman suçlu ve eksik mi hissediyorsun?
Kararlarını ve olayları algılama şeklini sorguluyor musun?
İlişkini kaybetme korkusu yaşıyor musun?
Hep özür dileyen ve kendini açıklamaya çalışan taraf mısın?
Özgüvenin giderek azalıyor mu?
Sürekli endişeli misin?
“Ben böyle değildim, ne oldu bana?” diye düşünüyor musun?
Güçsüz ve yalnız mı hissediyorsun?
Olay mahallinde yalnız değilsin. Biri seni böyle olduğuna ikna etmeyi başarmıştır. Hayatının en güçlü olduğun alanlarında duygusal manipülasyona maruz kaldığının farkında bile değilsin. Suçluları uzakta arama, manipülatörler cinayet mahallinde dolaşan katiller gibi en yakınındakilerdir hatta en sevdiklerin...
Bu kitap maruz kaldığın duygusal manipülasyonları fark etmeni, kendini korumanı ve süreci güçlü biçimde yönetmeni sağlayacak, seni yoran her şeyden kurtulmanın kapılarını açacaktır.
Vazgeçilmez Olmanın Sırrı
Fark yaratmak ve vazgeçilmezlik hayal değildir...
Doğanızın gücünü ele almak, huzurlu ve uyumlu ilişkiler kurmak, hayatınıza anlam katmak, değerli ve özgüvenli hissetmek imkânsız değildir.
Uzman Psikolog Esra Ezmeci bu kitapla bağlanmadan şemalara, zihin ve beden bütünleşmesinden aura yükseltmeye kadar vazgeçilmez olmanın ve fark yaratmanın sırlarını anlatıyor. Afrodizyak yağlar, kristaller, bitkiler ve özel metotlarla hem bedeninizin hem de yaşam alanlarınızın enerjisini nasıl destekleyeceğinizi gösteriyor. Başarıdan berekete, cinsel çekimden dişil güce kadar yaşamınızda ihtiyacınız olan her alana uygulayabileceğiniz pratiklerle dolu bu kitap başucunuzda tutacağınız bir rehber olacak.
Gerçek benliğinizle ilişki kurduğunuzda kendi içsel ışığınızı keşfedersiniz.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.