

Sultan Alparslan
₺235,25 Orijinal fiyat: ₺235,25.₺66,30Şu andaki fiyat: ₺66,30.
Anayurdumuz olan Orta Asya’da
birçok büyük devlet kurmuş olan Türkler,
aynı zamanda tarihte iz bırakmış çok sayıda hakanlar,
kağanlar, hükümdarlar ve padişahlar yetiştirmişlerdir.
Bunların arasında, özellikle hâlen yaşamakta olan
bizler için Alparslan; ayrı bir önem ve değere sahiptir.
***
Bu eser, Sultan Alparslan’ın kişiliğini anlamak adına hazırlanmış bir el kitabı niteliğindedir.
Yayınevi |
Nesil Genç |
---|---|
Yazar |
Ahmet Altıntaş |
Sayfa Sayısı |
64 |
Kağıt Cinsi |
1. Hamur |
Baskı Yılı |
2023 |
Boyut |
"12 ,50 X 19 ,50" |
Cilt Tipi |
Karton Kapak |
3 adet stokta
Nesil Genç – Sultan Alparslan
Anayurdumuz olan Orta Asya’da
birçok büyük devlet kurmuş olan Türkler,
aynı zamanda tarihte iz bırakmış çok sayıda hakanlar,
kağanlar, hükümdarlar ve padişahlar yetiştirmişlerdir.
Bunların arasında, özellikle hâlen yaşamakta olan
bizler için Alparslan; ayrı bir önem ve değere sahiptir.
***
Bu eser, Sultan Alparslan’ın kişiliğini anlamak adına hazırlanmış bir el kitabı niteliğindedir.
İlgili ürünler
İkinci Yüzyılda Yeniden Atatürk
Bazı şeyler vardır ki bir kanunla, bir emirle, bir düdük çalarak düzeltilebilir. Ama bazı şeyler vardır ki, kanunla, emirle milletçe omuz omuza boğuştuğunuz halde düzelmezler.
Fesi atar şapkayı giyer; ama alnında fesin izi vardır.
Siz sarıkla gezmeyi yasaklarsınız, kimse sarıkla dolaşmaz. Ama bazı insanların başındaki görünmeyen sarıkları yok edemezsiniz. Çünkü onlar o zihniyetin içindedir. Zihniyet, binlerce yılın birikimidir. O birikimi bir anda yok edemezsiniz, boğuşursunuz onunla sadece. Yeni bir zihniyet, yeni bir ahlak yerleştirinceye kadar boğuşursunuz ve sonunda muvaffak olursunuz…
Boğuşuyoruz ve boğuşa boğuşa yeneceğiz. Önemli olan burasıdır. Yani, boğuşmaktan yorulmamak, umutsuzluğa düşmemektir. Milletler boğuşa boğuşa ilerlerler, yorulan, umutsuzluğa düşen yenilir. Biz inanıyoruz, inandığımız şey doğrudur, yenidir, ileridir. Öyleyse eskiyi, geriyi, işe yaramazı mutlaka yeneceğiz demektir. Çünkü bunun başka çaresi yoktur. Yaşamak kanunu budur.
Mustafa Kemal Atatürk
Kayı 11: Elveda
“Facialara ve olaylara kalkan olamadım ise de paratoner vazifesi gördüm. Bütün musibetleri üzerime çektim. Kendimi feda ederek vatanı kurtarmaya çalıştım.”
Sultan Vahideddin
Söğüt’te coşkuyla başlayan Kayı boyunun 6 asırlık hikâyesi İstanbul’da hüzünle sona eriyor… Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, KAYI XI: Elveda kitabıyla okuru Osmanlı İmparatorluğu’nun son nefesini verdiği en zor yıllara götürüyor.
- Afrika’daki son Osmanlı toprağı Trablusgarp’ın elden çıkışındaki gafletler nelerdi?
- Balkanlarda tek kurşun atılmadan terk edilen dört asırlık yurtlar nerelerdi?
- Osmanlı Devleti’ni I. Cihan Harbi’ne kimler, nasıl soktular?
- Türk tarihinin en hazin harekâtı Sarıkamış’ta neler yaşandı?
- Araplar Osmanlı’ya ihanet etti mi?
- Filistin toprakları nasıl elden çıktı?
- Çanakkale ve Medine’de verilen destansı mücadele…
- İngiliz ve Siyonistlerin Osmanlı’yı parçalamak adına kurdukları büyük oyun…
- Vahideddin Han ülkeyi kurtarabilme adına nasıl bir mücadele verdi?
- Mustafa Kemal’le araları neden açılmıştı?
- Vahideddin Han, hain miydi? Vatanı satmış mıydı? Neden yurt dışına çıkmak zorunda kaldı?
- 623 yıllık kudretli tarihin en acı skandalı nasıl yaşandı?
Ve daha birçok sorunun cevabı Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in kaleminden KAYI XI: Elveda kitabında…
Kgb Kremlinin Gözleri
İnsan, var oldu.
Efendi oldu, ama çoğunlukla da köle oldu.
Sınıf, bir bakıma kader de oldu. Halklar ilk günden itibaren baskı, sömürü ve adaletsizlik ile kavgalı oldu. 1789’da ayaklandı, “özgürlük, eşitlik, kardeşlik!” dedi, kan döktü, can verdi, tiranları devirdi. Fransız Devrimi ile ümitlenir gibi olmuştu ki Sanayi Devrimi, eski düzeni yeniden kurdu; efendi yerine patron, köle yerine işçi geldi. Karl Marx diye biri çıktı. Kapitalizm bela, tarih dediğimiz sınıf mücadelesi dedi. Komünizm diye bir hayal kurdu. Sınıf değil kardeşlik, sömürü değil yoldaşlık olacaktı. Adeta bir dünya cenneti. Böyle bir dünya mümkün, “zincirlerinizden kurtulun!” dedi. Ve ekledi: “Kurtulun ve son bir devrim daha yapın!”
Rusya’da Lenin diye biri çıktı, “evet, mümkün!” dedi. Önce Çar’ı devirdi, sonra her şeyi. Rusya’yı yaptı Sovyetler Birliği. Olacaktı komünist bir dünya cenneti. Ancak bu, hayal edilenden çok farklı bir komünizmdi. Dikiş tutmadı, tutsun diye yaratıldı bir terör makinesi.
Adı KGB idi…
Daha iyi bir dünya adına yaktı, yıktı, ezdi geçti. Ezdikçe büyüdü, büyüdükçe daha çok ezdi. Devrimlerle darbelerle dünyanın yarısını ele geçirdi; herkesi izledi, herkesi dinledi; cennet idealinden yarattı bir korku devleti. Özgürlük adına özgürlükleri, insanlık adına insanları yok etti.
Bizzat kendisini besleyip büyütenleri bile…
Ve bir gün geldi, kendi elleriyle kurduğu cennet hayalini, cehenneme dönüşmüş bir kâbus olarak yine kendi elleriyle toprağa verdi.
Belki de bu, daha en başından itibaren yanlış yerde, yanlış zamanda yapılmış bir devrimin hikâyesiydi...
Memleket Mevzuları
Piri Reis’in Haritası. Müslümanların Unutulan İlmi Ve Amerika’nın Keşfi
Savaş Sanatı – Hasan Ali Yücel Klasikleri 234
Sun Zi / Sun Tzu (MÖ 6. yy) Yazarın adı Wade-Giles transkripsiyon sisteminde “Sun Tzu”, Pin-Yin transkripsiyon sisteminde “Sun Zi” olarak yazılmaktadır. Doğum ve ölüm tarihi tam olarak bilinmemektedir. Komutan ve düşünür olarak ünlenen Sun Zi’nin Savaş Sanatı adlı eseri insanlık tarihinin en eski ve en fazla araştırılan ve tartışılan strateji eseridir. Bütün dünyada sadece askerlik alanında değil, iş idaresi ve kişisel gelişim gibi pek çok alanda da bir strateji klasiği olarak kabul görmüştür.
Teşkilat’ın İki Silahşoru
Biri Meşrutiyet’in Silahşoru Dede Yakup Cemil
Diğeri Cumhuriyet’in Silahşoru Torun ‘’Yakup Cemil’’
“Soner Bey beni arıyormuşsunuz?”
Tanışmamız telefonda bu cümleyle başladı.
Tarih: 16 Haziran 1999.
“Tetiği çekene biz ‘Teğ-Men’ ya da ‘Çiftçi’ derdik. Bu şifreler
bize Teşkilatı Mahsusa’dan mirastı. Nasıl mı?
İki kompartıman çalıştık; 1-2-3 ve 4-5-6.
Ben 4’üm. Liege-Brüksel ve Rotterdam-Abnham hattı bizimdi.
Neler mi yaptık?
Operasyondan sonra ellerimizi kolonyalı mendillerle sildik...
Bunun eğitimini İzmir yakınlarında Amerikalılardan kalma bir
yerde aldım...”
İttihat ve Terakki’nin silahşoru Yakup Cemil’in kardeşi
Mehmed Hüsnü’nün torunuydu.
Sistemler, rejimler değişti; Teşkilat hep aynı kaldı.
Teşkilat’ın İki Silahşoru’nun 1903 yılında Pangaltı’da
başlayan 80 yıllık yazılmamış hikâyesi...
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.