Allosaurus Ve Arkadaşları – Zeynep Ve Canın Dinozor Maceraları
Zeynep, Can ve Efe’nin, köpekleri Korsan’la birlikte dinozorları keşfetme macerası devam ediyor. Bu ikinci kitapta, vahşi etçil Allosaurus’a, Utahraptor, Pteranodon, Tylosaurus, Corythosaurus ve Triceratops eşlik ediyor.
Dinozorların fiziksel özellikleri, dünya üzerinde yaşadıkları yerler, fosillerinin bulunduğu müzeler gibi pek çok farklı bilgiyi bulabileceğiniz bu kitap, harika resimleriyle sizi tarih öncesi çağlara götürecek.
Beden
Hemen Her Şeyin Kısa Tarihi'nin Yazarından
Sizi inşa etmek için gereken atom sayısı toplamda yedi milyar-milyar-milyar (7 oktilyon). Bu yedi milyar-milyar-milyar atomun sizi oluşturmak için duyduğu bu yoğun arzunun nedenini ise bilen yok.
Bütün hayatımızı bir bedende geçiriyoruz ama pek azımızın onun nasıl işlediğine, içinde neler olup bittiğine dair fikri var. Kulağa ne kadar inanılmaz gelse de, bir toprak parçasının içinde bulacağımız materyalin aynısından ibaretiz. Bizi oluşturan elementleri özel kılan tek şey, bizi oluşturuyor olmaları. Yaşamın mucizesi işte bu. Bu kitabın niyeti ise bu muhteşem düzeneği, kendimizi anlamak.
Ünlü kitabı Hemen Her Şeyin Kısa Tarihi ile bilimi anlaşılır ve eğlenceli kılmakta çıtayı oldukça yükseklere çeken, çağımızın en büyük anlatıcılarından Bill Bryson, şimdi insan bedeninin işleyişine, kendini iyileştirme konusundaki olağanüstü becerilerine odaklanıyor. Kısa sürede bir klasiğe dönüşen Beden: Bir Kullanıcı Kılavuzu, işgal ettiğimiz alana, varoluşunuzun barındırdığı dehaya tekrar tekrar şaşırmanızı sağlayacak bir kitap. Anlatan Bryson olunca, bizim hikâyemizden daha büyüleyici bir hikâye, gerçekten yok.
“Bryson, metafor ve teşbihler konusunda benzeri olmayan bir anlatı üstadı... Baştan sona sürükleyici, kışkırtıcı ve eğlenceli.” Wall Street Journal
"Bir harikalar rehberi... Yaşama dair nihai bir reçete belki de.” Gavin Francis - Guardian
Yılın En İyi Bilim Kitabı - Sunday Times
Kraliyet Akademisi Bilim Kitabı Ödülü Finalisti
Yılın Kitabı Seçkilerinde - Washington Post • Financial Times • Boston Globe
Bilgiyle Sohbet
Avrupa Bilimler Akademisi’nin ve Amerikan Bilimler Akademisi’nin ilk Türk üyesi, Rus Bilimler Akademisi’ne Fuat Köprülü’den sonra seçilen ikinci Türk, Türkiye Bilimler Akademisi’nin en genç kurucu üyesi, TÜBİTAK Bilim Ödülü kazanan en genç bilim adamı... İki şeref doktorası, Paris’te Collège de France’da profesörlük, ulusal ve uluslararası otuz bir adet şeref payesi ve ödül.
Tüm bu nitelikleri şahsında toplayan Prof. Dr. A. M. Celâl Şengör halen İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü ile Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nde görevini sürdürmektedir.
Dünyanın en saygın jeolog, bilim adamı ve üniversite hocalarından biri olmasının yanı sıra Prof. Şengör’ün en önemli özelliği hayata bir bütün olarak bilim çerçevesinden bakmasıdır. Bu anlamda kelimenin tam anlamıyla bir “akademisyen”dir. Prof. Şengör’ün yirmi yılı aşkın süreyle çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan yazıları ve farklı platformlarda yaptığı konuşmalarının metinleri elinizdeki kitapta bir araya getirilmiştir.
Bilimin Anlatılmayan Tarihi
Her cümlesi akıcı!
Her kelimesi sarsıcı!
Bilim tarihinde olay çıkaracak bir kitap!
Matematikçileri bilgisayarın keşfine hazırlık yapıyor, hekimleri insan vücudunun damarlarında geziyordu. Mimarları yer çekimine meydan okuyan tasarımlar yaparken, gök bilimcileri yıldızlara ad verip uzayı keşfediyordu. Her ne kadar biz onların farkında olmasak da onlar yaşadığımız dünyayı bin yıl önceden şekillendirmişti.
Okuyacağınız bu kitapla hem bilimin muazzam dünyasına yolculuk yapacak hem de üzeri örtülmeye çalışılan Müslüman bilim adamlarının icat ve keşiflerinin gerçek hikâyesine şahit olacaksınız. Ve okudukça “Allah'ım aklıma mukayyet ol!” diyeceksiniz. Bunun için ilk sayfayı açmanız yeterli; bir daha kitabı elinizden bırakamayacaksınız!
Bilimin Büyüsü
Bilim dışında bilgi kaynağı olduğunu iddia edenler yanılmaktadır, ki bunun tarihte sayısız örneği mevcuttur. Ne mitolojiler ve dinler ne büyü ne de falcılık bilgi kaynağıdır. Tarih boyunca bilim adı altında “yalancı bilimler” (psödobilim) diyebileceğimiz; kehanet, astroloji, sihirbazlık, “gizli” (okült) bilimler gibi konular insanlara bilim diye sunulmuştur. Ama bunların hiçbiri bilim değildir; arkalarında ya safdil inanış ya da düpedüz sahtekârlık vardır.
İnsan, düşünmeye başladığı andan itibaren merak ederek öğrenmek, çevresinde olan biteni anlamak istemiştir. Bu biyolojik evrimin insana verdiği bir dürtüdür. İnsan, fiziksel olarak zayıf bir varlıktır. Ne kendini koruyabilecek doğal silahları (boynuz, tırnak, zehir vb.) ne de hız, uçmak gibi düşmanlarından kaçışını kolaylaştıracak becerileri vardır. Tek silahı aklıdır.
“Sorgulamanın cezalandırıldığı bir toplumda gelişme nasıl oldu?” diye düşünebilirsiniz. Bunun cevabı basittir: Her toplumda asi kafalar, her türlü ceza ve zorlamaya karşı duyduğunu, gördüğünü sorgulayan zeki bireyler türer. İşte yenilik ve gelişme bu nadir kişilerin sorgulamaları ve yeni düşünceler üretmeleri sayesinde olmuştur.
Bilimin Ucunda
Arka kapağı çevirdiğinize ya da internette bu cümleyi okumaya başladığınıza göre kitap ilginizi çekti ve karar aşamasındasınız. Instagram’ın en büyük bilim hesaplarından olan Bilimin Ucunda içeriklerini beğeniyorsanız muhtemelen kitabı sepete eklediniz bile! Aşağıdaki paragraflar Bilimin Ucunda üslubuna aşina olmayanlara geliyor.
Dünya’nın deli dolu geçmişinde kartopuna döndüğü, volkanlarla cayır cayır yandığı ve bahtsız tiranlar dinozorların makus talihlerine yenildiği zamanlara yolculuk edeceğiz. Depremlerin yerkabuğunu nasıl şekillendirdiğine bakıp faylarla örülü ülkemizin hareketli jeolojik geçmişine ışık tutacağız: fay anasını be!
Canlılık ve türleşme konusuna bir ucu Bağcılar, diğer ucu Natal, Brezilya’dan gireceğiz. Dünya’nın ve canlıların nasıl bir etkileşim içinde değiştiğini, Everest’in zirvesinde deniz kabukları arayarak hep birlikte göreceğiz.
Başlayalım mı?
Bilimin Ucunda, doğa algımızın bilimsel devrimlerle dolu evrimini temel olgulara
değinerek ve teknik dilden arınmış bir şekilde okuyucuyla paylaşıyor.
Dr. Tansu Daylan (Astrofizikçi)
Olmaz olsun böyle üslup! Edebi bir facia.
M. Akif Coşkun (Yazar)"
Bir Varmış 1 Yokmuş
Büyük Sorulara Kısa Yanıtlar
İnsanlar her daim büyük sorulara yanıt bulmak istemiştir:
Tanrı Var mı? Nereden geldik? Her Şey Nasıl Başladı? Evrende Bizden Başka Akıllı Yaşam Var mı? Zamanda Yolculuk Mümkün mü? Yapay Zekâ Bize Üstün Gelecek mi? Her şeyin gerisinde duran anlam ve tasarı nedir? Geçmişin yaratılış üzerinden açıklamaları bugün artık çok daha az uygun ve güvenilir görünüyor. Bu açıklamaların yerini New Age’ten Star Trek’e uzanan kendilerine yalnızca hurafe diyebileceğimiz çeşitli şeyler aldı. Gelgelelim gerçek bilim, bilimkurgudan çok daha tuhaf ve tatmin edici olabilir. Günümüzde bilim bütün bu sorulara yanıt
bulmaya başladı. Hawking’in ölümünden önce yazdığı son yazıların derlemesi olan bu kitap,tarihin en önemli zihinlerinden birinin büyük sorulara verdiği yanıtlardan oluşuyor.
Her Şeyin Teorisi filmindeki performansıyla Oscar kazanan Eddie Redmayne’in önsöz, Nobel Ödüllü bilim insanı Kip Thorne’un giriş ve Hawking’in kızı Lucy’nin sonsöz kaleme aldığı Büyük Sorulara Kısa Yanıtlar bir dehanın dünyaya bıraktığı son mesaj niteliğinde.
“Hawking, insan zihninin artan gücünün bir sembolü.”
- The Washington Post
“Hawking’in okuyuculara son mesajı insanlık için umut olduğu yönünde.”
- CNN
“Büyük Sorulara Kısa Yanıtlar bilimin ve insanlığın geleceğine son derece açık ve anlaşılır bir bakış sunuyor.”
- The Wall Street Journal
“Bu olağanüstü kitap, görkemli bir yıldızın son parıltısı.”
- The Telegraph
Çocuklar İçin Deprem Kitabı
Daha İyi Bir Dünya İçin Yapay Zeka
Descartesin Yanılgısı
Descartes’ın, çok iyi bilinen “Düşünüyorum, öyleyse varım” söylemini dile getirdiği yüzyıldan bu yana bilim, bireyin gerçek varlığının kaynağı olarak duyguları çoğunlukla göz ardı etmiştir. Modern sinirbilimi bile yakın bir zamana kadar duygular yerine beyin fonksiyonlarının bilişsel tarafına odaklanma eğilimi göstermiştir. Ancak, Descartes’ın Yanılgısı eserinin yayınlanmasıyla birlikte bu tutum değişmeye başlamıştır. “Dünyanın önde gelen nörologlarından biri olan” (New York Times) Antonio Damasio, duygular ile rasyonalite arasındaki bağlantıya ilişkin geleneksel düşüncelere bu eserinde karşı çıkmıştır. Oldukça sürükleyici olan bu kitabında Damasio, hepimizin uzun zamandır şüphe ettiği şeyi -yani duygular bir lüks değildir, aksine rasyonel düşünce ve normal sosyal davranışlar için gereklidir söylemini- vaka çalışmaları yoluyla sergilerken okuru bilimsel bir keşif yolculuğuna çıkarıyor.
Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu – Tanı Ve Baş Etme Yolları-Çocuk Ve Yetişkinlerde
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ya da kısaca DEHB, günümüzde çocuk ve ergen psikiyatrisinde en sık konulan tanılardan biri. Pek çok kişi bu sebeple, onun yaramaz veya tembel çocuklar için kullanılan moda bir kavram olduğunu düşünüyor. Peki DEHB tam olarak ne anlama geliyor? Gerçekten ebeveynlerin yetiştirme hatalarını ya da çocuğun karakter zaaflarını örtbas etmeye hizmet eden kullanışlı bir etiket mi, yoksa üzerine ciddiyetle eğilinmesi gereken bir sağlık sorunu mu? DEHB kişinin kendisiyle, aile üyeleriyle ve sosyal çevresiyle ilişkilerine nasıl yansır? Bu durumdan mustarip kişiler hangi duygudurum bozukluklarından etkilenirler? Odaklanma ve dürtüsellik neden temel bir zorluk olarak günlük hayata damga vurur? Çocuklarda ve yetişkinlerde aynı tanı kıstasları mı geçerlidir, yoksa semptomlar yaşla değişir mi? İlaç tedavisi kaçınılmaz mıdır, diğer seçenekler nelerdir? Fiziksel aktivitenin DEHB’yi yönetmekte nasıl bir rolü vardır? Tehlikeli davranışlar ve alışkanlıklar DEHB’lilerde daha mı sık görülür? DEHB’nin olumlu özellikleri nelerdir ve toplum açısından nasıl bir potansiyele sahiptir?
Psikosomatik hastalıklar ve psikoterapi uzmanı Astrid Neuy-Bartmann, Çocuklarda ve Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Tanı ve Baş Etme Yolları’nda, okuru DEHB’nin temel semptomlarıyla ve farklı tedavi yöntemleriyle tanıştırıyor. En yeni bilimsel bilgileri dikkate alarak konunun sadece uzmanlarca değil, DEHB’liler ve yakınları tarafından da hızla kavranmasını sağlıyor. Günlük hayatta karşılaşılan ve ilişkileri çıkmaza sokan çeşitli sorunları gidermek için vazgeçilmez bir başucu kitabı.
Doğanın Anatomisi
Resimlerle Doğa Julia Rothman'ın doğada çıktığı büyüleyici görsel gezi sırasında sanat ve bilim iç içe geçiyor. Hayatınızda bir kez bile dağların nasıl oluştuğunu öğrenmek istemiş ya da mantarın yaşam döngüsünü, bir kuşun üzerindeki farklı tüy tiplerini merak etmişseniz Rothman'ın çizimlerini ve şemalarını incelemekten keyif alacaksınız. Rothman'ın toprağa ve suya, hayvanlara ve bitkilere ilişkin canlı açıklamaları, sizlere doğanın harikalarıyla ilgili yepyeni bakış açıları sunacak.
Dünyayı Değiştiren On Domates
Einsteindan Ötesi
Michio Kaku İçin Övgüler: "Bu adam, bilimi ilgi çekici hale getirmeyi biliyor" - Philadelphia Inquirer "Kaku’nun süper sicim kuramı ilkelerine yaptığı keşif gezisi duru, hareketli ve doyurucu... Stephen Hawking kadar kışkırtıcı." -Kirkus Reviews- "Açık ve gülümseyen tarzıyla [Kaku] en göksel fikirleri dahi dünyaya indirmeyi başarıyor." -The Wall Street Journal- "Bilimsel görüşleri bu dünyanın ötesinde." -Los Angeles Times-
Elementsel
Periyodik Tablo ile Evrendeki Neredeyse Her Şeyi Nasıl Açıklarsınız?
Cep telefonlarımızı titreştiren element hangisidir? Peki ya fotoğraf çekmemizi sağlayan element?Hidrojeni hayal edilebilecek en temiz yakıt yapan nedir? Periyodik tablo bugünkü haline nasıl geldi?Bir gün gezegenimizi terk etmek zorunda kalsak bizi hangi element kurtarır?
Elementler insanın dünyayla ilgili anlam arayışında her zaman önemli bir yer tuttu. Büyük Patlama’dan bugüne; yediğimiz yemekten soluduğumuz havaya, çakmağımızdan çıkan kıvılcımdan musluğumuzdan akan suya, X-Men’den Demir Adam’a kadar her şeyin özünde elementler var.
Tim James, Daily Mail tarafından Yılın En İyi Kitapları arasında gösterilen Elementsel’de, periyodik tabloyu mizahi anlatımıyla ders kitabı sıkıcılığından kurtarıyor ve evrenle ilgili neredeyse bütün sorularımızı cevaplıyor. Bizi hem bildiğimiz elementlerin farkında olmadığımız özellikleri ve kullanımlarıyla hem de periyodik tablonun en köşede kalmış elementleriyle tanıştırıyor.
“Bir kimya öğretmeni olan Tim James okurun dikkatini nasıl çekeceğini iyi biliyor… Elementsel hem eğlendiriyor hem öğretiyor. Eğlenceli çizimleri, çılgın mizahı ve verdiği çeşit çeşit bilgiyle Elementsel bizi Mendeleyev’in hayalini kurduğu her şeyin ötesinde bir âleme götürüyor.” - The Wall Street Journal
“Öğrenciler ve bilimsel metinlere yeni başlayanlar için ideal. Yıldızların bileşiminden insanlar için en yararlı elementlere, James her okura uygun, kısa, etkileyici ve neşeli bölümler sunuyor.” - Publishers Weekly
“Bilimin sıkıcı ve yavan olması gerektiğini kim söyledi? Tim James olmadığı kesin. İster kuvvetli asitleri ya da bir anda yanmaya başlayan insanları, ister bütün elementlerin karışımının nasıl bir sonuç doğuracağını anlatsın, bu kitap periyodik tabloya hayat veriyor.” - The New York Post
Evren 101
Uzay yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız?
Ders kitapları genellikle uzayın güzelliklerini ve gizemini sıkıcı tartışmalarla arka planda bırakırlar. Galileo da böyle bir şey istemezdi tabii ki! Bu yüzden, Evren 101 sıkıcı ayrıntılara ve uzun anlatılara girmeden, yıldızlarla bezenmiş gökyüzümüzün ardında saklanmış olanları keşfetmenizi sağlayacak ve ilginizi her daim canlı tutacak ilginç bilgileri sizlere eğlenceli bir dille sunmak için hazırlandı.
Büyük Patlama’dan Samanyolu’na, Isaac Newton’dan Henrietta Swan Leavitt gibi başarılı bilim kadınlarına, gökyüzüne dair her şeyi içinde barındıran bu elkitabı, başka hiçbir yerde bulamayacağınız resimler, tablolar ve eğlenceli astronomik bilgilerle dolu!
İster kara deliklerin ardındaki gizemi çözmeye çalışın ister en sevdiğiniz gezegenle ilgili daha fazla bilgi edinmeyi amaçlayın, bütün sorularınızın cevabı Evren 101’de; hatta farkında olmadan yanıtını aradığınız soruların bile...
Felsefe Artık Çok Kolay: Herkes İçin Aristo
Aristoteles, kendinden sonraki herkese mantığı öğreten, bugün dahi kullandığımız felsefi kavramları üreten ve en az bunlar kadar önemli olarak, kendinden önceki bilgi ve düşünce birikimini kitaplarıyla bizlere taşıyan büyük bir düşünür. Ancak onunla aramızdaki zaman farkının yirmi beş yüzyıl olduğunu göz önüne alacak olursak, söylediklerinin anlaşılmasının ne derece zorluklar taşıdığını da kestirebiliriz. Aristoteles, her ne kadar evrensel anlamda yaptığı tartışmalarla doğudan batıya pek çok düşünürü derinden etkilemiş ve onlar aracılığıyla defalarca kendisinden bahsettirmiş de olsa, gerek tartışmalarının derinliği gerekse kullandığı terminoloji bakımından modern okurun yabancı kaldığı bir düşünürdür.
Mortimer J. Adler’in Herkes İçin Aristoteles kitabı, bu büyük düşünürün bu kadar eski zamanda yaşamış olmasına rağmen neden bugün bile canlı bir düşünceye sahip olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Adler, ağır felsefi terminolojiden kaçınarak bunun yerine, eğitimli ancak felsefe arka planı olmayan tüm okurların anlayacağı şekilde Aristoteles felsefesini açıklıyor. Felsefeye doğrudan ilgisi olmayan okurun dahi ilgisini çekecek anlatımıyla yazar, Aristoteles’i ve bununla birlikte sonraki filozofları anlamak için bir anahtar sunuyor.
Bu kitap, derinliği kaybetmeden Aristoteles felsefesini ve onun günümüzdeki önemini anlatırken herkes için bir felsefeye giriş kitabı olma; aynı zamanda felsefeyi nasıl kullanacağımızı da anlatan bir başucu kaynak özelliğini taşıyor.
Düşünen, düşünmeyi seven, kendine vakit ayıran ve kendine ayırdığı vakti değerlendirmek isteyen herkes için...
Dr. Yasin Ramazan
Boğaziçi Üniversitesi
Geleceğin Fiziği
New York Times'ın en çok satanlar listesindeki Olanaksızın Fiziği (Physics of the Future) kitabında, önümüzdeki yüzyılın baş döndürücü, kışkırtıcı ve neşelendirici bir görünümünü, geleceği laboratuarlarında şimdiden icat eden, dünyanın en iyi üç yüzden fazla bilim insanıyla yaptığı görüşmelere dayanarak bize anlatıyor. Sonuç, tıpta, bilgisayarlarda, yapay zekayada, nanoteknolojide, enerji üretiminde ve uzay yolculuğunda devam edegelen devrimsel gelişmelerin, en otoriter ve bilimsel olarak hatasız bir tasviri.
Michio Kaku, başından sonuna kadar, sert ve soğuk bilimsel prensipleri aydınlığa kavuşturuyor, belli başlı teknolojilerin büyüyebilme oranlarını, ne kadar ileriye gidebileceklerini ve onların nihai limitlerini ve risklerini sorguluyor. 2100'e giden yıllara heyecan uyandıran bir bakış fırlatmak için çok büyük miktarda bilgiyi bir araya getiren Geleceğin Fiziği, önümüzdeki yüz yılın nefes kesecek bilimsel devrimlerinin içine doğru heycanlı, harikulade bir yolculuk sunuyor.
Genetik 101
DNA’nın yapısını, antibiyotik direncini, bakteri ve viru¨sleri öğrenmek isteyenler için...
Genetik yapımız kim olduğumuzu bu¨yu¨k ölçu¨de anlatır; biz de bu anlatıyı çocuklarımıza miras bırakırız. Göz rengimizden boyumuza, hangi hastalıklara yakalanma riskimiz olduğundan kaç yıl yaşayacağımıza kadar pek çok şey bu anlatıda mevcuttur. Peki ya bu¨tu¨n bunların ardındaki karmaşık ve bu¨yu¨leyici sistem nasıl işler?
Genetik 101, DNA’nın yapısı ve işleyişinden gen aktarımına, genetik bilimindeki son yeniliklerden u¨topik bir du¨nyanın kapılarını aralamışız izlenimi yaratan deneylere kadar milyonlarca yıllık evrim yolculuğumuzun en ilginç kısımlarını özetliyor. Bu kapsamlı ve eğlenceli kitapta genetik bilimiyle ilgili merak ettiğiniz her şeyi bulacaksınız.
Gökbilimsel
Hayvanlar Nasıl Düşünür. İnsan Ne Görür?
Her Güne Bir Deney
Bütün ailenin katılabileceği deneylerle dolu, eğlenceli bir kitap!
Rüzgâr, dolu, şimşek, yağmur gibi atmosfer olayları nasıl oluşur? Bitkiler nasıl büyür? Merak ettiğiniz birçok doğa olayını evde bulabileceğiniz basit malzemelerle kendiniz deneyerek, görerek ve izleyerek öğreneceksiniz. İlginizi çeken konular hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isterseniz deneylerin yanındaki kutucukları da okuyabilir, merakınızı giderebilirsiniz. Üstelik çizimler de sizi çok güldürecek.
“Hayalet mürekkep nasıl yapılır?
Buzdolabı olmadan dondurma nasıl yapılır?
Sayılarla sihirbazlık nasıl yapılır?
Parmak izi nedir?”
İnsan Vücuduna Seyahat
“Muhteşem... Bunun gibi bir kitap okumadım.”
- John Berger
“...sinir kasa, kas kirişe, kiriş ise sağduyuya uyar. Ve sağduyu, ruhun makamıdır.”
- Leonardo da Vinci
Vücudumuzu yakından tanıdığımızı zannederiz ama insan bedeni aslında çoğumuz için keşfedilmemiş topraklardır. Kaçımız kalbin insan refahıyla nasıl bir bağlantısı olduğunu biliyor? Ya da epilepsi nöbetlerinin beyni nasıl etkilediğini? Veya ayağın insanlık açısından neden belirleyici rol üstlendiğini? Ödüllü yazar Gavin Francis İnsan Vücuduna Seyahat’te okurları bedenin saklı kalmış patikalarında gizemli bir yolculuğa çıkarırken organlarımızın mucizevi işleyişini anlamamızda bize rehberlik ediyor.
Cerrah, acil tıp uzmanı ve aile hekimi olarak edindiği tecrübelerden yola çıkan Francis hastalarının öykülerini, tıp tarihi, felsefe ve edebiyatla harmanlayarak insan vücudunu hastalıkta ve sağlıkta, yaşarken ve ölürken anlatıyor. İnsan Vücuduna Seyahat özünde insan olmanın anlamına dair derin düşünceler barındıran, vücudunuza bakış açınızı değiştirecek şiirsel ve dokunaklı bir kitap.
İnsanın Evrimi
İnsanın Evrimi için birkaç cümle:
Belki de dünyada bugüne kadar en çok tartışılan konu evrim, daha dar kapsamda insan evrimi olmuştur. Çünkü insanın evrimine gelebilmek için önce matematik, fizik, kimya, astronomi, jeoloji bilimlerinin belirli bir düzeye gelmesi beklenildi. Çünkü evrim mekanizmasının içeriğinde bu bilimlerin tümü şu ya da bu şekilde işleniyor.
İnsan, düşünce sistemimizde tamamen doğanın mekaniğinden arındırılarak başka bir yere oturtulması nedeniyle, ona farklı sıfatlar verilerek doğaüstü bir statüye yerleştirilmiştir. Evrim bilimi, insanın doğanın bir parçası ve her canlı gibi aynı kurallara bağlı olduğunu saptayınca, özellikle dogmaya saplanmış kesim tarafından aforoz edildi. Yalnızca evrim kavramını içselleştiren toplumlar, değişime açık olmaları nedeniyle gelişmelerine devam ederken, dogmaya saplanmış olanlar yerlerinde saydılar.
Evrim konusu iki kitap olarak sunulmuştur. Birinci kitapta, dünyanın oluşumundan insanın atasının ortaya çıkışına kadar olan gelişmeler ve bu süreçte işleyen kurallar ele alınmıştır. Çünkü evrim bilimi bir sürecin incelenmesi olarak da tanımlanabilir. Dolayısıyla insana gelinceye kadar yaşanmış değişimlerin bilinmesi günümüzdeki gözlemlere ışık tutacaktır. Elinizdeki bu ikinci kitap, insanın evrimini açıklamaktadır. Evrim sayısız basamaklardan oluşmuş, gittikçe tırmanan bir süreçtir. Her basamağın teker teker açıklanması söz konusu olamayacağı gibi, bazı basamakların bütünüyle bilimsel olarak açıklandığını söylemek de yersiz olacaktır. Onların açıklanması zamana bağlıdır. Unutmayalım ki, DNA 1950'li yıllarda bulundu, 1960'lı yıllarda yapısı açıklandı, 1980'li yıllarda işlevi açıklanmaya başlandı. Bu kadar kısa zamanda milyonlarca canlının gelişimini açıklamayı beklemek herhalde bir düşünme hatası olacaktır.
Sonuç olarak evrim, a olarak girilen bir yerden b olarak çıkmanın adıdır. Bu kitabı okuyanlar b olarak çıkmamışlarsa ya bu kitabı yazan hatalı yazmıştır ya da okuyanın beyninde değiştirilemeyen bir tortunun varlığı söz konusudur.
Ali DEMİRSOY
İzafiyet Teorisi
1921’de Nobel Fizik Ödülü’nü alan Einstein’ın adıyla özdeşleşen İzafiyet Teorisi geçerliliğini kanıtlamış en temel fizik kuramlarından biridir. Einstein’ın sözleriyle, “bir lise mezununun anlayabileceği düzeyde” kaleme alınan kitap, kuramsal fiziğin matematiksel yönünü pek tanımayan okuyucuların İzafiyet Teorisi’ni tam olarak anlayabilmelerini sağlamak amacıyla yazılmıştır.
Ölünceye dek nükleer silah üreticileriyle mücadele eden ünlü fizikçinin düşüncelerini –hiç kuşkusuz– sıkılmadan, kurmaca metinlerden aldığınız hazza eşdeğer bir hazla okuyacaksınız.
“Fizikle pek uğraşmamış olan okuyucuların ayrıntılara boğulup ağaçlardan ormanı göremez hale gelmesini istemedim. Umarım kitap okuyucuya düşünce dolu birkaç nefis saat geçirtebilir!
- A. Einstein
Kılçıksız Bilim
Bir bilim kitabının eğlenceli olması fizik kurallarına aykırı değildir.
Bu kitapta yazanlar fantezi değil, somut gerçeklerdir.
Gerçek: Stetoskop keşfini, 1816 yılında, kulağını bir kadının göğsüne koyamayacak kadar utangaç olan bir doktora borçlu.
Gerçek: 1954 yılında bir Sovyet doktor, bir köpek yavrusunun başını, Alman çoban köpeğinin omuzuna "başarıyla" nakletti.
Gerçek: Sarı plastik ördekler, 1992 yılında bir gemiden döküldüklerinden beri, okyanus akıntıları hakkında son derece değerli veriler sağlamıştır.
Kılçıksız Bilim, Antik Çağ'dan günümüze kadar bilim tarihindeki önemli keşifleri, kimi tuhaf girişimleri, başarıları ve trajik çuvallamaları kronolojik olarak sunan bir bilimsel geçit töreni.
Fizik: Elektrik akımının hızını anlamak için 200 keşişi sıraya dizip elektrik veren Fransızdan, bütün bir orkestrayı tren vagonuna yerleştirerek Doppler etkisini test eden Hollandalıya...
Zooloji: çürüyen buğdaydan kendiliğinden yetişen farelerden, kırlangıçların kışlarını güllerin dibinde geçirdiğinin "keşfedilmesine"...
Botanik: insanları delirten orman gülü balından, zencefilin at fitili olarak kullanılmasına...
Meteoroloji: Kurbağa ve balık yağmurlarından, yedi kere yıldırım çarpan adama...
Astronomi: güneşin alev alev yanan büyük bir metal disk olduğuna inanan Yunanlı filozoftan, Mars'ta sulama kanalları gören Amerikalı astronoma...
Kozmos
"Carl Sagan zamanımızın en parlak bilim adamlarından biridir... İçinde varlığımızı sürdürdüğümüz akıllara durgunluk veren Kozmos’un sonsuzluğunu dile getirirken bilimin geçmişine, şimdiki zamanına ve geleceğine ilişkin muhteşem bir eser yaratmış." - Associated Press "Alanında göz kamaştırıcı, önerilerinde kışkırtıcı. Bu kitabı okuyan herkesin, etkisi altında kalacağından hiç kuşkum yok." - The Miami Herald "Sagan edebi bir coşkuyla yazıyor. Harika bir eser. İnsan aklının tüm noktalarına değinen Kozmos gerçek olmayacak kadar gerçek." The Cleveland Plain Dealer İnsanoğlu Uzay Okyanusuna Açılıyor Canlıların ve Evrenin Yapısı Doğa Yasaları Tüm Evrende Geçerlidir Cennet ve Cehennem Başka Gezegenlerde Yaşam Var mı? Keşif Yolculuklarının Öyküsü Samanyolu: Gecenin Belkemiği Zaman ve Mekân İçinde Yolculuk Başka Evrenlerin Kapısı Kara Delikler Sonsuzluğun Kıyısı: Dördüncü Boyut Aklın Evrimi Galaktik Uygarlık Yaşamak ya da Yok Olmak Konusunda Kim Karar Verecek?
Kuantum Üstünlüğü
Çok satan Tanrı Denklemi kitabının yazarından; yapay zekâyı güçlendirebilecek, küresel ısınma, açlık ve tedavisi olmayan hastalıklar gibi insanlığın en büyük sorunlarından bazılarını çözebilecek ve nihayetinde bilimin en derin gizemlerini aydınlatabilecek, insanlığın bir sonraki büyük teknolojik başarısı olan kuantum hesaplamaya dair heyecan verici bir yolculuk. Tüm profesyonel hayatını kuantum teorisi üzerine çalışmalar yaparak geçirmiş olan Dr. Michio Kaku, kendine özgü akıcı anlatımıyla, bu heyecan verici bilimsel gelişmenin ve insanlığın geleceğine sahip çıkma yarışının büyüleyici hikâyesini anlatıyor.
Matematiğin Kısa Tarihi-Çetele Kemiklerinden Yapay Zekaya
Günümüzden yaklaşık 1200 yıl önce Abbasi halifesi el-Memun büyük matematikçi Harezmi’den matematiği herkesin anlamasını ve hem iş hayatında hem gündelik hayatında, arazi ölçümünde, ticari işlemlerde, miras paylaşımında kullanabilmesini sağlayacak bir elkitabı hazırlamasını istedi. Harezmi kitaba teorik bir bölüm de ekledi ve böylece ortaya meşhur Kitabü’l Muhtasar fi’l Hisabi’l Cebr ve’l Mukabele, yani bugün bilinen adıyla Cebir adlı eser çıktı. Dünya bu kitaptan çok şey öğrendi.
Matematiğin Kısa Tarihi’ni Launay’a el-Memun sipariş etmemiş olsa da, yazarın kaygısı halifeninkiyle aynı: sokaktaki insana matematiği tanıtmak, sevdirmek; bilimi hayatın içine daha fazla sokabilmek, böylece akılcı düşünceyi teşvik etmek, dolayısıyla refahı ve mutluluğu artırmak.
Matematiğe meraklı okur bu kitabın yardımıyla, çetele tutmaktan algoritma hazırlamaya, matematiksel düşüncenin tüm evreleri hakkında bilgi sahibi olacak…
Matematik Sembollerinin Kısa Tarihi
“Bu kitap matematikteki yerleşik sembollerin kökenlerinin ve evriminin izini sürmektedir. Esasen bir matematik sembolleri tarihidir, ancak aynı zamanda sembollerin matematiksel düşünüşü nasıl etkilediklerinin ve nasıl geniş ve kalıcı bir bilinçaltı esin yelpazesi uyandırdıklarının da keşfidir.”
Pek çoğumuz artı, eksi, eşittir gibi basit matematik sembollerini sık sık kullansak da çok azımız bu sembollerin 16. yüzyıldan önce var olmadıklarını bilir. Peki, bunun öncesinde matematikçiler ne yapıyordu? Matematik bugün bildiğimiz haline nasıl evrildi? Matematik Sembollerinin Kısa Tarihi ’nde Joseph Mazur matematiksel notasyon sistemimizin gelişiminin ardındaki büyüleyici hikâyeyi bizlere anlatıyor. Sembollerin ilk kez nasıl kullanıldığını, zaman içinde sembollerin nasıl değişim geçirdiğini ve yazılı matematiğin sembol öncesi ve sonrası dönemde nasıl uygulandığını ayrıntılarıyla açıklıyor. 16.yüzyıldan önce nesir ya da nazım şeklinde kaleme alınan, hatta rakamların bile yazıyla gösterildiği metinlerle yapılan retorik cebir, semboller sayesinde bir dönüşüm geçirir. Bu sadece şeklen değil, matematiksel düşünceyi, yaklaşımı, anlamı, anlamayı ve iletişimi de değiştiren psikolojik bir dönüşümdür. Semboller benzerlik, ilişkilendirme, özdeşlik, çağrışım ve tekrarlanan imgeler yoluyla bizi etkiler, bilinçaltı çağrışımlarla yeni fikirlere kapı açar, deneyim ile bilinmeyen arasında bağlantılar kurulmasını sağlar ve temel matematik bilgisinin yayılmasını kolaylaştırır.
Matematiğin kelimelerden kısaltmalara, oradan sembollere uzanarak bugün bildiğimiz haline ulaşma serüveni Matematik Sembollerinin Kısa Tarihi ’nde çarpıcı tarihi anekdotlar eşliğinde sizleri bekliyor…
Matematik Ve Korku
Bu kitabın matematik korkusunu yeneceği inancı (ne yazık ki) doğru değil. Matematikten korkmamak için öbür kitaplarımı da okumalısınız. Anlamadığınız yazıları atlayarak... Bir ya da iki yazıyı anlamamanız hiç önemli değil... Dünyanın sonu değil ya! Ben de her matematik yazısını (hatta çoğunu) anlayamam. Ama ilginizi çeken yazıları anlamaya çalışın, hatta yazının tamamını okumadan, kendi kendinize anlamaya çalışın. Yazıda sorulan soruyu illa çözebilmek gerekmez. Amaç, düşünerek, çalışarak, dirsek çürüterek mutlu olunabileceğini, eğlenilebileceğini göstermek. Eğlenmek için illa kahkaha ya da göbek atmak gerekmez! Kimileyin ciddi bir iş yaparak da eğlenilebilir. Matematik, herşey gibi, ancak emek verildikçe sevilir. Önemli olan çalışmak, emek vermek. Gerisi kendiliğinden gelir.