

Yalnızlığıma Dokun
₺470,25
Harikadır şimdi bizim oralar,
Her manzara ayrı dilden konuşur…
Bahar cümle sergisini açmıştır…
Gökte uçan kuşlar ve akan sular,
Mevsimin efsunu orda buluşur…
Kırlarda çiçekler, dalda meyveler,
Toprağın bağrına düşen sebzeler,
Doğada süzülen tüm kelebekler
Ve hatıralarımın sindiği her yer.
Doğduğum o diyar beni konuşur…
Ahmed Günbay Yıldız, eserleriyle nesilden nesle sayısız insanın duygu ve düşünce dünyasının şekillenmesine katkıda bulunmuş, durmadan üretmiş, Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden. Yıldız’ın hem yeni hem de uzun zamandır baskısı bulunmayan şiirlerini bir araya getiren Yalnızlığıma Dokun , en derinlerde saklanan duygularımıza yoldaşlık edecek.
Yayınevi |
Timaş Yayınları |
---|---|
Yazar |
Ahmed Günbay Yıldız |
Sayfa Sayısı |
416 |
Kağıt Cinsi |
1. Hamur |
Baskı Yılı |
2023 |
Boyut |
"13 ,5 X 21" |
Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Timaş Yayınları – Yalnızlığıma Dokun
Harikadır şimdi bizim oralar,
Her manzara ayrı dilden konuşur…
Bahar cümle sergisini açmıştır…
Gökte uçan kuşlar ve akan sular,
Mevsimin efsunu orda buluşur…
Kırlarda çiçekler, dalda meyveler,
Toprağın bağrına düşen sebzeler,
Doğada süzülen tüm kelebekler
Ve hatıralarımın sindiği her yer.
Doğduğum o diyar beni konuşur…
Ahmed Günbay Yıldız, eserleriyle nesilden nesle sayısız insanın duygu ve düşünce dünyasının şekillenmesine katkıda bulunmuş, durmadan üretmiş, Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden. Yıldız’ın hem yeni hem de uzun zamandır baskısı bulunmayan şiirlerini bir araya getiren Yalnızlığıma Dokun , en derinlerde saklanan duygularımıza yoldaşlık edecek.
İlgili ürünler
Bağbozumu Şarkıları
Tanrılar arasında insan yalnızlığı mı
İnsanlar arasında insan yalnızlığı mı?
Korkusu küçük düşürüyor hayatımızı.
Ne diyordu ince şeylerin annesi
“Ötekini oku, derinde dipte duranı.”
Kilisenin bahçesinde mumdan bir harita
Bütün göç yollarının iki ucuna tutunmuş
“Geride kalmanın cezasıyım –diyor-
Biliyor musun, hoyratlık değil de
İncelik yakıyor canımı...”
Bu kalabalıkta bu tenhalık--
Sevgilim, bütün sözlerimi
Mazlumların rüyasından seçtim ben.
Budur, düşünmeden bildiğim
Budur, ayaklarına serdiğim has bahçe...
Bilardo Telmihleri
Bütün Şiirleri 2
Babam gelirdi ve akşam olurdu.
Bahçedeki akasya ağacı, gün boyu biriktirdiği kuşları,
birer hayal topu olarak uzatırdı yatağımıza.
Siyah-beyaz bir fotoğraf gibi gelirdi babam.
Kamyonlar hep geceleri, hep uzaklara giderdi.
Ben o zamanlar bütün babaları susar sanırdım.
Yalnızca gaz lambasıyla konuşan bir diş gıcırtısıydı babam.
Kapılar titreyerek açılır, titreyerek kapanırdı.
Tanrıyı ve uzun konuşanları sevmezdi hiç.
Babamdan yapılmış bir korkuydu dünya.
Bütün Şiirleri 4
Seni yalnız bıraktım diye
Mezarından bile koşarak geliyorum eve.
Islık çalan odalarda
Konuşuyorum konuşuyorum konuşuyorum.
Uzaktan gelmişim, ağzımda sabahın çiy taneleri
Çocuklaşma diyerek çekiyorsun ağzını.
Sonra kaldırıyorum başımı, pencere değil
Sıralı kirpikler gibi çocuk ölüleri.
İnsan acısından utanır mı
Döktüğüm yaşlarla zehirleniyorum.
Bizden geçti de, demiştin, hepsi ölümün rahminde
Bu çocuklar nasıl yaşayacaklar bu ülkede.
Antakya’dayız, Vakıflı Köyü’nde kalbimizi seviyoruz
Bu iyilik içinde kimin aklına gelir ölüm.
Deniz kıyısına gidelim haydi
Mavi, göğsünde uyutur biraz korkumuzu.
İki kişilik bir yalnızlığım fotoğraflarının önünde
Birisi alıp götürdüğün, öteki bırakıp gittiğin.
Orhan Veli Bütün Şiirleri
Sıcak Nal
Ağzı ağzına dolu telefonlardan
Gözleri bozuk paralardan
Saplantılı duvar saatlerinden
İçkilerin giderek küçülmesinden
Belli, iyi şeyler olmayacak.
Bu kitaptaki şiirler Cemal Süreya’nın güz mevsimine ait. Erken kaybettiği dostları Edip Cansever ve Turgut Uyar’dan söz eden, türbeleri dolaşan ve “Yaşadım, Tanrım,” diye hayatının muhasebesini yapan şairin Sıcak Nal’daki tüm dizelerinde aynı melankolik hava esiyor.
Yaşıyoruz Sessizce
Bu kitap, bizim sagu, mersiye, ağıt geleneğimize, göç edeni de burada tutan, yaşatan yepyeni bir özellik getiriyor. Üç kadim kavram, yaşamın üç büyük izleği, aşk, yalnızlık ve ölüm, şiirden şiire iç içe geçerek birbirinin kapısını çalıyor. Sonra üçü birlikte gelip hepimizin hayatına doluyor. Yaşıyoruz Sessizce, aşkın, emeğin ve dünyanın ölümle bir daha yüceltildiği bir varoluş simyası.
- Şeref Birsel
Sarkaç durdu. Kapı yok.
Ayna buğulanmıyor.
Tanrı bitti.
Ölüm değil büyük ceza
Her zerresi yalnızlık
Bir dünyayı sevmek hala.
Ayrılık burcum…
Parmaklarım birer mihrap çırası
Gövdem bitene kadar tüteceğim başında.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.