

Toplum Psikolojisi Ve Empati
₺467,00 Orijinal fiyat: ₺467,00.₺280,80Şu andaki fiyat: ₺280,80.
Dünya geçmiş asırlara göre daha müreffeh, fakat hayat standartlarının yükseldiği, zenginliklerin arttığı toplumlarda şiddet azalmıyor, hatta tam aksine artıyor. Her gün önünden geçtiğimiz bir toplumsal histeriyle karşı karşıyayız.
O halde toplum neden böyle oldu? Dünya topluluğu nereye gidiyor? Üstelik suçluların çoğu da akıl hastası değil. O halde sebep nedir? Tahammülsüzlük mü? “Öteki”nin duygusuna kayıtsızlık mı? Yoksa empati eksikliği ve bencillik yükselen bir trend haline mi geldi?
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Toplum Psikolojisi ve Empati’de dikkat çekici tespitlerde bulunuyor. Yazar, bireysel ve toplumsal şiddet ilişkisini irdelerken, hem geçmişteki toplumları inceliyor hem de günümüz toplumunu, bireyler üzerinden biyolojik ve psikolojik verilerle tahlil ediyor. Son yıllarda şiddet eğiliminin artışıyla birlikte ayyuka çıkan sosyal şizofreniyi ele alıyor, şizofreninin aslında bireyden topluma doğru yayıldığını ileri sürüyor ve buna çözüm önerileri getiriyor.
Toplum Psikolojisi ve Empati günümüzün toplumsal dertlerini anlamak ve bunları çözmek adına atılmış güçlü bir adım.
Yayınevi |
Timaş Yayınları |
---|---|
Yazar |
Nevzat Tarhan |
1 adet stokta
Timaş Yayınları – Toplum Psikolojisi Ve Empati
/n
Dünya geçmiş asırlara göre daha müreffeh, fakat hayat standartlarının yükseldiği, zenginliklerin arttığı toplumlarda şiddet azalmıyor, hatta tam aksine artıyor. Her gün önünden geçtiğimiz bir toplumsal histeriyle karşı karşıyayız.
O halde toplum neden böyle oldu? Dünya topluluğu nereye gidiyor? Üstelik suçluların çoğu da akıl hastası değil. O halde sebep nedir? Tahammülsüzlük mü? “Öteki”nin duygusuna kayıtsızlık mı? Yoksa empati eksikliği ve bencillik yükselen bir trend haline mi geldi?
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Toplum Psikolojisi ve Empati’de dikkat çekici tespitlerde bulunuyor. Yazar, bireysel ve toplumsal şiddet ilişkisini irdelerken, hem geçmişteki toplumları inceliyor hem de günümüz toplumunu, bireyler üzerinden biyolojik ve psikolojik verilerle tahlil ediyor. Son yıllarda şiddet eğiliminin artışıyla birlikte ayyuka çıkan sosyal şizofreniyi ele alıyor, şizofreninin aslında bireyden topluma doğru yayıldığını ileri sürüyor ve buna çözüm önerileri getiriyor.
Toplum Psikolojisi ve Empati günümüzün toplumsal dertlerini anlamak ve bunları çözmek adına atılmış güçlü bir adım.
İlgili ürünler
Bir Kalbi Kırılmaktan Koruyabilsem
“Kitapta zaman zaman bir sohbet edası ile sizinle konuşuyorum, zaman zaman da bilmişlik taslıyor, derin mevzulara giriyorum. Bazen aradan çekiliyor ve o konuda düşünmüş ve hissetmiş yazarlara, şairlere kulak veriyorum. Bazen de kendimi tutamayıp meşk ediyor, içimdeki şairi serbest bırakıyorum. Bazen psikiyatrist konuşuyor satırlarda, bazen şair, bazen varlığın heybeti karşısında büyülenmiş bir şaşkın. Üçünü de birleştiren bir şey varsa, samimi bir umut üzere var olmaları. Elimin erdiği, sözümün yettiğince daha iyi bir dünyanın inşasına katkıda bulunmak istiyorum. Dilerim ki bugün söylediğimiz güzel söz, yarın bize tanıklık etsin.”
Bu Takıntılı Düşüncelerle Ne Yapacağım?
Değer yargılarınıza ters, uygunsuz, tuhaf düşünceler mi musallat
oluyor zihninize?
• Kimliğinize aykırı, örneğin saldırganca dürtüler hissettiğinizde
bunlara ilişkin görüntü ve imajlar mı beliriyor zihninizde?
• Zihninizde âdeta kendiliğinden beliren bu tür rahatsız edici,
istenmeyen düşünce, imge ve dürtüleriniz daha çok dini, cinsel ya
da felsefi konularla mı ilgili?
• Kendinizi, en kutsal saydığınızı tahrip ederken ya da kendinize
ve en yakınınızdakilere zarar verirken mi hayal ediyorsunuz?
Bunları yapabileceğinizden korkup önlemler mi alıyorsunuz? Ya
da bunlar aklınızdan geçtiği anda, o düşüncelerden kaçabilmek için çeşitli ritüeller mi geliştiriyorsunuz?
• Bu düşünce, imge ve dürtüler kimseye açamayacağınız kadar aykırı mı sizce? Ya da durumunuzu yakınlarınızla paylaşmak hiçbir şeyi değiştirmedi mi?
• Rahatsız edici bu düşünce, imge ve dürtülerinizi tehlikeli mi buluyorsunuz? Bu durumun eninde sonunda bir felaketle mi
sonuçlanacağına inanıyorsunuz?
• Sizce bu düşünce, dürtü ve imgelerinizden sorumlu musunuz?
• Bu düşünce, imge ve dürtüler sizi delirtebilir mi?
• Ne kadar kaçsanız, reddetseniz de zihninize tekrar tekrar gelen bu
düşünce ve imgelerden nasıl kurtulacağınızı bilemiyor musunuz?
Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar’ın editörlüğünde hazırlanan Hayatı
Anlamak Serisi ’nin bu beşinci kitabında Prof. Dr. Kadir Özdel, insan
zihnine âdeta kendiliğinden gelen rahatsız edici düşüncelerin nasıl
obsesif kompulsif bozukluğa dönüştüğünü anlatıyor. Bilişsel Davranışçı Psikoterapi`yi esas alarak hazırladığı değerlendirme anketleri
ve çözüm uygulamaları ile bu konuda kendi kendinize nasıl yardım
edebileceğinizi adım adım gösterirken, insanın en karanlık gizlerinden birini aydınlatıyor:
Zihniniz, zehirsiz de olsa yılanların dolandığı bir bahçeyse, o bahçede
nasıl sağlıklı yaşarsınız?
İnanç Psikolojisi
"Dinsiz bilim topal, bilimsiz din kördür..." (Albert Einstein) Modern dünya, aklı ve bilimi yegane değerler sayıp kutsarken; inanç konusunu bilim ile birlikte anmaktan, iki olguyu aynı çizgide buluşturmaktan adeta kaçındı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan bu kitapta inanç konusuna akıl ve eleştirinin ön planda olduğu, dinler ve mezhepler üstü bir tutumla ve bilimsel bir yöntemle yaklaşıyor. Bunun ötesinde, sağlam inancın ve onun oluşturduğu dini geleneğin ruh sağlığı için gerekliliğini vurguluyor. İnanç Psikolojisi, "Dinin kuralları vardır, inanca dayanır. Bilim, doğası gereği bütün kural ve inançları reddeder. O halde bilim ve din asla birlikte düşünülemez" diyenlerin ezberlerini bozacak nitelikte... Dünyanın yaradılış gayesi nedir? İnancın psikolojik sağlığa etkileri nelerdir? Kanıta dayalı din nasıl olur? İnsan kendini hem özgür, hem de yaratıcının varlığına teslim olmuş hissedebilir mi? İnanç geni var mıdır? Din bir takıntı mıdır? Ruh nasıl bir programdır? Ruh, beyin, beden ilişkisi nasıl olur? Bilim ne zaman dinin alanına müdahale eder? Dua ve ibadetin psikolojik ve fizyolojik faydaları nelerdir?
İnsan İnsana
Bir İnsanın İlişkilerinin Niteliği, O İnsanın Yaşamının Kalitesini Belirler.
İnsan, ilişkileri içinde sürekli olarak “yeniden tanımlanan” bir varlıktır. İnsan ilişkilerinin temelini ise iletişim süreçleri oluşturur.
İki insan birbirinin farkına vardığı anda iletişim başlar. Aynı sosyal ortam içinde yer alan kişilerin söyledikleri sözler ve hareketleri kadar, hareketsizlikleri, susmaları, beden duruşları ve yüz ifadeleri, hepsi anlamlı birer mesaj oluşturur. İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız söylediklerini değil, yüzü, eli, kolu ve bedeniyle yaptıklarını da “duyar.”
Bir aracın sürücüsü, yolda kendinden başka araç yokmuş gibi davranırsa, trafik kazası olur. Bir kişi konuşurken, karşısındakini nasıl etkilediğini düşünmeden, kendi bildiği yönde istediğini söylerse “iletişim kazası” ortaya çıkar. İlişkilerimizde, verdiğimiz mesajların sorumluluğunun bilincinde olmamız, iletişim kazalarını önler.
Bu varsayım toplumsal düzeyde de geçerlidir. Kişi farkında olsun ya da olmasın, toplumla da sürekli ilişki içindedir. Bir toplumda “Herkes benim gibi düşünmelidir, benim düşünce tarzım en doğrusudur,” tutumu ağır basarsa, akılcı tartışmalar yerine duygusal çatışmalar ortaya çıkar.
İnsan hayatını mercek altına alıp, insana dair her hikâyeden bir anlam çıkarabilen bilgeliğiyle değerli Doğan Cüceloğlu, kimliklerin ötesinde, canların temas içinde olduğu “insan insana” bir ilişkinin mümkün olduğunu bize hatırlatıyor. Kalıpları tekrarlamaktan kurtulabilmeniz, insan ilişkilerine anlamsal zenginliği ve derinliği getirebilmeniz için iletişim süreçlerini uygun ve etkili bir biçimde uygulamanıza yönelik bilgi ve becerileri sunuyor.
İletişim sorunlarını çözmeden doyumlu bir yaşam sürdürmenin olanaksız olduğunun ve insanın isterse kendini değiştirip geliştirebileceğinin altını çiziyor.
Ruh Hali Bireysel Mutluluk Sosyal Mutluluk
Hayat, hepimizin zaman zaman tökezlediği uzun bir yürüyüş. İnsani yakınlığın azaldığı ve maddeciliğin öne çıktığı bir zamanda, hele de pandeminin nice can aldığı, savaşın dört bir tarafı kuşattığı dünyamızda “ruh halimizi” konuşmak daha önemli.
İki bölümden oluşan ve “mutluluk, hayatın anlamı, öfke, kıskançlık, aşk, çocuk-ebeveyn ilişkileri” gibi konuların yanı sıra “takıntılar, depresyon, panik atak, fobiler, bağımlılık, alzheimer, şizofreni” gibi belli başlı psikiyatrik sorunları ele alan Ruh Hali, hayat yolculuğumuzda daima elimizin altında duracak bir kılavuz kitap.
“Okumak zihni ve ruhu genişletir. İyi kitaplar, iyi sohbetler, iyi insanlar bizi kendimizin ilerisine taşır. Dilerim bu kitap da böyle bir vazife üstlenir ve kelimelerin atlastan kanatlarıyla sizi içsel bir yolculuğa çıkarır.”
Sakin Olmak – Yaşlanırken Kazandıklarımız
Her geçen gün hızlanan hayatlarımızda, bugün artık sakinliğe yer yok. Sükunet modern dünyanın kuralları altında ezilen günlük yaşamımızın kurbanı oldu desek yeridir. Peki sakinlik kavramını, hayatı kolaylaştıran ve zenginleştiren bir kaynak olarak görmek mümkün değil midir?
Wilhelm Schmid, Sakin Olmak’ta işte bu sorunun cevabını tartışıyor. Yaşadığımız çağın hararetli ve telaşlı temposuna kapıldığımızdan beri sükûnet hayatımızdan çekildi. Sakin olmayı kolayca, kendiliğinden başaramıyoruz. Oysa modernlik insanları öylesine savuruyor ki, sükunete duyulan özlem ve ihtiyaç büyüyor. Peki sakinliği nasıl geri kazanabiliriz? Onu bir erdem olarak görmek, hayata bakış açımızı nasıl genişletir? Sükunette pratik bir yaşam yolu bulmak mümkün müdür? Sükunete ermek, ancak yaşlanma sürecinde mi mümkündür? Yaşamla barışık olmak, dengede yaşamak, hayata şükran duygusuyla yaklaşmak, sakinliğin kazanımları olabilir mi?
Mutsuz Olmak ve Aşk adlı kitaplarıyla tanıdığımız felsefeci Wilhelm Schmid, Sakin Olmak’ta hem bireysel hem de toplumsal düzeyde sakinlik kavramını ele alıyor ve onu doygun bir yaşamla ilişkilendiren önemli ipuçları veriyor.
Son Sığınak Aile
Aşk, evlilik, eş, aile, ev hanımlığı, sevgi, akrabalar, aldatma, şiddet, boşanma, annelik- babalık, mutlu bir ailenin sırları ve daha fazlası...
Aile kurumunun yıkılmaya yüz tutması, aile bireyleri arasındaki bağların zayıflaması ve modern dünyanın getirdiği sorunlar aile üzerinde yeni baştan durulması gerektiğini gösteriyor.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın kaleminden Son Sığınak Aile, aileye ilk adım olan evliliğin biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel temellerini irdeliyor. Yaşanmış örneklerin ve ‘evlilik niyet sözleşmesi’nin desteğiyle aile üyelerinin ve evliliğe hazırlık sürecinde olanların yollarını aydınlatıyor. "Aileyi" bütün yönleriyle anlatırken aileleri, karşılaşılan sorunları ve olguları bilimsel bir bakış açısıyla ele alıyor.
Bu kitap, her ailenin ve aile olma yolunda ilerleyenlerin mutlaka kitaplığında bulunması gereken, mutlu aileler için rehber niteliğinde bir başvuru kitabı.
Vücudunuz Hayır Diyorsa ; Duygusal Stresin Bedelleri
Hastalık, rahatsız edici bir durumdur. İnsanın sağlıklıyken çok da farkında olmadığı yaşamsal önemdeki fizyolojik ve psikolojik süreçlerine ciddi bir darbe vurur. Özellikle de kronik hastalığı olan biri, vücudunun sınırlarını bu hastalık yoluyla fark etmeye başlar. Eskilerin bilgeliğine dayanan sezgiler ve öğretiler, fiziksel rahatsızlıkları kişinin kişilik yapısıyla, psikolojik durumuyla, özellikle de stresle ilişkilendirir. Oysa modern tıp, söz konusu zihin ve beden olduğunda, kişinin hastalık başlamadan önceki duygusal şartlarını veya bunların hastalığın seyrini ve nihai durumunu nasıl etkilediğini gözden kaçırabilmektedir. Bu kitap stresin, özellikle de çocukluk yıllarımızdan gelen ve özbenliğimizin bir parçası zannedilebilecek kadar derin ve ustaca yerleştirilmiş şartlanmalar sonucunda bilinçsizce yarattığımız gizli streslerin sağlığımız üzerindeki etkilerini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Peki stres hastalığa nasıl dönüşür? Duygusal stresin bedelleri nelerdir? Duygularımızı bastırmak bize neler kaybettirir? İçimizdeki bastırma dinamikleri nasıl çalışır? İnsanların yaşamlarını şartlandırma biçimleri hastalıklarına nasıl katkı sağlar? Dr. Gabor Maté zihin ile bedenin aslında nasıl bir bütün oluşturduğunu, hastalarının yaşamöyküleri aracılığıyla ve herkesin anlayabileceği bilimsel veriler ışığında açıklıyor. Zihin ile bedenin etkileşimine, yaşam boyu hastalıkta ve sağlıkta duygularla fizyolojinin ayrılmaz bütünlüğüne dikkat çekerken, multipl skleroz, romatizma, kanser, Alzheimer vaka analizlerinden çarpıcı örnekler sunuyor. Sağlığını geri kazanmak ve korumak isteyen herkes için vazgeçilmez bir okuma.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.