

Sofie’nin Dünyası
₺655,00 Orijinal fiyat: ₺655,00.₺462,00Şu andaki fiyat: ₺462,00.
“Benzer insanların”, yüzeysel bilgilerin geçerli olduğu çağımızda, “3000 yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan günübirlik yaşayan insandır” diyen Goethe’nin günübirlik insanlarından olmama yolunda ciddi bir adım.
15. yaşgününü kutlamaya hazırlanan Sofie, bir gün posta kutusunda “Kimsin” yazılı bir not bulur. Bu sorudan hareketle, bütün bir felsefe tarihinden sorulmuş soruları ve cevapları, sürükleyici bir roman kurgusu içinde anlatan Jostein Gaarder, Umberto Eco’nun “Gülün Adı”nda Ortaçağ teolojisini romanlaştırma gücünü bu kitabında felsefede gösteriyor.
Gaarder ( 1952) özellikle gençliğe yönelik kitaplarıyla tanınan Norveçli bir felsefe öğretmeni.
“Sofie’nin Dünyası” yayınlandığı 1991 yılından bu yana aralarında Korece, Rusça, Japonca, Arapça gibi diller de olmak üzere kırka yakın dile çevrilmiş ve yayınlandığı her ülkede en çok satan kitap olma başarısını elde etmiştir.
Yayınevi |
Pan Yayıncılık |
---|---|
Yazar |
Jostein Gaarder |
Baskı Yılı |
2015 |
5 adet stokta
Pan Yayıncılık – Sofie’nin Dünyası
/n
“Benzer insanların”, yüzeysel bilgilerin geçerli olduğu çağımızda, “3000 yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan günübirlik yaşayan insandır” diyen Goethe’nin günübirlik insanlarından olmama yolunda ciddi bir adım.
15. yaşgününü kutlamaya hazırlanan Sofie, bir gün posta kutusunda “Kimsin” yazılı bir not bulur. Bu sorudan hareketle, bütün bir felsefe tarihinden sorulmuş soruları ve cevapları, sürükleyici bir roman kurgusu içinde anlatan Jostein Gaarder, Umberto Eco’nun “Gülün Adı”nda Ortaçağ teolojisini romanlaştırma gücünü bu kitabında felsefede gösteriyor.
Gaarder ( 1952) özellikle gençliğe yönelik kitaplarıyla tanınan Norveçli bir felsefe öğretmeni.
“Sofie’nin Dünyası” yayınlandığı 1991 yılından bu yana aralarında Korece, Rusça, Japonca, Arapça gibi diller de olmak üzere kırka yakın dile çevrilmiş ve yayınlandığı her ülkede en çok satan kitap olma başarısını elde etmiştir.
İlgili ürünler
Alice Harikalar Diyarında – Mundi
Yayımlandığı günden beri her yaştan okurun hayranlıkla okuduğu Alice Harikalar Diyarında, bugüne kadar onlarca dile çevrildi.
Lewis Carroll aslında bir matematikçiydi. Yakın arkadaşının Alice adındaki kızını eğlendirmek için anlattığı öyküleri bir kitapta toplama kararı aldı ve hayal gücünün zenginliğiyle kurduğu bu büyülü dünyaya her yaştan okurun adım atmasını sağladı.
Küçük bir kız olan Alice tuhaf bir tavşanla tanışır; tavşan randevusuna geç kalmamak için koşturmakta ve sürekli saatine bakmaktadır. Alice, tavşanın peşinden bir deliğe dalar ve o anda kendini olağanüstü bir serüvenin içinde bulur. Şapkacıyla mart tavşanının verdiği çay partisine katılır, fareyle sohbet eder, öfkesi gözünü kör eden kraliçenin gazabına uğrar. Çünkü bu diyarda her şey ama her şey mümkündür…
Çocuklar için uyarlanan bu özel baskıyla, sizleri hayal dünyanızda yepyeni kapılar açacak bu masal ülkesini keşfetmeye davet ediyoruz.
Dansa Davet
"Dans etmek bir çığlığı susturmak mı?"
Dansa Davet, 1518 yılında görülen, dünyanın en ilginç toplumsal histeri vakalarından birinin hikâyesini anlatıyor. Strasbourg'da açlık ve sefaletin, insanları cinayete sürükleyen bir yokluğun hüküm sürdüğü zamanlarda, ıstırabından aklını yitiren bir kadın, aniden sokaklarda dans etmeye başlar. Kısa bir süre içinde ona katılanların sayısı gitgide artar ve "Dans Vebası" tüm şehri esir alır. Binlerce insan yaşadıkları ağır travmalar sonucunda bilincini yitirip ölene dek dans eder durur.
İntihar Dükkânı'nın yazarından, "kurgu hikâyelerde n çok daha delice bir gerçekliği anlatan" masalsı bir roman.
Derviş Ve Ölüm
Meşa Selimoviç, Derviş ve Ölüm'de mutlak dinî doğrular üzerine kurulu dünyasında yaşayan Mevlevî şeyhi Ahmed Nureddin'in, erkek kardeşinin suçsuz yere tutuklanıp idam edilmesinden sonra düştüğü derin karmaşayı resmediyor. Suç, ceza, adalet, din ve otorite kavramları çerçevesinde insanın ruh dünyasındaki çelişkileri, gelgitleri incelikle işliyor.
1967'de yayımlanan Derviş ve Ölüm, değişik dönemlerde birçok eleştirmenin övgüsünü kazanan, sinemaya uyarlanan, MEB'in tavsiye ettiği 100 Temel Eser listesinde yer alan, otuz dile çevrilmiş ve birçok önemli edebiyat ödülüne layık görülmüş bir başyapıt.
“Modern(ist) edebiyatçıların benmerkezci hayalciliğin pençesinde kıvrandığı bir dönemde Selimoviç, dervişliğe, ölüme ve adalet(sizlik)e ilişkin bu ölümsüz eseri yazmıştır. […] Mahmut Kıratlı’nın enfes çevirisinden okuyacağınız eser, bu yönüyle, yani ahlaki olanla politik olan arasındaki çatışmayı eksene alması, geleneksel bilgeliğin modern zamanlarla karşılaşması, ‘öteki’nin ölümü üzerinden adaleti sorgulaması bakımından son derece değerli bir hikâyedir; çok önemli bir meseleyi önümüze getirir.”
- Sadık Yalsızuçanlar
Doğudan Uzakta
Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf'un uzun bir aradan sonra merakla beklenen yeni romanı Doğu'dan Uzakta, kaderin ve tarihin acımasız kıskacında terk ettikleri yurtlarına dönen bir grup arkadaşın hikayesini anlatıyor.
Doğu'dan Uzakta, gençliklerinin en güzel dönemlerini bir arada geçiren, hayalleri ve umutları olan bir grup insanın, ülkelerinde patlak veren iç savaştan sonra farklı yerlere dağılmasını ve yıllar sonra, eski arkadaşlarından birinin cenazesi dolayısıyla tekrar ülkelerine dönmeleriyle başlayan 16 günlük bir yüzleşmenin romanı. Romanın başkahramanı Adam, tıpkı Maalouf gibi, savaştan sonra Fransa'ya yerleşmiş ancak doğduğu topraklara sevgisi ve bir dönem içinde yaşadığı çokkültürlü ve çokdinli bu coğrafyayı anlama çabası hiçbir zaman küllenmemiştir. Ancak uzun bir aradan sonra giriştiği eve dönüş yolculuğu ve eski arkadaşlarını bulma düşüncesi sanıldığı gibi kolay olmayacaktır. Çünkü ne insanlar ne de doğup büyüdüğü topraklar aynı kalmıştır.
Açıkça belirtilmese de Lübnan iç savaşının getirdiği yıkımlara ve Ortadoğu coğrafyasının yaşadığı kültürel, tarihsel ve toplumsal sorunlara dair çok çarpıcı gözlemlere de yer veren Doğu'dan Uzakta'da Maalouf yine en iyi bildiği şeyi yapıyor: Doğu'yu anlatıyor.
"Geldim, gördüm, hayal kırıklığına uğradım..."
Drina Köprüsü
Bir ülkeyi ve insanlarını, onların üç yüz elli yıllık tarihine tanıklık eden bir köprünün dilinden anlatan olağanüstü bir roman.
Nobelli yazar İvo Andriç, Drina Köprüsü’nde, isyanların, salgınların, savaşların ve doğal felaketlerin gölgesinde Balkanlar’ın tarihini, eski Bosna’yı, orada yaşayan halkların paylaştığı hayatı ve bu hayatın milliyetçilikler çağında nasıl değiştiğini anlatıyor. Osmanlı yönetimi altında farklı toplulukların bir arada nasıl yaşadığını geniş bir görüşle ve incelikle, efsanelerle, masallarla zenginleştirerek resmederken, Andriç’in bize sunduğu ne müthiş bir uyum tablosu ne de mutlak bir zulüm hikayesidir. Kimliklerin, dinlerin, devletlerin ve de her şeyin ötesinde, içinde insanların olduğu karmaşık ve zengin bir hayat anlatısıdır bu.
“İvo Andriç izini sürdüğü temaları ve ülkesinin tarihinden seçtiği insan yazgılarını, güçlü ve destansı bir dille anlatmıştır.”
-1961 Nobel Edebiyat Ödülü Komitesi
Semerkant
Amin Maalof, Doğu'ya, İran'a bakıyor. Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının çevresinde dönen içiçe iki öykü... 1072 yılında, Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan 1912'de Atlantik'te bit(mey)en bir serüven... Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran'ın tarihinin de okunuşunun öyküsü / tarihi ...
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.