

Sevda
₺286,00 Orijinal fiyat: ₺286,00.₺115,20Şu andaki fiyat: ₺115,20.
Yayınevi |
Nesil Yayınları |
---|---|
Yazar |
Halit Ertuğrul |
Sayfa Sayısı |
128 |
Kağıt Cinsi |
2. Hamur |
Baskı Yılı |
2020 |
Boyut |
"13 ,00 X 19 ,00" |
Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Nesil Yayınları – Sevda
İlgili ürünler
Bir Dinozorun Anıları
İngiliz edebiyatı "duayenimiz" Mina Urgan, Bir Dinazorun Anıları'nda açıkyürekli, yalın ve naif bi dille anlatıyor, kendini, çevresindekileri ve bir coğrafyada olan biteni... Halide Edip, Necip Fazıl, Abidin Dino, Neyzen Tevfik, Sait Faik, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Atatürk ve başka pek çok isimle zenginleşmiş bir ömrü... "Oğuz Atay'ı ayaküstü ve o kadar az gördüm ki, onunla ilgili ancak bir tek izlenim edindim: Koskocaman bir kediye benziyordu tıpkı. Çok kocaman ve çok güzel bir kediye öyle benziyordu ki, ona elimi uzatınca 'miyaaav' diyeceğini sandım. Miyavlayacağı yerde 'tanıştığımıza memnunum' deyince şaşırıp kaldım." Mina Urgan'ın anılarını bazen coşkuyla bazen buruklukla ama hep gülümseyerek okuyacaksınız.
İstanbul-Hatıralar Ve Şehir 11.Baskı
"Şimdiye kadar bir şehir hakkında yazılmış en unutulmaz, en hüzünlü ve en muhteşem kitap." Pamuk çocukluk ve gençliğini anlatıyor... "Ruhumdaki bu kırılmayı hissediyor, yaklaşan yalnızlığımdan telaşa kapılıyor, içine düşmekte olduğum karanlığın bir hayat tarzı olmasından korkarak herkes gibi olmaya karar veriyordum: On yedi on sekiz yaşlarımda bir dönem herkesi güldüren, her fırsatta şaka yapan, herkesle arkadaşça hatta serserice iyi geçinen bir cemaat adamı gibi gözükmeyi başardım...
Herkesin kafayı fazla takmadan yaptığı şeyleri yapabilmek için niye benim dişimi sıkmam, gayret etmem, sonra da poz yaptığım için kendimden nefret etmem gerekiyordu?" Yazarın kendini "ben" olarak ilk hissedişinden, annesine, babasına ailesine yönelen hikaye, bir hüzün ve mutluluk kaynağı olarak İstanbul sokaklarına açılıyor. Günümüzün büyük romancısının gözünden 1950'lerin İstanbul sokaklarını, parke taşı kaplı caddeleri, yanıp yıkılan ahşap konakları, eski bir kültürün yok oluşuyla, onun külleri ve yıkıntıları arasından bir yenisinin doğuşunun zorluklarını keşfederken Pamuk'un ruhsal dünyasının oluşumunu da bir dedektif romanı okur gibi, hızlı ilerliyoruz...
Bu özgün ve benzersiz eserde, okurken elden bırakamadığımız kitaplara has o ruh ve duygu birliği var. Orhan Pamuk'un, Ara Güler başta olmak üzere İstanbul'un büyük fotoğrafçılarının çektiği on binlerce kareden ve kendi kişisel albümünden seçtiği fotoğraflar hikayeye eşlik ediyor. "Sayın Orhan Pamuk, İstanbul'u Dostoyevski'nin St. Peterburg'u, Joyce'un Dublin'i ve Proust'un Paris'i gibi dünyanın her köşesinden okurların kendi hayatlarını yaşar gibi tanıyıp, bir ikinci hayat sürecekleri vazgeçilmez bir edebi şehir yaptınız!"
Kalanlar
"Doğumum bile bir kökünden kopma idi. On yaşıma kadar, çevreni, özellikle çevremdeki sessizliği kavramaya çalışırım... Yirmi yaşım ile otuz yaşım arasında aklın bittiği yerleri ve çaldırmanın sınırlarını aradım... Otuz yaşım ile kırk yaşım arasında ne akıllı ne de çılgındım. Dünyayı kavradığımı sandım... Kırk yaşındaydım. Bugün, gecenin bazı saatlerinde kitlenin anlamsız gürültüsü içinde boğuluyordum... Kendimi öldürmeye çalışıyordum... Özlemlerim kalmadı. Bıraktım. Hepsini kendi ve benim dünyamı anlamaları için bıraktım... Ve bana ölümsüzlerin sonsuz acıları kaldı."
Küçük Anılar
Evinin kapısında oturuyordun sen, anneanne, yıldızlı, uçsuz bucaksız geceye açılan kapısında evinin, hakkında hiçbir şey bilmediğin ve asla yolculuk yapamayacağın gökyüzünün altında, büyülü tarlaların ve ağaçların sessizliği içinde, sonra doksan yaşının vakarıyla ve hiçbir zaman kaybetmediğin bir gençlik ate?iyle dedin ki: “Dünya öyle güzel, öleceğime öyle yanıyorum ki.”
Aynen böyle dedin. Ben oradaydım.
José Saramago, “küçüklüğümdeki küçük anılar” dediği türlü anı parçacıklarını birbiri ardına sıralıyor.
Bir amacı da var üstelik: aklın içindeki canavarları ve yine onun yarattığı yücelikleri ortaya çıkarmak.
Türk’ün Ateşle İmtihanı
Burada. Türkiye, başşehrinden ve Anadolu daki topraklarından mahrum edilmek istenilmiyordu. İmparatorluk un. İstanbul başşehri olarak kalmasına taraftar olmakla beraber. Akdeniz le Karadeniz aracındaki geçidi tarafsız hale sokmak. Ermenistan. Arabistan. Mezopotamya. Suriye ve Filistin V ayrı ayrı parçalara ayırmak vardı.
Halide Edib Adıvar. çocukluk günlerinden 1918'e kadarki anılarını Mor Salkındı Ev başlığıyla kaleme almıştı. Türk 'ün Ateşle İmtihanı, bundan sonrasını. 1918'den 1923 sonlarına kadar olan dönemi anlatıyor. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında yaşananlar, yazarın gözlemleri canlı ve etkileyici bir anlatımla okura sunuluyor.
Türk ün Ateşle İmtihanı. Halide Onbaşı'nın. o günleri yaşayan bir aydının içten anlatımıyla yakin tarihimize ışık tutuyor.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.