

Saklı Seçilmişler
₺539,50 Orijinal fiyat: ₺539,50.₺351,00Şu andaki fiyat: ₺351,00.
Bir film düşün.
İlk sahne sıradan bir olayla başlar.
Film ilerledikçe gelişmelere inanamazsın.
Dehşete kapılırsın.
Film biter. Etkisinden kurtulamazsın.
Korkarsın.
Bu kitabın yazım sürecinde ben bunları yaşadım.
İlk sahne:
Altı yıl önceydi.
Medyaya her cümlesi yalan olan bir haber sızdırıldı.
Peşine düştüm..
Yayınevi |
Kırmızı Kedi Yayınevi |
---|---|
Yazar |
Soner Yalçın |
1 adet stokta
Kırmızı Kedi Yayınevi – Saklı Seçilmişler
/n
Bir film düşün.
İlk sahne sıradan bir olayla başlar.
Film ilerledikçe gelişmelere inanamazsın.
Dehşete kapılırsın.
Film biter. Etkisinden kurtulamazsın.
Korkarsın.
Bu kitabın yazım sürecinde ben bunları yaşadım.
İlk sahne:
Altı yıl önceydi.
Medyaya her cümlesi yalan olan bir haber sızdırıldı.
Peşine düştüm..
İlgili ürünler
Aptalı Tanımak
Şu anda Türkiye’ye egemen olan cehalet yönetimi, toplum olma bilincimizde büyük yaralar açmıştır ve açmaya da devam etmektedir. Öncelikle, toplumun bir grup olarak rasyonel düşünme yeteneğini silip süpüren yobazlık ve düşünceye değil korkuya dayanan cemaat yaşamının hortlatılması, toplumsal dokumuzu derinden yaralamıştır. Buna ilaveten eğitimimizde yaratılan kargaşa ve kalitesizlik, bir toplum olarak bilgi edinme ve değerlendirme yetimizi ortadan kaldırmak üzeredir.
Tüm bunları yapanların eleştirilmesine, toplumda gerçeği aramak için oluşturulabilecek bir serbest düşünce ve tartışma ortamının oluşturulmasına imkân verecek basın özgürlüğünün alenen, fütursuzca tehdit edilmesi ve buna toplumdan en ufak bir reaksiyon gelmemesi ortaya konan yıkım projesinin toplumca algılanamamasına ve dolayısıyla bertaraf edilememesine neden olmaktadır. Bahsettiğim yıkım projesi, bir grup kötü niyetli insanın Türkiye’yi ortadan kaldırma projesi olarak algılanmamalıdır. Kuşkusuz, içimizde bu yıkım projesini yönetenleri dışarıdan destekleyenlerin böyle bir amaçları olabilir ve muhtemelen vardır da. Ancak bu projeyi içimizde (ve başımızda) bulunarak yürüten ve destekleyenlerin yaptıklarının tamamen farkında olduklarını sanmıyorum. Ortaya çıkan ve benim kısaca “proje” diye betimlediğim olgu aslında yalnızca cehalet ve aptallığın ortaya çıkardığı bir süreçtir. Tarih boyunca cehaletin ve aptallığın eline geçen toplumların kaderleri hep bizimki gibi olmuştur. Zira cahil, çevresiyle temasa geçemediği gibi bizzat kendisi hakkındaki bilgileri de değerlendiremez. Aptal ise bu veriler kendisine sunulsa bile bunlarla ne yapacağını düşünemez. Cahil ve aptal her türlü eleştiriden korkar; zira bellediği yolun dışında bir yolun varlığını bilmez, olabileceğini düşünemez ve kendisine gösterilse bile değerlendiremez. Bu durumda yapabileceği tek şey, bugün Türkiye’de olduğu gibi, toplumsal terör, yani korku yaratmaktan ibaret olur.
Dayının Casusları
Çok fazla kişi vardı. Birbirlerini tanımaları istenmiyordu…
Malikanenin içerisinde de eşi ile kalmadı...
Bahçede bulunan küçük müştemilatta dört gece geçirdiler... Malikaneye giderken yol üstünde eşyalarını görevliye bıraktılar.
Kendilerine bir de kod isim verilmişti.
Ve orada ilk kez şunu duydu: “Dayının akrabaları geldi, haber verin!”
Kim bu dayı?
O gün ilk defa sabah beş civarında uyanır...
Heyecanlıdır...
Elindeki mektubu kriminal şubeye götürecek ve “kim” olduğuna ulaşacaktır...
Eşini öper, çocuklarına sarılır ve... Hayal kırıklığı yaşar...
Çünkü parmak izi tespit edilememiştir...
Bir dostu pasaport şubeye gitmesini söyler ve gider...
Artık ilk parmak izi tespit edilmiştir!
Türkiye’nin tarihi yeniden yazılacaktır...
Kim bu hayalet?
Heyet 5
Bordo bereliler, istihbaratçılar ve daha fazlası. Beklenen kitap nihayet sizlerle. Bordo berelilerin ve istihbaratçıların eğitiminden operasyon alanlarına kadar uzanan bir serüven. Bir yandan devletin sigortası olan bu askerlerin hikâyesini öğrenirken diğer yandan devletin sır küpü olan istihbaratçıların izini süreceksiniz. Siyah sancağın gizeminden derin devletin geçmişte yaptığı ve yapacağı operasyonların şifrelerine, birçok devlet adamının bağlı bulunduğu Asuri Tarikatı`ndan MİT ile çalışmış ünlü isimlerin operasyonlarına kadar uzanan bir eser. İlk kitapta da dediğimiz gibi; anlattıklarımızı anladıkça bildikleriniz sadece basit birer bilgi olarak kalacak. Bunun için ilk sayfayı açmanız yeterli. Artık yazdıklarımız okuyuculara emanettir.
Sarmal
Susurluktan Pekergate’e Mafya-Siyaset-Ticaret
Sedat Peker’in iddialarının odağındaki isimlerin oluşturduğu ağ, Türkiye’de “Mafya-Siyaset-Ticaret” ilişkilerinin nasıl kurumsallaştığını gösteriyor. Aradan yıllar geçmesine rağmen, Susurluk’ta adları yer alan bazı isimler Pekergate’te de varlar. Bu durum, rejimin Susurluk’tan AKP’nin “Yeni Türkiye”sine taşındığını ortaya koyuyor.
TBMM’de bu iddiaları halk adına sorgulayan milletvekillerinden Ali Mahir Başarır, Pekergate skandalındaki olayları tek tek inceleyerek her birini ayrı dosya haline getirdi. Ortaya iddiaların bile ötesinde bir rejim çıktı: Narkopolitik rejim.
Yerli ve milli baronlar, Balkan kontları, Kafkasya lordları…
Türkiye’ye kara para aklamaya gelen finans dükleri…
Uluslararası bağlantıları olan uyuşturucu şebekeleri…
İstanbul’u merkez yapan çokuluslu mafyalar…
Gemiler, TIR’lar, silahlar, suikastlar, cinayetler…
Servet transferi borsaları…
Siyaset, yargı, emniyet, istihbarat, ticaret…
Elinizdeki kitapta tüm bu ilişkileri isim isim, olay olay okuyacaksınız. Türkiye’nin nasıl bir rejime dönüştürüldüğünü tüm çıplaklığıyla göreceksiniz.
Vali Bey
İlkesi: Hak, hukuk, adalet, vicdan ve tasarruf
Okul, tebeşir, tahta bilmedikleri köyde o gün köy bekçisi neyin müjdesini veriyordu?
Ünlü bir karikatüristken niçin Yozgat’ın Sarıkaya ilçesine yerleşti?
Yoğun bakım odasında niçin ihale pazarlığına girişti?
İçişleri Bakanlığı’nda valiler toplantısına neden alınmadı?
Tüm doktorlara gönderdiği mektupta neler istedi, sonunda neler oldu?
Makam otomobiline niçin binmiyor, yolculuklarını niçin otobüsle yapıyordu?
Polis minibüste kimlik kontrolü yaparken validen niçin şüphelendi?
“Niğde’de yiyecek ekmeğimiz bu kadarmış” deyince neler oldu?
On yılda yapılacak işi, on kuruş harcamadan nasıl bir yılda bitirdi?
O, niçin bolluk içindeyken kıtlık içinde gibi yaşamayı seviyordu?
“Tutumlu vali” geliştirdiği modelle nasıl işsizliği bitirdi ve modeli örnek oldu?
Bu soruların cevapları Türkiye’nin “efsane vali”si Refik Arslan Öztürk’ün yaşamında gizli.
Yozgat’ın Akbucak köyünde doğdu, hukuk fakültesini bitirdi; karikatüristlik, kaymakamlık yaptı. Bilecik, Niğde, Erzincan ve Manisa valiliklerinde bulundu. Her yerde halkla iç içe, halkın içinde oldu. Hep tasarruf ve kalkınmayı savundu, kendini eğitim ve çağdaşlaşmaya adadı. Bugün Refik Arslan Öztürk adı görev yaptığı illerdeki tarihi yerlerde, sanayi tesislerinde, bürokraside yarattığı ekolde ve hizmet verdiği binlerce insanın gönlünde yaşıyor.
Onu birlikte çalıştığı insanlardan dinleyelim.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.