

La Tahzen
₺296,00 Orijinal fiyat: ₺296,00.₺124,80Şu andaki fiyat: ₺124,80.
Üzülme!
Kırgınlıklarla dolduysa kalbin, başarıya doğru koşarken
giderek ıssızlaşıyorsa etrafın, geçmişteki yanlışların bir
bir dayanıyorsa kapına, gösterdiğin vefa hep menfaatlerle
karşılık buluyorsa, merhametini yitirmiş insanlara
çıkıyorsa her defasında yolun sakın üzülme,
yalnız değilsin.
Bak, ne diyor sana elindeki kitap: “Üzülme, Allah
bizimle!” Aç içini şimdi, karıştır sayfaları. Her sayfada
gizlidir bir derdin dermanı. Okudukça iyileş, sar
yaralarını. Hz. Mevlânâ ile başlar, Hz. Mevlânâ ile biter
bu kitap. Kulak ver, ne diyor ustaların ustası: “Lâ tahzen!
Üzülme! İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme! Allah,
‘Ben kırık kalplerdeyim,’ buyurmadı mı?”
Yayınevi |
Olimpos Yayınları |
---|---|
Yazar |
Mustafa Özkan |
Sayfa Sayısı |
176 |
Kağıt Cinsi |
1. Hamur |
Baskı Yılı |
2023 |
Boyut |
"13 ,00" ,50 X 21 |
Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Olimpos Yayınları – La Tahzen
Üzülme!
Kırgınlıklarla dolduysa kalbin, başarıya doğru koşarken
giderek ıssızlaşıyorsa etrafın, geçmişteki yanlışların bir
bir dayanıyorsa kapına, gösterdiğin vefa hep menfaatlerle
karşılık buluyorsa, merhametini yitirmiş insanlara
çıkıyorsa her defasında yolun sakın üzülme,
yalnız değilsin.
Bak, ne diyor sana elindeki kitap: “Üzülme, Allah
bizimle!” Aç içini şimdi, karıştır sayfaları. Her sayfada
gizlidir bir derdin dermanı. Okudukça iyileş, sar
yaralarını. Hz. Mevlânâ ile başlar, Hz. Mevlânâ ile biter
bu kitap. Kulak ver, ne diyor ustaların ustası: “Lâ tahzen!
Üzülme! İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme! Allah,
‘Ben kırık kalplerdeyim,’ buyurmadı mı?”
İlgili ürünler
Başlarım Senin Aşkına
Dünyanın boş ve aldatan yüzüne dönüp “başlarım senin aşkına!” dedikten sonra Allah’a yönelip “Rabbim önceden hazır değildim şimdi iznin olursa seve seve Başlarım Senin Aşkına” diyeceğiniz bir kitap...
Hakikatler gönlünde bir sarsıntı oluşturmuyor mu, yoksa uyanmak için hâlâ yerin göğün sarsılmasını mı bekliyorsun?
Ve anlarsın zor sorular ancak kaliteli öğrencilere sorulurmuş
İmtihanın bu yüzden ağırmış, anlarsın.
Ve anlarsın ateş İbrahim’i yakmadıysa,
Balık Yunus’u yemediyse,
Bıçak İsmail’i kesmediyse,
Deniz Musa’yı boğmadıysa,
Kuyular Yusuf’ları almadıysa,
Sen de anlarsın umutlarını kün fe yekün’le büyütmen gerektiğini.
Ve anlarsın,
Allah azze ve celle geciktiriyorsa, güzelleştiriyordur.
Sabret…
Sabret…
Anlıyorsun değil mi?
Bir İnattır Yaşamak
Gücünü sevdiklerinden alan ve onlar için ayakta kalan kadınlara selam olsun.
Zordur içi dışı bir kadınların anlaşılması. Zordur değerlerine göre yaşayan bu kadınların kendilerini diğerlerine anlatması. Hani zorluklarda kaçmak yerine savaşmayı seçen, düştükleri dikenli yollarda kendilerine yeni yollar çizen ve yeri geldiğinde de acılarına bile gülümseyen kadınlardan bahsediyorum. Dert anlatmak için oturdukları masalardan dert dinleyerek kalkan, inandıkları bir doğru için tüm limanları bir anda yakan ve karar verip yola düştüklerinde kimsenin gözyaşına acımayan kadınlar var diyorum.
Yalnızlığı iliklerine kadar hissetseler de kişiliklerinden asla ödün vermeyen, ağladıklarında gözyaşlarının son damlasına kadar ağlayan, mutlu olduklarında ise herkesi kıskandıracak kadar içten gülen ve yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen yine de hayattan zevk almasını bilen kadınlara sesleniyorum. Birileri tarafından değeriniz bilinmese de, unutmayın ki birilerinin olmazsa olmazısınız. Birilerinin can damarı ve hayat pınarısınız. Fırtınalarda köklerine ve sevdiklerine tutunup dimdik ayakta kalan kadınlar, Siz İyi Ki Varsınız.
Kanadını İyileştirdiğiniz Her Kuş Bir Gün Uçar Gider
Sitem Taşları
Yabancılaşmadan çürümeye doğru kanatlanmış bir çağ düştü payımıza. Eskiden kendimizi sevdiğimiz bir yalnızlığımız vardı. Artık kendimizi de sevmediğimiz bir yalnızlığımız var. Sadece korku soluk alıyor evlerimizde. Önce de söyledim, bir gün hepimiz bir taş masalına döneceğiz. Tüm bu yıkıma karşı, zavallı insanın tek bir varoluş olanağı var, hemen yanı başındaki öteki yalnız. Ben, insanın acısını insan alır demeye devam edeceğim.
Kalabalıktan, ona inanmaya başlamışsak korkmamız gerekir. Kalabalık kördür. Dili yoktur. Şakı söyleyemez. Yazmayı bilmez. Güzelliği küçümser.
Şükrü Erbaş’ın 2019-2022 yılları arasında yayınlanmış yazılarından ve iki şiirinden oluşan Sitem Taşları artık okuruna emanet.
Umudun Beşinci Mevsimi – Olimpos Yayınları
İnsan en dibe düştüğünde bile ne zaman çıkacağını düşünür çünkü umut etmek en güzel teslimiyettir. Toparlanmamız hatta her şeye yeniden başlamamız gerektiğini biliriz. Tam da bu noktada geçmiş anıların yansıması ile iyi olacak yarınları düşlemeye başlarız. Bazen ufak bir cesaret kırıntısı her şeyi düzeltmeye yeter. En zor anda bile bir çıkış yolu vardır her zaman. Kendini bırakma karanlığa, gitme kendinden; sen kendinden gidersen kimse uğramaz kalbine. Gülümsesin yarınların. Bu beşinci mevsimi en çok sen hak ettin.
Her insan kendi mevsimini taşır yüreğinde. Yaşanmışlığın getirdiği tecrübe ile beşinci mevsimi sığdırır dünyasına. Kimine yaz kimine kış kimine bahardır hayat. Ve sabredenlerin sonu çiçekli yollardır her zaman. Dua, umut, sabır ile güzel insanların sonu hep bahar olur.
Umut Hep Var
Umut, yendiğin acılardır, unuttuğun ağrılarındır.
Umut, başka bir yol bulmaktır. Yenilemektir kendini, kendini yeniden tanımaktır. Kalbinin “sızlamadığı” yerde barınmaktır. Mutlu fotoğrafların içine dalmaktır. Müziği değiştirmektir umut. Seni gülümseten şarkıyı keşfetmektir. Başka kitapları okumaya zaman ayırmaktır. Kaybolduğun sayfalarda, altını çizdiğin sözler olmaktır.
Umut, aynaya baktığında kendini sevmeyi öğrenmektir. En büyük servetin kendini biriktirmek olduğunu kavramaktır. Dizindeki yaralara bakıp nasıl geçtiğini hatırlamaktır.
Umut, yendiğin acılardır, unuttuğun ağrılarındır.
Umut, her gece gözlerini kapatıp sabah hiçbir şey olmamış gibi yine açmaktır. Umut, her defasında yeni bir gün, her defasında yenidendir, yenilenendir.
Umut hep vardır ve bizimledir.
Yağmurun Gözyaşları
Sırf sevdiklerin üzülmesin diye tek başına sahiplendiğin acılar vardır.
Sana anlatmadığım, anlatamadığım şeyler de var anne. Kim bilir, belki de senden öğrendim içimin fırtınalarını yüzümdeki gülümsemeyle ve dudağımdaki, “İyiyim ben,” yalanlarıyla kapatmayı. Kim bilir, belki de sen anlıyorsun gözlerimdeki acıyı. Ama ne senin sormaya dilin gidiyor ne de benim anlatmaya cesaretim yetiyor. Oysa uzanıp dizlerine, “Yoruldum artık anne!” diyerek ağlamayı ne de çok isterdim. Ama sen beni yine de iyi bil anne. Ne ben artık senin arkana saklanacak kadar küçüğüm ne de sen beni o yorgun dizlerinde taşıyabilecek kadar güçlüsün. Sebep olacağım her gözyaşına kurban olurum. Sen kendine iyi bak annem. Ben toparlanmanın yolunu nasıl olsa bir şekilde bulurum.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.