

Kendini Bulan Kadın
₺286,00 Orijinal fiyat: ₺286,00.₺115,20Şu andaki fiyat: ₺115,20.
Elinizdeki bu kitap, daha önce Kendini Arayan Kadın adıyla sizlere sunulan eserin devamıdır. Yani büyük bir duygu yoğunluğu ve ibretle okuduğunuz Nilüfer Hanımın öyküsünün ikinci bölümü… Kendini Arayan Kadın okurlardan büyük bir ilgi gördü. Okuyanların yoğun talepleri sonucu da, kitabın ikinci kısmı olan Aradığını Bulan Kadın’ hizmetinize sunduk. Aradığını Bulan Kadın’ın neyi aradığını ve neyi bulduğunu bilmek için, bir duygu sağanağı olan bu kitabı da mutlaka okumalısınız. O zaman göreceksiniz ki, Aradığını Bulan Kadın’ın bu sırlar dolu öyküsünde siz de varsınız, sizin özlemleriniz ve hayalleriniz de var. Büyüsüne kapılacağınız bu gizemli hayatın içinde siz de kendinizi bulacaksınız. Bu kitap, hayatınızın eserlerinden birisi olacak. Eğer kendinizi böylesine heyecan dolu bir hayat destanına hazır hissediyorsanız buyurun.
Yayınevi |
Nesil |
---|---|
Yazar |
Halit Ertuğrul |
Sayfa Sayısı |
128 |
Kağıt Cinsi |
1. Hamur |
Baskı Yılı |
2019 |
Boyut |
"14 ,00 X 20 ,00" |
Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Nesil – Kendini Bulan Kadın
Elinizdeki bu kitap, daha önce Kendini Arayan Kadın adıyla sizlere sunulan eserin devamıdır. Yani büyük bir duygu yoğunluğu ve ibretle okuduğunuz Nilüfer Hanımın öyküsünün ikinci bölümü… Kendini Arayan Kadın okurlardan büyük bir ilgi gördü. Okuyanların yoğun talepleri sonucu da, kitabın ikinci kısmı olan Aradığını Bulan Kadın’ hizmetinize sunduk. Aradığını Bulan Kadın’ın neyi aradığını ve neyi bulduğunu bilmek için, bir duygu sağanağı olan bu kitabı da mutlaka okumalısınız. O zaman göreceksiniz ki, Aradığını Bulan Kadın’ın bu sırlar dolu öyküsünde siz de varsınız, sizin özlemleriniz ve hayalleriniz de var. Büyüsüne kapılacağınız bu gizemli hayatın içinde siz de kendinizi bulacaksınız. Bu kitap, hayatınızın eserlerinden birisi olacak. Eğer kendinizi böylesine heyecan dolu bir hayat destanına hazır hissediyorsanız buyurun.
İlgili ürünler
Bülbülün Kırk Şarkısı Hz. Muhammed İçin
Gönüllere şifa bir hayat hikayesi: Hazret-i Muhammed…
Selamlar ki, şeker dudaklıların vuslatı gibi içtendir, elbette onadır. Hasretler ki, aşıkların avazı kadar yanıktır, elbette onadır. Övgüler ki, özlem sözlerince füzun ve arzular ki sevgililerin saçları misali uzun, ona, hep ona, hep onadır. O ki güldür, o ki sevgilidir, bütün mecburiyetler onadır.
Çölde alevlerle küfürler kavururken insanlığı ve bir gün ortasında kızıl kayalara çarparken vahşetlerin tutuşturduğu dalga dalga nefesler, bir melek adını andı onun. Sözcükler henüz yetim, sevgiler hançer sokumlarına mahkumdu. Goncalardan kan damlıyordu gülistanlara ve çırçır böceklerinin rüya aralığında cinayetler işleniyor; babalar kızlarını toprağa diri diri gömüyordu. Cinnet karargahına dönen yüreklerde hep aynı boşluk vardı ve masum kelebekler çarmıha geriliyordu, yalnızca masum oldukları için...
Zaman öyle bir zaman, mekan öyle bir mekandı… Ebabiller kara yere kararken Ebrehe’nin fillerini, gonca ana rahminde yetim kalıverdi. Kabe’nin duvarını bir kırlangıç kucaklamıştı oysa, çığlık çığlığa… Ardından bir şair kollarını açıp haykırmıştı: “Yaklaşıyor yaklaşmakta olan!.. Yaklaşıyor yaklaşmakta olan!.. Yaklaşıyor yaklaş…”
Avizesi cevza, ışığı dolunay idi gecenin... Yaklaşmakta olan, bir gül olup açtı ve yeminler edildi ömrüne. Gül açınca taşırdı insanlığın sevinç ırmaklarını ve dünya ilk kez dünya olduğunu hissetti. Bir bülbül gülün aşkına yanmış, yanmaktan kana boyanmıştı. Anlatıyordu: Zaman o gül gibi gül görmedi zaman olalı Gülün güzelliği dillerde dasitan olalı Peygamber Efendimizin hayat hikayesi… İskender Pala’nın güçlü kaleminden…
Esrarlı Gece
Hacı Bektaş
İlahi Söz
Dünyanın pek çok ülkesinde ilgiyle takip edilen Nouman Ali Khan’ın Kur’an-ı Kerim’in anlaşılması ve hayata aktarılması için gösterdiği çaba bu defa bambaşka bir kitapla okurla buluşuyor: İlahî Söz/Kur’an’ın Edebî Dilini Keşfetmek
Nouman Ali Khan ve öğrencisi Sharif Randhawa’nın Kur’an’ın dili ve edebî özellikleri üzerine yıllardır yaptıkları çalışmalar neticesinde birlikte kaleme aldıkları eser, Kur’an’ın emsalsiz diline, üslubuna, ritim ve kafiye düzeneğine etkileyici bir pencere açıyor. Ayetlerin simetrisine, kullanılan benzetmelere ve aktarılan mesellere bambaşka bir gözle bakmamızı sağlayan bu ayrıntılar her okuyuşumuzda Kur’an’ın başka bir mucizesini görmemizi sağlıyor.
İlahî Söz, Kur’an dilinin mucizevi yönüne, kelime yapısı hem de kelimelerin kullanımı ve dili açısından deliller getirerek okurlarını Kur’an’ın, Rabbimizin kelamı olduğuna hiçbir şüphe bırakmaksızın bir kez daha ikna ediyor ve Kur’an’ın ilahî mesajına çağırıyor.
“İlahî Söz, Kur’ân’ın edebî dili üzerinde yapılan çok önemli bir çalışma. Kur’ân’ın hem üslubunun hem de yapısının anlaşılması için çok kıymetli katkılar sağlıyor. Şiddetle tavsiye ederim.”
Carl W. Ernst, Kuzey Carolina Üniversitesi, Chappel Hill
“İlahî Söz, okuyucularını Kur’ân’ın hem edebî inceliklerinden hem de nükteli yapısından haberdar ediyor.”
Raymond Farrin, Kuveyt Amerikan Üniversitesi
Kerbela Hz Hüseyin
Zulüm gücü elinde bulunduranın yaratılanlara haksızlık etme hakkını kendinde görmesidir. Alnı secdeye değip de yüreği adalete değmeyenlere inat, dilinden zikir düşmeyip de eliyle saltanat kuranlara rağmen Muhammedî duruş gösterip mazlumların sesi, güvenci olmanın yiğitlik meydanıdır Kerbela.
Bugün Kerbela’yı doğru okuyamadığımız meseleyi bir halifelik ısrarı diye anladığımız için imanımız kısır kalmıştır. Hz. Muhammed’i (sav), Ali’nin (kv) yolunu ve Hüseyin’in (ra) direnişini derinden anlayamadığımızdandır ki…
Allah’a kullukta “sloganca bir aşkımız” var ama “şuurumuz” yok. Tüm yaratılanlara muhabbetimiz var ama samimiyetimiz kalmamıştır.
İki türlü kıyam vardır: İbadetin ve imanın kıyamı. Namazda Allah’a aşkımızdan kıyam ederiz, imanda kıyam ise Allah düşmanlarına, Allah’ın emaneti kullarına zulüm gösterenlere karşı ölümüne karşı durmaktır. Velev ki haksızlığı yapan kendisini “Ben Müslümanım” diye tanıtsa dahi.
Kıyamet U – İşaret I
İnsan... İnsan arayış demektir. Yolcu demektir... “Çokluğunu” bulmak için “yokluğunu” arar bu hayat yolculuğunda... Ve o, tüm hayatı boyunca hayallerini dışarıda zannederken karşılaştığı acılarda da aldığı yaralarda da başka bir istikamete değil aslında hakiki kendine, “öz”üne yolculuk ettiğini fark eder bir gün. Hayallerinin, özlemlerinin ve herkesin peşinde olduğu Kafdağı’nın ardındaki o meşhur “hazine”nin izini sürerken, aslında aşılması gereken tek Kafdağı’nın kendi nefsi olduğunu fark eder. İşte bu yolda ilerlerken insan, onu bekleyen Hazinenin Sahibinin, ona “kelam”ıyla, “elçi”leriyle İşaretler bıraktığını görmeye başlar. Ve her şeyin onun için çok önceden büyük bir sevgi ve şefkatle hazırlanmış ve düşünülmüş olduğunu...
Eğer ki inşa ettikleriniz sarsılıyorsa... Eğer ki hayatınızdan vazgeçilmez sandıklarınız uzaklaşıyor, kayıp sandıklarınız artıyorsa... Bilin ki aslınıza Hicret’tesiniz; giden herkes ve her şey, sizin Hazinenin Tek Sahibİ Allah’a, kanatlanıp uçmanıza yük olan ağırlıklardır. Bırakın gitsinler... Rüzgâr ve ruh birbirine benzer. Eğer kendinizi O’nun nefesine, ruhuna bırakırsanız O size yeni kanatlar verir ve kanatlarınız altındaki rüzgâr olur. Çünkü O’nun her şeye gücü yeter...
Bedenimde nâr
Ruhumdaysa yâr var
Bana burası yeryüzü diyorlar
Oysaki her yer YÂR-yüzü
Bilmiyorlar...
Zemzemin Annesi Hz.hacer
Hazreti Hacer…
İbrahim Peygamber’e eş, oğlu İsmail’e anne olan kutlu kadın.
Hazreti Muhammed'in(sav) temiz soyunun kaynağı.
Çölün ortasında, kucağında bebeğiyle yapayalnız kalmasına rağmen teslimiyetini bir an bile yitirmeyendir o...
Kadın olmanın en ağır imtihanlarından geçerken tevekkülden bir şehir inşa eden bir yürek...
“Şehirlerin annesi Mekke”nin mimarı...
Ceylanlarla sohbet eden,
Rüzgârın kızı Hacer.
Bizi Zemzem kıyısında bekleyen annemizdir o.
Asırlardan bugüne akan bir nehir...
Sibel Eraslan, “Cennet Kadınlarının Sultanları”na Hazreti Hacer romanını ekliyor bu kez. Hazreti Hacer’in hayatını zaman değişse de insanlığın değişmez kavisleriyle anlatıyor. Hepimizin büyükannesi olan Hazreti Hacer’in hayatını okurken aşk, ayrılık, sadakat, esaret ve özgürlük üzerine yeniden düşüneceksiniz.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.