

Kayı 2: Cihan Devleti Fatih
₺458,50 Orijinal fiyat: ₺458,50.₺273,00Şu andaki fiyat: ₺273,00.
Sultan Mehmed alayla şehre girdi ve Ayasofya’ya geldi. Atından inerek mabedin içine girdi. Ayasofya’nın içinde bulunan patrik ve halk padişahın ayaklarına kapanarak ağlaşmaya başladılar. Fatih Sultan Mehmed elleriyle susmalarını işaret etti. Ortalığı sükûnet kaplayınca patriğe:
“Ayağa kalk! Ben Sultan Mehmed sana ve arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki bugünden itibaren artık ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabımdan korkmayınız.”
Fatih Sultan Mehmed
Yediden yetmişe herkese tarihi sevdiren kıymetli ilim adamı Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in kaleme aldığı KAYI serisinin ikinci kitabı KAYI II: Cihan Devleti’nde; Söğüt ve Domaniç’te başlayan ve adı Osmanlı olan devletin mimarlarının planlı, programlı ve disiplinli hareketleri; insani değerlere bağlı, inançlı ve temiz yaşayışlarıyla bir asra varmadan gerçek bir dünya gücüne doğru giden muazzam başarılarının devamını bulacaksınız.
Sultan Çelebi Mehmed’in Fetret Devri’nden çıkardığı devlete, oğlu II. Murad Han zindeliğini ve itibarını yeniden kazandıracak; Osmanlı’yı Rumeli’den söküp atmak üzere son bir hamle ile tekrar harekete geçen Haçlı ordularını 1444’te Varna’da ve 1448’de Kosova’da darmadağın edecek ve nihayet Fatih Sultan Mehmed’in 1453’te İstanbul’u fethiyle gazâ aşkı artık bir cihan hükümdarlığı fikrine yönelecektir.
Kalemle kılıcı hep yan yana kullanmış Osmanlı padişahlarından II. Murad ve Fatih Sultan Mehmed’in seferleri, özel yaşamları, hocaları, imar faaliyetleri, idari, insani ve dinî yönleri hepsi KAYI II: Cihan Devleti kitabında ve tarih ziyafeti tadında…
Yayınevi |
Timaş Tarih |
---|---|
Yazar |
Ahmet Şimşirgil |
Baskı Yılı |
2017 |
3 adet stokta
Timaş Tarih – Kayı 2: Cihan Devleti Fatih
/n
Sultan Mehmed alayla şehre girdi ve Ayasofya’ya geldi. Atından inerek mabedin içine girdi. Ayasofya’nın içinde bulunan patrik ve halk padişahın ayaklarına kapanarak ağlaşmaya başladılar. Fatih Sultan Mehmed elleriyle susmalarını işaret etti. Ortalığı sükûnet kaplayınca patriğe:
“Ayağa kalk! Ben Sultan Mehmed sana ve arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki bugünden itibaren artık ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabımdan korkmayınız.”
Fatih Sultan Mehmed
Yediden yetmişe herkese tarihi sevdiren kıymetli ilim adamı Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in kaleme aldığı KAYI serisinin ikinci kitabı KAYI II: Cihan Devleti’nde; Söğüt ve Domaniç’te başlayan ve adı Osmanlı olan devletin mimarlarının planlı, programlı ve disiplinli hareketleri; insani değerlere bağlı, inançlı ve temiz yaşayışlarıyla bir asra varmadan gerçek bir dünya gücüne doğru giden muazzam başarılarının devamını bulacaksınız.
Sultan Çelebi Mehmed’in Fetret Devri’nden çıkardığı devlete, oğlu II. Murad Han zindeliğini ve itibarını yeniden kazandıracak; Osmanlı’yı Rumeli’den söküp atmak üzere son bir hamle ile tekrar harekete geçen Haçlı ordularını 1444’te Varna’da ve 1448’de Kosova’da darmadağın edecek ve nihayet Fatih Sultan Mehmed’in 1453’te İstanbul’u fethiyle gazâ aşkı artık bir cihan hükümdarlığı fikrine yönelecektir.
Kalemle kılıcı hep yan yana kullanmış Osmanlı padişahlarından II. Murad ve Fatih Sultan Mehmed’in seferleri, özel yaşamları, hocaları, imar faaliyetleri, idari, insani ve dinî yönleri hepsi KAYI II: Cihan Devleti kitabında ve tarih ziyafeti tadında…
İlgili ürünler
Barbaros Hayreddin Paşa
Barbaros Hayreddin Hızır Reis, Cezayir’in sultanı idi. Kanuni Sultan Süleyman’ın bir işareti üzerine sultanlığın tapusunu padişahın önüne koydu. Birlik ve beraberliğin sembol ismi oldu. Osmanlı armadasının başında Akdeniz’e açılan Barbaros Hayreddin Paşa, 1538’te Avrupalı devletlerin bir araya getirdiği en büyük Haçlı donanmasını Preveze’de ağır bir hezimete uğrattı. Akdeniz, bir Türk gölüne dönüşürken, Avrupalılar Akdeniz’de tahta parçası yüzdüremez hâle geldiler.
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Türk denizcilik tarihinin bu en önemli simasının neslini, ağabeyi Oruç ve mücahid yoldaşlarıyla hem korsan gemilerine hem İspanyollara karşı verdiği akıl almaz mücadeleyi, Cezayir’e hâkim olarak idare ve siyaset alanında gösterdiği başarıyı, Endülüs Müslümanları için çektiği çileleri, İspanyolların Mağrip’te yerleşmelerinin önünü kesen efsanevi kahramanlığını ve nihayet Osmanlı kaptan-ı deryası olduktan sonraki serüvenini kitapta çarpıcı detaylarıyla anlatıyor.
Tarihi Sevdiren Adam, bu eseriyle Türk denizciliğinin yüz akı olan Barbaros Hayreddin Paşa’nın destansı hayatını okuyucuların gözleri önüne seriyor.
Çanakkale Destanı – Timaş Tarih
Bu kitabı okurken; Mehmetçiğin savaşta bile düşman askerine olan merhametine şahit olacak, 276 kiloluk mermiyi kaldıran, Seyit Onbaşı‘ya hayran kalacak, Nusrat Mayın Gemisinin, o boğazı düşmana dar eden ufacık bir geminin hikâyesini okurken, gözyaşlarınızı tutamayacaksınız...
Bu kitabı okurken; Seddülbahir‘deki çarpışmada tüfeği bozulunca, öfkeden deliye dönen Mehmet Çavuş‘un düşmana taşla, kürekle saldırışını, gözlerinizin önüne getirecek, Ertuğrul Tabyası‘nda küçük bir destan yazan Ezineli Yahya Çavuş‘un takımıyla tam 15 saat 2.500 düşman askerine karşı koyarken, sadece sabah bombardımanında siperlerine atılan 4.650 adet top mermisinin sayısında ürküp, titreyeceksiniz....
Bu kitabı okurken; adını raporlara yazmaktan çekinen Mahmut Sabri‘yi, savaş esnasında bile "Bu koca gövde ile siper almak zor oluyor" deyip de ayakta duran Binbaşı Halis Beyi, emrindeki subaylara "Ben size ölmeyi emrediyorum!" diyen Yarbay Mustafa Kemal‘i gözlerinizin önüne getirecek, ölme emrini yerine getirmek için birbiriyle yarış eden askerlerimizi hatırlayacak, o anları yaşayacak, toprakların değil, ağaçların, denizin bile titrediğini sanacaksınız...
Bu kitabı okurken, Çanakkale Destanı‘na tanıklık edeceksiniz...
Kayı 1: Ertuğrulun Ocağı
Ey bağlarımın tatlı meyvesi olan Oğul!, Saltanatına mağrur olma. Unutma ki dünya Hazreti Süleyman'a kalmamıştır. Unutma ki dünya saltanatı geçicidir. Lakin büyük bir fırsattır. Allah yolunda hizmet ve Peygamberimiz Aleyhisselam'ın şefaatine mazhariyet için bu fırsatı iyi değerlendir! Dünyaya ahiret ölçüsüyle bakarsan; ebedi saadeti feda etmeye değmediğini göreceksin.
- Orhan Gazi
Televizyon programları ile yediden yetmişe tarihi sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil; Osmanoğulları'nın serüvenini kitaplarla anlatmaya devam ediyor. Şimşirgil, tamamen ilmi kaynaklardan beslenerek ve her yaştan tarih severin kolaylıkla okuyup anlayabileceği bir üslupla hazırladığı Kayı serisiyle tarihimizi önyargısız ve objektif bir şekilde okuyucunun değerlendirmesine sunuyor.
Serinin ilk kitabı Kayı 1: Ertuğrul'un Ocağı'yla yazar, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşunu, bir devlet haline gelme merhalelerini, Ertuğrul Gazi, Osman Gazi, Orhan Gazi, I. Murad, Yıldırım Bayezid Han ve Çelebi Mehmed'in saltanat yıllarını dönemin en önemli kroniklerinden faydalanarak nefis bir üslupla değerlendiriyor. Ayrıca her padişahın bilinmeyen yönleri, kılıçtan keskin sözleri, şiirleri, hocaları, dostları/düşmanları ve imar faaliyetleri tek tek anlatılıyor.
Bu kitapta; adaleti, şefkati ve hoşgörüsüyle kalpleri kazanan; yiğitliği, cesareti ve mertliğiyle dosta güven, düşmana korku salan; dünya siyasetini yönlendiren; kültür ve medeniyet hamleleri ile göz kamaştıran Osmanlı'nın kuruluş hikayesini bir tarih ziyafeti tadında okuyacaksınız.
Kayı 10: Iı. Abdülhamid Han
Sen değil naaşın hükümdar olsa elyakdır bize
Dönsün etsin taht-ı Osmaniye tabutun cülus
- Ahmet Rasim
2. Abdülhamid Han, saltanattan çekildikten sonra milleti tarafından en çok aranan ve özlenen hükümdardır. Zira onun saltanatta olduğu 33 sene ile sonraki 10 yıllık dönemi karşılaştırmak dahi mümkün değildir. 2. Abdülhamid Han, siyasi bir deha idi. 19. asrın sonlarına doğru neredeyse tarihten silinecek olan son muazzam Türk İmparatorluğu’nu, on sene içinde yeniden dünyada rol oynayan bir hale getirecekti.
O, yed-i tûla sahibi idi. Dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun Müslümanlar, İslam’ın halifesini yanında buluyorlardı.
O, Osmanlı ruhunun son temsilcisi idi. Ertuğrul ve Osman Gazilerin sahip olduğu hiç değişmeden devam eden Sünni inancı yaymakta büyük gayret sarf etti. İngilizlerin doğru inanç ve itikadı bozma çalışmalarına bir kale gibi karşı durdu.
O, merhamet ve şefkatin zirvesindeydi. Hayatına kastedenleri dahi affetti.
O, en mağdur padişah olarak tarihe geçecekti. Sadece ağır hakaretlere ve iftiralara maruz kalmadı. Kendi kesesinden yaptırdığı eserlerden ismi kaldırıldı. Tuğraları tahrip edildi. Resmen adı ve namı unutturulmak istendi.
O, bir asır boyunca anladığını zannedenlerin dahi anlayamadığı bir padişah oldu. Osmanlı Tarihi’ni herkese sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Kayı serisinin 10. Kitabında, o akıcı üslubu ile vefatının 100. sene-i devriyesinde 2. Abdülhamid Han’ı okuyucularının takdirine arz ediyor.
Kayı 3: Harameyn Hizmetinde Yavuz
Yüce Allah beni atalarımın ocağına padişah yapınca, şeriki ve benzeri olmayan Hakk Teâlâ hazretlerine tazarru ve niyaz ile münacaatlar eyledim. Ey asuman u zeminin yaratıcısı ve ey ins ü cinin ve hayvanların rızık vericisi Kerim ve Rahim olan Rabbim, Harem-i hassın olan Beytullah’ın ki o Kâbe-i saadet-penâhdır- bulunduğu Mekke-i Mükerreme ile iki cihan fahri habibin Muhammed Mustafa’nın mezarları, saadetlü merkad-i hümayunlarının olduğu Medine-i Münevvere’nin süpürgeciliğini bana nasip eyle!
- Yavuz Sultan Selim
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Osmanlı Devleti’nin soluk soluğa ilerleyen serüvenine Kayı 3: Haremeyn Hizmetinde ile devam ediyor.
Fatih Sultan Mehmed’in bir cihan devleti hâline getirdiği imparatorluk, onun ölümüyle başa geçen oğlu 2. Bayezid devrinde iki büyük çekişmeye sahne olacaktır: Saltanatının başlangıcında kardeşi Cem Sultan’la mücadelesi, sonunda ise oğulları arasında baş gösteren taht kavgaları… Kardeş kavgalarının neden olduğu kaostan istifade eden Safeviler ise, Anadolu’yu bir yangın yerine çevirecek;Şahkulu Baba Tekeli ve Nur Ali Halife isyanlarında binlerce Anadolu insanı hayatını kaybedecektir.
İşte böyle bir zamanda saltanatı devralan Selim Han’ın birlik ve beraberliği yeniden sağlama mücadelesi vekısa zamanda gerçekleştirdiği akıl almaz fetihler Kayı 3: Haremeyn Hizmetinde kitabında.
Bütün bunların yanında, 2. Bayezid ve Yavuz Sultan Selim dönemindeki savaşlar, imar faaliyetleri ve adı geçen padişahların manevi ve özel yaşamlarına dair bilinmeyenler, keyifli bir tarih sohbeti tadındaki eserde okuru bekliyor.
Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni
Mülk ü dünya kimseye baki değil, akıbet berbad olur
Ey Muhibbi, şöyle farz et kim Süleyman olmuşuz
Kanuni Sultan Süleyman
O, dinin sultanıdır!
Din sarayı, sancaklarının ve süngüsünün direk olmasıyla sağlamlaşmıştır.
O, savaşın sultanıdır!
Ne tarafa yönelse fetih ve zafer onunla birliktedir. Yabancı ülkeler sancağının dinlenme alanıdır.
O, güzel ahlakın sultanıdır!
Cömertlik, cesaret, olgunluk gibi tüm iyiliklerin kaynağıdır.
O, imarın sultanıdır!
Gücünün ve hâkimiyetinin âbidesi Süleymaniye; zarafetin ve estetiğin tasavvur harikasıdır.
O, adaletin sultanıdır!
Devletinin baharı dünyayı aydınlatmaya başlamasıyla birlikte, gül bile dikenden cevr ü cefa görmemiştir.
O, şiirin sultanıdır!
Kendi ifadesiyle: “Her ne gazel ki söyleye hep âşıkânedir”
O, aşkın sultanıdır!
Kahramanlar kılıç şakırtılarından haz duyarlar. O, gerçek aşkına Sigetvar önlerinde top sesleri ve tevhid naraları arasında kavuştu.
Yetiştirdiği yüzlerce tarihçiyle birlikte yaptığı televizyon programlarıyla herkese tarihi sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, KAYI IV: Ufukların Padişahı Kanuni kitabıyla; yedi iklim padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ı her yönüyle anlatıyor…
Osmanlı Toplumunda Aile
Osmanlı Ailesinin En Geniş Fotoğrafı...
“Aile bir toplumun en muhafazakâr, az değişen kurumlarından biridir ve şimdi bu asırda değişmektedir, bu değişme sebebiyle ‘aile’ kurumu kadar tarihçi araştırmalarını gerektiren bir konu yoktur. Bu nedenle Osmanlı toplumunda aile yapısı üzerine yazdığım ve tasvip gören makalelerimi yeniden ele almak, yeni malzemeyi araştırmak ve ‘millet’ sistemi ve ‘hukuktaki Romanizasyon’ gibi toplumsal ve hukukî çerçevesine oturtmak gerekiyordu. Bunsuz son 150 senedeki ailenin, aile hukukunun evrimini kavramak mümkün değildir. Bu nedenle 15.- 16. yüzyıllardan bugüne dek hukukî ve toplumsal çerçevesi içinde Osmanlı ailesinin gelişimini ele alan bu çalışmayı kaleme almayı gerekli gördüm.”
İlber Ortaylı
Geçmişi karanlık temel kurumlarımızdan biri olan ailenin, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki konumu, İlber Ortaylı'nın kaleminden değerlendiriliyor. Ortaylı, eşlerin birbirine karşı sorumlulukları, aile hukuku, çocuğun yetiştirilmesi, devletin Müslüman ve gayrimüslim ailelere yaklaşımı, miras, çok eşlilik, ataerkillik, harem gibi sağlıklı bilgi olmadan üzerine çokça konuşulan mevzuları ilk elden kaynaklarla yorumluyor.
Osmanlı Toplumunda Aile, yalnızca tarihçiler ve araştırmacılar için değil Osmanlı İmparatorluğu'ndaki yaşamı merak eden, sağlam bilgilerle donanmak isteyen herkes için ideal bir çalışma.
Türk İnkılabına Bakış
Türk İnkılâbı'nın temellerini erken bir dönemde hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek açıklıkla aşikâr kılan bir eserdir. "Türk İnkılâbına Bakışların iki özelliği vardır. Birincisi inkılâp öncesi fikir cereyanlarını en gerçek kaynaklarıyla ortaya koymaya çalışmış olmasıdır. Kitaptaki vesikalardan, Atatürk inkılâbının İkinci Meşrutiyette ortaya çıkan ve müdafaası yapılan Avrupalılaşma hareketinden aynen ilham aldığı görülür. Eserin ikinci özelliği, Türk İnkılâbının tarih felsefesi, medeniyetlerin mukayesesi, Şark (Doğu) ve Garp (Batı) mefhumlarının tahlili, İslâm Türk ve Batı düşünceleri arasındaki kaynakların müşterek oluşunu izah bakımından ilk deneme oluşudur.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.