

İslamın Vadettikleri
₺397,75 Orijinal fiyat: ₺397,75.₺214,50Şu andaki fiyat: ₺214,50.
Batı, yüzyıllar boyunca Müslümanları barbarlıkla, İslâm dünyasını da gericilikle suçladı, suçluyor. Batı, İslâm ülkelerine karşı Haçlı ruhunu dün olduğu kadar bugün de bazen sinsice, bazen alenen devam ettiriyor. Batı, kendi insanını gerek okul gerekse medya yoluyla İslâm düşmanı olarak yetiştiriyor. Batı, Müslümanlara her türlü iftirayı atmaya, kara çalmaya devam ediyor…
Roger Garaudy İslâm’ın Vâdettikleri’nde, İslâm’a ve Müslümanlara yapılan bütün saldırılara tek tek cevap veriyor. Müslümanlar olmasaydı, Batı’nın hâlâ Ortaçağ karalığında insanlık dışı bir hayat süreceğini ve asıl barbarların Batılılar olduğunu haykırıyor. Batı’nın her bakımdan iflas ettiğini açıklıyor. İslâm medeniyetinin dünyanın gelmiş geçmiş en soylu ve en insancıl medeniyeti olduğunu apaçık ispat ediyor. İslâm’ın gerçek değerini ve yüceliğini Batılı aydınlara reddedemeyecekleri bilgi ve belgelerle kabul ettiriyor. Batı’nın ve insanlık âleminin ancak İslâm bilgeliği ve insan anlayışıyla barış ve huzura ereceğini bütün aydın zihinlere yerleştiriyor.
Yayınevi |
Timaş Yayınları |
---|---|
Yazar |
Roger Garaudy |
Sayfa Sayısı |
240 |
Kağıt Cinsi |
2. Hamur |
Baskı Yılı |
2021 |
Boyut |
"13 ,00" ,50 X 21 |
Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Timaş Yayınları – İslamın Vadettikleri
/n
Batı, yüzyıllar boyunca Müslümanları barbarlıkla, İslâm dünyasını da gericilikle suçladı, suçluyor. Batı, İslâm ülkelerine karşı Haçlı ruhunu dün olduğu kadar bugün de bazen sinsice, bazen alenen devam ettiriyor. Batı, kendi insanını gerek okul gerekse medya yoluyla İslâm düşmanı olarak yetiştiriyor. Batı, Müslümanlara her türlü iftirayı atmaya, kara çalmaya devam ediyor…
Roger Garaudy İslâm’ın Vâdettikleri’nde, İslâm’a ve Müslümanlara yapılan bütün saldırılara tek tek cevap veriyor. Müslümanlar olmasaydı, Batı’nın hâlâ Ortaçağ karalığında insanlık dışı bir hayat süreceğini ve asıl barbarların Batılılar olduğunu haykırıyor. Batı’nın her bakımdan iflas ettiğini açıklıyor. İslâm medeniyetinin dünyanın gelmiş geçmiş en soylu ve en insancıl medeniyeti olduğunu apaçık ispat ediyor. İslâm’ın gerçek değerini ve yüceliğini Batılı aydınlara reddedemeyecekleri bilgi ve belgelerle kabul ettiriyor. Batı’nın ve insanlık âleminin ancak İslâm bilgeliği ve insan anlayışıyla barış ve huzura ereceğini bütün aydın zihinlere yerleştiriyor.
İlgili ürünler
Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı
Kimdir, “Beyaz Müslümanlar”?..
Soner Yalçın bu kez okurlarını, tarikat şeyhi Harun Hoca’nın (Aaron Kandiyoti) peşinden, tarikatlara, dergahlara, müritlere, siyaset ve ticaret dünyasına, ilginç akrabalık bağlarına uzanan bir yolculuğa çıkarıyor...
İslamcı çevrelerin içindeki Sabetayistler...
Tarikatlara, tekkelere, müritlere, iş dünyasına, siyasete ve ilginç akrabalık bağlantılarına uzanan ilişkiler ağı... İsimler... İsimler...
Said-i Nursi’nin, mezarından kaçırılan cesedi yıllardır neden bulunamıyor?..
Sabetay Sevi’nin sağ kolu Osman Çelebi, hangi ünlü Mevlevi’nin büyükdedesiydi?..
Nazım Hikmet’in Nakşibendi Gümüşhaneli Dergahı’yla akrabalık bağları neydi?..
Türkiye’nin sayılı zenginlerinden, tarikatçı bir ailenin sosyetik gelinleri kimler?..
Yahudi Alyans Okulu mezunu ünlü şeyh kimdi?.
Doğu Batı Arasında İslam
Son yüzyılın en önemli Müslüman düşünür ve devlet adamlarından birisi olan Aliya İzetbegoviç’in başyapıtı sayılan Doğu Batı Arasında İslam, büyük bir bilgi birikimini derin bir tefekkür ile harmanlayarak geniş bir bakış açısı sunuyor. Felsefe, sanat ve sosyoloji gibi disiplinlerin kültürel öğelerle etkileşimlerini temel alan bir düşünce sistematiği inşa eden İzetbegoviç, İslam’ın kuşatıcı ve dönüştürücü özüne doğru bir yol izliyor. Doğu’da ve Batı’da, İslam’ın bütün güzelliklerini tıpkı güneşin hareketlerini takip eder gibi modern dünyanın karanlık yanlarına ulaştırmak isteyen bu eser aynı zamanda örnek bir yaşamın da ürünü. “İslam, adını kanunlarından, emir ve yasaklarından, talep ettiği bedensel ve ruhsal çabadan değil, tüm bunları kapsayan ve aynı zamanda aşan, bir marifet anından, ruhun zaman ile yarışma kuvvetinden, bir mevcudiyetin sunabileceği her şeye tahammül etme dirayetinden, tek kelime ile teslimiyet hakikatinden almıştır. Ey teslimiyet, senin adın İslam’dır!”
Gençler İçin Peygamberimizin Hayatı
İslam
İslam ve Türkiye tarihi konusunda en önemli tarihçilerden biri olan merhum Bernard Lewis, Hz. Muhammed’in peygamber olmasıyla başlayan ve Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesine kadar uzanan yaklaşık sekiz yüzyıl boyunca İslam tarihinde bir yolculuğa çıkıyor. Arabistan Yarımadası’ndan başlayıp Orta Doğu’ya, Kuzey Afrika’ya, Asya’nın büyük bir bölümüne, Kuzey ve Güney Avrupa’ya yayılan İslam’ın bu tarihsel yolculuğunda, farklı devlet ve halkların ortak inanç temelinde yarattıkları bir uygarlığın tarihini herhangi bir yorum yapmadan orijinal belgelerle okumak, Lewis’in okuyucusu için de heyecan verici bir deneyim oluyor. Üstelik, Bernard Lewis okuyucusunu heyecan verici bir yolculuğa çıkarmakla kalmayıp, kendi tarihsel çalışmaları için derlediği belgeleri paylaşarak İslam tarihi konusunda araştırma yapan tarihçilere de bir yol haritası çıkarıyor.
Elbette tarih yazımı belgelerden ibaret değil. Bernard Lewis, tarihçilere sadece bir yol haritası veriyor. Tarihçiye düşen görev, bu yol haritasında, belgeler arasında kuracağı bağlantılarla, belgeleri yorumlayışıyla ve farklı belgelerle zenginleştirmesiyle kendi özgün tarihini yazmak oluyor. Lewis, tarihin sadece belgelerden ibaret olduğunu savunmuyor, aksine “bu çalışmalardaki değerlendirmeler, hatta kabul görmüş olgular olma iddiasındaki basit açıklamalar bile titizlikle ele alınmalıdır” uyarısında bulunuyor. Tarih çalışmalarının sadece belgelerden ibaret olduğunu ileri sürmek ne kadar eksik bir anlayışsa belge olmadan tarihsel çalışma yapmanın mümkün olduğunu ileri sürmek de o kadar hatalı bir anlayıştır.
İslam, İslam uygarlığı ve tarihi konusunda araştırma yapan tüm tarihçilerin ve bu büyük uygarlığın tarihine ilgi duyan herkesin mutlaka okuması gereken bir başyapıt.
İyileştir Kalbini & Duygusal Ve Manevi İyilik Rehberi
Kalbimiz niçin bu kadar çabuk kırılıyor?
Duyduğumuz acılar aslında neyin işareti ve nasıl yorumlanmalı?
Kalbimizin hassas ve savunmasız yaratılmış olması arınma yolculuğumuzun bir parçası olabilir mi?
Her an mutlu olmak gerçekçi bir beklenti değilse acı ve ıstıraba bakışımız nasıl olduğunda içimizdeki boşluk hissi anlamla dolar?
Dünya çapında konferansları milyonlar tarafından takip edilen Yasmin Mogahed, İyileştir Kalbini adlı yeni kitabında bizi kalbimizle yüzleştirip ruhumuza doğru bir yolculuğa çıkarıyor ve içimizde hissettiğimiz boşluğun nedenleri üzerinde duruyor.
İnsanı üzen, boşluğa düşüren asıl nedenin, hayatımızın ve kalbimizin merkezine Allah’ın sevgisini yerleştirmememiz olduğunu anlatan Mogahed, önceliklerimizi yaradılış gerçeğimize uygun hale getirdiğimizde açılacak yolları, içinden geçtiğimiz imtihanlardan selim bir kalple çıkabilmemiz için hatırda tutmamız gerekenleri paylaşıyor.
Duygusal ve ruhsal iyilik için bir rehber niteliğinde olan İyileştir Kalbini, içimizdeki boşluk hissini dolduracak kaynakları, insanlık için apaçık bir rehber olan Kur’an ayetlerinden ve Peygamberimizin hayatından örneklerle sunuyor.
Kaderi Merak Ediyorum
Yaldızlı Fısıltılar
“Hak, yaldızlı fısıltılarla perdelenemez…”
Aslında her bâtıl ideoloji bir fısıltıdır. Ateizm, deizm, agnostisizm, feminizm, darwinizm…
Hepsi hakikatin önünü kapatıp durmaya çalışan süslü kelimelerle, ‘parlak’ fikirlerle bezenmiş şeytanî fısıltılardır.
Bu fısıltılar, insanı Hak’tan çeldirebilir ve onun anlam arayışına cevap verebilir mi?
Gerçek özgürlük, kalıcı mutluluk; bu yaldızlı fısıltıların arkasında mı saklı?
Yaldızlı Fısıltılar, insanın varoluşuna, kalbine ve akledişine meydan okuyan 15 ayrı ideolojinin perde arkasını aralıyor. Pozitivizmin kıt yaklaşımı, agnostisizmin ikircikli belirsizliği, feminizmin rövanşist öfkesi, darwinizmin başlangıçsız kör rastlantısallığı… Tüm bu izmler, hakikate alternatif sunmaya çalışırken, insanı nereye çağırıyor?
Bu kitap, her bir ideolojinin ışıltılı ama yanıltıcı yüzeyini kazıyıp, altındaki çelişki ve yanlışlıkları gün yüzüne çıkarıyor.
Hak yolun daveti sade ve nettir. Ancak bu davet, kişinin hevâsına uygun düşmediğinde; insan bu gerçeği göz ardı etmeyi seçer ve yaldızlı ama içi boş fısıltıların peşine takılır.
Yaldızlı Fısıltılar, kalbini ve akledişini hakikate bilerek kapatmayanlar için bir rehber; yanıltıcı fısıltıların ötesinde, hakikatin berrak ışığını gösteren bir pusuladır.
Gerçeği aramaya hazır mısın?
Yedi Ayet Yedi Şahsiyet & Fatiha Suresi Tefsiri
Kur’an; hayatı ve cemi cümle varlığı anlamlandırır. Hayatın anlamı ancak Kur’an ile idrak edilebilir. Efendimizin (sav) ifadesiyle, “Fatiha” Kur’an’ın özüdür. O özü idrak etmek, özün temsil ettiği Kur’an’ın bütününü idrak etmek, demektir. Kur’an’ın bütününü idrak etmek ise hayatın anlam ve özüne nüfuz etmektir.
Bu sebeple “Fatiha”yı anlamak ve yaşamak Kur’an’ın ahlakıyla ahlaklanmaktır. Kulluk hayatın, namaz kulluğun, Fatiha da namazın ruhudur.
Yasin Pişgin, Yedi Ayet Yedi Şahsiyet’te, sadece Mushaf’ı değil aynı zamanda insanı da açan, açıklayan ve tanımlayan Fatiha suresinin yedi ayetini tefsir ederken, bu yedi ayetin içerisine serpiştirilmiş yedi şahsiyetin karakter özelliklerine de işaret ederek insanın kimliğine, kiminle olması ve olmaması gerektiğine vurgu yapıyor.
Ta ki hayatın anlam ve özüne nüfuz edebilmenin kapıları aralansın….
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.