Her Şeye Canını Sıkma Ey Gönül
₺250,00 Orijinal fiyat: ₺250,00.₺186,87Şu andaki fiyat: ₺186,87.
“Kalbi vesveselerden arındırma ve zihni susturma sanatı”
İnsan her ne kadar bedeniyle sınırlı bir varlık gibi görünse de, dipsiz bir kuyu, hatta akıl almaz bir uçurumdur içi… Sınırlı bedeninde, sınırsız bir âlem yaşar ki, bu âlemi yaşanmaz hale getiren bir dolu vesveseyle boğuşur durur hayatı boyunca.
Gönül terbiyesinden geçmemiş olanlar için, vesvesenin neden olduğu cehennem, hem birtakım fiziksel ve ruhsal sıkıntılara yol açar, hem sınav yolundaki kıymetli deneyimleri anlamsız talihsizliklere dönüştürür.
Oysa vesvesenin doktoru olmak, insana şifa ve hidayet de versin diye indirilmiş olan Kuran’ın rehberliğiyle mümkündür.
“Zihnim hiç susmuyor.”
“Ne yaparsam yapayım hep içim daralıyor.”
“Sevdiklerimi kaybetme korkusu yaşıyorum.”
“Geleceğimden çok korkuyorum.”
“Küçücük şeyler bile aklıma takılıyor, içimi yiyor.”
“Nereye gidersem gideyim içimde hep bir huzursuzluk var.”
“En mutlu anımda bile kötü bir şey olacak endişesine kapılıyorum.”
İşte bütün bu vesveseler, hakkından gelinmediğinde insan hayatını cehenneme dönüştürebilecek kadar güçlü düşmanlar. Milyonlarca okurun içsel yolculuğuna uzun yıllardır rehberlik etmeye devam eden yazar Uğur Koşar’ın Her Şeye Canını Sıkma Ey Gönül adlı bu kitabı, sınav yolunu cennete çevirmek niyetiyle kaleme alınmış, ilim, ilham ve bilgi dolu bir şifa kaynağı.
| Yayınevi |
Destek Yayınları |
|---|---|
| Yazar |
Uğur Koşar |
| Sayfa Sayısı |
176 |
| Kağıt Cinsi |
2. Hamur |
| Baskı Yılı |
2019 |
| Boyut |
"13 ,00 X 21 ,00" |
| Cilt Tipi |
Karton Kapak |
3 adet stokta
Destek Yayınları – Her Şeye Canını Sıkma Ey Gönül
/n
“Kalbi vesveselerden arındırma ve zihni susturma sanatı”
İnsan her ne kadar bedeniyle sınırlı bir varlık gibi görünse de, dipsiz bir kuyu, hatta akıl almaz bir uçurumdur içi… Sınırlı bedeninde, sınırsız bir âlem yaşar ki, bu âlemi yaşanmaz hale getiren bir dolu vesveseyle boğuşur durur hayatı boyunca.
Gönül terbiyesinden geçmemiş olanlar için, vesvesenin neden olduğu cehennem, hem birtakım fiziksel ve ruhsal sıkıntılara yol açar, hem sınav yolundaki kıymetli deneyimleri anlamsız talihsizliklere dönüştürür.
Oysa vesvesenin doktoru olmak, insana şifa ve hidayet de versin diye indirilmiş olan Kuran’ın rehberliğiyle mümkündür.
“Zihnim hiç susmuyor.”
“Ne yaparsam yapayım hep içim daralıyor.”
“Sevdiklerimi kaybetme korkusu yaşıyorum.”
“Geleceğimden çok korkuyorum.”
“Küçücük şeyler bile aklıma takılıyor, içimi yiyor.”
“Nereye gidersem gideyim içimde hep bir huzursuzluk var.”
“En mutlu anımda bile kötü bir şey olacak endişesine kapılıyorum.”
İşte bütün bu vesveseler, hakkından gelinmediğinde insan hayatını cehenneme dönüştürebilecek kadar güçlü düşmanlar. Milyonlarca okurun içsel yolculuğuna uzun yıllardır rehberlik etmeye devam eden yazar Uğur Koşar’ın Her Şeye Canını Sıkma Ey Gönül adlı bu kitabı, sınav yolunu cennete çevirmek niyetiyle kaleme alınmış, ilim, ilham ve bilgi dolu bir şifa kaynağı.
İlgili ürünler
Ben Annemin Sırlarıyım
Geçmiş iyileşirse gelecek de iyileşir...
“Dedesi koruk yer torununun dişi kamaşır” diye bir atasözü vardır. Anne babaların hatırlamadığı sırlar bile, çocukları hasta eder. Hepimiz bir zaman tünelinde seyahat ediyoruz, üstelik dededen toruna hiçbir şey kaybolmuyor bu tünelde.
Zaman su gibi akıp geçiyor, yıllar yılları kovalıyor sanıyoruz ama çoğu hiç geçmiyor ve içindeki anılarla yerinde öylece duruyor. Hatırlamadıkların bile hem seni hem çocuğunu hasta etmeye devam ediyor.
Oysa hepsini iyileştirmek mümkün...
Geçmişin karanlık tüneline girmeye cesaret edersen, hem çocuğunun fiziksel hastalıklarını hem de kendi çocukluğunu ve hastalıklarını iyileştirebilirsin. Sen çocukluğuna bir adım attığında çocukluğun da sana on adım atacaktır, çünkü sırlar her zaman ortaya çıkmak ister. Senin “hastalık” sandığın deneyim, aslında çocukluğunun anlaşılmamış bir mesajıdır. Bu kitap geçmişle yüzleşmek için değil anlamak ve iyileştirmek için yazıldı.
Ben Kendime Yeterim – Bir Hakikat Yolculuğu
Nereye gittiğini bilen birine, bütün dünya yol verir.
Karanlık, ne kaderindir ne de bir süreç... Çakacağın bir kibrite bakar aydınlığın. Herkes kendi yolunun ışığı olmak zorundadır. Ne geçmişin gölgesine kaç ne de geleceğin belirsizliğinden kork... Hayat, bilinmezliğiyle güzeldir aslında. Hesapsız kitapsız oluşuyla sürprizlidir. Hiçbir şeyin garantisi yok... Tam da bu yüzden cesur olanların sahnesidir dünya...
Sahnenin kenarındaki güvenli koltuklarında oturup, olan biteni izleyenler ne bilsinler yaraları iyileştirebilmeyi, ne bilsinler düştükten sonra ayağa kalkmanın hazzını, ne bilsinler aşkı, ayrılığı, hayal kırıklığını ve her şeye rağmen yeniden sevebilmenin gücünü? Ne bilsinler kaybetmeyi, kazanmayı? Yolda olmak yaşamaktır, sahnede olmak hayatta olmaktır.
Bırak Olduğu Gibi Gelsin Hayat
KAYBETME KORKUSU BİRİNİ ÇOK SEVMEKTEN DEĞİL, KENDİNİ HİÇ SEVMEMEKTENDİR.
Sevdiğiniz insanı çok kıskandığınız oluyor mu?
Peki ya, sevdiğiniz için kendinizi gözden çıkardığınız, var gücünüzle fedakârlıklarda bulunduğunuz, kendinizi sorgusuzca uğruna adadığınız, benliğinizden çaldığınız zamanlar var mı?
Sevdiğiniz için hep bir şeylere katlandığınız, tahammül etmek zorunda kaldığınız, acı çektiğiniz, çaresiz hissettiğiniz oluyor mu?
Bu şekilde giderek sevginin içinde kendiniz olmaktan uzaklaştığınızın farkına varabiliyor musunuz?
Bütün bunlar sevginin mutlak birer parçasıymış gibi geliyorsa size, sevginin içinde değil, sevgi sandığınız bir hissin içinde kayboluyorsunuz demektir.
Sevgi tahammül etmek değildir, katlanmak, adanmak ve bu yolda benliğinizi gözden çıkarmak da değildir. Sevgi sandığınız hisleri hayatınızdan çıkarmayı başardığınızda, geriye emeğinizle büyüyen eşsiz bir mutluluk, güven ve huzur ka
Evrenin İlahi Dili
Hayatımda yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Yıllardır çabalıyordum. Bir türlü hayalini kurduğum yere bırak gelmeyi, yanına bile yaklaşamamıştım. Kontrol etmeye çalıştığım her şey, kontrolümden çıkmıştı.Herkese saçımı süpürge etmiştim, kimse kıymetimi bilmemişti. Hep de beni bulur, hep de benim başıma gelirdi...
Arızalanmaktan yorulmuştum...
Toplumun benden istediği "iyi insan" karakterini elimden gelenin en iyisiyle uygulamaya çalışmama rağmen, kuma batmış araba gibiydim.Gaza bastıkça gömülüyordum ve kendimi çıkmazda hissediyordum. Ne zaman ki fark ettim , korktuğum her şey başıma geliyor, işte o zaman benim için uyanış başlamıştı...
Bütüne Işık Olsun
Kaderin Kodu
Işığa tapmadan, karanlığa sapmadan...
“Madde evreni” her an hareket halindedir ve her hareketin bir titreşimi vardır.
Hareketlerinin, seçimlerinin, duygu, düşünce ve ifadelerinin de sana özgü bir titreşimi var...
Senden yansıyanları, hayat aynasından kaderin olarak seyredersin.
Kaderin kalemi dildedir.
İfadelerinle hayatına neyi davet ettiğinin farkında mısın?
Davranışların ve tutumun sana nasıl bir kader getiriyor?
Başına gelen olaylar hangi konularda seni uyarıyor?
Seçtiğin meslek sana ne anlatıyor?
Bedenindeki sorunlar neyin habercisi?
Yaşadığın kazaların içindeki mesajları okuyabiliyor musun?
Gelecek planın sadece senin seçimlerinden mi oluşuyor?
Sistem bütün bu konularla ilgili seninle konuşurken çok özel bir dil kullanır.
Kâinatın bu özel diliyle iletişim kurabilmek için hayatın alfabesini biliyor olmak gerekir...
Peki, nedir hayatın gizli dilinin alfabesi?
Olaylar, durumlar, eylemler, seçimler, sözler ve ifadeler üzerinden hayatı okumaya başladığında sistemle bilinçli bir işbirliği kurmuş olursun.
İşte o zaman hayatın gerçek ritmini yakalarsın.
Koltuğumdaki Kadınlar
Dr. Ayşe Duman Koltuğumdaki Kadınlar’da içsel sevincini yitirmiş, dışsal iyi hissediş oyuncaklarına bağımlı hale gelmiş zihin-bedenlerin acılarından ve ızdıraplarından söz ediyor. Yani seni, beni, bizi bize anlatıyor.
Koltuğuna oturan kadınların hikâyeleri eşliğinde, kadının kendine zihnini şefkatle dinleme, beden kayıtlarını anlama, kabul etme ve değişme izni verdiğinde “iyileşmenin” nasıl da mümkün olduğunu gösteriyor.
Yaşam yolculuğunda beden bilgeliğinin önemini vurgulayan Dr. Duman, kadını dış seslerin gürültülerinden, şartlanmışlıklardan, düzen kurucuların dayatmalarından özgürleşerek biyolojinin fısıltılarını duymaya davet ediyor.
“Hikâyelerimizle birbirimize bağlı olduğumuz yaşam yolculuğunda neşelerimiz kadar acılarımız da ışık oluyor birbirimize.
Acıyı, ona tutsak olmadan özgürleşmenin, var olma sevincini hissetmenin en sağlam basamağı olarak kullanan kadınların hikâyeleri ışık olsun istedim, yola çıkmak isteyenlere, yolda olanlara.”
Sen Yola Çık Yol Sana Görünür
Her Şey Vaktini Bekler. Ne Gül Vaktinden Önce Açar Ne de Güneş Vaktinden Önce Doğar. Biraz Sabret Senin Olan Sana Gelecektir.
Mevlana 21. yüzyılda dünyanın başına gelenleri görseydi acaba ne düşünürdü?
Bu hız çağında boğuştuğumuz sorunları çözüme ulaştırmak için bize nasıl yol gösterirdi?
Hakan Mengüç, kaleme aldığı bu yeni kitabında tam da bu soruların yanıtını arıyor.
Büyük düşünür, sekiz yüz yıl öncesinden sesleniyor çağımızın acı çeken ruhlarına...
Onlara 21 altın kuralı hatırlatıyor!
Hiçbir şeyin çaresiz ve çözümsüz olmadığını, her derdin içinde bir derman saklı olduğunu fısıldıyor.
Peki ya o dermanı bulmak mümkün mü?
Doğru yere bakınca evet...
Doğru yeri bilen gönül gözünü uyandırmanın tam zamanı...
Aradığın hazine tam olarak durduğun yerde.
Hoş geldin yol arkadaşım.
Yaşamak Sakinlik İster
Sen yavaşladığında her şey düzelecek...
Ne kadar hızlı olursan hayatı o kadar erken ve kuvvetli yakalarsın gibi geliyor. Ne kadar hızlı olursan o kadar başarılı ve kazançlı olacağına inanıyorsun. Hayatta kalabilmenin tek çaresi, çağın hızına ayak uydurabilmek diye düşünüyorsun. Oysa sen hızlandıkça, stres ve kaos artıyor sadece... Sen hızlandıkça çözümsüz görünen sorunlar, kaygı ve belirsizlik çoğalıyor. Çözmek için daha da hızlandığında, çözümsüz bir hal alıyor her şey...
Ne zaman çözümcü, üretken, başarılı, kazançlı ve en önemlisi de sağlıklı olursun biliyor musun?
Yavaşladığında...
Çünkü sakinliğin içinde çözüm vardır, çare vardır, yaratıcılık ve fikir vardır. Sakinlikte bilgelik, bilgelikte anlam ve değer vardır.
Sakinlik “detay” demektir ve unutma ki farkı yaratacak olan da yine detaylardır. Çünkü detayda fırsatlar vardır.
Çağımızın insanı, ihtiyaç duyduğu fırsatları, çareleri, huzuru, güveni, sağlığı, başarıyı ve ilhamı hızın içinde kaybetti.
Oysa sükûnette beklemeye devam ediyor hepsi...
Bu kitap sükûnete verilecek emeğin yol rehberidir işte.

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.