

Başka Bir Şey
₺358,00 Orijinal fiyat: ₺358,00.₺176,40Şu andaki fiyat: ₺176,40.
Aklın gidiş biletini aldığı yerde kalp çoktan dönüş biletini ayırmıştır.
Aslında her şey bir rüyayla başladı. Sahi rüyalara inanır mısınız? Ben inanmazdım. Ta ki aynı rüyayı birkaç kez görene kadar… Uyandığınız an ya da günün herhangi bir anında ne yaparsanız yapın rüyanızın tamamını hatırlayamayacaksınız. Her seferinde en fazla yarısı ya da küçük bir bölümü tamamlanmış bir hikâyeye bakar gibi bakacaksınız rüyalarınıza…
Bir rüyanın peşinden koşmak kimilerine anlamsız gelebilir, bense bununla ilgilenmiyorum. Sadece kalbimin sesini dinlemek istiyorum çünkü kalbimi hafife almaktan, sezgilerimi görmezden gelmekten korkuyorum. Siz sadece şunu düşünün, ya gördüğünüz rüyayı sizinle birlikte bir başkası daha görüyorsa? Ya siz de o başka bir şeyi yaşıyorsanız ama haberiniz yoksa? Aşk başka bir şeydir. Bazen gördüğünüz rüyanın içindeki mor bir şemsiye, bazen mesafelere inat yanı başınızda duran bir gazoz kapağı, bazense zamanın içinde saklanan gizli bir zamandır aşk. İnanmaya, hissetmeye ve yaşamaya değer…
Yayınevi |
Destek Yayınları |
---|---|
Yazar |
Ahmet Batman |
Sayfa Sayısı |
183 |
Kağıt Cinsi |
2. Hamur |
Baskı Yılı |
2019 |
Boyut |
"13 ,00 X 19 ,00" |
Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Destek Yayınları – Başka Bir Şey
/n
Aklın gidiş biletini aldığı yerde kalp çoktan dönüş biletini ayırmıştır.
Aslında her şey bir rüyayla başladı. Sahi rüyalara inanır mısınız? Ben inanmazdım. Ta ki aynı rüyayı birkaç kez görene kadar… Uyandığınız an ya da günün herhangi bir anında ne yaparsanız yapın rüyanızın tamamını hatırlayamayacaksınız. Her seferinde en fazla yarısı ya da küçük bir bölümü tamamlanmış bir hikâyeye bakar gibi bakacaksınız rüyalarınıza…
Bir rüyanın peşinden koşmak kimilerine anlamsız gelebilir, bense bununla ilgilenmiyorum. Sadece kalbimin sesini dinlemek istiyorum çünkü kalbimi hafife almaktan, sezgilerimi görmezden gelmekten korkuyorum. Siz sadece şunu düşünün, ya gördüğünüz rüyayı sizinle birlikte bir başkası daha görüyorsa? Ya siz de o başka bir şeyi yaşıyorsanız ama haberiniz yoksa? Aşk başka bir şeydir. Bazen gördüğünüz rüyanın içindeki mor bir şemsiye, bazen mesafelere inat yanı başınızda duran bir gazoz kapağı, bazense zamanın içinde saklanan gizli bir zamandır aşk. İnanmaya, hissetmeye ve yaşamaya değer…
İlgili ürünler
Aydınlanma Değil Merhamet!
Rusya, Rusya! Çıkarıp atmak istediğim bir miğfer gibisin başımda!
"Bir sabah uyanıyorsunuz ve yoksunuz. Aynaya bakıyorsunuz, yüzünüz aynı yüz, elleriniz aynı eller... Bedeninizi yokluyorsunuz, orada duruyor... Ama siz hükümsüzleştirilmişsiniz, yoksunuz... Tapındığınız Allah'ın kitabı da dahil olmak üzere her şey, herkes değişmiş, tanımıyorsunuz... Rusya'ya ve bana böyle oldu."
Gogol'un İzinde dörtlüsünün Rus kahramanı, Prens Aleksi Kristovoviç Zelenski'nin dediği gibi: "Diriliş, ancak isteniyorsa gerçekleşebilir; ancak o zaman mümkündür."
Eyvallah – Birlik Dükkanı
Fesleğen
Gitmek mi zordur, kalmak mı?
Kalmayı bilmem ama, gitmelerin hiç de kolay olmadığını anladım. Hesaplaşması varmış bu işin, dönmek isteyip de dönememesi, yüreğinde uzayıp giden gurbetleri varmış. Üstelik gittiğinde iki kişilik bir bedel ödüyormuş insan...
Benim adım Fesleğen. Ben bu hikâyenin gideniyim... Anlatacak çok şeyim var ve itiraf edeceğim bir dolu kaygılarım...
Kalemimi kâğıdımı hazırladım. Bir fesleğenin toprağına duyduğu hasreti yazacağım, bir fesleğenin yağmura özlemini anlatacağım, güneşine hasretini. Bir kızın yüreğini açık edeceğim size.
Eğer bir gün siz de doğduğu topraklardan uzaklara ekilmiş, güneşe uzanmaya çalışan minik bir çiçek görürseniz üzerine basıp geçmeyin olur mu?
Bu dünyada yalnız başına yürüyen birinin Allah’tan başka kimi vardır ki? Bir de siz sebebi olmayın kederinin...
Ve lütfen sevenleri ayırmayın!
Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir
Kader, insandan vazgeçmiyor. Anbean yeniden ve yeniden yazılıyor. Öyle anlar geliyor ki yapmam dediğin şeyi yapıyorsun, katlanamam dediğin şeye katlanıyorsun, sevemem dediğini seviyorsun, gidemem sanırken bir anda çekip gidebiliyorsun, öldüm diyorsun ama yine de yaşıyorsun...
Başlarına ne geleceğini bilmeden uzun bir yola çıkan arayış içindeki genç bir sufi ile aklı karışık genç bir kızın bu yolculuklarında yazgılarından başka güvenecekleri hiç ama hiçbir şeyleri yoktur.
Yedi gün boyunca yanlarında para, yiyecek, kıyafet ve en önemlisi de hiçbir planları olmadan şehir şehir dolaştıktan sonra başladıkları yere geri döndüklerinde onlar için artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Sadece yedi günde bile değişebilir miydi insan?
Yeniden yazılabilir miydi kader?
Elbette sadece yedi günde değişebilirdi her şey...
Tıpkı sazlıktaki bir kamışın, yedi evreden sonra içli sesler verebilen bir “ney”e dönüşmesi gibi...
Keşke Burada Olsaydın
Sekiz milyar insanla paylaştığımız bu güzel gezegende geçirdiğimiz son yıllar bize ne mi söylüyor?
Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.
Bazen her şeyin yoluna girmesi için raydan çıkması gerekir.
Yaşamana bak, aksi takdirde elinde planın kalacak, hayatın değil!
Diana O`Toole hayatıyla ilgili ideal yol haritasını çoktan çizdi.
Otuzuna gelmeden evlenmiş olacak, otuz beşine kadar da anne.
New York`tan taşınıp şirin bir banliyöde yaşayacak, kariyeri için de hedefleri belli.
İdeal eş adayıyla tanıştı bile, Finn bir cerrah ve Galapagos`a yapacakları romantik kaçamağın tek amacı var: Unutulmaz bir evlilik teklifi.
Yola çıkmalarının arifesinde Finn kötü haberi verecek:
Şehirde bir sağlık krizi var ve hastanede herkes gibi işinin başında olmak zorunda ama Diana o tatile ikisi adına çıkmalı çünkü zaten bir süre görüşemeyecekler ve geri ödemesiz seyahatin iptali yazık olur.
Diana adaya vardığında kriz sanılanın, tüm dünyayı pençesine alan pandemi olduğu anlaşılıyor. Rüya tatil adada ne zaman sonlanacağı belli olmayan karantinaya dönüşüyor.
Diana ilk kez dünyanın geri kalanından izole halde, konfor alanının dışına çıkmak zorunda. Dahası karantinada tanıştığı yabancılar ilişkilerini, seçimlerini ve kaderini sorgulamasına yol açacak.
Kız Kardeşim İçin, Cam Çocuk, Küçük Muazzam Şeyler`in yazarından kriz anlarında yüzleştiğimiz gerçek benliğimize, aşka ve tercihlere dair unutulmaz bir roman.
Jodi Picoult bir kez daha karanlığın içinden geçip ışığı bulma konusunda usta olduğunu kanıtlıyor. Keşke Burada Olsaydın, insan ruhunun direncini ve zaferini büyüleyici bir dille anlatıyor.
Taylor Jenkins Reid
Keşke Burada Olsaydın, çok katmanlı ve özgün karakterleriyle Picoult`nun neden bu kadar çok sevildiğini hepimize bir kez daha hatırlatıyor, korku karşısında cesaretimizin sınırlarını sorguluyor.
Magic Radio Book Club
Jodi Picoult romanlarıyla hem kalbinize dokunmayı hem de zihninizi genişletmeyi bilen o nadir, milyonda bir görülen yazarlardan. Bu romanda da yine bilge, yine şaşırtıcı ve yine olağanüstü.
Emily Henry
Keşke Burada Olsaydın`da Jodi Picoult muhteşem bir şey yapıyor, sıradışı duyguları ustalıkla gün yüzüne çıkarıyor. Sabahın üçünde bitirip sonra tekrar baştan okumaya başladım!
Caroline Leavitt
Goodreads Okur Ödülleri Finalisti
Korkma Kalbim
Kedileri seven kadınlar yalnızlıktan korkarmış, köpekleri ise aslında kendilerini güvende hissetmek istediklerinden severlermiş... Sen filleri severdin ve bir fil kalbi kırıldığında ölebilirmiş. Sen filleri boşuna sevmiyorsun güzel kadın. Sen kalbinin kırılmasından korkuyorsun da haberin yok. Korkmasın kalbin çünkü o artık benim de kalbim...
- Benim korkak kalbim size aşık oldu...
- Kutu kutu pense oynamıyoruz küçük bey, aşkı çocuk oyunu mu sandınız siz?
- Aşkın bir oyun olmadığını öğrenecek kadar büyüdüm ama şayet aşk bir çocuk oyunu olsaydı ve o oyunun adı da kutu kutu pense olsaydı tüm dünya size arkasını dönse bile ben size arkamı dönmezdim küçükhanım...
- Böyle konuşursan kilitlenirim ben ama...
- Eğer kilitlendiğiniz yer kalbim olacaksa bundan memnuniyet duyarım.
- Susuyorum.
- Ben de size...
Yeşil Mürekkep
Sabahattin Ali, Bulgaristan’a kaçmasını sağlayacak kişinin istihbarat ajanı olduğunun farkına varamadı. Kendisini, adı ölüm olan o dipsiz kuyuya bıraktı.
“Kuyucaklı Yusuf”, “İçimizdeki Şeytan”, “Kürk Mantolu Madonna”, bir dolu öykü ve çoğu şarkı olacak şiirler yazamayacaktı artık. Devlet eliyle öldürülecek, “Ankara” isimli yeni romanı da yarım kalacaktı. Başkentte devletin acımasız çarklarının nasıl döndüğünü, siyasilerin ve bürokratların kirli ellerinin nerelere uzanabildiğini yazacaktı mümkün olsa.
Yazamadı.
Başına indirilen bir odun parçasıyla, kanlar içinde yığıldı yere. Yeşil mürekkepli dolmakalemi düştü cebinden. Çantasından, yeni romanının sayfaları savruldu etrafa. Yazıları yetim kalmıştı.
Biricik kızı Filiz de öyle.
Gözleri bir daha açılmamak üzere kapanırken, cüzdanında güzel Aliye’nin fotoğrafları da ağlıyordu.
Kısacık bir hayata, nesilden nesile miras kalacak eşsiz eserler sığdırmayı başarmış, vatansever bir aydındı Sabahattin Ali.
Yazılarıyla haksızlığa, baskıya ve dayatmalara başkaldıran, aşka âşık bir sevda adamıydı.
“Ela Gözlü Pars Celile”nin yazarı Osman Balcıgil’in kaleminden dökülen “Yeşil Mürekkep” acılı kuşağın mücadelesini tarihe not düşen emsalsiz bir roman.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.