

Alemciler
₺292,50 Orijinal fiyat: ₺292,50.₺120,60Şu andaki fiyat: ₺120,60.
“Minibüstür kuş olur, kuştur uçar. Canım sağolsun dersin geçersin.”
Zafer Doruk’un Âlemciler‘i işte böyle bir dünyada yaşıyor. Kuşçu Kâmil, Memiş Emmi, Şaşı Ömer, Ebleh Hasan, Kahveci Yakup, Kör Ethem, Adanalı Osman, uzatmalı işsiz İsmail, Güney’in baharlı kültürünün bir tül gibi sardığı öykülerde canlanıyor.
Gençliğinde hayatın tadını gönlünce çıkarmış, şimdi pişmanlığın pençesinde ölmeye yatanlar, karanlık hücresinde zihninin oyunlarına mağlup düşenler, kardeş öfkesiyle boğma rakı eşliğinde aya karşı beyitler okuyan eski âlemciler, eziyetle vahşileştirdiği köpeklerden birinin elinde can verenler ve tıpkı yazlık bahçede, renkli ampullerle donatılmış söğütlerin altında izlenen filmler gibi unutulamayan, bir ömür yara gibi taşınan aşklar…
Öykücülükte otuz yılı geride bırakan ve eserleri çeşitli ödüllere layık görülen Zafer Doruk, yeni kitabı Âlemciler‘de, ışığı loşluğunda, sıcağı ayazında saklayan o güzel sokaklarda, hikâyeleri hiç bitmeyen alazlı insanların arasında dolaştırıyor bizi yine…
Yayınevi |
Sel Yayıncılık |
---|---|
Yazar |
Zafer Doruk |
Sayfa Sayısı |
96 |
Kağıt Cinsi |
2. Hamur |
Baskı Yılı |
2024 |
Boyut |
"13 ,0" ,5 X 21 |
Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Sel Yayıncılık – Alemciler
/n
“Minibüstür kuş olur, kuştur uçar. Canım sağolsun dersin geçersin.”
Zafer Doruk’un Âlemciler‘i işte böyle bir dünyada yaşıyor. Kuşçu Kâmil, Memiş Emmi, Şaşı Ömer, Ebleh Hasan, Kahveci Yakup, Kör Ethem, Adanalı Osman, uzatmalı işsiz İsmail, Güney’in baharlı kültürünün bir tül gibi sardığı öykülerde canlanıyor.
Gençliğinde hayatın tadını gönlünce çıkarmış, şimdi pişmanlığın pençesinde ölmeye yatanlar, karanlık hücresinde zihninin oyunlarına mağlup düşenler, kardeş öfkesiyle boğma rakı eşliğinde aya karşı beyitler okuyan eski âlemciler, eziyetle vahşileştirdiği köpeklerden birinin elinde can verenler ve tıpkı yazlık bahçede, renkli ampullerle donatılmış söğütlerin altında izlenen filmler gibi unutulamayan, bir ömür yara gibi taşınan aşklar…
Öykücülükte otuz yılı geride bırakan ve eserleri çeşitli ödüllere layık görülen Zafer Doruk, yeni kitabı Âlemciler‘de, ışığı loşluğunda, sıcağı ayazında saklayan o güzel sokaklarda, hikâyeleri hiç bitmeyen alazlı insanların arasında dolaştırıyor bizi yine…
İlgili ürünler
Eyvah. Dayım Kayboldu! – Uçuk Kaçık Ailemle Maceralar
Uçuk Ailesi olarak yeni bir tatile ve yine kaçık bir maceraya doğru yola çıkıyoruz! Her şey, tatilimizin başlangıcı olan otel odasında gece altı kişi yatıp, sabah beş kişi kalkmamızla başladı!
Başta dayımın kaybolmuş olmasına ihtimal vermemiştik. Ancak polislerle birlikte güvenlik kamerası kayıtlarını izlediğimiz an, işler daha da karıştı. Dedem, kumlara gömülmenin verdiği zevki yaşayamadan “Reham!” diye feryat ederken buldu kendini. Annem ve babam, rötarlı bir panik yaşarken Neşe ise kapı eşiğine yerleştirdiği tuzağın derdine düştü. Ben mi? Ben de polisleri bile hayrete düşürecek bir kaçırılma vakasının orta yerinde, çay içiyorum işte. Hem de dayımı kaçıran adamlarla birlikte!
Anlayacağın, hayallerin önce suya düştüğü sonra balıklama yüzdüğü, kafa karıştıran, beyin yakan acayip bir tatil macerası bu
Falaka – Parıltı Yayınları
Galateia Bir Öykü
Ben, Kirke ve Akhilleus’un Şarkısı’nın yazarı Madeline Miller’dan mitolojik bir öykü…
Ben eskiden taştım. Güzeldim güzel olmasına ama mutluluğu, kaçışı elinden alınmış bir güzellik neye yarar? Tek arzum biraz dışarı çıkıp güneşin altında yürümekti… kızımla beraber. “Muhtaçsın,” derdi bana yaratıcım, “utanman da yok üstelik, yüzün bile kızarmıyor…
Heykeltıraşı ve sonra da kocası Pygmalion’un elinde hayat bulan Galateia esaretine alışmıştır âdeta. Ama kızı Paphos’un da aynı kadere sürüklendiğini fark edince özgürlüğüne bir an evvel ulaşmak adına başka bir ihtimalin peşine düşmeye karar verir.
Edebiyattan sinemaya birçok esere ilham veren, kadının baştan yaratılması üzerine temel bir anlatı olan Galateia efsanesi bu defa bir kadının elinde yeniden hayat buluyor.
“Bir öykülüğüne de olsa Madeline Miller’ın mitolojik anlatılara dönüşünü görmek harika.” —Library Journal
Ambra Garlaschelli’nin illüstrasyonlarıyla.
Yıldırım Sesli Manasçı-Asker Çocuğu-Beyaz Yağmur
Cengiz Aytmatov’un birbirinden güzel üç hikayesinin yer aldığı kitap; aslında insan, mekan ve hafıza arasında birbirini sürekli besleyen ilişkinin göz önüne serilmesi bakımından büyük önem taşıyor. Aytmatov, Asker Çocuğu isimli hikayesinde tıpkı çocuk kahramanların olduğu diğer hikayelerindeki gibi, çocuğa uçsuz bucaksız bir hayal dünyası vermiştir. Yazarın bu hikayesinde yetim bir çocuğun babaya duyduğu hasret okuyucuya öyle kuvvetli hissettirilmiştir ki, kısacık bir hikayede bunu başarmak elbette Aytmatov’un ustalığını bir kez daha ispatlamaktadır. Beyaz Yağmur hikayesinde aşkın tertemiz halini, Yıldırım Sesli Manasçı’da ise ölümsüz olanın fikir olduğunu anlatan Aytmatov, şu sözlerle Kırgız kahramanını bir Manas anlatıcısına dönüştürür: “Bu dünyada insanlar doğar ve ölür. (…) Ama dünyada, insan hafızası zamana meydan okur. İnsanın kendi hayatı, göz açıp kapatıncaya kadar geçen zaman kadar kısadır. Ölümsüz olan düşüncedir, fikirdir. Ve bu fikirler insandan insana geçer. Ölümsüz olan Manas’tır”
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.