1923 Kuruluş Ayarlarına Dönmek
₺690,00 Orijinal fiyat: ₺690,00.₺569,25Şu andaki fiyat: ₺569,25.
Türkiye Nasıl Kurtuldu, Nasıl Batırıldı, Yeniden Nasıl Kurtulur?
Kurucu Aklı Anlamak ve Kuruluş Ayarlarına Dönmek
“Kuruluş Ayarlarına Dönmek”, kurucu tecrübeden, Atatürk’ün bağımsızlık ve uygarlık savaşından ilham alarak geleceğe dönmektir.Türkiye Cumhuriyeti’nde “kuruluş ayarlarına dönüşü” zorunlu kılacak şey, temel kurucu ayarların bozulmasıdır:
1. Eğer ülke yeniden tam bağımsızlığını kaybetmişse,
2. Eğer millet, egemenliğini yeniden birilerine kaptırmışsa,
3. Eğer aklın, bilimin ve çağdaş uygarlığın yerini yeniden hurafeler, boş inançlar ve bağnazlık almışsa,
4. Eğer “Yurtta barış dünyada barış” idealinden vazgeçilmişse, kuruluş ayarları bozulmuş demektir.
Maalesef Atatürk’ün ölümünden sonra bu dört temel kurucu ayar bozulmaya başlamış, bozulma 65-70 yıl devam etmiştir. Son 15 yılda ise bozulma tamamlanmıştır. Çok daha önemlisi, bugün karşıdevrim, Türkiye Cumhuriyeti’ni bambaşka bir yapıya dönüştürmek için kendi kuruluş ayarlarını yapmaktadır.
“Yalnızca ufku görmek yetmez, ufkun ötesini de görmek gerekir,” diyen Atatürk, ufkun ötesini görerek, gelecekte bir gün “kuruluş ayarlarına dönmek” gerekebileceğini düşünmüştü. Gelecekte Türkiye Cumhuriyeti’ni, ne zaman, nasıl ve kimin kuruluş ayarlarına döndürmesi gerekeceğini ise, 1927’de söylediği Nutuk’un sonundaki “Gençliğe Hitabe”de açıkça dile getirmişti. Bu anlamda “Gençliğe Hitabe”, kuruluş ayarlarına dönüş şifresidir.
| Yayınevi |
İnkılap Kitabevi |
|---|---|
| Yazar |
Sinan Meydan |
| Baskı Yılı |
2017 |
1 adet stokta
İnkılap Kitabevi – 1923 Kuruluş Ayarlarına Dönmek
/n
Türkiye Nasıl Kurtuldu, Nasıl Batırıldı, Yeniden Nasıl Kurtulur?
Kurucu Aklı Anlamak ve Kuruluş Ayarlarına Dönmek
“Kuruluş Ayarlarına Dönmek”, kurucu tecrübeden, Atatürk’ün bağımsızlık ve uygarlık savaşından ilham alarak geleceğe dönmektir.Türkiye Cumhuriyeti’nde “kuruluş ayarlarına dönüşü” zorunlu kılacak şey, temel kurucu ayarların bozulmasıdır:
1. Eğer ülke yeniden tam bağımsızlığını kaybetmişse,
2. Eğer millet, egemenliğini yeniden birilerine kaptırmışsa,
3. Eğer aklın, bilimin ve çağdaş uygarlığın yerini yeniden hurafeler, boş inançlar ve bağnazlık almışsa,
4. Eğer “Yurtta barış dünyada barış” idealinden vazgeçilmişse, kuruluş ayarları bozulmuş demektir.
Maalesef Atatürk’ün ölümünden sonra bu dört temel kurucu ayar bozulmaya başlamış, bozulma 65-70 yıl devam etmiştir. Son 15 yılda ise bozulma tamamlanmıştır. Çok daha önemlisi, bugün karşıdevrim, Türkiye Cumhuriyeti’ni bambaşka bir yapıya dönüştürmek için kendi kuruluş ayarlarını yapmaktadır.
“Yalnızca ufku görmek yetmez, ufkun ötesini de görmek gerekir,” diyen Atatürk, ufkun ötesini görerek, gelecekte bir gün “kuruluş ayarlarına dönmek” gerekebileceğini düşünmüştü. Gelecekte Türkiye Cumhuriyeti’ni, ne zaman, nasıl ve kimin kuruluş ayarlarına döndürmesi gerekeceğini ise, 1927’de söylediği Nutuk’un sonundaki “Gençliğe Hitabe”de açıkça dile getirmişti. Bu anlamda “Gençliğe Hitabe”, kuruluş ayarlarına dönüş şifresidir.
İlgili ürünler
Bayrak
30 Ağustos günü 16 daireli bir apartmanın önünden geçiyordum. Baktım: Tek balkonda bir küçük bayrak: "-Zaferi unutmuşuz," dedim. Bayramların bir resmî yönü var. Asker geçer, top, tank geçer. Bir de vatandaşcası var. Herkes gönülden çoşkunluk gösterir. Bu İkincisini kaybetmişiz.
Zaferden bir gün önceki Türkiye'yi hatırlıyorum. Yunan ordusu bütün Batı Anadolu'da, Bursa'da, Trakya'da. İstanbul hükümeti, yenen devletlerin diktasına boyun eğmiş. Eğer İstanbul barışı olursa, Venizelos Anadolu Rumları ile Batı Anadolu Türklerini değiştirecek. Şimdi İzmir, Selânik kadar bir Yunan şehri olacaktı. İstanbul milletlerarası bir nitelikte kalacaktı. Çoktan bu şehirde azınlıkta olacaktık. Bir defa ne çarşılarda, ne bankalarda, ne ithalât ihracatta Türk'ün payı olmayacaktı. Doğu'da Ermenistan kurulmuş olacaktı. Kapitülasyonlar yürürlükte kalacaktı.
Anadolu ve Trakya çarşıları hıristiyan azınlıkların elinde bulunacaktı. Hıristiyan azınlıkların refahı durmadan artacak ve Kürde, Çerkeze, Şiiye, Sünniye parçalanan toplumun yoksulluğu gittikçe çoğalacaktı.
Bu ölüm hükmünden kurtulmanın tek çaresi Anadolu'da zaferi kazanmaktı. Bu zafer de ancak bir taarruzla kazanılabilirdi. Hükümet: "-Param yok!" diyordu. Ordunun başında bulunanlar taarruza karşı idiler. Meclis çoğunluğu ortalama bir barış peşinde idi.
İşte böyle kara bir günün kapkara bulutları içinden bir şimşek çaktı. Mustafa Kemal ordunun başına geçti. Bir vuruşta o sarsılmaz sanılan Yunan cephesini yıktı.
Bugünkü Türkiye ve Türklük yüzde yüz o günkü zaferin eseridir.
Dakikalar İçinde Atatürk Ve Dünyası: Askeri Siyasi Ve Özel Hayatı
TÜM YÖNLERİYLE ATATÜRK’ÜN HAYATI
"100. yılı dolayısıyla Cumhuriyet tarihimizin en önemli safhasını, Kurucu Önderimiz ve askerî çevrelerde Türkiye’nin Ebedî Başkomutanı olarak kabul edilen Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını ve dünyasını anlatan bu kitabı neşretmeyi uygun gördük."
İlber Ortaylı
Dakikalar İçinde Atatürk ve Dünyası, Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumundan yetiştiği Selanik kentine, ailesine, askerlik yaşamına, özel hayatına, Millî Mücadele’ye; İnönü Muharebelerine, Büyük Taarruz’a, Cumhuriyet’in kuruluşuna, Lozan ve Montreux’ye, çok partili hayata geçiş dönemine, devrimlere, Atatürk’ün kitap sevgisine, çocuklarla ilişkisine ve ölümüne kadar yaşamının her yönüyle inceliyor. Bunların yanında İsmet İnönü, Fevzi Çakmak, Kâzım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Halide Edip Adıvar, Ayşe Afet İnan, Celal Bayar, Börekçizâde Rifat Hoca gibi siyasetten sanata, edebiyata, askerliğe, musikiye kadar etrafındaki isimlerle ilişkilerini ele alıyor.
Dakikalar İçinde Atatürk ve Dünyası, Osmanlı’nın son dönemini ve Cumhuriyet’in ilk yarısını merkeze Kurucu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü alarak konulara göre özel seçilmiş görseller eşliğinde sunuyor.
Hayallere İlk Adım – Atatürk’ün Gençlik Yılları
Nutuk (Söylev)
Nutuk, Atatürk'ün, Türk Kurtuluş Savaşı ve sonrasındaki çağdaşlaşma sürecini anlattığı bir belgesel kitaptır. Atatürk Nutuk'ta 1919-1927 arasındaki "kurtuluş" ve "kuruluş" yıllarında yaşananları anlatmıştır. Atatürk'ün, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışından başlayarak 1927 yılına kadar gelişen olayları, bu olayların tam merkezindeki kişi olarak tarihsel sıra içinde anlattığı Nutuk üç bölümden oluşmaktadır.
1- Kuvayı Milliye Dönemi (1918-1920)
2- Türkiye Büyük Millet Meclisi Dönemi (1920-1923)
3- Cumhuriyet Dönemi (1923-1927)
Nutukun Deşifresi – Atatürkü Doğru Anlamak İçin
Cumhuriyet tarihinin şifreleri çözülüyor... Nutuk’taki Atatürk yeniden ete ve kemiğe bürünüyor... Nutuk’un Deşifresi, Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşı’nı ve sonrasındaki uluslaşma ve çağdaşlaşma hareketlerini, Nutuk’a dayalı olarak anlatan; Nutuk’un yazılışını, okunuşunu, içeriğini ve bilinmeyen özelliklerini "açıkça" ortaya koyan ve Atatürk’ün Nutuk’taki değerlendirmelerinin bugünün Türkiye’sine ışık tuttuğunu gösteren "resmi tarih dışı" bilimsel bir araştırmadır.
"İnsan bütün bunları okurken, insan kümelerini ve insan fertlerini avucunun içinde istediği gibi kullanabilen, ölçülmez bir kuvvete sahip bir ruhlar hükümdarının huzurunda bulunduğunu hayraniyet ve tebcil ile duyuyor."
- Yusuf Akçura
Zabit Ve Kumandan İle Hasbihal
Mustafa Kemal Atatürk’ün yazarlığı, askerliği ve devlet adamlığının gölgesinde kalmıştır. Oysa ki Mustafa Kemal daha Harp Akademisi’nden mezun olduğu dönemlerde mesleki kitapçıklar yazdı, çevirdi. Devlet adamlığı döneminde de Nutuk’unun yanı sıra Yurttaşlık Bilgisi ve Geometri kitaplarını kaleme aldı, tarih ders kitaplarının bazı bölümlerini yazdı. Nuri Conker (1881-1937), Atatürk’ün mahalle, okul, meslek ve silah arkadaşıydı. Trablusgarp’ta, Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda beraberdiler. Yazdığı tek kitap olan Zabit ve Kumandan, Mustafa Kemal’in Hasbihal’i kaleme almasına vesile oldu. Cumhuriyet döneminde komutanlık, diplomatlık ve milletvekilliği görevlerinde bulundu. 1914... Osmanlı Devleti, Balkan ve Trablusgarp savaşlarından yeni çıkmıştır. Osmanlı ordusunun iki genç subayı, bu savaşlarda yaşanan başarısızlıklar üzerine kafa yormaktadır. İlkin Nuri Conker Zabit ve Kumandan kitabında, sorunları ve çözüm önerilerini gündeme getirir. Dostu ve meslektaşı Mustafa Kemal, bu kitabı okur okumaz, Zabit ve Kumandan ile Hasbihal’i kaleme alır. Birbirini bütünleyen ve pekiştiren bu iki kitabın başlıca temalarından biri iyi yöneticiliktir. Her ikisi de, ordunun yaşadığı başarısızlığın asıl çözüm adresi olarak, komuta kademelerini gösterir. Askerler için hem bilimsel birikimin hem de cesaret ve kendi başına karar alma başta olmak üzere, pek çok bireysel niteliğin önemini ve gereğini savunur. Ancak çok geçmeden Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’na girince, Mustafa Kemal de kitabını bastırmayı ertelemek zorunda kalır. Buna karşılık iki dost, Çanakkale’de Anafartalar ve Conk Bayırı’nda, kitaplarında yazdıklarının sözde kalmadığını kanıtlar. Birlikleri zorlu muharebelerden büyük başarılarla çıkar. Mustafa Kemal kitabını ancak, mütarekede döndüğü İstanbul’da, 1918 sonunda yayımlar. Kitabın basımından altı ay kadar sonra da Anadolu’ya geçerek İstanbul ile ilişiğini keser. Adı mütareke ve işgalle birlikte anılan Damat Ferit Hükümeti de kitabı toplattırarak imha eder. Zabit ve Kumandan ile Hasbihal ilk baskısından sonra 1956’da, Hasan Âli Yücel tarafından İş Bankası Kültür Yayınları’nın ilk kitabı olarak yayımlanmıştır. Atatürk’ün doğumunun 125. yılı vesilesiyle hazırlanan bu yeni baskıda, Atatürk ve Conker’in kitapları bir araya geliyor. Üstelik özgün ve sadeleştirilmiş metinleri ilk kez karşılıklı sayfalarda bir arada...

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.