Anadolunun Sesi
Anadolu'nun Sesi, uygarlık tarihine yansız ve bilinçli bir yaklaşım sergileyen önemli bir yapıt. Halikarnas Balıkçısı, bu eserinde "Anadolulu düşünürler Patayonyalı da olsalardı, kendileri hakkında yazılanlar, yine burada yazılanlar olacaktı" diyor ve Anadolu kültürünün, aslında tüm uygarlık kültürünün temeli olduğunu vurguluyor.
Anlamın Tarihi
Asya Hun İmparatorluğu
Askeri meziyetleri yüksek ve muzaffer bir Türk devleti olan Asya Hun İmparatorluğu’nun (MÖ 209 - MS 216) kuruluşundan yıkılışına kadar siyasi tarihinin anlatıldığı elinizdeki eserde; yürüttüğü iç ve dış siyaseti, diplomatik ve ticari faaliyetleri, alabildiğince geniş topraklarında hassasiyetle işlettiği güvenlik ağı, liderlik, sadakat ve liyakate verdiği değer gibi özelliklerine de vurgu yapılmıştır. Ayrıca bu çalışmada Motun’un en iyi Çin yemeklerini bile “pis kokulu ve iğrenç” diye nitelendirerek halkının Çin kültürüne ilgi duymasına engel olmaya çalışması, Wu-wei Ch’an-yü’nün kendisine hakaret eden Çin elçisinin değil, onu iyi incelemeden huzuruna çıkartan görevlinin başını alması, Çin İmparatoru Wu-ti’nin Hunlar karşısındaki yenilgilerini yapılan büyülere bağlaması gibi ilginç olaylar, devletin parçalanma ve yıkılma sebepleri, Geç Dönem Hun devletlerindeki Buddhizm çalışmaları görülecek, Hun kurganlarında bulunan olağanüstü eserler ile de zamanda yolculuk yapılarak üstün Hun medeniyetine şahit olunacaktır..
Baştan Çıkarma Sanatı
Dünya Bestseller Listelerinde Aylarca 1 Numarada Kalmış "İktidar" Kitabı Yazarından
Herkesin en büyüz zaafı olan arzu ve zevki manipüle ederek isteklerinizi elde edin.
Baştan çıkarma gücü en etkili, en şaşırtıcı ve en hoş şeklidir. John F. Kennedy'nin kitleleri kendinen hayran bırakması, Cleopatra'nın Antonius'u avucunun içine alması bunun en güzel kanıtıdır.
"Güç Sahibi Olmanın 48 Yasası: İktidar" adlı kitabın yazarı şimdi de tarih boyunca baştan çıkarma sanatında ustalaşan karakterlerin başarıları ve başarısızlıklarını da konu alan, yepyeni bir kitapla karşımızda. Robert Greene aşk oyunlarıyla göz boyamayla, direnişi kırarak karşısındakini tamamen avucunun içine alabilmenin 24 kuralını gözler önüne seriyor.
Baştan Çıkarma Sanatı tarihin en büyük silahlarından biri olan sonsuz güce sahip olabilme şeklinin en güzel örneğidir.
Batış Yılları
Biz Osmanlı İmparatorluğu’nun son çocuklarıyız. Biraz büyüyüp kendimize geldiğimiz zaman memleket sınırlarının bir ucu Adriyatik, bir ucu Fars Körfezi kıyılarındaydı. Rüştiye Mektebi’nde okuduğumuz coğrafya kitabına göre ülkemiz daha da büyüktü. Mısır ve Sudan, Bulgaristan Prensliği, Bosna ve Hersek sınırlarımız içindeydi. Henüz Tuna’lar, Nil’ler ve Fırat’lar Türkiyesi’ydik. Şimdiki Doğu petrollerinin bütün kaynakları topraklarımızdaydı. Bu sayfalarda çocukluğumun ve ilk gençliğimin havasını teneffüs ettirmek üzere sizleri gerilere götürmek istiyorum. 1918’e kadar geçmişin hatıralarını, durmadan ve son dakikaya kadar uslanmadan ve ayılmadan ödeyen bir nesil olduk. Hiçbirini kendi işlemediğimiz günahların acı ve ağır azaplarını biz çektik. Bugün ve yarın için faydalı dersler verebilecek ölüm kalım imtihanlarından geçtik. Maksadım bugünün ve yarının gençlerine Osmanlı’nın batış ve dağılış yıllarının hikâyelerini anlatmak ve onları Türkiye’nin geleceği üzerinde daha uyanık tutmaktan ibaret.
Dünyayı Değiştiren Konuşmalar
Savaş çağrılarından ateşkeslere, özgürlük isyanlarından ilham kaynağı sözlere, kutlamalardan anmalara kadar birçok konuşmayı derleyen bu merak uyandıran antoloji, önemli figürlerin seslerini tarihsel bağlamda bir araya getiriyor.
Earl Spencer'ın Galler Prensesi olan kızı Diana’nın cenazesinde “Modern çağın en talihsiz kadını” dediği konuşması, Nikita Kruşçev'in 1956'daki “Gizli Söylev”i, Kevin Rudd’ın Avustralya’da kötü muamele gören Aborjinler için yaptığı tarihi savunması, Barack Obama’nın ABD başkanlık seçimlerindeki ilk zafer konuşması, Malala Yusufzay’ın BM Gençlik Meclisindeki eğitime destek çağrısı, İndira Gandi’nin kadın eğitiminin önemine dair görüşleri, Al Gore’un BM Bali İklim Değişikliği Konferansı’ndaki konuşması…
Bunların yanı sıra, Martin Luther King’in “Bir hayalim var” ve “Vaat edilmiş toprakları gördüm” konuşmaları ile Nelson Mandela’nın coşkulu söylevleri de dâhil olmak üzere, modern dünyayı şekillendirmiş olan 50'nin üzerinde önemli tarihi figürün ilham veren konuşmaları bir araya geliyor. Her konuşmacının biyografisi ile konuşmasının önemi ve sonuçlarına yer verilen bu kitabı, dünya tarihinin sürükleyici bir özeti olarak okuyacaksınız.
Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
Prof. Gombrich'in bu kitabının ilk baskısı 1935 yılında yayımlandı ve büyük bir başarı kazanarak hemen hemen pek çok dile çevrildi. Bu yeni baskısı için DuMond Yayınevi yapıtı baştan aşağı gözden geçirterek en yeni durumunu almasını ağladı. Yüzür ayrıca "50 yıl sonra son söz" başlağı altında kapsamlı bir son bölüm kaleme alı, böylece kitap bugüne kadar gelmiş oldu. "Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi" yazmak her zaman göze alınabilecek bir iş değildir; tam ibir bilimsel cesarete ihtiyaç gösterir. bu nedenle yazar haklı bir övgü kazanmıştır. İnsanlığın gerçek gelişim öyküsünü üç yüz sayfayı bira aşan bir kitapla göstermek kolay kolay göze alınacak bir iş değildir. Büyük bir güç, anlayış ve bilgi birikimine ihtiyaç gösterir. Bu kitabın adı " Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi" adını taşımaktadır. bir zamanlar yirmi beş yaşında olan Ernst H. Gombrich'in kaleminden 1935 yılında çıkmıştır. Yazar okuyucusuna 'sen' diyerek sesleniyor; ama her şeyi bilen bir amanın otoriter tavrı yok bu seslenmede. O, daha çok bir ağabey gibi konuşuyor okuyucusuyla, sanki kardeşlerine bir öykü anlatan ağabey. Ama kardeşlere anlatılanlar öylesine ilginc ki onları he birlikte Düşünmeye sürüklüyor.Gombrich konusunda usta. Gelişmeleri gösteriyor, Çağ Değişiklerini anlatıyor. Ama bütün bunları yaparken akıcı bir ifade ve gözler önünde canlandırıcı bir üslup kullanıyor. Fırsatını bulduğu zaman da çağları için çok önemli kişileri tanıtmayı da ihmal etmiyor. Bu kitabın yararı şurada: İnsanlığın tüm tarihi bir nefeste okumakla kalınmıyor, ayrıca tarihsel olayların biribirine bağlılığı veya benzerliği, sebepleri de kolayca anlaşılabiliryor. Die Zeit (Almanya'nın en ünlü haftalık fikir gazetesi)
İnancın Zaferi Çanakkale
Mahkemelerde
"...Hülasa: Kuyucaklı Yusuf yüzümüzü ağartacak bir sanat eseridir.Zararlı bir tarafını göremedim. Mevzuzbahis tenkitler bugün el üstünde tutulan bazı Avrupa şaheserlerinde gördüğümüz -aynı mevzulara ait- tenkitler yanında son derece masum ve küçük kalır. Yalnız bir şahsın ve bir romanın değil, memleketimizde ilerlemesi lazım bir büyük ve faydalı sanatın da davasını gören Cumhuriyet adliyesinden zaten zayıf olan Türk romanının cesaretini kıracak bir karar çıkmayacağını kuvvetle ümit ederim.
Maarif Vekaleti Müfettişlerinden Reşat Nuri" Yazarlığının yanısıra siyasal kimliği de öne çıkan Sabahattin Ali, 1930'lu ve 1940'lı yıllarda Sol görüşlü olmanın bütün zorluklarını yaşadı. Filiz Ali'nin babasına ait bir sandıkta bulduğu belgeler, bu zorlukların ve çilelerin birer tutanağı niteliğindedir. Mahkemelerde Türk edebiyat tarihinde ilk defa Kuyucaklı Yusuf için Reşat Nuri tarafından yazılmış, sansür konusunda hala geçerli sayılabilecek görüşlerin ifade edildiiği raporu, Sabahattin Ali'nin soyadı konusundaki hassasiyetini, dönemin ünlü kişileri ile arasında geçen tartışmaları ve özel hayatına ışık tutacak birçok belgeyi içeriyor.
Orhun Abideleri
"Orhun Abideleri",
Türk medeniyetinin, kültürünün, tarihinin tek kelimeyle Türk varlığının şaheser vesikası.
Merhum Profesör Muharrem Ergin'in bu şahasere layık çalışması ile bu kitap elinize ulaşmış oluyor.
Prof. Ergin'in kıymetli talebesi Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya kitabı elden geçirdi, öğrencilere en uygun şekilde yeniden dizdirdi, renkli sayfalar ve fotoğraflar ilave edildi.
Resimlerle Troya
Resimlerle Troya, çok sayıda resim ve bilimsel temellere dayanan anlatımıyla, nesiller boyunca araştırmacıları büyülemiş, efsanelere konu olmuş bir kentin değişken tarihine yapılan olağanüstü bir zaman yolculuğu.
En son bilimsel veriler yardımıyla, Troya’nın “yeniden canlandırılması” ilk kez başarıldı. Bilgisayar simülasyonu yardımıyla oluşturulmuş mükemmel kalitede resimler sayesinde, kenti her tarihsel yapı aşamasında ziyaret etmek artık olası. Manfred Korfmann ve beraberindeki arkeolog ekibinin kazılarına on yılı aşkın süreyle refakat etmiş olan yazarlar, harabelerin günümüze ait fotoğraflarını, bunlarla tam olarak örtüşen bilgisayar resimleriyle karşılaştırıyor ve aynı zamanda çeşitli dönemlerin tarihini anlatıyorlar: İlk yerleşimin başlangıcından Priamos Hazinesi Troya’sı ve Homeros dönemine ve oradan da Roma egemenliğine dek.
Resimlerle Troya, kentin büyüklüğü ve önemiyle ilgili bugüne dek süregelmiş tüm düşünce ayrılıklarının altına kalın bir çizgi çekiyor: Troya’nın bu en yeni resimlerini görenler, onun bir zamanlar ne kadar büyük ve güçlü bir kent olduğundan artık kuşku duymayacaklar…
Şahbaba
Sınıf Arkadaşım Atatürk
Mustafa Kemal’i altmış yıl önce bir cuma akşamı tanımıştım. Harp Okulu’nda ve Harp Akademesi’nde sınıf arkadaşımdı. 1905 yılı başlarında birer Kurmay Yüzbaşı olarak şanlı Türk Ordu’suna katıldık. Önce Suriye’de Beşinci, sonra da Makedonya’da Üçüncü Ordu’larda kurmay stajlarımızı birlikte yaptık. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde aynı safta bulunduk. Mücadelelerimiz ortaktı. Hürriyet hareketlerinde de birlikte çalıştık. Bu kitap, okul ve genç subaylık hayatımızın anılarını içine almaktadır. -Ali Fuat Cebesoy-
Tarihe Tanıklığım
“Buradakiler hayatımın belirli kesitleri çünkü hayatımın tamamının bazı kısımlarını unuttum, bazı kısımları da bana özeller. Geriye kalanlar ise biyografiden çok tarihi kronoloji mahiyetinde. Hayatımı takip eden hadiselere ilişkin hikayeler, gerçek şekilde, kendimize ait hikayeler ne kadar samimi ve doğru olabilirse o ölçüde anlatıldı.
Hatıraların nasıl kaleme alındığını bilmiyordum. Meşhur Churchill’in eserini okurken edebiyatın bu türünde, Churchill’in kendisinin de ifade ettiği üzere, yazarın tarihteki siyasi ve askeri gelişmeleri kendi şahsi tecrübeleriyle bağlantı kurarak yazdığını anladım. Bu nedenle de hatıralar her zaman subjektif görüşlerdir. Bu tarih değildir ve tarih, onu yaşayanlar tarafından yazılmamalıdır.
Kitap metninin nisbeten büyük bir kısmı, o döneme ait mektuplar veya mektupların kesitlerinden, konuşmalardan ve mülakatlardan oluşuyor.Bunlardan bazılarını bütün olarak almayı veya geniş şekilde sunmayı gerekli gördüm zira bunlar benim cereyan eden hadiselere mesafesiz, hızlı ve bazen de anlık tepkilerim. Bunu yaparken, geçmiş olaylara şahitlik etmenin en aslına uygun yolunun bu olduğunu düşündüm. Üstelik bu sayede buna benzer yazılarda sıklıkla görüldüğü gibi kendimi olduğumdan daha akıllı göstermekten de kaçınmış oldum. Kısacası, bundan sonra gelenler tarihimizin zor bir dönemine ilişkin benim doğrularımdır.”
Tarihi Dönemlere Ayırmak Şart Mı?
“Dönemlendirme, insanın zaman üzerindeki bir eylemini belirtmekte ve zamanın bölünmesinin herhangi bir etki olmadan kendiliğinden ortaya çıkmış bir durum olmadığını vurgulamaktadır. Buradaki meselemiz, insanların zamanı dönemlere ayırırken şu veya bu ölçüde ifade ettikleri, şu veya bu ölçüde açıkladıkları nedenleri, bu dönemlere atfettikleri mana ve değerin altını çizen tanımlarla birlikte ortaya koymak olacaktır.”
Yaşam Çiçeğinin Unutulmuş Sırrı 2
Tüm fiziksel formun en önemli geometrik yaratıcısı Kutsal Yaşam Çiçeği deseni, bu kitapta, ünlü Yaşam Çiçeği Çalışma Grupları´nın ikinci yarısı olarakdaha derinlemesine incelenmektedir. İnsan bedenini orantıları, insan bilincinin ayrıntıları, yıldızların boyut ve uzaklıkları, gezegenler ve aylar, hatta insanlığın yaradılışı bu güzel ve ilahi desende kaynaklarını yansıtmak üzere göstermektedir...