

Her Şey Hakikati Görmekle Başlar
₺454,00 Orijinal fiyat: ₺454,00.₺268,80Şu andaki fiyat: ₺268,80.
Evrenin ilahi düzeniyle birlikte, doğadaki her canlı kendi tekamül sürecinde yaratıcısına doğru muhteşem bir uyum içerisinde ilerler.
Bu canlılar içerisinde bir tek insanoğlu, sistemi kontrol edebilme arzusuyla, tekamül süreçlerinin dışına çıkmaya başladı.
Farkında olmadan, sınırlı dünya ömrümüzde Allah hakikatinden uzaklaşıp korkularımızla dünyalıklara tutunmaya başladık. Hak ile batıl birbirine karışırken, zihinlerimiz de karışmaya başladı!
Dikkatimiz nerede dağıldı? Yıllardır nerelerde oyalandık? Ruhlarımızı yaratıcımıza ulaştırmaya çalışırken, şeytanın hileleriyle ne zaman yoldan çıktık?
Zihin sürekli bir illüzyon içerisinde, çocukken ekilenler, büyürken edindiğimiz tecrübeler, subliminal mesajlarla bilinçaltımıza sokulmaya çalışılan yönlendirme teknikleri. Başkalarının zihnindeki telepatik sinyallerin bizim zihnimizdeki yansımaları. Genetiğiyle oynanmış gıdaların duygularımız üzerindeki etkisi… Ellerimizle inşa ettiğimiz düzensiz hayatlar.
Tam bir çıkmazdayız! Bu kitapta bugüne kadar yaşadığınız ama anlam veremediğiniz birçok şeyin cevaplarını bulacaksınız. En önemlisi de insanoğlunun büyük bir oyun içerisinde nasıl da oyalanmaya terk edildiğini görecek ve bunu kimin yaptığını öğreneceksiniz…
Uyanma vakti geldi! Büyük bir illüzyonun içinde uyutuluyoruz! “Allahım senin yolunda ilerlemeye niyet edenler, ilerleyenler ve seni bulanlarla buluşmayı, onlarla aynı yolda yürümeyi nasip eyle.”
Bütüne şifa olsun.
Yayınevi |
Destek Yayınları |
---|---|
Yazar |
Bülent Gardiyanoğlu |
Sayfa Sayısı |
264 |
Kağıt Cinsi |
1. Hamur |
Baskı Yılı |
2021 |
Boyut |
"13 ,00" ,50 X 21 |
Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Destek Yayınları – Her Şey Hakikati Görmekle Başlar
/n
Evrenin ilahi düzeniyle birlikte, doğadaki her canlı kendi tekamül sürecinde yaratıcısına doğru muhteşem bir uyum içerisinde ilerler.
Bu canlılar içerisinde bir tek insanoğlu, sistemi kontrol edebilme arzusuyla, tekamül süreçlerinin dışına çıkmaya başladı.
Farkında olmadan, sınırlı dünya ömrümüzde Allah hakikatinden uzaklaşıp korkularımızla dünyalıklara tutunmaya başladık. Hak ile batıl birbirine karışırken, zihinlerimiz de karışmaya başladı!
Dikkatimiz nerede dağıldı? Yıllardır nerelerde oyalandık? Ruhlarımızı yaratıcımıza ulaştırmaya çalışırken, şeytanın hileleriyle ne zaman yoldan çıktık?
Zihin sürekli bir illüzyon içerisinde, çocukken ekilenler, büyürken edindiğimiz tecrübeler, subliminal mesajlarla bilinçaltımıza sokulmaya çalışılan yönlendirme teknikleri. Başkalarının zihnindeki telepatik sinyallerin bizim zihnimizdeki yansımaları. Genetiğiyle oynanmış gıdaların duygularımız üzerindeki etkisi… Ellerimizle inşa ettiğimiz düzensiz hayatlar.
Tam bir çıkmazdayız! Bu kitapta bugüne kadar yaşadığınız ama anlam veremediğiniz birçok şeyin cevaplarını bulacaksınız. En önemlisi de insanoğlunun büyük bir oyun içerisinde nasıl da oyalanmaya terk edildiğini görecek ve bunu kimin yaptığını öğreneceksiniz…
Uyanma vakti geldi! Büyük bir illüzyonun içinde uyutuluyoruz! “Allahım senin yolunda ilerlemeye niyet edenler, ilerleyenler ve seni bulanlarla buluşmayı, onlarla aynı yolda yürümeyi nasip eyle.”
Bütüne şifa olsun.
İlgili ürünler
Ben Kazanmadan Bitmez
Ben Kendime Yeterim – Bir Hakikat Yolculuğu
Nereye gittiğini bilen birine, bütün dünya yol verir.
Karanlık, ne kaderindir ne de bir süreç... Çakacağın bir kibrite bakar aydınlığın. Herkes kendi yolunun ışığı olmak zorundadır. Ne geçmişin gölgesine kaç ne de geleceğin belirsizliğinden kork... Hayat, bilinmezliğiyle güzeldir aslında. Hesapsız kitapsız oluşuyla sürprizlidir. Hiçbir şeyin garantisi yok... Tam da bu yüzden cesur olanların sahnesidir dünya...
Sahnenin kenarındaki güvenli koltuklarında oturup, olan biteni izleyenler ne bilsinler yaraları iyileştirebilmeyi, ne bilsinler düştükten sonra ayağa kalkmanın hazzını, ne bilsinler aşkı, ayrılığı, hayal kırıklığını ve her şeye rağmen yeniden sevebilmenin gücünü? Ne bilsinler kaybetmeyi, kazanmayı? Yolda olmak yaşamaktır, sahnede olmak hayatta olmaktır.
Koltuğumdaki Kadınlar
Dr. Ayşe Duman Koltuğumdaki Kadınlar’da içsel sevincini yitirmiş, dışsal iyi hissediş oyuncaklarına bağımlı hale gelmiş zihin-bedenlerin acılarından ve ızdıraplarından söz ediyor. Yani seni, beni, bizi bize anlatıyor.
Koltuğuna oturan kadınların hikâyeleri eşliğinde, kadının kendine zihnini şefkatle dinleme, beden kayıtlarını anlama, kabul etme ve değişme izni verdiğinde “iyileşmenin” nasıl da mümkün olduğunu gösteriyor.
Yaşam yolculuğunda beden bilgeliğinin önemini vurgulayan Dr. Duman, kadını dış seslerin gürültülerinden, şartlanmışlıklardan, düzen kurucuların dayatmalarından özgürleşerek biyolojinin fısıltılarını duymaya davet ediyor.
“Hikâyelerimizle birbirimize bağlı olduğumuz yaşam yolculuğunda neşelerimiz kadar acılarımız da ışık oluyor birbirimize.
Acıyı, ona tutsak olmadan özgürleşmenin, var olma sevincini hissetmenin en sağlam basamağı olarak kullanan kadınların hikâyeleri ışık olsun istedim, yola çıkmak isteyenlere, yolda olanlara.”
Korkusuzca Yaşayabilmek
Uluslararası çok satanlar listesinde haftalarca bir numarada yer alan ve Türkiye’de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran Vazgeçebilmek, Sevebilmek ve Özgürleşebilmek kitaplarının dünyaca ünlü yazarı Guy Finley, bu kez korkuya meydan okuyan bir yaşam disipliniyle çıkıyor okurunun karşısına: Korkusuzca Yaşamak!
Korkunun tarifini çok katmanlı bir bakış açısıyla yeniden zihin süzgecinden geçiren Guy Finley, korkuyla düşünce arasındaki bağların nasıl baştan kurgulanması gerektiğine örnek hikâyelerle ve önerdiği etkili uygulamalarla birlikte dikkat çekiyor.
Daha düne kadar uykularını kaçıran şeyin ne olduğunu hatırla mesela. Önceleri çok istediğin, önemsediğin, kafana taktığın, üzerinde çok düşünüp kaygılandığın, belki çok istediğin, uğruna çok şeyi gözden çıkardığın, vakit harcadığın şeyleri düşün.
Çok değil kısa zaman önce, her biri yaşam kaliteni etkileyecek kadar önemliyken, sende korku ve kaygı hislerine neden olurken, bugün hiçbir şey değişmediği halde güçlerini nasıl kaybettiler peki? Neden eskisi kadar korkutup kaygılandırmıyorlar seni?
Yoksa korku sende sadece bir yaşamda kalma refleksi değil mi? Aynı zamanda bir düşünce hatası mı?
Korkuyla ilgili düşünce hatalarının sonlanması, elbette birtakım zihinsel disiplinlerin yeniden yapılanmasıyla ilgili...
Guy Finley, tam da bu disiplinlerden söz ediyor işte.
Korkusuzca Yaşamak, bir düşünce sanatı kitabıdır aslında. Zorluğun içindeki basit ama etkili kolaylık gibi...
Korktuğun şeye yüklediğin anlamları gözden geçir önce, sonrasında bu kitabın sayfaları arasında korkularından özgürleşmeye başlayacaksın zaten...
Müthiş Psikoloji Hayır Diyebilme Sanatı
Gerçekten “özgür” müsünüz?
Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük?
Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa?
Canınızın istediği saatte uyuyup, canınızın istediği saatte uyanarak, yine canınızın istediği saatlerde istediğiniz kadar çalışarak, ihtiyacınız olan parayı kazanabilmeniz mi?
Bir hafta sonu tatilinde cep telefonunuzu kapattığınızda mı özgür hissediyorsunuz sadece kendinizi?
Hayatınızla ilgili her kararınızı sadece kendinizi düşünerek mi alıyorsunuz?
Kaderinizin ipleri tamamen sizin elinizde mi?
Başkalarının sizden yararlandığını düşündüğünüz oluyor mu?
Kaybetmekten korktuğunuz insanlar yok mu?
Değişmeye ne kadar açıksınız?
En azından yumurtayı nasıl yemekten hoşlandığınızı düşünün. İlle de rafadan mı? Yoksa “Bugünlük de böyle olsun, ne fark eder ki?” dediğiniz olur mu?
Önemsiz gibi görünen bu küçücük ayrıntıların mücadelesi içinde silinip gider sizi siz yapan sınırlarınız. Çünkü “özgürlük” sandığınız gibi “sınırsız” olmak demek değildir, tam tersine net ve güçlü sınırlara sahip olabilmenizle ilgilidir. Diğer bir deyişle, hayır diyebildiğiniz ölçüde, özgürlük alanınıza sahip çıkarsınız.
Hayır Diyebilme Sanatı sınırlarınızı doğru çizerek, kendinize geniş bir özgürlük ve özgüven alanı yaratmanın incelikleriyle dolu, duyarlı bir rehber...
Özgürleşebilmek
İnsan ancak kendinden başka kimseye benzemek istemediğine karar verdiğinde özgürleşir...
Özgürlük, özgünlüktür...
Kendi gibi olabilme cesareti gösterebilen korkusuzların parmak izidir...
Dilediğini yapabilmek değil, ne dilediğinin farkında olmaktır.
“Başkası ne der?” kaygısıyla yaşamak yerine, başkası için yaşamaktan, vazgeçebilmektir.
Kaybetme korkusundan arınmak değil, kaybetme ihtimaline rağmen cesaret göstermektir.
Göze almak değil, gözden çıkarabilmektir özgürlük...
Ve özgürlük, doğuştan kazanılmış bir haktır.
Hiç kimse özgürlük hakkını sonradan öğrendiği korkulara, kaygılara, şüphelere ve değersizliğe feda etmemelidir.
Uluslararası çok satanlar listesinde haftalarca bir numara olan, Türkiye’de de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran Vazgeçebilmek ve Sevebilmek kitaplarının yazarı Guy Finley’den özgür olabilme cesareti üzerine korkulara meydan okuyan eşsiz bir manifesto...
Pes Etme Mucizeler Yolda
Her şeyin bir zamanı var ve her şeyin bir nedeni...
Hayatı kabullen. Her şey olması gerektiği gibi, korkma.
Sen de tam olman gereken yerdesin. Kalpten istediğin şeye ulaşmak için, zihninden geçenleri değil, tam da ihtiyacın olan deneyimleri yaşayacaksın.
Sakin ol. Geç kalmadın. Erken de değil. Kaç yaşında olduğunun bir önemi yok... Kimlerden ileri ya da geri olduğunun da...
Kaç yaşında hissettiğinin, kendini nerede görmek istediğinin ve şu an nerede olduğunun farkında olman mühim...
Yaşaman gerekeni yaşıyorsun sadece. Ne bir eksik ne bir fazla... Bil ki kusursuz bir düzen var senden gayrı.
İlmi ve iradesi dışında yaprağın bile kıpırdamadığı bir yaratan var, hatırla.
Beklentilerinin farkında ol ve onları minnetle değiştirmeyi öğren. Kanaat etmeyi ve şükretmeyi unutma. O vakit göreceksin ki mucizenin kendisisin aslında.
Mucize sensin.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.