Neden Bu Kadar Akıllıyım
₺95,00 Orijinal fiyat: ₺95,00.₺78,38Şu andaki fiyat: ₺78,38.
Neden Bu Kadar Akıllıyım? Alman filozof Friedrich Nietzsche’nin otobiyografik nitelikte kurguladığı Ecce Homo’dan bir kesittir. Nietzsche’nin Ekim 1888’den buhran geçirdiği Aralık 1889’a dek üzerinde çalıştığı bu metin, filozofun kendisiyle ve eserlerine konu olan düşünce biçimiyle hesaplaşmasına dayanır. Bu kitapta yer verdiğimiz “Neden Bu Kadar Akıllıyım?”, “Neden Bu Kadar Bilgeyim?” ve “Neden Bu Kadar İyi Kitaplar Yazıyorum?” başlıkları, bir soru olmanın ötesinde, Nietzsche’nin kendini prototip insan olarak sunduğu eserinin belkemiğini oluşturur. Hıristiyanlık ve değer kavramlarının sorgulandığı; ahlak, özgür irade, Tanrı gibi anlam alanı sabitlenmiş kavramların tartışmaya açıldığı Neden Bu Kadar Akıllıyım?, Nietzsche’nin zihinsel yetilerini yitirmeden önce giriştiği son hesaplaşmadır.
| Yayınevi |
Can Yayınları |
|---|---|
| Yazar |
Frıedrıch Nıetzsche |
| Sayfa Sayısı |
64 |
| Kağıt Cinsi |
2. Hamur |
| Baskı Yılı |
2021 |
| Boyut |
"12 ,50 X 19 ,50" |
| Cilt Tipi |
Karton Kapak |
5 adet stokta
Can Yayınları – Neden Bu Kadar Akıllıyım
/n
Neden Bu Kadar Akıllıyım? Alman filozof Friedrich Nietzsche’nin otobiyografik nitelikte kurguladığı Ecce Homo’dan bir kesittir. Nietzsche’nin Ekim 1888’den buhran geçirdiği Aralık 1889’a dek üzerinde çalıştığı bu metin, filozofun kendisiyle ve eserlerine konu olan düşünce biçimiyle hesaplaşmasına dayanır. Bu kitapta yer verdiğimiz “Neden Bu Kadar Akıllıyım?”, “Neden Bu Kadar Bilgeyim?” ve “Neden Bu Kadar İyi Kitaplar Yazıyorum?” başlıkları, bir soru olmanın ötesinde, Nietzsche’nin kendini prototip insan olarak sunduğu eserinin belkemiğini oluşturur. Hıristiyanlık ve değer kavramlarının sorgulandığı; ahlak, özgür irade, Tanrı gibi anlam alanı sabitlenmiş kavramların tartışmaya açıldığı Neden Bu Kadar Akıllıyım?, Nietzsche’nin zihinsel yetilerini yitirmeden önce giriştiği son hesaplaşmadır.
İlgili ürünler
Atebetü’l – Hakayık – Hasan Ali Yücel Klasikleri 268
Edib Ahmed Yükneki (yaklaşık 11. yy sonu-12. yy ilk yarısı): Eserinde adının Edib Ahmed, doğduğu yerin Yüknek, baba adının Mahmud-ı Yükneki olduğu belirtilen şair hakkında çok az bilgiye erişilebilmiştir. Arapça ve Farsça bildiği tahmin edilmekte, esere sonradan eklendiği düşünülen bölümde gözlerinin görmediği söylenmektedir. Doğum ve ölüm tarihi gibi Yüknek ilinin yeri de kesin olarak tespit edilebilmiş değildir. Yazılı Türk edebiyatının ilk döneminden günümüze ulaşabilmiş az sayıda eserden biri olan Atebetü’l-Hakayık, Hakaniye lehçesi de denilen Karahanlı dönemi Türkçesinin nadir örneklerindendir ve Türk edebiyatı tarihinde ayrı bir öneme sahiptir. Uygur Türkçesi ve aruz ölçüsüyle yazılmış olan Atebetü’l-Hakayık, kolayca anlaşılacak ve akılda tutulabilecek şekilde düzenlenmiş, yazarı tarafından Büyük Emir Dad Sipehsalar Bey’e armağan edilmiştir.
Deccal Hristiyanlığa Lanet
Nietzsche, ölümünden sonra yayımlanan başyapıtında, çoğunluk karşısında azınlık bile olamayacak bir azlığı ifade ederken, o zamana kadar sağır kalınmış doğrulara kulak verecek yeni bir vicdanın doğuşunu muştuluyor, tıpkı bir peygamber gibi. O günden bugüne çok şeyler değişti. Hıristiyanlığa lanet okuyanlar, hele ki bu coğrafyada, hiç az değil. Keza yeni bir vicdanın doğuşunu bekleyenler de. Ama söz savını koruyor hâlâ:
“Bu kitap en azlarındır.”
Dorian Grayin Portresi – Kırmızı Kedi Yayınevi
Ermiş – Modern Klasikler 28
"İnsan için tüm amaçlarını susuzluktan çatlamış dudaklara ve tüm yaşamı bir çeşmeye dönüştüren bir armağandan daha büyüğü yoktur kuşkusuz. Benim şerefim ve ödülüm işte bu armağanda yatıyor. Ne zaman içmek için çeşmeye gelsem, diri suyun kendisini susamış bulmamda..."
Yıllar boyu kendisine yurt olan kentten ayrılırken, Ermiş'ten geride bıraktığı halka hitap etmesi istenir. Kent halkı ona aşk, evlilik, suç, ölüm, güzellik ve daha pek çok konuda sorular yöneltir. Aldıkları karşılık, hoşgörü ve sevginin biçimlendirdiği bir insan yaşamı üzerine hazine değerindeki öğütlerdir. Haklıyla haksızın, suçluyla suçsuzun, dimdik ayakta duranla düşmüşün aslında aynı insan olduğu bir yaşamdır bu...
Frankfurt Seyahatnamesi
İnsan Neyle Yaşar? – Kısaltılmış Metin
Yoksul bir ayakkabıcı olan Semyon, zor geçen bir günün ardından tuhaf bir adama rastlar. Soğuk bir kış günü olmasına rağmen adamın kıyafeti ya da ayakkabıları yoktur. Semyon, bunun onu ilgilendirmediğini düşünür; arkasını dönüp gider. Birkaç adım sonra, eğer yardım etmezse adamın öleceğini fark eder. Geri döner ve kim olduğunu ya da nereden geldiğini açıklamayı reddeden adamı evine davet eder. Bunu yaparken, kendisinin ve ailesinin kaderini değiştirecek bir seçim yaptığının farkında değildir.
Büyük ustadan, mutlaka okunması gereken bir eser.

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.