İnsan Nasıl İnsan Oldu?
₺89,00 Orijinal fiyat: ₺89,00.₺75,65Şu andaki fiyat: ₺75,65.
İnsan, insan olduğundan beri, en temel meselesini oluşturan o soruyu sorar: “Ben kimim ve nasıl bu hâli aldım?” Yeryüzünde hiç kimse söz konusu soruya geride başka bir soru(n) kalmayacak şekilde net cevap vermez, veremez… Böylelikle insanın, bu esrarlı evrende bir sır olarak kalması, varoluşunun en temel dinamiğini oluşturur. Hayatın imtihan olması biraz da bu sırrın sır olarak kalmasına bağlı değil midir?
el-Fusûl fi’l-Es’ile ve’l-Ecvibe’de Gazzâli, insan ruhu ve onun bedenle ilişkisi çerçevesinde kendisine yöneltilen yedi soruyu cevaplıyor. Soruların temelinde Kur’ân’da insanın yaratılış sürecine temas eden, “ruh” ve onun bedene yansıtılma şekli olan “nefh” ile ilgili âyetler bulunuyor. Gazzâli’nin Kelâm-ı Kadim’den hareketle getirdiği cevaplar, onun felsefî-kelâmî ve tasavvufî düşüncesini deklare etmesi açısından da ayrıca dikkat çekici.
İnsanlığın en kadim ve değişmez sorularına cevab-ı sevaplar sunan bu küçük risale, insan ve kozmosun manevi özüne ışık tutuyor.
| Yayınevi |
Ketebe Yayınları |
|---|---|
| Yazar |
İmam Gazzali |
| Sayfa Sayısı |
56 |
| Kağıt Cinsi |
2. Hamur |
| Baskı Yılı |
2023 |
| Boyut |
"13 ,00" ,50 X 21 |
| Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Ketebe Yayınları – İnsan Nasıl İnsan Oldu?
/n
İnsan, insan olduğundan beri, en temel meselesini oluşturan o soruyu sorar: “Ben kimim ve nasıl bu hâli aldım?” Yeryüzünde hiç kimse söz konusu soruya geride başka bir soru(n) kalmayacak şekilde net cevap vermez, veremez… Böylelikle insanın, bu esrarlı evrende bir sır olarak kalması, varoluşunun en temel dinamiğini oluşturur. Hayatın imtihan olması biraz da bu sırrın sır olarak kalmasına bağlı değil midir?
el-Fusûl fi’l-Es’ile ve’l-Ecvibe’de Gazzâli, insan ruhu ve onun bedenle ilişkisi çerçevesinde kendisine yöneltilen yedi soruyu cevaplıyor. Soruların temelinde Kur’ân’da insanın yaratılış sürecine temas eden, “ruh” ve onun bedene yansıtılma şekli olan “nefh” ile ilgili âyetler bulunuyor. Gazzâli’nin Kelâm-ı Kadim’den hareketle getirdiği cevaplar, onun felsefî-kelâmî ve tasavvufî düşüncesini deklare etmesi açısından da ayrıca dikkat çekici.
İnsanlığın en kadim ve değişmez sorularına cevab-ı sevaplar sunan bu küçük risale, insan ve kozmosun manevi özüne ışık tutuyor.
İlgili ürünler
Allah A Güven
Allah’a güven, çünkü O seni senden iyi bilir ve hep yanındadır.
BU KİTABI OKUDUĞUNDA GERÇEKTEN NEYE İHTİYACIN OLDUĞUNUFARK EDECEKSİN.
Niçin Allah’a güvenmelisin?
Çünkü O, seni senden çok daha iyi tanıyor.
Çünkü O, senin gerçekten neye ihtiyacın olduğunu senden çok ama çok daha iyi biliyor.
Çünkü O, nelerin sana zarar vereceğini de senden daha iyi biliyor ve şimdi düşün!
Henüz anne rahminde daha kolların, bacakların, ellerin, ayakların, organların dahi oluşmadan ve tüm bunların sana olan faydasından bihaberken, Allah sana bir süre sonra dünyaya gözlerini açtığında lazım olacak diye; eller, ayaklar, kollar, bacaklar, gözler, tatman için dil ve dişler, nice organlar verdi.
Aşk Terapi
Dervişin Teselli Koleksiyonu
Kederli günlerden geçen derviş, rüya âleminde bir adaya uğrar. Gördüğü şey mucizevidir. Peygamberler, veliler, âlimler ve filozoflar bir halka şeklinde oturmakta ve anlaşıldığı kadarıyla birini beklemektedirler. Derviş de onlarla birlikte beklemeye durur ancak asıl misafirin kendisi olduğunu anlaması uzun sürmez. Halkanın ortasında kendisine gösterilen yere oturur ve her kederine bir teselli verecek olan bu nurani meclisi dinlemeye koyulur.
Halkanın bir tarafında Abdulkadir Geylani’den Yunus Emre’ye, İmam Gazali’den Mevlana’ya ve İbn Arabi’ye birçok gönül doktoru… Halkanın diğer tarafında Sokrates, Hegel, Kant, Kierkegaard, Spinoza ve Schopenhauer gibi hikmet âşıkları… Halkanın bir başka yanında ise Geothe’den Cibran’a, Tanpınar’dan Dostoyevski’ye, Sadi Şirazi’den Rilke’ye ve Proust’a acılarını kelimelerin büyülü dünyasında dindirmeye uğraşan kalem erbabı...
Bu teselli halkası öylesine geniştir ki, dindiremeyeceği keder, zayıflatamayacağı acı, sevdiremeyeceği dert yok gibi gözükmektedir. Sözler sözleri, anlatımlar anlatımları, teselliler tesellileri takip eder. Derviş uyandığında yalnızca güneş doğmamıştır, kendi içsel karanlıklarından da aydınlığa çıkmıştır.
Dervişin Teselli Koleksiyonu doğunun ve batının binlerce yılda oluşturduğu teselli birikimini yaralı gönüllere cömertçe ulaştıran bir çalışma. Teselliden kasıt zihnin düşünceler yoluyla uyuşturulması değil, bilakis acı karşısında uyumayı seçen zihnin uyandırılması... Kadim teselli ustalarıyla, teselliye muhtaç gönülleri buluşturmak, bu kitabın varoluş sebebi!
Fususu’l-Hikem
"Fususu'l-Hikem", Muhyiddin-i Arabi'nin hicri 627 yılında Şam'da bulunduğu sıralarda bir gece görmüş olduğu gerçek bir rüyanın ilhamıyla yazılmış, bilinen manada bir tasavvuf kitabı olmaktan öte hakkındaki tartışmaların bugün de devam ettiği bir baş yapıttır.
Kitabın asıl maksat ve gayesi halkın bazı yüce hakikatlerle aydınlatılmasıdır. "Fususu'l-Hikem" kısa bir başlangıçtan sonra her nebiye bir hikmet verilmiş olduğunu ve yirmi yedi peygamberin ayrı bir hikmeti temsil ettiklerini beyanla eseri yirmi yedi "FAS"a ayırıyor ve bu hikmetlerin izahı sırasında Vahdet-i Vücud zaviyesinden her nebinin temsil ettiği hikmetin izah ve tahliline girişiyor.
M. Nuri Gençosman'nın uzun bir uğraşı sonucu Türkçe'ye kazandırdığı bu eseri okuduğunuzda İbnü'l-Arabi'nin ne kadar büyük bir düşünür ve marifet ehli olduğunu göreceksiniz.
Melekûtun Keşfi
Ulvi hallerin ve harikulade mükaşefelerin renk renk gömlekleri vardır. Nitekim Sevgili (sav) “Rabbimi en güzel surette gördüm.” buyurmuştur.
Ruzbihân-i Baklî'nin Meleûutun Keşfi isimli eseri müellifin samimi ve sade bir üslupla âdeta manevi otobiyografisini yazdığı eseridir. Müellifin ruhsal yolculuk, murakabe ve müşahede benzeri tasavvufi kavramlara dair kendi tecrübelerini okuyacağınız bu eser, Ruzbihân-i Baklî külliyatının ikinci eserini oluşturmaktadır. Eser, aynı zamanda müellifin hayatına ve dönemin tasavvufi, kültürel ve sosyal yaşantısına dair de önemli izler taşımaktadır.
Baklî'nin tasavvufi görüşünün merkezi gayb âlemine dayanır. Melekût âlemi olarak ifade ettiği bu dünyaya öylesine cezbolmuştur ki yazdığı pek çok eserde bu sırlı dünya ve yaşadıkları hakkında bilgiler paylaşmıştır.
Ölüm Ve Ötesi
Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalplerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki Sen bol ihsan sahibisin! (Âl-i İmrân Suresi, 8) Yani, bundan önce bize imanı ilettiğin gibi ölüm anında da kalplerimizi saptırma, iman üzere sebat ettir.
Allah Teâlâ, insanı dünya hayatında belirli bir süre için var etmiş, ona takdir ettiği rızkı ulaştırmış ve yazılı olan amellerini tamamlamasına fırsat vermiştir. İnsanoğlunun dünyadaki bu yolcuğu “Her nefis ölümü tadacaktır.” ayetinin tecellisiyle bir gün son bulacaktır. Ölüm ve Ötesi ismiyle dilimize kazandırdığımız bu kitap, özellikle modern dünyanın tuzaklarına düşen insanlara, kalplerini ölüm bilinciyle tekrar diriltme çağrısını muştulamaktadır.
Büyük İslam düşünürü Gazzâlî, bu kitabında ölüm ve ahiretin gerçekliğini çarpıcı örnekler ve kuvvetli delillerle açıklıyor.
Üç Oda Bir Salon
Ne kadar koşarsan koş, yetiştiğin sadece nasibindir..
Evinden, Allah’ın rızası için iğne kaldırsa sevap alacak yürekler vardı hani. Sahi ne oldu o yüreklere?
Magazin programlarının, sosyal medya fenomenlerinin zehriyle şuurunu yitirmiş gibi oturduğu koltukta uyuşup kalmışlar mıydı yoksa?
Sahi ne olmuştu da Musa aleyhisselamın safında firavunlara karşı büyütülecek çocukların sahibinin Allah olduğunu unutanlar, çocuğa ‘geçim sıkıntısı’ adını koymuşlardı?
Kendisine türlü vazife seçenler, ‘evlat-eş-ana-baba’ olmayı unutmuş.
Başkasının hanesindeki çöplere gözlerini dikenler, kendi evlerindeki kirli camları görmez olmuştu.
Ya Rabbi! Döndür özümüze bizi...
İki gönlün birbirine denkliğiyle nimetlenenlere evlerindeki şenliği hatırlat.

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.