Vazgeçilmezliğin Manifestosu
₺180,00 Orijinal fiyat: ₺180,00.₺124,20Şu andaki fiyat: ₺124,20.
Vazgeçilmezliğin Manifestosu sayesinde hayatınızın en önemli yolculuğuna başlıyorsunuz: kendinize yolculuk… İç benliğinizi yeniden keşfedecek ve uzun zamandır saklı kalmış yanlarınızı açığa çıkaracaksınız. Arzularınızın ve hayallerinizdeki ilişkinin farkına varacaksınız. Kendinizi, hayatınızı ve erkekleri daha iyi anlayabileceksiniz.
Kendinizi bilmiyorsanız kaybolursunuz. Kendinizi sevmiyorsanız başkalarını da gerçekten sevemezsiniz. Günlük hayatın stresini arkanızda bırakıp bir an için durun ve kalbinizin size söylediklerini dinleyin. Bu kitap size kalbinizin sesini dinlemenizde yardımcı olacaktır.
| Yayınevi |
Olimpos Yayınları |
|---|---|
| Yazar |
Hakan Özkan |
| Sayfa Sayısı |
192 |
| Kağıt Cinsi |
1. Hamur |
| Baskı Yılı |
2023 |
| Boyut |
"13 ,00" ,50 X 21 |
| Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Olimpos Yayınları – Vazgeçilmezliğin Manifestosu
/n
Vazgeçilmezliğin Manifestosu sayesinde hayatınızın en önemli yolculuğuna başlıyorsunuz: kendinize yolculuk… İç benliğinizi yeniden keşfedecek ve uzun zamandır saklı kalmış yanlarınızı açığa çıkaracaksınız. Arzularınızın ve hayallerinizdeki ilişkinin farkına varacaksınız. Kendinizi, hayatınızı ve erkekleri daha iyi anlayabileceksiniz.
Kendinizi bilmiyorsanız kaybolursunuz. Kendinizi sevmiyorsanız başkalarını da gerçekten sevemezsiniz. Günlük hayatın stresini arkanızda bırakıp bir an için durun ve kalbinizin size söylediklerini dinleyin. Bu kitap size kalbinizin sesini dinlemenizde yardımcı olacaktır.
İlgili ürünler
Edebiyat Kulesi
Edebiyat Ve Toplum
Edebiyat toplumsal olguları yansıtması açısından her zaman değerli bir sosyolojik araç olmuştur. Edebiyat sayesinde toplumu doğrudan gözlemlemek yerine, onu kavramada dâhiyane bir yeteneğe sahip olan edebiyatçının yansıttıkları üzerinden şaşırtıcı varsayımlara ulaşabiliriz. Özellikle toplumsal tarih çalışmalarında ancak edebî metinler sayesinde geçmişte yaşanmış sosyal ilişkilileri, olayları ve yapıları betimleme şansımız olur.
Edebiyatın toplumla olan ilişkisi bununla sınırlı değildir. Edebiyatın bizzat kendisi tarihin çeşitli dönemlerinde toplumsal dönüşümün ana motiflerinden biri olmuştur. Fransız İhtilali'nden Bolşevik Devrimi'ne, faşist rejimlerin ortaya çıkışından 68 olaylarına kalemin toplumu dönüştürmede önemli bir rol oynadığını görürüz.
Bugün Türk toplumunun yaşadığı tarihsel değişime ışık tutmak istediğimizde edebiyat bizim için en önemli anahtar haline gelir. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışından Cumhuriyet'in kuruluşuna dek yaşanan süreç, toplumsal sancılar; Tanzimat Edebiyatı, Millî Mücadele dönemi Edebiyatı derinlemesine incelenmeden tahlil edilemez.
Tüm bunlarla birlikte Türkiye'de edebiyat akımlarının ortaya çıkış şekillerinin Türk toplum yapısının dönüşümüyle paralellik arz ettiğini görürüz. Örneğin roman, ancak belirli ölçülerde, Batılı anlamda orta sınıf tanımına uyan bir kitlenin palazlanmasıyla güçlenmiştir. Türkiye'de büyük göç dalgası öncesi önemli bir toplumsallık arz eden köy yaşantısı köy edebiyatını ortaya çıkarmıştır. Kentleşmeyle birlikte ortaya çıkan yabancılaşma ve yeni toplumsal sorunlar Garip Akımı'nı doğurmuştur. Bunlar gibi sayabileceğimiz sayısız örnek Türkiye'de de edebiyat ve toplumun etle tırnak gibi birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini gösterir.
Ancak edebiyatın toplum ile kurduğu bu yakın ilişki ve bunun sonucunda sunduğu sosyolojik zenginlik edebiyat eserini asıl amacı olan sanatsal kaygısından saptırmamalıdır. Bir edebî eserinin toplumsal yönü ne kadar güçlü olursa olsun eserin var oluşunun ön koşulu sanatsal ifadesidir.
Dünya çapında şöhrete sahip, en önemli tarihçi ve sosyal bilimcilerimizden biri olan Prof. Dr. Kemal Karpat Osmanlı'dan Günümüze Edebiyat ve Toplum'da bu iki temel kaygıyı göz önünde bulundurarak edebiyat aracılığıyla Türk toplum yapısının tarihsel süreç içerisinde farklı bir resmini çiziyor. Türk dili ve edebiyatıyla ilgili olarak şaşırtıcı bilgiler verirken yaptığı analizlerle okuyucuyu çok farklı perspektiflerden sosyolojik bir okuma yapmaya teşvik ediyor. Türkiye'de toplum ve edebiyat ilişkisi üzerine henüz güçlü bir literatürün oluşmadığı göz önünde bulundurulduğunda Karpat'ın bu eseri alanında eşsiz bir başvuru kaynağı haline geliyor.
İnşirah – Olimpos Yayınları
İyi Ki Yoksun
Hayattaki tek sınavınız kendinizsiniz. Ne pahasına olursa olsun birilerine sırf kendinizi hatırlatmak için yorulmayın. Biliyorum, sevmese de vazgeçemiyorsunuz ondan. Ama şunu da bilin ki, bir daha hiç kimsenin sizin gibi sevmeyeceğini bile bile vazgeçti sizden. Bakın her şey unutulur ama bu unutulmaz! İntikam alma konusuna gelince; gerçekten sevenin âhı tutar! Allah, herkesten daha yaratıcı. Ona bırakın. O gitti, bitti diye üzülüyorsunuz. Ama ya Allah onu hak etmediği kalpten çıkardıysa? Büyük imtihanlar güçlü insanlar yetiştirir. Her esen fırtınanın hayatınızı yerle bir edeceğini düşünmeyin. Bazı fırtınalar önünüzdeki engelleri yok etmek için kopar.
Yerli Yersiz Cümleler
Bu kitap önce “Yersiz Cümleler” adıyla tasarlandı. Niyetim sağda solda kalmış ve hiç yayınlanmamış onca cümleyi bir araya getirmek, bir bakıma onlardan kurtulmaktı.
Fakat cümle bu. Bir kez kapısından girince gazete ve dergilerde kalmış yazıları da taradım. Derken hızımı alamadım, bütün kitaplarımı okudum yayımlandıklarından sonra ilk kez, “Yerli Cümleler”e de el attım.
Sonra? Bütün cümleler yerli yersiz birbirine karıştı.
Böylece binlerce cümleyle baş başa kaldım. Hepsini mümkün mertebe temalara ayırarak bir senaryo dâhilince sıralamaya çalıştım.
İçlerinde nerede, ne zaman, nasıl yazdığımı bugün gibi hatırladıklarım vardı, avucumun içine mıh gibi çakılmış olanlar. Ve hiç de hatırlamadıklarım. Bana öyle karanlık geldiler ki. Bunları ben mi yazmışım, sahi, ne zaman? Neden yazdığımı unutmuşum çünkü, hiç unutmayacağım sandığım şeyi.
Üstelik tahmin etmediğim bir şey daha oldu ve yerinden edilen, bağlamından kopan cümleler yeni manalarla yüklendi, bambaşka tasniflere girdi. Yerinde doğaya ilişkin bir cümle aşk bahsine uygun düştü örneğin, yazıya ait olan insanlığa.
Yeni bir okuma, dahası yeni bir yazma.
O zaman anladım içimde bütün yazdıklarıma süzülen bambaşka bir metin olduğunu.
Bir de neden sonra Nun Masalları’ndan bu yana 20 yıl geçtiğini fark ettim.
Yerli Yersiz Cümleler’in hikâyesi bu.

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.