

Sefiller – Kısaltılmış Metin
₺202,60 Orijinal fiyat: ₺202,60.₺34,32Şu andaki fiyat: ₺34,32.
Çok zengin ve yardımsever bir adam olan Madeleine Baba’nın geçmişini, nereden geldiğini kimse bilmiyordu. İri yarı, güçlü, iyi kalpli bir adamdı ve yaptığı ilginç bir buluş sayesinde çok para kazanmıştı. Ancak görünüşe bakılırsa hiç akrabası ya da arkadaşı yoktu.
Beklenmedik olayların ardından, fakir ve hasta bir kadına verdiği bir söz, bu ilginç adamın yaşamını ve kimsesiz bir çocuğun kaderini değiştirecekti.
Olay örgüsünde birçok ilginç karakterin yer aldığı Sefiller birçok sinema, televizyon ve tiyatro eserine uyarlanmıştır. Ayrıca bu başyapıt pek çok sanatçıya ilham kaynağı olmuş, ardından yazılan birçok edebi eserde etkisini göstermiştir.
Soluk soluğa okuyacağınız muhteşem bir macera…
Yayınevi |
İş Bankası Kültür Yayınları |
---|---|
Yazar |
Victor Hugo |
Sayfa Sayısı |
224 |
Kağıt Cinsi |
2. Hamur |
Baskı Yılı |
2021 |
Boyut |
"13 ,50 X 19 ,50" |
Cilt Tipi |
Karton Kapak |
5 adet stokta
İş Bankası Kültür Yayınları – Sefiller – Kısaltılmış Metin
/n
Çok zengin ve yardımsever bir adam olan Madeleine Baba’nın geçmişini, nereden geldiğini kimse bilmiyordu. İri yarı, güçlü, iyi kalpli bir adamdı ve yaptığı ilginç bir buluş sayesinde çok para kazanmıştı. Ancak görünüşe bakılırsa hiç akrabası ya da arkadaşı yoktu.
Beklenmedik olayların ardından, fakir ve hasta bir kadına verdiği bir söz, bu ilginç adamın yaşamını ve kimsesiz bir çocuğun kaderini değiştirecekti.
Olay örgüsünde birçok ilginç karakterin yer aldığı Sefiller birçok sinema, televizyon ve tiyatro eserine uyarlanmıştır. Ayrıca bu başyapıt pek çok sanatçıya ilham kaynağı olmuş, ardından yazılan birçok edebi eserde etkisini göstermiştir.
Soluk soluğa okuyacağınız muhteşem bir macera…
İlgili ürünler
Monte Kristo Kontu
Notre Dame In Kamburu – Arkadaş Yayınevi
Güzellikle çirkinliğin, iyilikle kötülüğün, merhametle, zulmün, saflıkla tutkunun yolları kesişiyor.
Notre-Dame Kilisesi'nin kapısına bırakılan kimsesiz bebeği himayesine alan Papaz Frollo, bebeğe Quasimodo adını verir ve onu büyütür.
Küçük bir çocukken Çingeneler tarafından kaçırılan Esmeralda ise güzelliğiyle çevresindekileri büyülemekte ve herkesin gözünü kamaştırmaktadır. Quasimodo Esmeraldayı görür görmez aşık olur ve onu kaçırmaya çalışır. Ne yazık ki Esmeralda'nın gönlü sırtındaki kamburla alay konusu olan Quasimodo'da değil, onu Quasimodo'nun elinden kurtaran Yüzbaşı Poebus'tadır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, tüm yasaklara ve kurallara rağmen Papaz Frolo'da Esmeralda'ya tutkundur. İşte bu engellenemeyen tutku yüzünden Esmeralda'ın başına gelmeyen kalmayacak; bu üç farklı aşkın merkezinde yer alan genç kız, işlemediği bir suçla itham edilip türlü zorluklarla yüzleşmeye mecbur kalacaktır.
Victor Hugo'nun (1802-1885), Paris'in yoksulluğun hüküm sürdüğü karanlık sokaklarında geçen bu eseri Dünya Edebiyatının başyapıtları arasında önemli bir yer edinmiştir. Beyaz perdeye aktarılan, müzikal olarak sahneye konulan ve pek çok dile tercüme edilen bu ünlü klasiği ilgiyle okuyacaksınız.
Siyah Lale – Hasan Ali Yücel Klasikleri 281
Alexandre Dumas (pere) (1802-1870): On dokuzuncu yüzyılda Avrupa’yı saran siyasal ve sosyal çalkantıları yaşamasına rağmen daha çok on altıncı ve on yedinci yüzyılın tarihi olaylarını konu alan üç yüzden fazla roman yazdı. Yaşadığı dönemin sevilen ve en çok okunan romantik yazarlarından biridir. Siyah Lale romanı, yazarın Monte Cristo Kontu, Demir Maske gibi en tanınmış eserleri arasında yer alır. Hollanda tarihinde “lale çılgınlığı” olarak bilinen dönemin üzerinden otuz yıl geçmiştir. Johan de Witt ve kardeşi Cornelis idam edilmiştir; Hollanda, tarihinin en sancılı günlerini yaşamaktadır, bu sırada Çiçek Üreticileri Derneği ilk siyah laleyi yetiştiren kişiyi ödüllendireceğini ilan eder. Cornelis van Baerle adındaki genç bir doktor, ilk siyah laleyi yetiştirmek için harekete geçer, ama yazgısı onun bu arzusunu hapisle, aşkla ve fedakarlıkla sınayacaktır.
Uzaktan Aşk
12. yüzyılda, Akitanya'dayız... Soylu bir ozan, Jaufre Rudel, zevk ve eğlenceye doymuş, böylesi bir yaşam sürmekten bıkmış; uzak, arı ve sonsuz bir aşkı düşlüyor... Kusursuz, düşsel bir kadını anlatıyor dizelerinde. Ve günün birinde, denizler ötesinden gelen Gezgin, bu imgenin gerçekten yaşadığını haber veriyor ona. Çılgına dönen ozanın "uzaktan aşk"ını arayışı böyle başlıyor. Daha önce birçok Avrupa ülkesinde gösterimi yapılan Uzaktan Aşk operasının librettosunda, Maalouf, amacına ulaşamadan yitip giden bir sanatçı yaşamının eğretilmesini sunarken, yolculuk, sürgün, Tanrı, kimlik ve aidiyet izlekleri çevresinde biçimlenen ve yine Batı'dan Doğu'ya uzanan o dokunaklı aşk ve ölüm masallarından birini anlatıyor.
Veba
Varoluşçu edebiyatın en önemli temsilcilerinden biri olan Albert Camus, politik söylemlerle sesini yükseltmedi ama fısıldamasıyla bile depremler yarattı, çağdaşlarını derinden etkiledi. Keskin bir gözlem gücünün desteklediği arı bir bilinçle yazılmış olan Veba, yalnızca XX. yüzyılın değil, bütün bir insanlık tarihinin ortak bir sorununa değinir: felaketin yazgıya dönüşmesi. Çağının önde gelen düşünürlerinden Nobel ödüllü yazar Albert Camus’nün hiçbir yapıtında böylesine acı bir yazgı, böylesine şiirsel bir dille ele alınmamıştır. Veba, insanın ve aydınlığın şiiridir. Bu şiirde renkler alabildiğine koyu, ancak yazarın sesi o denli umut doludur.
Beklenmedik bir boyuta ulaşan veba salgını, tüm Oran kenti sakinlerini önce umutsuzluğa boğar, ardından Doktor Rieux, Tarron ve Grand’ın gösterdikleri dayanışma örneği, başta yetkililer olmak üzere, herkes için güç ve umut kaynağı olur. İşte Albert Camus’nün insana bakışı ve inancı, bu noktada karşımıza çıkar. Camus, okurlarını, ortadan kaldıramayacağını bile bile vebayla savaşan Doktor Rieux’ün kişiliğinde, dünyanın saçmalığını, yenilginin sonu gelmeyeceğini bile bile kötülüklere karşı çıkmaya, yaşama anlam katmaya çağırır.
Yüzüncü Ad
Doğu'daki son Cenevizlilerden, antika tüccarı Baldassare Embriaco, 1665 yılı sonlarında, soyunun yüzyıllardır yaşadığı Lübnan'dan yollara düşer. Ertesi yıl, İncil'e göre "Canavar'ın Yılı"dır. Kimilerine göre düpedüz Mahşer: Kan, ateş, yıkım ve her şeyin sonu... Zamanın sonu! Dünyayı ve Baldassare'yi kurtarabilecek tek şeyse Yüzüncü Ad'dır. Kimselerin görmediği bir yazma kitap ve kitapta açınlandığı söylenen bir ad: Allah'ın, Kuran'da anılan doksan dokuz adının, sıradan ölümlere bildirilmemiş olan yüzücüsü... Tanrı'nın gizli ve yüce adı... Yüzüncü Ad'ın peşinden önce İstanbul'a uğrar Baldassare'nin yolu; oradan İzmir'e, Sakız'a, Cenova'ya, Amsterdam'a, sonra da Londra'ya. Konya'da vebanın kıyımına, İzmir'de Sabetay Sevi'nin şaşırtıcı başkaldırısına, İngiltere'de büyük Londra yangınına tanık olur. Korku, şaşkınlık, düşkırıklığı, umut ve aldanma, menzil taşlarıdır bu uzun yolun. Bir de en beklenmedik anda yolcunun karşısına dikiliveren aşk. Sevincin, mutluluğun tek kaynağı aşk!..
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.