Osmanlı Hikayeleri
₺220,00 Orijinal fiyat: ₺220,00.₺164,45Şu andaki fiyat: ₺164,45.
Altı asır varlığını sürdürüp üç kıtaya hükmeden Osmanlı’yı tanımak, o yüksek karakterli insanları anlamak için yüzyıllar öncesine uzanmalı, usul usul dolaşmalıyız tarihin sokaklarında…
Sadaka taşlarıyla neredeyse sokağın ortasına bırakılan paraların çalınmadığını, dükkânların kapıları eğreti bir mandalla tutturulduğu halde dönüp de kimsenin yan gözle bakmadığını görmeliyiz.
Camilerin bir köşesine konduruluvermiş kuş evlerinde eğleşen kumruların ‘hu hu’ları ile başka âlemlere kanatlanmalı, kendimizden geçmeliyiz.
Âmin alayı adı verilen törenlerle, mektebe yeni başlayan çocukların heyecanlarına ortak olmalı, dualar ve âminlerle maneviyat işlemeliyiz ruhlarına…
Ramazan akşamlarında büyük konakların iftarlarına katılıvermeli, mükellef bir sofrayla karnımızı
doyurduktan sonra elimize tutuşturulan kadife keseyle bahşiş almanın mutluluğunu yudumlamalıyız
asûde bir çehreyle…
Aşkla yoğrulmuş yüreklerimizle Kâbe’ye yönelmeli, surre alaylarına katılmalıyız. Develerin ritimleriyle aylar boyu yol almalı, billurlaşan ruhlarımızla kutsal topraklara yüz sürmeliyiz.
| Yayınevi |
İlkgençlik Yayınları |
|---|---|
| Yazar |
Zehra Aygül |
| Sayfa Sayısı |
184 |
1 adet stokta
İlkgençlik Yayınları – Osmanlı Hikayeleri
Altı asır varlığını sürdürüp üç kıtaya hükmeden Osmanlı’yı tanımak, o yüksek karakterli insanları anlamak için yüzyıllar öncesine uzanmalı, usul usul dolaşmalıyız tarihin sokaklarında…
Sadaka taşlarıyla neredeyse sokağın ortasına bırakılan paraların çalınmadığını, dükkânların kapıları eğreti bir mandalla tutturulduğu halde dönüp de kimsenin yan gözle bakmadığını görmeliyiz.
Camilerin bir köşesine konduruluvermiş kuş evlerinde eğleşen kumruların ‘hu hu’ları ile başka âlemlere kanatlanmalı, kendimizden geçmeliyiz.
Âmin alayı adı verilen törenlerle, mektebe yeni başlayan çocukların heyecanlarına ortak olmalı, dualar ve âminlerle maneviyat işlemeliyiz ruhlarına…
Ramazan akşamlarında büyük konakların iftarlarına katılıvermeli, mükellef bir sofrayla karnımızı
doyurduktan sonra elimize tutuşturulan kadife keseyle bahşiş almanın mutluluğunu yudumlamalıyız
asûde bir çehreyle…
Aşkla yoğrulmuş yüreklerimizle Kâbe’ye yönelmeli, surre alaylarına katılmalıyız. Develerin ritimleriyle aylar boyu yol almalı, billurlaşan ruhlarımızla kutsal topraklara yüz sürmeliyiz.
İlgili ürünler
Barbaros – Denizlerin Hakimi
Barbaros Hayreddin Paşa…
Akdeniz’i bir Türk gölü haline getiren, düşmanlarının bile büyük saygı duyduğu denizcilik tarihinin belki de en büyük denizcisi.
Çocukluğundan itibaren cesareti ve iradesiyle hep en önde olan Barbaros, Türklerin denizlere hâkim olmadığı sürece fitnenin bitmeyeceğine inanıyordu...
Denizler ise acımasızdı, en yakınlarını, sevdiklerini kaybetti hırçın dalgalarda...
Akdeniz’in kalbinde zehirli hançer gibi saplı Rodos Şövalyeleri, Endülüs’e zulüm eden İspanyollar, Müslümanlara zarar veren korsanlar, Habsburglar, Papalık, Venedik, Ceneviz, Malta, Portekiz ve diğerleri... Türkleri denizlerden atmak için bütün gayretleriyle çabalıyorlardı.
Denizlerin hâkimi olmak bu Haçlı ittifakı karşısında zordu, fakat Barbaros da yalnız değildi. Leventleri, hocası Kemal Reis, Piri Reis gibi dostları ve Devleti Aliyye bütün imkânlarıyla Barbaros’un yanındaydı.
Eserleri altı dile çevrilen, Türkiye’nin en çok okunan tarihî romanlarının yazarı, okurları tarafından “Günümüzün Peyami Safa’sı” olarak anılan Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden sürükleyici, heyecanlı ve derinlikli bir Barbaros romanı...
Iv.murat Gürz Ve Zafer
Osmanlı‘nın son fatihi IV.Murat... Ödüllü yazar Okay Tiryakioğlu‘nun; Kumandan, Kuşatma 1453, Yavuz ve Kanuni‘den sonra, beşinci tarihi romanı: IV.Murat - Gürz ve Zafer. 11 yaşında tahta geçti. Annesi Kösem Sultan‘dan iktidarı zor devrabildi. Rüşveti, adam kayırmayı engelledi. Tütünü, alkolü yasakladı. Düzeni hem devlete hem sokaklara getirdi. Tarihin en muktedir liderlerinden oldu. "Bağdat‘ı almaya çalışmak, Bağdat‘ın kendinden daha mı güzeldi ne!" sözü tarihi geçti. Ordusunun başında sefere çıktı, "Bağdat Fatihi" oldu. Hayallerini gerçekleştiremeden 28‘inde hayata veda etti. Osmanlı‘nın her anı olaylarla dolu dönemi IV.Murat - Gürz ve Zafer‘de.
Kolsuz Kahraman
Napolyon
Ruh Adam
«Ruh Adam», Türk edebiyatında pek alışılmamış çeşitte bir romandır. Müellifin tarihî romanlarını okumuş olanlar, tarihî bir roman gibi başlayan bu eserin öyle olmadığını görecek, sayfalar ilerledikçe kendilerini aşırı bir sembolizmin içinde bulacaklardır. Bir tarih çeşnisinin de yer aldığı roman, yaşamanın gayesini yalnızca askerlikte bulan bir subayın hayatıdır. Tabiatüstü olaylarla anlatılan bir hayat hikâyesinin, dikkatle bakıldığı zaman, gerçeklerin sembollerle çerçevelenmiş ifadesinden başka bir şey olmadığı görülecektir. «Ruh Adam», kendi nefsi ile mücadele eden bir insanın macerasıdır. Edebî-ruhî tahlilini yapanlar, eserin hakikaten bir roman mı, yoksa yaşanmış bir hayat mı olduğunu kestirmekte hayli tereddüde düşeceklerdir.

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.