Ölüler Savaşı Ejderha Kraliçe – 4
₺240,00 Orijinal fiyat: ₺240,00.₺179,40Şu andaki fiyat: ₺179,40.
| Yayınevi |
Profil Kitap |
|---|---|
| Yazar |
Alexander R. Grey |
| Sayfa Sayısı |
168 |
| Kağıt Cinsi |
1. Hamur |
| Baskı Yılı |
2024 |
| Boyut |
"13 ,00" ,50 X 21 |
| Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Profil Kitap – Ölüler Savaşı Ejderha Kraliçe – 4
İlgili ürünler
Atlas Paradoksu
ÖZLEM.
HAİNLİK.
İHANET.
VE
PUSUDA BEKLEYEN
KAOS.
Altı büyücüye hayatlarının fırsatı sunulmuştu.
Beşi, şimdi bu cemiyetin birer mensubuydu.
Önlerinde uzanan iki yol vardı.
Ve bu yolda herkes bir taraf seçmek zorundaydı.
New York Times çoksatan romanı Atlas Altılısı' nın bu çarpıcı devam kitabında, kurulan ittifaklar sınanıp kalpler kırılırken, İskenderiye Cemiyeti'nin gerçekten ne olduğu ortaya çıkmak üzereydi: halihazırda bildiğimiz dünyayı değiştirme planları olan bir adam tarafından yönetilen, ham ve dünyayı değiştirecek bir güç.
Eğitimlerinin son yılı yaklaştığı sırada, Cemiyet'e yeni katılanlardan geriye kalanların durumu pek iyi görünmüyordu. Anladıklarını düşündükleri pazarlıklar, artık o kadar da siyah beyaz değildi. Bir zamanlar kurulan istikrarlı ittifaklar dağılıyor, beklenmedik ve tehlikeli yakınlıklar şekillenmeye başlıyordu.
Atlas Paradoksu'nda gücün bedeli, her karakteri bir taraf seçmeye mecbur bırakmıştı.
Cemiyet üyeleri, bilgi uğruna başka neleri feda etmek zorunda kalacaktı?
Peki, Libby Rhodes neredeydi? Ya da... Hangi zamandaydı?
Canavar Peşinde 65 – Krallığın Kaderi : Dehşet Sürüngeni Serpio
Canavar Peşinde 8-Dev Maymun Pençe
Kötü Büyücü Malvel sihirli altın zırhı çaldı ve parçalarını Avantia’nın dört bir yanına gizledi. Tom bu parçaları bulmak zorunda ancak her biri, Malvel’in yarattığı altı korkunç canavar tarafından korunuyor.
Tom’un yolu bu kez Kara Orman’a düşüyor.
Kahramanımız, şimdi de Dev Maymun Pençe ile mücadele etmek zorunda…
Hepimiz Gökyüzü Olmak İstedik 4 – Efsaneler Ve Lanetler (Kutulu)
KUTU İÇERİĞİ
Ciltli kitap
3 Adet Şömiz
Ayraç
1 Adet Karakter Kartı
1 Adet Poster
Hazinesi ol okyanusun!
Tanrıçalar, düelloları hepsinin sonunu getirecek bir oyuna çevirdiğinde, kılıçların yanı sıra aklın ve iradenin çarpıştığı bir ölüm dansı başlar. Sınırların ötesinden gelenler, lordları ve vârisleri yerinden etmek için kan dökmeye hazır. Su Krallığı kayıp uygarlığı ve tahtını geri istiyor. Nova kapıyı açmak istiyorsa zor bir seçim yapmalı. Ateş Krallığı harlanırken Hava Krallığı’ndan gelen beklenmedik haber mücadelenin seyrini değiştirir. İsyan etmek için an kollayan Toprak Krallığı boyun eğmemekte kararlı. Arenada, suların altında, aklında ve kalbinde herkesi kurtarmaya çalışan Nova, ilk ve son savaşı için tüm gücünü kullanmak ve kim olduğunu kabul etmek zorunda.
Hurinin Çocukları
Sonra Morgoth uzun kolunu Dor-lómin’e doğru uzattı ve şu sözlerle Húrin, Morwen ve soylarını lanetledi: ‘Görün! Zihnimin gölgesi her gittikleri yerde üstlerine çökecek ve nefretim onları dünyanın sonuna dek takip edecek.”
Tek Yüzük yok edilmeden altı bin yıl önce Orta Dünya, Karanlık Lord Morgoth’un gölgesi altında eziliyordu. Elflerin ve İnsanların en yüce savaşçıları Morgoth’a karşı koyamıyor, onun karşısında bir bir düşüyorlardı. Tam bu ümitsizlik çağında yeni bir lider çıktı ortaya: Húrin’in oğlu Túrin. Yol arkadaşlarıyla, Morgoth’a karşı Orta Dünya uğruna verdiği savaşı lehine çevirmeye başlayan Túrin kaderiyle yüzleşeceği günü beklemekteydi.
J. R. R. Tolkien’in kendi deyişiyle, Beren ile Luthien ve Gondolin’in Düşüşü’yle birlikte “üç büyük öyküden biri” olan Hurin’in Çocukları, Christopher Tolkien’in, babasının el yazmalarını inceleyip bir araya getirmesiyle bir bütün halinde Orta Dünya hayranlarının huzuruna çıkıyor.
İskandinav Mitolojisi
“Başlangıçtan Önce Hiçbir Şey Yoktu: Ne Toprak Vardı Ne Gökkubbe, Ne Yıldızlar Vardı Ne De Gökyüzü¨. Şekilsiz Ve Şemalsiz, Sisten Bir A^lem İle Durmadan Yanan Ateşten Bir A^lemdi Var Olan.”
Neil Gaiman, eserlerinde fantastik diyarlar yaratırken kadim mitolojilerden her zaman ilham alan bir yazar olmuştur. Şimdi ise dikkatini bu diyarların kaynağına yöneltiyor ve destansı kuzey masallarını kendine has üslubuyla anlatıyor.
İskandinav Mitolojisi’nde yazar mühim İskandinav tanrılarını tasavvur ederken mitlerin aslına sadık kalıyor: Odin, Yüceler Yücesi, bilge, cüretkâr ve kurnaz. Thor, Odin’in oğlu, muazzam kudretine rağmen tanrıların en bilgesi olduğu söylenemez. Ve Loki, Odin’in kan kardeşi, oyunbaz ve önünde kimsenin duramadığı bir düzenbaz.
Gaiman, eski çağa bu ait hikâyeleri tıpkı bir romancı gibi ele alıyor; hikâyeler efsanevi dokuz âlemin yaratılışından başlıyor ve tanrıların, cücelerin, devlerin maceralarıyla devam ediyor. Thor’un çekicinin nasıl çalındığından, içenlere şairane ilhamlar veren bal şarabının kaynağının ne olduğuna kadar pek çok mit Gaiman’ın nüktedan cümleleriyle yeniden hayat buluyor. En nihayetinde her şey tanrıların alacakaranlığında doruğa çıkıyor: Ragnarök’te…
“Gaiman’ın her zamanki gibi yalın ve su gibi akan kelimeleri ortaçağ metinlerinin dramatik gücünü yansıtmayı başarıyor. Hikâyeleri anlatma tarzı yediden yetmişe herkese uygun ve bu hem yerinde hem de akıllıca bir hamle.” –Ursula K. Le Guin
“İskandinav Mitolojisi’nde Gaiman eski mitleri öyle canlı anlatmış ki okurken yatak odam Valhalla’ya dönüşecek sanmaya başladım. Cüceler, devler ve yaratıklar da dahil tüm İskandinav panteonunu bir film ya da roman gibi işliyor. Ne yalan söyleyeyim, kendime göğüs zırhı sipariş etmeme şu kadar kaldı. Takdiminde Gaiman’ın da dediği gibi, bu öyküler dünyayı yaratan ateş ve buzdan başlayıp dünyayı sona erdiren ateş ve buza giden yolculuğu anlatıyor.” –Lidia Yuknavitch
“Bu kitap sayesinde, çocukken severek okuduğum mitler yeni nesle, baştan keşfedilmek üzere anlatılacak. Ne de olsa, tekrar anlatılamayan öyküler unutulmaya mahkumdur ve her neslin bu mitleri yeniden keşfetmesi ve anlaması gerekir.” –Joanne Harris
Numenor’un Düşüşü
J. R. R. Tolkien, Orta Dünya’nın İkinci Çağı için “karanlık bir çağdır” demiştir. Silmarillion başta olmak üzere Bitmemiş Öyküler ve Christopher Tolkien’in on iki ciltlik Orta Dünya Tarihi’nde detaylandırılan bu dönemin kırılma noktası sayılan “Númenor’un Düşüşü” ise ilk kez tek bir ciltte toplanıyor ve okurlara Númenor özelinde yeni bir tarihçe sunuyor.
Morgoth’un yenilgiye uğratılmasında Valar’a ve elflere yardım etmelerinin ödülü olarak Orta Dünya insanlarına bahşedilen Númenor, zamanla uygarlığın beşiği ve zenginliğin merkezi hâline gelmişti. Halkı bilgelikleri ve yiğitlikleriyle ünlüydü. Ama Manwë’nin bir şartı vardı, Númenórlular Valar’la Eldar’ın ölümsüzlüğüne imrenerek Kutlu Diyarları aramaya çıkamazlardı. Ne var ki Númenórluların güçleri arttıkça ölüm korkusu onları sarmaladı, açgözlülükleri ve kibirleri Sauron’un fısıltıları eşliğinde yüreklerini kararttı ve böylece Númenor’un düşüşünün tohumları da atılmış oldu.
Üç bin küsur senelik bu çalkantılı tarih Güç Yüzükleri’nin dövülmesinden Barad-dûr’un inşasına ve Sauron’un yükselişine kadar tüm Orta Dünya’yı etkileyecek olaylara sahne olacaktı.
Númenor’un Düşüşü Orta Dünya’nın tarihini Yüzüklerin Efendisi’nin eklerinde yer alan “Yılların Öyküsü” bölümünün zaman çizelgesine bağlı kalıp Tolkien’in yayımlanmış tüm metinlerinden faydalanarak Alan Lee’nin artık klasikleşen tarzıyla çizdiği illüstrasyonlarıyla birlikte anlatıyor.

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.