Olan Biteni Kaçırma Keyfi Aşırılık Çağında Kendine Hakim Olmak
₺175,00 Orijinal fiyat: ₺175,00.₺140,88Şu andaki fiyat: ₺140,88.
Sosyal bilimcilerin “aşırılık çağı” diye nitelediği bir zamanda yaşıyoruz.Seçenekler sonsuz, onlara ulaşmak hiç olmadığı kadar kolay görünüyor. Fakat bu sınır tanımaz kültür ortamında, her şeye yetişmek mümkün olmadığı gibi muhtemelen anlamlı da değil. O halde birey olarak hayatlarımıza nasıl biçim kazandıracağız?
Seçeneklerle ve ayartmalarla dolu hayatımızda, en kötü senaryo olan biteni kaçırmak. Son gelişmeleri, maç sonuçlarını, bize özel alışveriş fırsatlarını yakalamaya çalışırken, en çok odağımızı korumakta zorlanıyoruz. Özdenetim, itidal, ölçülülük gibi kavramlar yerini hedonik bir döngüye mi bıraktı? Bir şeyden feragat etmeden bir diğerine tutunmak mümkün müdür? Her şeyi birden yapma telaşının bedeli nedir? İnsan potansiyeli efsanesi nedir, eylemlerimiz üzerinde nasıl bir etkisi vardır? Sonsuz mutluluk ve doyum arayışı saplantısından kurtulabilir miyiz? Her şeyi deneme arzusunun kaynağı nedir? Sınırlar her durumda aşılmak için midir, onlarla yaşamak bize ne kazandırır? Kendine hâkim olma sanatı öğrenilebilir mi? Kışkırtıcı, davetkâr ve sınırsız bir dünyada kurumlar, örgütler,teknolojiler ve sosyal yapılar bizi nasıl belirler?
Sevilen psikolog ve felsefeci Svend Brinkmann Olan Biteni Kaçırma Keyfi’nde kendine hâkim olma sanatını bir erdem olarak ele alıp savunuyor. Yazar kendi isteğiyle bir şeylerden vazgeçmenin kişiyi stres,depresyon ve kaygı gibi dertlerden koruyacağını vurgularken itidal ve özdenetimi mutlu bir hayatın anahtarı olarak işaret ediyor. Hız ve sınırsızlık kültürüne karşı koymak isteyen herkes için etkili ve ilham verici bir kaynak.
| Yayınevi |
İletişim Yayınevi |
|---|---|
| Yazar |
Svend Brinkmann |
| Sayfa Sayısı |
108 |
| Kağıt Cinsi |
1. Hamur |
| Baskı Yılı |
2023 |
| Boyut |
"13 ,00 X 19 ,50" |
| Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
İletişim Yayınevi – Olan Biteni Kaçırma Keyfi Aşırılık Çağında Kendine Hakim Olmak
/n
Sosyal bilimcilerin “aşırılık çağı” diye nitelediği bir zamanda yaşıyoruz.Seçenekler sonsuz, onlara ulaşmak hiç olmadığı kadar kolay görünüyor. Fakat bu sınır tanımaz kültür ortamında, her şeye yetişmek mümkün olmadığı gibi muhtemelen anlamlı da değil. O halde birey olarak hayatlarımıza nasıl biçim kazandıracağız?
Seçeneklerle ve ayartmalarla dolu hayatımızda, en kötü senaryo olan biteni kaçırmak. Son gelişmeleri, maç sonuçlarını, bize özel alışveriş fırsatlarını yakalamaya çalışırken, en çok odağımızı korumakta zorlanıyoruz. Özdenetim, itidal, ölçülülük gibi kavramlar yerini hedonik bir döngüye mi bıraktı? Bir şeyden feragat etmeden bir diğerine tutunmak mümkün müdür? Her şeyi birden yapma telaşının bedeli nedir? İnsan potansiyeli efsanesi nedir, eylemlerimiz üzerinde nasıl bir etkisi vardır? Sonsuz mutluluk ve doyum arayışı saplantısından kurtulabilir miyiz? Her şeyi deneme arzusunun kaynağı nedir? Sınırlar her durumda aşılmak için midir, onlarla yaşamak bize ne kazandırır? Kendine hâkim olma sanatı öğrenilebilir mi? Kışkırtıcı, davetkâr ve sınırsız bir dünyada kurumlar, örgütler,teknolojiler ve sosyal yapılar bizi nasıl belirler?
Sevilen psikolog ve felsefeci Svend Brinkmann Olan Biteni Kaçırma Keyfi’nde kendine hâkim olma sanatını bir erdem olarak ele alıp savunuyor. Yazar kendi isteğiyle bir şeylerden vazgeçmenin kişiyi stres,depresyon ve kaygı gibi dertlerden koruyacağını vurgularken itidal ve özdenetimi mutlu bir hayatın anahtarı olarak işaret ediyor. Hız ve sınırsızlık kültürüne karşı koymak isteyen herkes için etkili ve ilham verici bir kaynak.
İlgili ürünler
Büyü Dükkanı Üçüncü Bahar
Doğru İstersen Olur
“İstekler gerçek olur.
Her gün, her dakika, her saniye.
Kendimiz için sürekli bir şeyler isteriz.
Bilerek veya bilmeyerek.
Buna inansak da inanmasak da.
Hatta bunu hiç düşünmediğimiz zamanlarda bile isteriz.
Siz, kendiniz için ne istiyorsunuz?”
Pierre Franckh, "Doğru İstersen Olur!" adlı kitabında isteklerimizi gerçekleştirmek hakkında kendi tecrübelerinden yola çıkarak ipuçları veriyor. Yazar, hayatımızı yönlendiren isteklerimizi gerçekleştirebilmenin elimizde olduğunu ve “Doğru isteme”yi öğrenirsek neleri başarabileceğimizi, örnekleriyle anlatıyor. Evrene gönderdiği “siparişler”in altını çizerken, karşılaştığı diğer durumları da eğlenceli bir dille aktarıyor.
Peki “Doğru isteme” nedir?
Beklentilerimizin nasıl sonuçlanacağı bizim elimizde midir?
Elde ettiğimiz sonuçları mucize saymak ne derece doğrudur?
İsteklerimizi doğru formüle edebiliyor muyuz?
Evren, isteklerimize nasıl cevaplar verir?
“Çok çirkinim.”, “Çok mutsuzum.”, “Asla başarılı olamayacağım.”
Çoğu zaman bizi esir aldığını hissettiğimiz ve içinde boğulduğumuz bunun gibi kalıplaşmış inanç cümlelerinin hayatımızı nasıl olumsuz bir yöne çektiğini görüyoruz. Ve bunun üstesinden gelmek için atılacak adım basit: “Doğru İstersen Olur!”
Kadın Beyni Erkek Beyni
Bu kitabı okuduğunuzda beyninizin cinsiyeti hakkında birçok detayı öğreneceksiniz. Kadınlar ve erkekler arasındaki farkları, karşı cinsin sizi kızdıran, güldüren hatta şaşırtan birçok tepkisinin nedenini anlayacaksınız.
Serkan Karaismailoğlu’nun bilimsel bir o kadar da mizahi anlatımıyla Kadın Beyni Erkek Beyni…
Kendini Yeniden Başlat
– Bir kuyumcunun vitrininde, bakan herkesin dikkatini çeken harika bir mücevher gibi göz kamaştırmak varken sokakta oynayan çocukların elindeki çamura bulanmış bir misket gibi olmak niye?
– Ben mi harika bir mücevher gibi göz kamaştıracağım? Ben kim, mücevher olmak kim? Benim içim küflenmiş, çürümüş; sen kalkmış bana, mücevher olmaktan bahsediyorsun.
– Dışarıdan bakınca uzun zamandır kilitli kaldığı için üzeri tozlanmış bir sandık gibi görünüyorsun. Ancak içinde neler olduğunun farkında bile değilsin.
Sana düşen, sandığın üzerindeki yıllanmış tozları temizlemek ve onun içinde seni bekleyen muhteşem hazineye ulaşmak. Şimdi sana desem ki elimde o kilidi açacak bir altın anahtar var ve bu kitabı, sandığın kilidini açacak o altın anahtarı sana vermek için yazdım.
Hayal ettiğin güzellikleri yaşama yolculuğunda yol arkadaşı olalım mı?
Mutlu Evliliğin Sırları
Sade
Kalabalıkta kendimizi bile bulamayız.
Etrafımızı, evimizi, çantamızı, programımızı, günümüzü, gardırobumuzu, cüzdanımızı yani kısacası tüm hayatımızı ne kadar çok doldurursak o kadar tatmin ve dolayısıyla mutlu olacağımızı zannederiz. Bu kalabalığı yaratırken yaptığımız şey kendimizi yok etmektir aslında. Çünkü kendini sadece boşlukta yaratabilir insan. Azalınca çoğalır, sadeleştikçe özgürleşir ve hatta daha çok görünür olur.
Begüm Başoğlu ve Ege Erim bir gün hayatlarındaki fazlalıkları attıkça daha mutlu olduklarını keşfettiler. Bu keşif onların hayatını değiştirdi ve daha çok, daha çok atmaya başladılar. Giymedikleri giysileri tutmayıp, kullanmadıkları eşyaları saklamadılar. Her programa dahil olmaktan vazgeçerken, aslında bir sürü şeye ‘maruz kalmaktan’ kurtuldular. Yani sade bir yaşamı tercih ettiler. Buna tanık olanlar aynısını deneyimlemek istediğinde de ‘sade yaşamak’ akımı oluştu.
Artık belki farkında olduğunuz belki de olmadığınız birçok kişi sade yaşıyor. İçinde daha az eşya, daha fazla deneyim olan, daha hafif, sınırlarını kendinizin belirlediği dolu dolu bir yaşam, sadedir. Ve sadelik güzeldir.

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.