

Kızıl Veba – Can Yayınları
₺254,00 Orijinal fiyat: ₺254,00.₺84,00Şu andaki fiyat: ₺84,00.
Jack London’ın 1912 yılında The London Magazine’de tefrika halinde yayımlanan romanı Kızıl Veba, modern edebiyatın ilk post- apokaliptik metinlerinden biri kabul edilir. London romanında, 2013’te patlak veren dünya çapında bir salgının insan ırkının neredeyse tamamını yeryüzünden sildiği, ilkel yaşamın geri döndüğü, gerçekleşmesi son derece muhtemel bir “yeni” dünya tasavvur eder. Salgın sürecinde izolasyonun önemini, nüfus yoğunluğunun, özellikle de dünya nüfusunun salgınlardaki rolünü, insanların son derece kritik durumlarda kapıldığı bencilliği, kolektivizm ve bireyciliğin karşı karşıya gelişini, biliminsanlarının özverisini son derece gerçekçi biçimde işler.
Bundan 108 yıl önce, şu an deneyimlemekte olduğumuz meselelere kitabında yer veren London’ın yazdıkları şimdierde, seyircisi değil bizzat aktörü olduğumuz en derin krizin öngörülemez, diğer bir deyişle “siyah kuğu” vakası olmadığını, insan merkezli yaklaşımların dünyayı anlamamıza yetmediğini kanıtlar nitelikte. Bu bağlamda Kızıl Veba yazıldığı tarihten bir yüzyıl sonra, farklı bir bakış açısıyla yeniden okunmayı hak ediyor.
Yayınevi |
Can Yayınları |
---|---|
Yazar |
Jack London |
Sayfa Sayısı |
80 |
Kağıt Cinsi |
2. Hamur |
Baskı Yılı |
2020 |
Boyut |
"12 ,50 X 19 ,50" |
Cilt Tipi |
Karton Kapak |
5 adet stokta
Can Yayınları – Kızıl Veba – Can Yayınları
/n
Jack London’ın 1912 yılında The London Magazine’de tefrika halinde yayımlanan romanı Kızıl Veba, modern edebiyatın ilk post- apokaliptik metinlerinden biri kabul edilir. London romanında, 2013’te patlak veren dünya çapında bir salgının insan ırkının neredeyse tamamını yeryüzünden sildiği, ilkel yaşamın geri döndüğü, gerçekleşmesi son derece muhtemel bir “yeni” dünya tasavvur eder. Salgın sürecinde izolasyonun önemini, nüfus yoğunluğunun, özellikle de dünya nüfusunun salgınlardaki rolünü, insanların son derece kritik durumlarda kapıldığı bencilliği, kolektivizm ve bireyciliğin karşı karşıya gelişini, biliminsanlarının özverisini son derece gerçekçi biçimde işler.
Bundan 108 yıl önce, şu an deneyimlemekte olduğumuz meselelere kitabında yer veren London’ın yazdıkları şimdierde, seyircisi değil bizzat aktörü olduğumuz en derin krizin öngörülemez, diğer bir deyişle “siyah kuğu” vakası olmadığını, insan merkezli yaklaşımların dünyayı anlamamıza yetmediğini kanıtlar nitelikte. Bu bağlamda Kızıl Veba yazıldığı tarihten bir yüzyıl sonra, farklı bir bakış açısıyla yeniden okunmayı hak ediyor.
İlgili ürünler
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu – Kırmızı Kedi Yayınevi
Bir Kadının Hayatından 24 Saat – Kırmızı Kedi Yayınevi
Ermiş – Modern Klasikler 28
"İnsan için tüm amaçlarını susuzluktan çatlamış dudaklara ve tüm yaşamı bir çeşmeye dönüştüren bir armağandan daha büyüğü yoktur kuşkusuz. Benim şerefim ve ödülüm işte bu armağanda yatıyor. Ne zaman içmek için çeşmeye gelsem, diri suyun kendisini susamış bulmamda..."
Yıllar boyu kendisine yurt olan kentten ayrılırken, Ermiş'ten geride bıraktığı halka hitap etmesi istenir. Kent halkı ona aşk, evlilik, suç, ölüm, güzellik ve daha pek çok konuda sorular yöneltir. Aldıkları karşılık, hoşgörü ve sevginin biçimlendirdiği bir insan yaşamı üzerine hazine değerindeki öğütlerdir. Haklıyla haksızın, suçluyla suçsuzun, dimdik ayakta duranla düşmüşün aslında aynı insan olduğu bir yaşamdır bu...
Frankfurt Seyahatnamesi
Kumarbaz Ciltli
En çok okunan klasikler, özenli çevirilerle ve alanında uzman akademisyenlerin editörlüğünde okuyucuyla buluşuyor.
Erdemli ve asil bir ruha sahip Aleksey İvanoviç, sevdiği kızın borçlarını ödeyebilmek için kendini rulet masasında bulur. O masadan kalktığında artık zengin bir adamdır ama içindeki kumarbazın uyanışıyla artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. İçinde büyüyen kumar tutkusuyla verdiği savaşta kaybedilecek çok şey vardır.
Bu atmosferde ortaya çıkan Kumarbaz’da hikâye, kurmaca bir kumar merkezi olan Roulettenburg’da geçer. Dostoyevski, okuyucuları ruhun karanlık sorularıyla yüzleşmeye zorlar: Kumar masasında para mı, aşk mı, onur mu kaybedilir? Yoksa hayatın kendisi mi?
Kendisi de bir kumarbaz olan Dostoyevski, teslim tarihine bir aydan daha kısa bir süre kaldığında romanına henüz başlamamış olduğunu fark eder. Eğer başaramazsa romanlarının telif hakkını kaybedecektir. Kendisine yardımcı olması için Anna Grigoryevna isimli stenografla anlaşır ve hem romanı tamamlar hem de gerçek aşkı tadar.
Okuyucuların Dostoyevski’nin ruhuna dokunma fırsatı buldukları bu ölümsüz eseri, Işıl Karasay’ın özenli çevirisiyle sunuyoruz.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.