Kırk Ambar Cilt 2
₺505,00 Orijinal fiyat: ₺505,00.₺406,52Şu andaki fiyat: ₺406,52.
Rümuz-ül Edeb’in bir tür edebiyat tarihi olmasına karşın Lehçe-t-ül Hakayık bir tür düşünceler tarihi. Kırk Ambar’ın bu yeni 2. cildi, 1980’de yayımlanan ve tek bir baskı yapan Kırk Ambar 2 nin ikinci bölümünde ele alınan konuların yeni konularla zenginleştiği, 1981 yılında Ankara’da bir kez basılan Bir Facianın Hikâyesi adlı kitabın içeriğinin de bu konulara eklendiği çok daha kapsamlı ve tamamen gözden geçirilmiş bir hali. Cemil Meriç’in ele aldığı birçok konu bugün de güncelliğini koruyor, bugün de o konuların çeşitliliğinden ve içerdikleri kimi düşüncelerden yararlanmak pekâlâ mümkün. Cemil Meriç okuyucusunu, bir kez daha, “düşünenlerin düşüncesini düşünmeye, sonra da onların tesirinden kurtularak kendi kafasıyla düşünmeye ve hiçbir görüşün esiri olmamaya” davet ediyor. Aydını aydın yapan da “uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya çalışan bir tecessüs” değil mi?
| Yayınevi |
İletişim Yayınevi |
|---|---|
| Yazar |
Cemil Meriç |
| Sayfa Sayısı |
546 |
| Baskı Yılı |
2016 |
3 adet stokta
İletişim Yayınevi – Kırk Ambar Cilt 2
/n
Rümuz-ül Edeb’in bir tür edebiyat tarihi olmasına karşın Lehçe-t-ül Hakayık bir tür düşünceler tarihi. Kırk Ambar’ın bu yeni 2. cildi, 1980’de yayımlanan ve tek bir baskı yapan Kırk Ambar 2 nin ikinci bölümünde ele alınan konuların yeni konularla zenginleştiği, 1981 yılında Ankara’da bir kez basılan Bir Facianın Hikâyesi adlı kitabın içeriğinin de bu konulara eklendiği çok daha kapsamlı ve tamamen gözden geçirilmiş bir hali. Cemil Meriç’in ele aldığı birçok konu bugün de güncelliğini koruyor, bugün de o konuların çeşitliliğinden ve içerdikleri kimi düşüncelerden yararlanmak pekâlâ mümkün. Cemil Meriç okuyucusunu, bir kez daha, “düşünenlerin düşüncesini düşünmeye, sonra da onların tesirinden kurtularak kendi kafasıyla düşünmeye ve hiçbir görüşün esiri olmamaya” davet ediyor. Aydını aydın yapan da “uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya çalışan bir tecessüs” değil mi?
İlgili ürünler
Batı Notları
Edebiyat Kulesi
Edebiyat Ve Toplum
Edebiyat toplumsal olguları yansıtması açısından her zaman değerli bir sosyolojik araç olmuştur. Edebiyat sayesinde toplumu doğrudan gözlemlemek yerine, onu kavramada dâhiyane bir yeteneğe sahip olan edebiyatçının yansıttıkları üzerinden şaşırtıcı varsayımlara ulaşabiliriz. Özellikle toplumsal tarih çalışmalarında ancak edebî metinler sayesinde geçmişte yaşanmış sosyal ilişkilileri, olayları ve yapıları betimleme şansımız olur.
Edebiyatın toplumla olan ilişkisi bununla sınırlı değildir. Edebiyatın bizzat kendisi tarihin çeşitli dönemlerinde toplumsal dönüşümün ana motiflerinden biri olmuştur. Fransız İhtilali'nden Bolşevik Devrimi'ne, faşist rejimlerin ortaya çıkışından 68 olaylarına kalemin toplumu dönüştürmede önemli bir rol oynadığını görürüz.
Bugün Türk toplumunun yaşadığı tarihsel değişime ışık tutmak istediğimizde edebiyat bizim için en önemli anahtar haline gelir. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışından Cumhuriyet'in kuruluşuna dek yaşanan süreç, toplumsal sancılar; Tanzimat Edebiyatı, Millî Mücadele dönemi Edebiyatı derinlemesine incelenmeden tahlil edilemez.
Tüm bunlarla birlikte Türkiye'de edebiyat akımlarının ortaya çıkış şekillerinin Türk toplum yapısının dönüşümüyle paralellik arz ettiğini görürüz. Örneğin roman, ancak belirli ölçülerde, Batılı anlamda orta sınıf tanımına uyan bir kitlenin palazlanmasıyla güçlenmiştir. Türkiye'de büyük göç dalgası öncesi önemli bir toplumsallık arz eden köy yaşantısı köy edebiyatını ortaya çıkarmıştır. Kentleşmeyle birlikte ortaya çıkan yabancılaşma ve yeni toplumsal sorunlar Garip Akımı'nı doğurmuştur. Bunlar gibi sayabileceğimiz sayısız örnek Türkiye'de de edebiyat ve toplumun etle tırnak gibi birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini gösterir.
Ancak edebiyatın toplum ile kurduğu bu yakın ilişki ve bunun sonucunda sunduğu sosyolojik zenginlik edebiyat eserini asıl amacı olan sanatsal kaygısından saptırmamalıdır. Bir edebî eserinin toplumsal yönü ne kadar güçlü olursa olsun eserin var oluşunun ön koşulu sanatsal ifadesidir.
Dünya çapında şöhrete sahip, en önemli tarihçi ve sosyal bilimcilerimizden biri olan Prof. Dr. Kemal Karpat Osmanlı'dan Günümüze Edebiyat ve Toplum'da bu iki temel kaygıyı göz önünde bulundurarak edebiyat aracılığıyla Türk toplum yapısının tarihsel süreç içerisinde farklı bir resmini çiziyor. Türk dili ve edebiyatıyla ilgili olarak şaşırtıcı bilgiler verirken yaptığı analizlerle okuyucuyu çok farklı perspektiflerden sosyolojik bir okuma yapmaya teşvik ediyor. Türkiye'de toplum ve edebiyat ilişkisi üzerine henüz güçlü bir literatürün oluşmadığı göz önünde bulundurulduğunda Karpat'ın bu eseri alanında eşsiz bir başvuru kaynağı haline geliyor.
Eşref Saat
Türkçeyi güzel kullanan yazarlardan biri olan Şevket Rado sohbetlerinde akıcı ve kolay anlaşılır bir üsluba sahip. Eşref Saat çocuklara hatta her seviyedeki insana vazife duygusunu, etrafına faydalı olmayı, güçlüklerden yılmamayı, aileye bağlı olmayı telkin etmek amacıyla İstanbul Radyosu’ndaki konuşmalarından oluşuyor. Eşref Saat’i okuyarak hayatı sevecek, sağlığınızın değerini bilecek, zengin olmak için doğru davranışın ne olduğunu öğreneceksiniz. İlköğretim öğrencileri için belirlenen 100 Temel Eser’den biri olan Eşref Saat pek çok insanın keşke öğrencilik yıllarında, çok daha önce okusaydım diyeceği türden bilgiler içeren bir kitap. Eser, yazarın radyo konuşmalarını dinleyenlerin o günlere dönmelerini sağlayacak türden bir anlatıma sahip. Yazarın ifadesiyle "hayatı sevmeyi, çalışmayı, iyiliğe, doğruluğa, güzelliğe değer vermeyi üstün tutan" bir insan olmanın kapısını aralıyor Eşref Saat.

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.