Faust
₺195,00 Orijinal fiyat: ₺195,00.₺156,00Şu andaki fiyat: ₺156,00.
| Yayınevi |
İskele Yayıncılık |
|---|---|
| Yazar |
Johann Wolfgang Von Goethe |
| Baskı Yılı |
2016 |
1 adet stokta
İskele Yayıncılık – Faust
İlgili ürünler
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat – Modern Klasikler 52
Zweig bu novellası’nda bir kadının yaşamını bütünüyle değiştiren yirmi dört saatlik deneyimini anlatırken, insanda içkin saplantıların ve dayanılmaz arzuların sınırlarında gezinir. Özgürce ve tutkuyla içgüdülerinin peşine takılan bir kadının bu kısa ve yoğun hikayesi, kadın kalbinin sırlarına ermiş ustanın kaleminde olağanüstü bir anlatıya dönüşür. Yapıtı için mekân olarak muhteşem atmosferiyle Fransız Riviera’sını seçen Zweig, 1920’li yılların sonlarında Avrupa’nın “kibar” tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla dikkat çeker.
Dava (Yeni Kapak)
Franz Kafka’nın Dava adlı romanının bu çevirisi, yazarın ‘Oxford Metinleri’ diye adlandırılan el yazıları üzerinde Amerikalı ve Alman uzmanların yaptıkları son çalışmalarla oluşturulan metinden yapıldı. Dava, ‘Korku Çağı’ diye adlandırılan 20. yüzyılda insanoğlunun artık neredeyse kurtulunması olanaksız bir yazgıya dönüşmüş olan kuşatmalı yaşamının öyküsüdür. Bu çağa korku egemendir, çünkü insan, hemcinsleriyle insanca bir dil aracılığıyla iletişim kurabilme, böyle bir dille insanca tepkiler uyandırabilme olanağından yoksun kalmıştır. Albert Camus’nün deyişiyle, bu olanağın bulunmadığı bir çağ ,artık ancak ‘Korku Çağı’ diye adlandırılabilir. Kafka’nın Dava’da betimlediği yargılama süreci, böyle bir çağın en güçlü simgelerinden biridir ve bu roman, insan, insanın korkusu olarak kaldığı sürece, güncelliğini -ne yazık ki- hiç yitirmeyecektir.
Gençlik Güzel Şey
Tek başıma ilerlerken aklıma geldi, bugüne kadar gerçekte bütün yolları böyle yalnız yürümüştüm; gezintilere tek başıma çıktığım gibi, yaşamımın bütün adımlarını tek başıma atmıştım. Dostlar, akrabalar, iyi konuşup görüştüğüm tanıdıklar, sevgililer hep benimle beraber olmuş, ama asla beni bütünüyle sarıp sarmalayamamış, hiçbir zaman içimdeki boşluğu dolduramamışlar, izlediğim yollardan ayırarak başka yollara çekip alamamışlardı.
Gençlik Güzel Şey, Alman dilinin en büyük yazarlarından, 1946 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Hesse'nin ilk dönem öykülerinden oluşuyor. 19. yüzyılın Romantizm geleneğini yansıtan ve otobiyografik unsurlar içeren bu öykülerde, kasabada geçen çocukluk yılları, gençlik maceraları, ilk aşk heyecanları anlatılıyor; ama başrolde hep doğa var. Ormanda uzun yürüyüşlere çıkmaktan, kendisiyle ve doğayla baş başa kalmaktan hoşlanan, bu yolla iç dünyasını keşfetmekten hiç bıkmayan Hesse'nin çoğu eserinde olduğu gibi...
Hermann Hesse gibi bir ustanın öykülerini başka iki ustanın, Behçet Necatigil ve Kâmuran Şipal'in çevirisinden okumak ise bir ayrıcalık.
Lyon’da Düğün – Modern Klasikler 119
Lyon’da Düğün Fransız Devrimi sırasında yaşanan kargaşa ve zulüm günlerinde ölüme yaklaşan insanlara umut veren bir aşkın hikâyesidir. 1793’te kentte kurşuna dizilmeyi bekleyen karşı devrimcilerin toplandığı hapishane tuhaf bir nikâha sahne olur. İki Yalnız İnsan, acı çeken iki çaresiz insanı buluşturur. Birinin yüreğinden kopan çığlık diğerininkinde karşılık bulurken, farkında olmadan birbirlerinin yıllar süren yalnızlığına son verirler. Wondrak ise yazarın savaş karşıtı yapıtlarından biridir. Bohemya’nın küçük bir kentinde çirkinliğiyle sürekli alaya maruz kalan bir kadın tecavüze uğradıktan sonra doğurduğu çocuk sayesinde yaşama tutunmuştur, ama patlak veren Birinci Dünya Savaşı yüzünden oğlunu askere alarak ondan koparmaları söz konusudur. Zweig bu öykülerde toplum dışına itilmiş karakterleri üzerinden insanlık durumunu analiz eder. Karakterlerinin başlarından geçenler “yazgı” değil, insanlığın iflasının sonucudur.
Mecburiyet – Modern Klasikler 104
Savaş karşıtı görüşleriyle tanınan Zweig I. Dünya Savaşı boyunca bu görüşlerini yaymayı kendine misyon edinmişti. Avrupalı ve “dünya vatandaşı” kimliğine büyük değer veren yazar, yapıtlarında savaşın yıkıma uğrattığı “eski dünya”nın değerlerinin kayboluşunu büyük ölçüde dert edinmiştir. Mecburiyet ’in ana karakteri ressam Ferdinand da savaş sırasında askere alınmamak için İsviçre’ye kaçmıştır. Bir gün askerliğe elverişliliğinin tespiti için konsolosluğa davet edildiğinde, karısının şiddet karşıtı duruşuna ihanet etmemesi yolundaki telkinlerine karşın kendini gitmek zorunda hisseder. Görev duygusu, savaş karşıtı düşünceleri ve karısına duyduğu sevgi arasında sıkışıp kalmıştır. Ferdinand her ne kadar “insanlığın ötesinde bir vatanı” olmasa da, “yirmi milyon insanı boğan o zinciri” kıramayacağını düşünür..
Satranç – Can Yayınları
Rastlantı sonucu eline geçirdiği kitapla satrancın incelilerini öğrenerek bu oyunu bir tutkuya dönüştüren ve giderek bu tutkusu yüzünden beyin hummasında yakalanan Dr. B'nin öyküsüdür. görünüşte satranç Ama derinlerde bir veda mektubudur aslında.
Stefan Zweig'in Brezilya'da sürgündeyken yazdığı ve Şubat 1942'deki intiharından birkaç ay önce tamamladığı Satranç, Avrupa kültürünün nasyonal sosyalist tehlike altında yok oluşuna işaret eder. Avrupa kültürüne elveda derken yaşama da veda etmeyi seçen Zweig'in son yapıtı Satranç, gerilimli kurgusu ve kahramanın ruhsal gelgitlerinin işlendiği dokusuyla, kısa ama her bakımdan etkileyici olağanüstü bir uzun öyküdür.
Sıddhartha
"Genel olarak herkesçe kabullenilmiş Buddha imgesini aşan bir Buddha yaratmak, daha önce eşine rastlanmamış, büyük bir başarıdır. Siddhartha, benim gözümde, Kutsal Kitap'tan kat kat üstün bir ilaçtır..." 20. yüzyılın en büyük romancılarından Henry Miller'a bu sözleri söyleten Siddhartha, 1946 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Alman yazar Hermann Hesse'nin başyapıtıdır.
1. Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda insanları yaşamlarını yeniden kurmaya çağıran, Doğu gizemciliğini yücelten Siddhartha, kuşaklar boyunca nerdeyse bir "kutsal kitap" gibi okunmuştur. Siddhartha'da Buddha'nın yaşamının ilk yıllarını şiirsel bir üslupla anlatan Hesse, insanın öz benliğini bularak uygarlığın yerleşik biçimlerinden kurtulmaya çalışmasını işler. "Bu kitapta," der, "tüm dinlerde, insanların benimsediği tüm inanış biçimlerinde ortak olan yanı, tüm ulusal ayrımları aşan, tüm ırkların, tüm bireylerin benimseyebileceği şeyi yakalamaya çalıştım."

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.