Edebiyat Mutluluktur
₺320,00 Orijinal fiyat: ₺320,00.₺246,56Şu andaki fiyat: ₺246,56.
Yazar Adaylarına Tavsiyeler.
Müzisyen, romancı, senarist, yönetmen, siyasetçi, fikir adamı… Kendi şahsında pek çok sanat dalını birleştiren Zülfü Livaneli, bu kez edebiyata açılan mutluluk penceresini aralıyor.
Edebiyat Mutluluktur, ömrünü sanatsal üretime adayan ve çok sayıda dilde kendi okur kitlesini oluşturan Zülfü Livaneli’nin edebiyat dünyasına dair düşüncelerini paylaştığı denemelerden oluşuyor. Türkiye’den ve dünyadan farklı örnekleri odağına alarak sanat-toplum ilişkisini irdeliyor.
Çok yönlü bir sanatçının anılarından mülhem bir çalışma olan Edebiyat Mutluluktur, bir taraftan edebiyat-moda-tüketim ilişkisi gibi güncel sorunlara ışık tutarken, diğer taraftan edebiyatın temaları, burjuvaziyle kurduğu ilişki ve savaş dönemlerinin edebiyat üzerindeki etkileri gibi geleneksel sorunları tartışıyor.
Yayıncılık konusundaki deneyimlerinden çeviri edebiyatın çetrefil yollarına, Güneş-Dil Teorisi’nden güncel edebiyata uzanan çeşitli başlıkların yanı sıra; Karacaoğlan’dan Knut Hamsun’a, Nâzım Hikmet’ten Paul Auster’e dek çok sayıda edebi simayı yazılarına konuk eden usta yazar, hem edebiyatseverler hem yazar adayları için keyifli bir okuma kılavuzu sunuyor.
| Yayınevi |
İnkılap Kitabevi |
|---|---|
| Yazar |
Zülfü Livaneli |
| Sayfa Sayısı |
208 |
| Kağıt Cinsi |
2. Hamur |
| Baskı Yılı |
2021 |
| Boyut |
"13 ,50" ,70 X 21 |
| Cilt Tipi |
Karton Kapak |
5 adet stokta
İnkılap Kitabevi – Edebiyat Mutluluktur
/n
Yazar Adaylarına Tavsiyeler.
Müzisyen, romancı, senarist, yönetmen, siyasetçi, fikir adamı… Kendi şahsında pek çok sanat dalını birleştiren Zülfü Livaneli, bu kez edebiyata açılan mutluluk penceresini aralıyor.
Edebiyat Mutluluktur, ömrünü sanatsal üretime adayan ve çok sayıda dilde kendi okur kitlesini oluşturan Zülfü Livaneli’nin edebiyat dünyasına dair düşüncelerini paylaştığı denemelerden oluşuyor. Türkiye’den ve dünyadan farklı örnekleri odağına alarak sanat-toplum ilişkisini irdeliyor.
Çok yönlü bir sanatçının anılarından mülhem bir çalışma olan Edebiyat Mutluluktur, bir taraftan edebiyat-moda-tüketim ilişkisi gibi güncel sorunlara ışık tutarken, diğer taraftan edebiyatın temaları, burjuvaziyle kurduğu ilişki ve savaş dönemlerinin edebiyat üzerindeki etkileri gibi geleneksel sorunları tartışıyor.
Yayıncılık konusundaki deneyimlerinden çeviri edebiyatın çetrefil yollarına, Güneş-Dil Teorisi’nden güncel edebiyata uzanan çeşitli başlıkların yanı sıra; Karacaoğlan’dan Knut Hamsun’a, Nâzım Hikmet’ten Paul Auster’e dek çok sayıda edebi simayı yazılarına konuk eden usta yazar, hem edebiyatseverler hem yazar adayları için keyifli bir okuma kılavuzu sunuyor.
İlgili ürünler
Dert İnsana Yol Gösterir
Edebiyat Ve Toplum
Edebiyat toplumsal olguları yansıtması açısından her zaman değerli bir sosyolojik araç olmuştur. Edebiyat sayesinde toplumu doğrudan gözlemlemek yerine, onu kavramada dâhiyane bir yeteneğe sahip olan edebiyatçının yansıttıkları üzerinden şaşırtıcı varsayımlara ulaşabiliriz. Özellikle toplumsal tarih çalışmalarında ancak edebî metinler sayesinde geçmişte yaşanmış sosyal ilişkilileri, olayları ve yapıları betimleme şansımız olur.
Edebiyatın toplumla olan ilişkisi bununla sınırlı değildir. Edebiyatın bizzat kendisi tarihin çeşitli dönemlerinde toplumsal dönüşümün ana motiflerinden biri olmuştur. Fransız İhtilali'nden Bolşevik Devrimi'ne, faşist rejimlerin ortaya çıkışından 68 olaylarına kalemin toplumu dönüştürmede önemli bir rol oynadığını görürüz.
Bugün Türk toplumunun yaşadığı tarihsel değişime ışık tutmak istediğimizde edebiyat bizim için en önemli anahtar haline gelir. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışından Cumhuriyet'in kuruluşuna dek yaşanan süreç, toplumsal sancılar; Tanzimat Edebiyatı, Millî Mücadele dönemi Edebiyatı derinlemesine incelenmeden tahlil edilemez.
Tüm bunlarla birlikte Türkiye'de edebiyat akımlarının ortaya çıkış şekillerinin Türk toplum yapısının dönüşümüyle paralellik arz ettiğini görürüz. Örneğin roman, ancak belirli ölçülerde, Batılı anlamda orta sınıf tanımına uyan bir kitlenin palazlanmasıyla güçlenmiştir. Türkiye'de büyük göç dalgası öncesi önemli bir toplumsallık arz eden köy yaşantısı köy edebiyatını ortaya çıkarmıştır. Kentleşmeyle birlikte ortaya çıkan yabancılaşma ve yeni toplumsal sorunlar Garip Akımı'nı doğurmuştur. Bunlar gibi sayabileceğimiz sayısız örnek Türkiye'de de edebiyat ve toplumun etle tırnak gibi birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini gösterir.
Ancak edebiyatın toplum ile kurduğu bu yakın ilişki ve bunun sonucunda sunduğu sosyolojik zenginlik edebiyat eserini asıl amacı olan sanatsal kaygısından saptırmamalıdır. Bir edebî eserinin toplumsal yönü ne kadar güçlü olursa olsun eserin var oluşunun ön koşulu sanatsal ifadesidir.
Dünya çapında şöhrete sahip, en önemli tarihçi ve sosyal bilimcilerimizden biri olan Prof. Dr. Kemal Karpat Osmanlı'dan Günümüze Edebiyat ve Toplum'da bu iki temel kaygıyı göz önünde bulundurarak edebiyat aracılığıyla Türk toplum yapısının tarihsel süreç içerisinde farklı bir resmini çiziyor. Türk dili ve edebiyatıyla ilgili olarak şaşırtıcı bilgiler verirken yaptığı analizlerle okuyucuyu çok farklı perspektiflerden sosyolojik bir okuma yapmaya teşvik ediyor. Türkiye'de toplum ve edebiyat ilişkisi üzerine henüz güçlü bir literatürün oluşmadığı göz önünde bulundurulduğunda Karpat'ın bu eseri alanında eşsiz bir başvuru kaynağı haline geliyor.
Eşref Saat
Türkçeyi güzel kullanan yazarlardan biri olan Şevket Rado sohbetlerinde akıcı ve kolay anlaşılır bir üsluba sahip. Eşref Saat çocuklara hatta her seviyedeki insana vazife duygusunu, etrafına faydalı olmayı, güçlüklerden yılmamayı, aileye bağlı olmayı telkin etmek amacıyla İstanbul Radyosu’ndaki konuşmalarından oluşuyor. Eşref Saat’i okuyarak hayatı sevecek, sağlığınızın değerini bilecek, zengin olmak için doğru davranışın ne olduğunu öğreneceksiniz. İlköğretim öğrencileri için belirlenen 100 Temel Eser’den biri olan Eşref Saat pek çok insanın keşke öğrencilik yıllarında, çok daha önce okusaydım diyeceği türden bilgiler içeren bir kitap. Eser, yazarın radyo konuşmalarını dinleyenlerin o günlere dönmelerini sağlayacak türden bir anlatıma sahip. Yazarın ifadesiyle "hayatı sevmeyi, çalışmayı, iyiliğe, doğruluğa, güzelliğe değer vermeyi üstün tutan" bir insan olmanın kapısını aralıyor Eşref Saat.
Hangimiz Sevmedik
İnsanın Acısını İnsan Alır
“Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek. Birdenbire büyümesi, gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun. İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi. Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde. Saçına rüzgâr, sesine ışık düşürememek kimsenin. Parmaklarını sözüne pınar edememek. Uzaklarda bir adamın üşümesi, bir kadın dağlara daldıkça. Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan. Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması... Ayrılık o küçük ölüm, usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan.”
Nasip Niyete Vurgundur
Her şey güzel giderken başına öyle şeyler gelir ki “Yandım!” dersin,
“Bittim!” der ve düşersin.
İşte o an, içindeki iyilikle beslenen çocuk çıkar gelir ve kapını çalar.
“Kalk!” der, “Kalk!”
Tutar elinden, karanlığı yırtar ve seni güzel günlere götürür.
Korku nedir bilmez iyilik.
Aydınlık, karanlıktan korkar mı hiç?
Kötü günler ile karşılaştığında kimseye ihtiyaç duyma,
Önce Allah, sonra içindeki iyi niyetten başka!
Niyetin ne kadar iyiyse, Allah o kadar seninle.
Nasibin ise niyetinde gizli…
Alsa da elinden yoğunu varını, döner dolaşır geri verir sana hakkını!
Olmaz deme asla!
Olur!
Unutma ki Allah isteyince, kuşlar filleri yener azizim…

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.