Bir Zamanlar O Da Çocuktu – Adı: Mustafa
₺440,00 Orijinal fiyat: ₺440,00.₺339,02Şu andaki fiyat: ₺339,02.
….Bu Dünya’dan adı Mustafa olan kimbilir kaç çocuk geldi, geçti. Ama bunların içinden biri, öncelikle biz Türkler için, aynı zamanda bütün insanlık için çok önemliydi. Onun hangi Mustafa olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz:
Mustafa Kemal Atatürk!
Öyle değil mi?
İşte ben bu kitapta sizlere, çocukluk günlerinden başlayarak onun yaşam öyküsünü anlatmaya çalışacağım.
Bu öyküyü, bütün Türk çocuklarının ince ince bilmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü küçük Mustafa öncelikle Türkler için, ama aslında dünya insanlığı için çok önemli, gerçekten önemli, doğru ve büyük eylemleri başardı.
| Yayınevi |
İnkılap Kitabevi |
|---|---|
| Yazar |
Nezihe Araz |
| Baskı Yılı |
2008 |
1 adet stokta
İnkılap Kitabevi – Bir Zamanlar O Da Çocuktu – Adı: Mustafa
/n
….Bu Dünya’dan adı Mustafa olan kimbilir kaç çocuk geldi, geçti. Ama bunların içinden biri, öncelikle biz Türkler için, aynı zamanda bütün insanlık için çok önemliydi. Onun hangi Mustafa olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz:
Mustafa Kemal Atatürk!
Öyle değil mi?
İşte ben bu kitapta sizlere, çocukluk günlerinden başlayarak onun yaşam öyküsünü anlatmaya çalışacağım.
Bu öyküyü, bütün Türk çocuklarının ince ince bilmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü küçük Mustafa öncelikle Türkler için, ama aslında dünya insanlığı için çok önemli, gerçekten önemli, doğru ve büyük eylemleri başardı.
İlgili ürünler
1923 Kuruluş Ayarlarına Dönmek
Türkiye Nasıl Kurtuldu, Nasıl Batırıldı, Yeniden Nasıl Kurtulur?
Kurucu Aklı Anlamak ve Kuruluş Ayarlarına Dönmek
“Kuruluş Ayarlarına Dönmek”, kurucu tecrübeden, Atatürk’ün bağımsızlık ve uygarlık savaşından ilham alarak geleceğe dönmektir.Türkiye Cumhuriyeti’nde “kuruluş ayarlarına dönüşü” zorunlu kılacak şey, temel kurucu ayarların bozulmasıdır:
1. Eğer ülke yeniden tam bağımsızlığını kaybetmişse,
2. Eğer millet, egemenliğini yeniden birilerine kaptırmışsa,
3. Eğer aklın, bilimin ve çağdaş uygarlığın yerini yeniden hurafeler, boş inançlar ve bağnazlık almışsa,
4. Eğer “Yurtta barış dünyada barış” idealinden vazgeçilmişse, kuruluş ayarları bozulmuş demektir.
Maalesef Atatürk’ün ölümünden sonra bu dört temel kurucu ayar bozulmaya başlamış, bozulma 65-70 yıl devam etmiştir. Son 15 yılda ise bozulma tamamlanmıştır. Çok daha önemlisi, bugün karşıdevrim, Türkiye Cumhuriyeti’ni bambaşka bir yapıya dönüştürmek için kendi kuruluş ayarlarını yapmaktadır.
“Yalnızca ufku görmek yetmez, ufkun ötesini de görmek gerekir,” diyen Atatürk, ufkun ötesini görerek, gelecekte bir gün “kuruluş ayarlarına dönmek” gerekebileceğini düşünmüştü. Gelecekte Türkiye Cumhuriyeti’ni, ne zaman, nasıl ve kimin kuruluş ayarlarına döndürmesi gerekeceğini ise, 1927’de söylediği Nutuk’un sonundaki “Gençliğe Hitabe”de açıkça dile getirmişti. Bu anlamda “Gençliğe Hitabe”, kuruluş ayarlarına dönüş şifresidir.
Bayrak
30 Ağustos günü 16 daireli bir apartmanın önünden geçiyordum. Baktım: Tek balkonda bir küçük bayrak: "-Zaferi unutmuşuz," dedim. Bayramların bir resmî yönü var. Asker geçer, top, tank geçer. Bir de vatandaşcası var. Herkes gönülden çoşkunluk gösterir. Bu İkincisini kaybetmişiz.
Zaferden bir gün önceki Türkiye'yi hatırlıyorum. Yunan ordusu bütün Batı Anadolu'da, Bursa'da, Trakya'da. İstanbul hükümeti, yenen devletlerin diktasına boyun eğmiş. Eğer İstanbul barışı olursa, Venizelos Anadolu Rumları ile Batı Anadolu Türklerini değiştirecek. Şimdi İzmir, Selânik kadar bir Yunan şehri olacaktı. İstanbul milletlerarası bir nitelikte kalacaktı. Çoktan bu şehirde azınlıkta olacaktık. Bir defa ne çarşılarda, ne bankalarda, ne ithalât ihracatta Türk'ün payı olmayacaktı. Doğu'da Ermenistan kurulmuş olacaktı. Kapitülasyonlar yürürlükte kalacaktı.
Anadolu ve Trakya çarşıları hıristiyan azınlıkların elinde bulunacaktı. Hıristiyan azınlıkların refahı durmadan artacak ve Kürde, Çerkeze, Şiiye, Sünniye parçalanan toplumun yoksulluğu gittikçe çoğalacaktı.
Bu ölüm hükmünden kurtulmanın tek çaresi Anadolu'da zaferi kazanmaktı. Bu zafer de ancak bir taarruzla kazanılabilirdi. Hükümet: "-Param yok!" diyordu. Ordunun başında bulunanlar taarruza karşı idiler. Meclis çoğunluğu ortalama bir barış peşinde idi.
İşte böyle kara bir günün kapkara bulutları içinden bir şimşek çaktı. Mustafa Kemal ordunun başına geçti. Bir vuruşta o sarsılmaz sanılan Yunan cephesini yıktı.
Bugünkü Türkiye ve Türklük yüzde yüz o günkü zaferin eseridir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Yaşamının tüm yönleriyle büyük lider Atatürk…
“Tarihin akışını değiştiren, ona mührünü vuran veya büyük tehlikelere mani olan liderlere her memlekette rastlamak mümkün değildir.
Atatürk dünya tarihinin nadiren gördüğü bir dehadır. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, hiçbir mağlup milletin direniş göstermediği zamanda siviller ve askerlerle dünyaya meydan okumuştur.”
- İlber Ortaylı
Gazi Mustafa Kemal Atatürk kitabı, evvela imparatorluğu dirilten nesil olan 1880'liler kuşağı, Balkan coğrafyası ve Mustafa Kemal'in aile kökeni ile başlıyor. Akabinde Atatürk’ün askeri eğitimi, Manastır yılları, Milliyetçilikler Dönemi, İttihat ve Terakki, 2. Abdülhamid, Enver Paşa, Ziya Gökalp, Trablusgarb, Balkan Savaşları ve Sofya yıllarıyla devam ediyor.
Ordumuzun İtilaf devletleriyle sekiz cephede mücadele ettiği Birinci Dünya Savaşı, kutlu zaferlerimiz Çanakkale ve Kutü’l Amâre, Mondros, son padişah Vahideddin, bir milletin ve ülkenin ölüm fermanı olan Sevr…
Tüm detaylarıyla Milli Mücadele dönemi, 23 Nisan 1920 ve sonrasında muhalefete rağmen verilen Kurtuluş Savaşı, İnönü Muharebeleri, Lozan Konferansı, Büyük Taarruz ve Cumhuriyet’e giden yol...
Saltanat ve hilafet tartışmaları, Lozan, On İki Ada, mübadele, Osmanlı'dan kalan borçlar, Musul ve yakın tarihin en önemli meselesi olan inkılablar...
Son olarak kişisel özellikleriyle, dünyada, anılarda, hafızalarda kalan izleriyle modern Türkiye’nin kurucusu Atatürk...
İlber Ortaylı bu ilk biyografisinde yaşamının tüm yönleriyle büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatıyor. Türk tarihçiliğine hiç unutulmayacak ve sürekli başvurulacak bir rehber kitap daha kazandırıyor...
Mucize Mustafa Kemal Atatürk
Kerem Özakman, Mustafa Kemal Atatürk'ün mucizevi hayatını anlatıyor.
Atatürk'ü anlamak ve anlatmak ülkemizin geleceğini garanti altına almanın en önemli koşulu. Bu bakımdan ona dair doğru bilgi veren ne kadar eser ortaya çıksa azdır. Öğreneceğimiz fazladan tek kelime bile hepimize çok şey katacaktır.
Okurken çoğunuzun belki de hiç bilmediği yeni şeyler öğreneceksiniz. Şüphesiz hayret ve coşkuyla fark ettiğimiz gibi, siz de eynı şeyi düşüneceksiniz, Ata'mızın bir adı daha var: Mucize.
Mustafa Kemalle Anadoluda Yolculuk
1919: Mustafa Kemal’in kariyerinde en uzun ve en zor yıl.
Mustafa Kemal ve arkadaşları Bandırma vapuru ile Boğaz’dan Karadeniz’e açıldıkları 16 Mayıs akşamından 27 Aralık öğle vaktinde Ankara’ya gelene kadar toplam 225 günü Anadolu’nun bağrında, halkla iç içe geçirdiler. Tarihi yolculuğuna “ordu müfettişi” göreviyle başlayan Anafartalar Kahramanı, yolculuğun kalan kısmını “milletin ferdi” olarak sürdürmüş ve inanılmaz bir iletişim kampanyasıyla Milli Mücadele’yi örgütlemiştir.
Prof. Dr. Hikmet Özdemir, Anadolu’daki bu tarihi yolculuğa ışık tutuyor: Yol güzergâhları nasıldı? Hangi ulaşım araçları kullanılmıştı? Yolculuk boyunca kamuoyu oluşturmak için neler yapılmıştı? Varılan yerlerde konaklama, güvenlik, iletişim, sağlık, finansman vb. ihtiyaçlar nasıl karşılanmıştı? Mustafa Kemal’in ateşlediği kurtuluş meşalesini kimler taşımıştı?
Mustafa Kemal’le Anadolu’da Yolculuk zorlu bir mücadelenin ve milletin evladının milli liderliğe yükselişi hikâyesidir.
Nutuk (Söylev)
Nutuk, Atatürk'ün, Türk Kurtuluş Savaşı ve sonrasındaki çağdaşlaşma sürecini anlattığı bir belgesel kitaptır. Atatürk Nutuk'ta 1919-1927 arasındaki "kurtuluş" ve "kuruluş" yıllarında yaşananları anlatmıştır. Atatürk'ün, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışından başlayarak 1927 yılına kadar gelişen olayları, bu olayların tam merkezindeki kişi olarak tarihsel sıra içinde anlattığı Nutuk üç bölümden oluşmaktadır.
1- Kuvayı Milliye Dönemi (1918-1920)
2- Türkiye Büyük Millet Meclisi Dönemi (1920-1923)
3- Cumhuriyet Dönemi (1923-1927)

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.