Ben Kendime Yeterim – Bir Hakikat Yolculuğu
₺250,00 Orijinal fiyat: ₺250,00.₺200,00Şu andaki fiyat: ₺200,00.
Nereye gittiğini bilen birine, bütün dünya yol verir.
Karanlık, ne kaderindir ne de bir süreç… Çakacağın bir kibrite bakar aydınlığın. Herkes kendi yolunun ışığı olmak zorundadır. Ne geçmişin gölgesine kaç ne de geleceğin belirsizliğinden kork… Hayat, bilinmezliğiyle güzeldir aslında. Hesapsız kitapsız oluşuyla sürprizlidir. Hiçbir şeyin garantisi yok… Tam da bu yüzden cesur olanların sahnesidir dünya…
Sahnenin kenarındaki güvenli koltuklarında oturup, olan biteni izleyenler ne bilsinler yaraları iyileştirebilmeyi, ne bilsinler düştükten sonra ayağa kalkmanın hazzını, ne bilsinler aşkı, ayrılığı, hayal kırıklığını ve her şeye rağmen yeniden sevebilmenin gücünü? Ne bilsinler kaybetmeyi, kazanmayı? Yolda olmak yaşamaktır, sahnede olmak hayatta olmaktır.
| Yayınevi |
Destek Yayınları |
|---|---|
| Yazar |
Kinsun |
| Sayfa Sayısı |
184 |
| Kağıt Cinsi |
2. Hamur |
| Baskı Yılı |
2023 |
| Boyut |
"13 ,5 X 21" |
| Cilt Tipi |
Karton Kapak |
18 adet stokta
Destek Yayınları – Ben Kendime Yeterim – Bir Hakikat Yolculuğu
/n
Nereye gittiğini bilen birine, bütün dünya yol verir.
Karanlık, ne kaderindir ne de bir süreç… Çakacağın bir kibrite bakar aydınlığın. Herkes kendi yolunun ışığı olmak zorundadır. Ne geçmişin gölgesine kaç ne de geleceğin belirsizliğinden kork… Hayat, bilinmezliğiyle güzeldir aslında. Hesapsız kitapsız oluşuyla sürprizlidir. Hiçbir şeyin garantisi yok… Tam da bu yüzden cesur olanların sahnesidir dünya…
Sahnenin kenarındaki güvenli koltuklarında oturup, olan biteni izleyenler ne bilsinler yaraları iyileştirebilmeyi, ne bilsinler düştükten sonra ayağa kalkmanın hazzını, ne bilsinler aşkı, ayrılığı, hayal kırıklığını ve her şeye rağmen yeniden sevebilmenin gücünü? Ne bilsinler kaybetmeyi, kazanmayı? Yolda olmak yaşamaktır, sahnede olmak hayatta olmaktır.
İlgili ürünler
Evrenin İlahi Dili
Hayatımda yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Yıllardır çabalıyordum. Bir türlü hayalini kurduğum yere bırak gelmeyi, yanına bile yaklaşamamıştım. Kontrol etmeye çalıştığım her şey, kontrolümden çıkmıştı.Herkese saçımı süpürge etmiştim, kimse kıymetimi bilmemişti. Hep de beni bulur, hep de benim başıma gelirdi...
Arızalanmaktan yorulmuştum...
Toplumun benden istediği "iyi insan" karakterini elimden gelenin en iyisiyle uygulamaya çalışmama rağmen, kuma batmış araba gibiydim.Gaza bastıkça gömülüyordum ve kendimi çıkmazda hissediyordum. Ne zaman ki fark ettim , korktuğum her şey başıma geliyor, işte o zaman benim için uyanış başlamıştı...
Bütüne Işık Olsun
Hayat Cesurlara Torpil Geçer
Koltuğumdaki Kadınlar
Dr. Ayşe Duman Koltuğumdaki Kadınlar’da içsel sevincini yitirmiş, dışsal iyi hissediş oyuncaklarına bağımlı hale gelmiş zihin-bedenlerin acılarından ve ızdıraplarından söz ediyor. Yani seni, beni, bizi bize anlatıyor.
Koltuğuna oturan kadınların hikâyeleri eşliğinde, kadının kendine zihnini şefkatle dinleme, beden kayıtlarını anlama, kabul etme ve değişme izni verdiğinde “iyileşmenin” nasıl da mümkün olduğunu gösteriyor.
Yaşam yolculuğunda beden bilgeliğinin önemini vurgulayan Dr. Duman, kadını dış seslerin gürültülerinden, şartlanmışlıklardan, düzen kurucuların dayatmalarından özgürleşerek biyolojinin fısıltılarını duymaya davet ediyor.
“Hikâyelerimizle birbirimize bağlı olduğumuz yaşam yolculuğunda neşelerimiz kadar acılarımız da ışık oluyor birbirimize.
Acıyı, ona tutsak olmadan özgürleşmenin, var olma sevincini hissetmenin en sağlam basamağı olarak kullanan kadınların hikâyeleri ışık olsun istedim, yola çıkmak isteyenlere, yolda olanlara.”
Özgürleşebilmek
İnsan ancak kendinden başka kimseye benzemek istemediğine karar verdiğinde özgürleşir...
Özgürlük, özgünlüktür...
Kendi gibi olabilme cesareti gösterebilen korkusuzların parmak izidir...
Dilediğini yapabilmek değil, ne dilediğinin farkında olmaktır.
“Başkası ne der?” kaygısıyla yaşamak yerine, başkası için yaşamaktan, vazgeçebilmektir.
Kaybetme korkusundan arınmak değil, kaybetme ihtimaline rağmen cesaret göstermektir.
Göze almak değil, gözden çıkarabilmektir özgürlük...
Ve özgürlük, doğuştan kazanılmış bir haktır.
Hiç kimse özgürlük hakkını sonradan öğrendiği korkulara, kaygılara, şüphelere ve değersizliğe feda etmemelidir.
Uluslararası çok satanlar listesinde haftalarca bir numara olan, Türkiye’de de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran Vazgeçebilmek ve Sevebilmek kitaplarının yazarı Guy Finley’den özgür olabilme cesareti üzerine korkulara meydan okuyan eşsiz bir manifesto...
Psikoloji Diyor Ki ; Duygularının Kölesi Olmayan Hayatının Efendisi Olur
Duygular anne karnında başlar. Bebeklik ve çocuklukta gelişir. Çocuklukta bastırılmış ve yaşanmamış duygular gelecekteki yaşamımızı olumsuz etkiler.
Yaşama anlam katmak için önce duyguların farkına varmalı ve iyileşmek için duygularımızı özgürce yaşamalıyız.
Duygular bizim iyi ve kötü hissetmemize neden olan işaretlerdir, insanı kesin iyi ve kötü yapmazlar. Pozitif duygular amaçlarımıza ulaşmamızda motivasyon sağlar ve hayatımıza renk katar. Negatif duygular aşırı şekilde yaşandığı zaman strese, verimsizliğe, tükenmişliğe ve bıkkınlığa neden olur. Önemli olan bütün duyguları dengede tutabilmektir. Bu kitapta duygularını keşfedip onları nasıl dengede tutabileceğini anlatmaya çalıştım çünkü duyguları soldurmak da yeşertmek de senin elinde.
Sevebilmek
İlişkilerin büyüsünü keşfetmeye ve sevdiğinle beraber uyanabilmeye hazır mısın?
O halde doğru sev!
Hem de sınırsızca, doludizgin, alabildiğine, cüretkârca, cömertçe, hiç esirgemeden, geri adım atmadan, sağanak misali yağarcasına, hesap etmeden, ölçüp tartmadan, eğip bükmeden, teminat aramadan, verdiğinin geri dönmesini beklemeden, garanticiliğe meyletmeden, korkusuzca, cesaretle sev!
Çünkü sevebilmek, içsel bir reformdur.
Bir şeyleri sevmeye başladığında, dünya da değişmeye başlar. Sevilmemek korkusundan özgürleşmiş, sevmek için sevilmeye ihtiyacın kalmamıştır artık. Hesapsızca sevebilmenin ve sevdikçe her şeyi değiştirebilmenin büyüsüyle yeni hayatlar ve ilişkiler inşa ediyor, sonsuz olasılıklara fırsat veriyorsundur. Kaybetme korkusu bir tehdit değildir bundan böyle. Bilirsin ki sevebilen için kaybetmek yoktur.
İşte bu yüzden “Sevip sevilmek cennettir...” diyenler yalan söylediler hep.
“Her şeye rağmen sevebilmektir cennet...”
İlişkinin gerçek büyüsü sevebilmektir...
Uluslararası çok satanlar listesinde haftalarca bir numara olan, Türkiye’de de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran vazgeçebilmek kitabının yazarı Guy Finley’den, ilişkilerin büyüsü üzerine eşsiz bir sevgi çözümlemesi...
Sevebilmek adlı bu yeni kitabıyla ilişkilerin kaderini baştan yazmaya talip olan Guy Finley, bir kez daha doğru bilineni tersine çeviriyor ve sevginin prensiplerini sıralıyor peş peşe...
Üstelik, “Sevmek tabii ki büyüleyici ama mesele doğru sevebilmek...” diyor.
Yaşamak Sakinlik İster
Sen yavaşladığında her şey düzelecek...
Ne kadar hızlı olursan hayatı o kadar erken ve kuvvetli yakalarsın gibi geliyor. Ne kadar hızlı olursan o kadar başarılı ve kazançlı olacağına inanıyorsun. Hayatta kalabilmenin tek çaresi, çağın hızına ayak uydurabilmek diye düşünüyorsun. Oysa sen hızlandıkça, stres ve kaos artıyor sadece... Sen hızlandıkça çözümsüz görünen sorunlar, kaygı ve belirsizlik çoğalıyor. Çözmek için daha da hızlandığında, çözümsüz bir hal alıyor her şey...
Ne zaman çözümcü, üretken, başarılı, kazançlı ve en önemlisi de sağlıklı olursun biliyor musun?
Yavaşladığında...
Çünkü sakinliğin içinde çözüm vardır, çare vardır, yaratıcılık ve fikir vardır. Sakinlikte bilgelik, bilgelikte anlam ve değer vardır.
Sakinlik “detay” demektir ve unutma ki farkı yaratacak olan da yine detaylardır. Çünkü detayda fırsatlar vardır.
Çağımızın insanı, ihtiyaç duyduğu fırsatları, çareleri, huzuru, güveni, sağlığı, başarıyı ve ilhamı hızın içinde kaybetti.
Oysa sükûnette beklemeye devam ediyor hepsi...
Bu kitap sükûnete verilecek emeğin yol rehberidir işte.
Yüreğiyle Konuşanlar
Samimiyetin Gücü.
Yüreğin dili samimiyettir.
Herkesin yüreği yetmeyebilir.
Kâinatın sırlı kapılarını açabilecek tek anahtar vardır:
Samimiyet...
Binlerce yıldır herkesten gizlenen o büyük sır, gözler önünde apaçık bekliyordur aslında. Samimiyet, arayıp da bulunamayan büyük sırrın tam da kendisidir.
Kâinatın düzenini aldatamaz insan. Bu kusursuz düzenle pazarlık edemez, oyun oynayamaz. Kâinatın konuştuğu tek dil samimiyettir ki buna da ancak yüreği olanların gücü yeter.
Yüreğiyle Konuşanlar, bir farkındalığa uyanışın rehberidir. Kâinatla aynı dili konuşan yüreklere, unuttuğu samimiyet dilini hatırlatmak içindir.
Şikâyet halindeyken başarı peşinde koşmak, komşusu aç uyurken bereket bulmaya çalışmak, dil kötü konuşurken gerçek bir aşk yaşamayı umut etmek, sosyal medyada sahte profillerle başkalarını zalimce yargılarken, dürüst ve adil bir dünyada yaşamayı dilemek samimiyetsizlik değildir de nedir?
Yüreğiyle konuşanlar şikâyet etmeden kazanır, komşusu doyduğunda uyur, aşka düşmek için gönlünü terbiye eder, iradesini yargıçlıktan arındırır. Çünkü bilir ki samimiyet dünyayı iyileştirmeye de yeter.

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.