Kadınlar Ülkesi – Modern Klasikler 190
Dünyayı keşfetme hevesiyle yanıp tutuşan Van, Terry ve Jeff, varlığından tesadüfen haberdar oldukları Kadınlar Ülkesi’ne bir keşif gezisine çıkarlar. Sadece kadınlardan oluşan bir toplumun yapısıyla ilgili yürüttükleri tahminler ve halihazırda kafalarında bulunan eril kalıplar gördükleri manzara karşısında yerle bir olur. Jeff kadınları hizmet edilmesi ve korunması gereken varlıklar olarak görürken, Terry onların fethedilmesi ve kazanılması gerektiğini düşünmektedir. Ama mantık, eşitlik ve sevgi üstüne kurulu bu ülkede onların bu klişe beklentileri karşılık bulmaz.
Kadınlar Ülkesi 1915’te, yani Thomas More’un 1516’da yayımlanan Utopia adlı yapıtından neredeyse 400 yıl sonra tefrika edildi; kitap olarak yayımlanması ise 1979 yılını buldu. Ataerkil dünyaların ağırlıkta olduğu ütopya yazını, Charlotte Perkins Gilman’ın bu feminist ütopyasıyla birlikte yeni bir bakış açısı kazandı.
Kalbi İyi Olanın Yolu Zordur
Yükü ağır olur iyi kalplerin.
Biliyorum çok yoruldun, bilinmedi değerin.
Yaptığın fedakârlığın, gösterdiğin insanlığın ve tüm bunların karşılığında uğradığın haksızlığın da haddi hesabı yok. Anlatamadın kendini, anlaşılmadın ve biliyorum hep tek başına kaldın. Tüm iyi niyetine rağmen yaşadığın bu yalnızlığın da mantıklı bir açıklaması yok. Ne hevesle çıktığın yolların, sadece senin çabanla güzelleşen hayatların ve menfaatleri uğruna sana açılan kolların, ikiyüzlü insanların sonrası yok.
Biliyorum çok kırgınsın ve çok yaralı.
Ama geçmişin pişmanlıklarıyla geleceğini karartmanın da bir faydası yok. Üzülme sığınacak bir limanım, bir anlayanım yok diye. Bilmez misin, iyi bir kalbin yükü her zaman ağır olur.
Yolu doğru olanların bu dünyada sefası yok. İstesen de kötü olamazsın sen, hiç kimsenin canını bile bile yakamazsın.
Baştan aşağı iyi niyetli, sen baştan aşağı insansın.
Bırak herkes hak ettiğini ve yaşattığını yaşasın.
Güzel insanların bu dünyada bundan başka duası yok.
Kalbim Sana Emanet
Kalbime Girmeden Beynimde İşin Ne?
Derslere nasıl aşık olabilirim?
Hiç düşündün mü?
Dersler senin düşmanın mı, yoksa dostun mu? Dersleri hor gören başarıyı zor görür :)
Düşünceleri dayatmak insanları birbirinden uzaklaştırır, duyguları paylaşmak insanları birbirine yaklaştırır. Anne-baba ve öğretmenler mantıklarına uygun düşüncelerini çocuklarına dayatırlar. Oysa çocuklar duygularının peşinden koşarlar ve bütün çatışmalar bu yüzden çıkar.
Benzinli arabaya ayran doldurduğunda onu çalıştırabilir misin? Bu, arabanın arızalı ya da ayranın bozuk olduğu anlamına gelmez; doğru yakıtı doğru yerde kullanmadığın anlamına gelir.
Anne-baba ya da öğretmenin 'çalış' dediğinde içinden çalışmak gelmiyorsa; bu, onların yanlış konuştuğu veya beyninin arızalı olduğu anlamına gelmez.
Şu anda eline alıp içinde ne olduğunu merak ettiğin bu kitap seninle dersler arasındaki buzları eritecek, derslere aşık olduktan sonra başarmana, hedefine ulaşmana ve parmakla gösterilmene destek olacaktır.
Aşık olmanın sıcaklığını yaşamaya ve sonunda kendini alkışlayacağın bir yolculuğa çıkmaya ne dersin canım?
Kalbin Anahtarı 2 – Ruhuna Dokun
Ruhuna dokun, Kalbini dinle.
Yaşadıklarına şükret; iyisiyle, kötüsüyle. Acının da, mutluluğun da üzerine doğar her yeni gün. Zaman geçer sen yenilen diye. Yarın neler olacak diye düşünmekten daha iyisi, yarın neler yapman gerektiğini bilmektir.
Bil, düşün, yardım et, sev, dokun, yaşa.
Her yaşadığın aslında seni sen yapıyor; çünkü mutluluk varış değil, yoldaki mücadelenle gelendir.
Bu yolda Kalbin Anahtarı 2 sana rehber olacaktır.
Kalbin Şifası Hayatın Zincirlerinden Kurtulmaya Dair İçgörüler
Dünyaca ünlü bir davetçi ve başta gençler olmak üzere çok geniş bir kitleye manevi ve ruhsal gelişimi İslam perspektifinden anlatan bir konuşmacı olan Yasmin Mogahed Kalbin Şifası’nda hayatın zincirlerinden kurtulmaya dair içgörüler kazandıran bir bakış açısı sunuyor. Kalbimizi bağladığımız “şeyler”, insanın maneviyatını sabote eder boyuta geçen aşk duygusu, hayatın getirdiği imtihanlar, Yaratıcımızla kurduğumuz ilişki, kadınlara kültürel olarak yüklenen ekstra zorluklar gibi temalar üzerinden bir farkındalık oluşturuyor.
Kalbin Şifası yalnızca bir kişisel gelişim kitabı değil, aynı zamanda kalbin yolculuğuna dair bir rehber. Hayatı bir okyanusa benzeten Mogahed, kalbinizi bu okyanusun derinliklerine batmaktan nasıl koruyacağınızı ve batarsanız ne yapmanız gerektiğini anlatıyor. Kurtuluş, umut ve yenilenmeden bahsediyor. Her kalp iyileşebilir ve yaşadığımız her an bizi, hayatımızı değiştirecek o dönüşe yaklaştırmak için yaratılmıştır. Kalbin Şifası işte o her şeyin durduğu ve bambaşka göründüğü ânı, kendi uyanışımızı bulma yolunu gösteriyor bize. İşte o zaman, daha iyi, daha doğru, daha hür bir insan olduğumuz hâlimize geri dönebiliriz.
“Kalbin Şifası, İslam’ın manevi mesajını yansıtıyor: sade, derin ve yüceltici. Yasmin Mogahed kişisel ve samimi yolculuğu boyunca okurunu çok özel bir şekilde beraberinde götürüyor: kalpten kalbe hitap ediyor, aklı tatmin ediyor. Kitap, elde ettiği başarıyı sonuna kadar hak ediyor.
Bu kitap her birimizin Bir Olan’a ve kalbimize yaklaşmasına yardımcı oluyor. Kalbin Şifası, madde ve mânânın sevgi ve huzur yoluyla uzlaşısını anlatıyor. Hepimizin buna ihtiyacı var.”
Tarık Ramazan
Kalk. Çalış. Başarısız Ol!
İLK KEZ GERÇEKLERİ DUYACAKSIN!
PEKİ BUNA HAZIR MISIN?
“Bu kitabı satın alıp, almamak arasında gidip geliyorsunuz. Kararınızı daha sağlıklı vermek umuduyla bir de kitabın arka kapağında yazanlara bakmak istediniz…
Bu kitabı satın alıp almamaya ilişkin birkaç saniye içerisinde vereceğiniz karar, hayatınızda bir dönüm noktası olacak. Bu kitap bugüne kadar sizlerden saklanan tüm gerçekleri yüzünüze çarpacak. Bugüne kadar nasıl da gözlerinizin içine baka baka yalanlar söylendiğini göreceksiniz. Bugüne kadar ömrünüzü nasıl da bir aldatmaca içinde yaşadığınızı anlayacaksınız. Bu kitabı okuduktan sonra daha güzel bir hayatınızın olacağı iddiasında değilim. Ancak tüm hayal kırıklıklarınızı anlamlandırabilecek ve yeni hayatınızı artık gerçeklerin üzerinde inşa edebileceksiniz.
Şimdiden uyarayım, gerçekler canınızı çok acıtacak. Tüm hayalleriniz ve umutlarınız yerle bir olacak ama sonra daha sağlam bir şekilde tekrar yeşerecekler. Eğer gerçeklerin acımasızlığı ile yüzleşmeye hazır değilseniz hemen yan tarafta duran birbirinin benzeri binlerce klasik gelişim kitaplarından birini alın lütfen.
Şimdi hazırsanız, emniyet kemerinizi bağlayın ve koltuklarınızı dik konuma getirin.
Çünkü hayatınızda ilk kez gerçeklerin türbülansına gireceksiniz ve uçuşunuz ekonomi sınıfı.”
Prof. Dr. Behçet Yalın Özkara
Kalp Gücüyle Tedavi
Yas tedavi edilecek bir hastalık değil, yaşamın doğal bir parçasıdır. Ruh için kayıp diye bir şey yoktur; sadece her hikâyenin bir başı ve bir sonu vardır. Ama sevgi sonsuzdur.
Düşünce Gücüyle Tedavi adlı kitabıyla milyonlarca insanı zihinsel esaretten kurtaran kişisel gelişimin efsanevi isimlerinden Louise Hay ile kayıp ve yas konusunun en ünlü uzmanlarından David Kessler’ı bir araya getiren bu kitap, yaşadığımız kayıp ve travmaların ardından nasıl şifa bulabileceğimiz konusunda önemli bir rehber. Louise ve David, kalp kırıklığıyla biten bir ilişkinin, boşanmayla sona eren bir evliliğin ya da sevdiklerimizin ölümünün ardından hissettiğimiz duygu ve düşüncelere ışık tutuyor. Louise’in “düşüncenin gücü” konusundaki öğreti ve telkinlerini David’in “ölüm ve yas” konusundaki onlarca yıllık deneyimiyle birleştiren bu eşsiz kitap, yepyeni bir düşünce şeklinin kapılarını aralayarak yaşamınıza sevgi ve mutluluk getirecek.
Yazar Hakkında
Louise Hay, metafizik konferansları düzenleyen, dersler veren ve kitapları tüm dünyada 50 milyonun üzerinde satan bir bestseller yazarı ve eğitmendir.
Louise, 30 yılı aşkın bir süredir, insanların kişisel gelişimine katkı sunuyor ve kendi yaratıcı güçlerini kullanıp potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı oluyor. Kendisi aynı zamanda, kitap, CD, DVD gibi yayınlar vasıtasıyla yaşadığımız gezegenin daha iyi bir yer olmasına çalışan Hay House Vakfı’nın kurucusu ve başkanıdır.
David Kessler, kendi alanında günümüzün en ünlü uzmanlarından biridir. Yas ve kayıp olgusu üzerine çalışmalar yapan David, efsane psikiyatr Elisabeth Kübler-Ross’la birlikte, Ölüm ve Ölmek Üzerine ve Yaşam Dersleri adlı iki bestseller kitaba imza atmıştır. Ayrıca ölüm döşeğindeki insanların ihtiyaçlarını konu eden The Needs of the Dying adlı bestseller kitabı, Rahibe Teresa’nın bile övgüsünü kazanmıştır. Görüntüler, Seyahatler ve Kalabalık Salonlar adlı kitabın da yazarı olan David, yakınları ölümcül hastalığa yakalanan Elizabeth Taylor, Jamie Lee Curtis ve Marianne Williamson gibi isimlere danışmanlık yapmıştır. Merhum aktör Anthony Perkins ve Michael Landon da David’in sunduğu danışmanlık hizmetinden faydalanan isimler arasındadır.
The Bogeyman in the Closet (Gardıroptaki Öcü) adlı kanser destek vakfının kurucusu olan David, kanserli hastaların hayatlarını iyileştirmeye yönelik seminerler düzenlemektedir. Aynı zamanda Kızılhaç gönüllüsü olan David, Farrah Fawcett Vakfı’nın da yönetim kurulu üyesidir.
Kaplanı Uyandırmak
Hepimizin hayatı bizi hazırlıksız yakalayan zorluklar içerir.
Okuyun, öğrenin ve hayata ve iyileşmeye hazır olun.
-Bernard S. Siegal, M.D.- Love, Medicine & Miracles and Peace, Love and Healingadlı kitapların yazarı-
Bu kitap okunması gereken en önemli kitaplardan biri. Muhtemelen derin bir dehanın eseri.
-Ron Kurtz, The Body Reveals ve Body-Centered Psychotherapy adlı kitapların yazarı-
Kaplanı Uyandırmak bize travmaya dair yeni ve umut dolu bir bakış açısı sunuyor. Kitapta insan, içgüdüsel kendini iyileştirme kapasitesi ve doğuştan gelen bu kapasiteyi kullanacak entelektüel zekayla donatılmış eşsiz bir varlık olarak görülüyor. Sorulup cevap bulunan ilgi çekici bir soru da yok değil: Vahşi doğada sürekli tehdit altında yaşamakta olan hayvanlar neden nadiren travmatize olurlar? Vahşi hayvanları travma semptomlarına neredeyse tümüyle bağışık hale getiren dinamikler anlaşıldığında, insanoğluna ilişkin travmanın gizemi de ortadan kalkıyor.
Kaplanı Uyandırmak travma semptomlarını ve onları iyileştirmek için gerekli adımları standartlaştırıyor. İnsanlar genellikle sıradan görünen deneyimlerden dolayı travmatize oluyorlar. Okuyucu burada, hayata dair boğucu olaylara karşı verdiğimiz tepkileri yöneten, örtük olmakla birlikte güçlü dürtülere ilişkin rehberli bir tura çıkarılmış gibi gezdirilmekte. Bunu gerçekleştirmek için ise bedensel algılarımıza odaklanmamıza yardımcı olan bir dizi egzersizden faydalanılıyor. Bu algılara ilişkin farkındalığın artırılmasıyla da travma iyileştirilebiliyor.
Kendine Dön
Bir gün elinde kahven ve yüzündeki sessiz gülümsemeyle, kendini kimsenin yarım, eksik sevgisine muhtaç etmediğin için, doğana uymayana uymadığın için, seni sen yapan taraflarını kabul edemeyenleri hayatından uğurladığın için kendine teşekkür edeceksin.
Bir gün arkana yaslanacaksın ve sevmeye yeteneksiz insanlara rağmen içindeki sevgiyi büyüttüğün için, en sıkıntılı zamanlarda dahi neşenin kaybolmasına müsaade etmediğin için, en büyük sadakati kendi ruhuna gösterdiğin için, hayatındaki boşlukları önce kendin kapatmayı seçtiğin için, bütün modunu, gelecek planlarını bir kişinin keyfine, vicdanına, tercihine bırakmadığın için, kendine kocaman bir teşekkür edeceksin.
Kendini Arayan İnsan
“Yaşantımızı tüm gerçekliğiyle analiz ediyor ve bu analiz çok çarpıcı. -New York Times
“Çoğu insan yapayalnız olduğunun farkına varmaktan korktuğu için kendini asla aramıyor.” -Chicago Tribune
“Rollo May’in bu sağduyulu, popüler kitabı, espri ve hayal gücüyle bezenmiş, kültürle dokunmuş. Korkmayan ve halinden pek de memnun olmayan herkes için bu kitap son derece faydalı olacak.” -New York Herald Tribune
Rollo May, şu çok önemli soruyu soruyor: “Acaba gözden kaçırdığımız önemli bir rehber ve güç kaynağı var mı?” Ne geçmiş ne de gelecek açısından hiçbir şeyin kesin olmadığı bir dönemde içsel bütünlük nasıl sağlanabilir?
“İnsanların benden beklentilerini yansıtan bir aynalar toplamından ibaretim.” Bu cümle size ne kadar yakın?
Bu kitap, yaşadığımız bu “Endişe Çağı”nda kişisel bütünlüğümüzü bulmak için yazıldı. Amacımız, çağımızın güvensizliğine karşı durabilmemizi sağlayacak yöntemler bulmak, içimizdeki güç merkezini ortaya çıkarmak ve çok az şeyin güvende olduğu günümüzde, itimat edebileceğimiz değer ve amaçlara ulaşabilmemizi sağlayacak yolu elimizden geldiğince işaret edebilmektir.
“İnsanları destek almaya sevk eden şey, duygusal ilişkilerinin sürekli olarak ayrılıkla noktalanması, evlilik planlarını bir türlü gerçekleştirememeleri yahut eşlerinin onları tatmin etmemesi gibi şikâyetler olabilir. Ne var ki konuşmaya başladıktan sonra çok geçmeden ister gerçek isterse hayalini kurdukları eşlerinden aslında kendi içlerindeki bir eksikliği gidermesini yahut bir boşluğu doldurmasını bekledikleri ve bu gerçekleşmediği için endişeye ya da öfkeye kapıldıklarını açığa vuruyorlar.”
Kendini Yeniden Başlat
– Bir kuyumcunun vitrininde, bakan herkesin dikkatini çeken harika bir mücevher gibi göz kamaştırmak varken sokakta oynayan çocukların elindeki çamura bulanmış bir misket gibi olmak niye?
– Ben mi harika bir mücevher gibi göz kamaştıracağım? Ben kim, mücevher olmak kim? Benim içim küflenmiş, çürümüş; sen kalkmış bana, mücevher olmaktan bahsediyorsun.
– Dışarıdan bakınca uzun zamandır kilitli kaldığı için üzeri tozlanmış bir sandık gibi görünüyorsun. Ancak içinde neler olduğunun farkında bile değilsin.
Sana düşen, sandığın üzerindeki yıllanmış tozları temizlemek ve onun içinde seni bekleyen muhteşem hazineye ulaşmak. Şimdi sana desem ki elimde o kilidi açacak bir altın anahtar var ve bu kitabı, sandığın kilidini açacak o altın anahtarı sana vermek için yazdım.
Hayal ettiğin güzellikleri yaşama yolculuğunda yol arkadaşı olalım mı?
Keşkesiz
“Başarı bir anda gerçekleşmez. Michael hyatt ve daniel harkavy size, istediğiniz ve gerçekten hak ettiğiniz hayata ulaşmak için açık ve etkili bir ‘hayat planı’nı nasıl geliştirebileceğinizi gösteriyor.”
-Tony Robbins, New York Times’ın çok satan yazarı, Anthony Robbıns şirketleri’nin ceo’su
“Bu kitap hayatın nasıl yaşanması gerektiğiyle ilgili yoldan çıkmış herhangi bir yetişkin için son derece kullanışlı ve inkâr edilemeyecek kadar gerekli bir rehberdir. Kendi hayatımda da bu yaklaşımdan çok faydalandığımı söyleyebilirim.”
-Patrıck Lencıonı, the table group başkanı; the advantage kitabının yazarı
“Zihninizi açacak ve zamanı yönetmenize yardımcı olacak uyarılar ve esin kaynaklarıyla dolu, kesinlikle okunması gereken bir kitap.”
-Dave Ramsey, new york tımes’ın çok satan yazarı, the total money makeover
“Pek çok insan, hayatta bir plana sahip olmanın ne kadar önemli olduğundan söz ediyor ancak hiç kimse bunu gerçekten nasıl başarabileceğinizi söylememişti. Şimdiye kadar!”
-John C. Maxwell, new york tımes’ın çok satan yazarı, the john maxwell kurucusu
“Hayatı uyuyarak yaşamanıza dur diyecek ve tanrı’nın sizin için hazırladığı planı bilinçli bir şekilde izlemenizi sağlayacak zekice hazırlanmış ve son derece motive edici bir kaynak.”
-Lysa Terkeurst, new york tımes’ın çok satan yazarı, proverbs 31 mınıstrıes başkanı
“Zekice ve anlaşılır bir şekilde yazılmış etkili bir kitap. Basit ve işe yarar önerilerinin sadece bir bölümünü uygulamak bile, kişinin hayattaki durumunu değiştirecektir.”
-Davıd Allen, new york tımes’ın çok satan yazarı, gettıng thıngs done
Kitabelerin Renkli Dünyası
“Şu duvarların dili olsa da konuşsa...” Sık sık duyduğumuz bir serzeniştir bu. Duvarların aksine gerçekten konuşan taşlar var: Kitabeler! Tek yapmanız gereken onların dilini öğrenmek. Bu da biraz dikkat ve çaba gerektiriyor. Profesyonel turist rehberi Ömer Kaptan kitabeleri anlamak için çıktığınız bu yolda ihtiyaç duyacağınız bütün bilgileri size altın bir tepside kitap formunda sunuyor.
Bu ve benzeri pek çok sorunun cevabı Kitabelerin Renkli Dünyası’nda sizi bekliyor! Eğer kitabelere kulak verirseniz size anlatacak pek çok hikâyeleri olduğunu göreceksiniz.
Kitlelerin Psikolojisi
Fikirleriyle Atatürk’ü Etkileyen Düşünür
Gustave Le Bon’un Kitlelerin Psikolojisi kitabı, günümüzün en önemli olgularından biri hakkında muhteşem bir inceleme olmasının yanı sıra, bir asır öncesinden gelen bir uyarı niteliğinde. Kolayca manipüle edilebilen, ilkel içgüdüleriyle hareket eden ve saldırganca davranmaya meyilli olan kitleler, modern dünya için tehlike arz ediyor. Kitlenin içinde kaybolmuş bireyler muhakeme yeteneklerini kaybederek, neredeyse barbarca hislere kapılıp sürüklenirler ve bu yıkıcı gücün kontrol edilmesi ülkelerin temelini oluşturur.
Le Bon ayrıca kitleler için liderin öneminden ve liderlerin sahip olması gereken özelliklerden de bahsediyor. Ona göre kitlelerin ruhunu tanıyan bir lider, onu istediği yöne rahatlıkla sürükleyebilir. Tam da bu yüzden her dönemde politikacıların başucu kitaplarından biridir. Hatta kitlelerin psikolojisini anlamak, halk hareketlerinin yükselişe geçtiği günümüzde, belki de çok daha önemlidir.
Kısmet
Niyet ettiğin her konuda kısmetini açacak, eşi benzeri olmayan, gelmiş geçmiş en etkili uygulama ve formüller.
Bilinçaltı - Tılsım - Şifreler - Telkin Sırlar - Dua - Gizemler - Ritüel
Bu kitap sadece sahibine aittir ve ona sahip olan kişi için güçlü bir etkiyle çalışır. Kitabı aldıktan ve uygulamaya başladıktan kısa süre sonra sahibinin enerjisine uyumlanır. Kitap, kendi esrarengiz enerjisini de sahibine geçirir.
Bu kitap, bir sırlar kitabıdır ve gizemlerle doludur. Kısmet, sahibinin dileklerini gerçek yapmak için gerekli birçok sıra dışı şifre ve kodu içerir. Kısmet, yolu bilir. Hiç yolu yoksa bile, o bir yol açar. Kısmetine açılan kapının tüm gizemli şifrelerini girerek, dileklerini gerçek yapmaya ve yeni bir hayata şimdi hazırsın. Kısmet, Senin Yerini Biliyor.
Konfor Krizi
New York Times çoksatan yazarı Michael Easter’dan, konfor alanınızın sınırlarında yaşamanın ve vahşi doğayla yeniden bağlantı kurmanın evrimsel açıdan zihinsel ve bedensel faydalarına bir keşif yolculuğu.
Birçok açıdan hiç olmadığımız kadar rahatız. Ancak korunaklı, ısı kontrollü, aşırı beslenen, yeterince zorluk çekmeyen yaşamlarımız aslında en acil fiziksel ve zihinsel sağlık sorunlarımızın önde gelen nedeni olabilir mi? Bu sürükleyici araştırmada, ödüllü gazeteci Michael Easter, mantık dışı bir çözümün yaşamı iyileştiren sırlarını açığa çıkaran bağımsız vizyonerlerin, yıkıcı dahi araştırmacıların ve zihin-beden kondisyonu öncülerinin peşine düşüyor: konforsuzluk. Easter’ın evrimsel meydan okuma ihtiyacımızı anlama yolculuğu onu, şampiyon sporcular yetiştirmek için eski bir Japon uygulamasını kullanan NBA’in en iyi egzersiz bilimcisiyle tanışmaya; bir Oxford ekonomisti ve Budist liderin dünyaya ölümün bize mutluluk hakkında neler öğretebileceğini gösterdiği mistik Bhutan ülkesine; doğanın fiziksel ve zihinsel dayanıklılığımızı test ettiğini keşfeden genç bir sinirbilimcinin açık hava laboratuvarına götürüyor.
****
“Sağlığınıza, zindeliğinize ve kişisel gelişiminize seviye atlatmak için farklı bir şeyler arıyorsanız, işte bu kitap tam size göre.”
-Melissa Urban, Whole30 CEO’su ve The Book of Boundaries kitabının yazarı
“Michael Easter’ın dehası, sezgisel olarak bildiğimiz şeylerin yanına verileri dahil etmesidir. Çalışmaları birçok kişiye hayatlarını daha iyi hale getirmeleri için ilham verdi.”
- Dr. Peter Attia, Outlive kitabının yazarı
Köy Enstitüleri Ve Ötesi
Değeri dış ülkelerce de kabul edilmiş ve yapıtları birçok yabancı dile çevrilmiş olan seçkin eğitimci Mahmut Makal güçlü yazarlığını da bu alana adamış bir savaşçıdır. Bilirsiniz, köy‘den ilk tabloları sergileyerek acı gerçeklerin ürpertisini, ülke sorunlarına yabancı her alanın aydınlarına duyuran odur. Ve daha o zaman çarpıcı anlatım gücüyle, özgün biçimiyle usta bir yazıneri olduğunu da ortaya koymuştur. Kimin ve neyin yazarı olduğunun bilincinde, kişiliğini oluştururken yaman bir toplumbilimciliği de ekledi bu oluşuma. Bilimin soyutundan eğitim ve uygulamanın somutuna geçerken karanlığın üstüne yürüyüp yığınlara ışık olmayı başaran yazarın, bu yapıtında dikkati çeken özelliklerden biri de Köy Enstitüleri‘ndeki "iş eğitimi" uygulamasının köy yaşamında meyvelerini verdiğini örneklemesidir. Enstitü çıkışlı öğretmenlerin köyün tarımsal, eğitsel ve toplumsal yaşamında görülen yeniliklerdeki başarıları bugün artık somut olarak ortadadır. Makal bu yapıtında Köy Enstitüleri‘nde uygulanan çağcıl eğitimi ayrıntılarıyla anlatırken, Enstitüler kapatıldıktan sonra uygulanmaya başlanan çağdışı eğitime de ışık tutmaktadır... -Sami Karaören
Küçük Şeyler 1 – Deniz Kabukları
"Bu kitapta, temel konulara, özellikle toplumun ihtiyacı olduğunu düşündüğüm ve seminerlerimde izliyenlerin etkilendiklerini gözlediğim konulara yer veriyorum. Pek çok kişi televizyondaki "Küçük Şeyler" adlı programımızı izledi, beğendi. Ancak kitap ve televizyon farklı şeyler. Televizyon renkli, ama kitap da gerekli! Televizyonda paylaşamadığım, tartışamadığım konuları burada ele almaya çalışıyorum."
Kulak Aşık Olurmuş Gözden Evvel
Kusurdaki Bilgelik Wabi – Sabi Japonların Kusurları Sevebilme Sanatı
Olabileceğiniz En İyi Kusurlu İnsan Olun
Wabi-sabi; her şeyin kusurlu, tamamlanmamış ve geçici olduğuna dair bir Japon felsefesidir. İlkeleriyle bizi Budizme götüren bu kavram, mükemmelliği hedefleyen bakış açısına karşı dünyayı olduğu gibi görüp bizi hem büyük bir yükten kurtarır hem de böylesi bir hayatın getireceği güzellikleri önümüze sunar. Elinizde tuttuğunuz bu kitap; bu felsefeyi derinlemesine öğrendikten sonra günlük yaşamınıza, düşüncelerinize, nesnelere ve farklı durumlara nasıl dahil edeceğinize dair çok sayıda fikir barındıran önemli bir kaynak niteliğindedir.
Kusursuz Cinayet
Bu, bir cinayetin -gerçekliğin katilinin- öyküsüdür. Ve bir yanılsamanın -yaşamsal yanılsamanın, dünyaya ilişkin temel yanılsamanın- yok edilmesinin öyküsüdür. Gerçek, yanılsama içinde kaybolmaz; bütünsel gerçeklik içinde kaybolan, yanılsamadır. Eğer cinayet kusursuz olsaydı, cinayetin öğelerini sergilemeyi amaçlayan bu kitabın da kusursuz olması gerekirdi. Ne yazık ki cinayet hiçbir zaman kusursuz değildir. Kaldı ki gerçeğin yok edilmesini anlatan bu polisiye kitapta, ne nedenler ne de katiller saptanabildi, ve gerçeğin cesedi de hiçbir zaman bulunamadı. Bu kitabı yönlendiren düşünceye gelince, o da hiçbir zaman saptanamadı. Cinayetin silahı bu düşünceydi. Her ne kadar cinayet hiçbir biçimde kusursuz olmasa da, kusursuzluk, adının da gösterdiği gibi her zaman bir suçla ilgilidir. Aynen kötülüğün şeffaflığı içinde, kötülüğü oluşturanın şeffaflığın kendisi olması gibi kusursuz cinayette de kusursuzluğun kendisi cinayettir. Ama kusursuzluk hiçbir zaman cezasız kalmaz: Kusursuzluğun cezası, onun aynen yeniden üretilmesidir. Bu cinayette hafifletici nedenler bulunabilir mi? Kuşkusuz hayır, çünkü bunları her zaman cinayetin nedenleri ya da cinayeti işleyenler arasında aramak gerekir. Oysa bir cinayette bir neden ya da katiller bulunmamakta ve dolayısıyla açıklanamaz niteliğini mükemmel bir şekilde korumaktadır. Gerçek kusursuzluğu da buradan kaynaklanmaktadır. Cinayet bir kavram olarak ele alındığında, bunun, daha çok, ağırlaştırıcı bir neden olduğu tartışma götürmez. Cinayetin sonuçları sürekli bir nitelik sunuyorsa, bunun nedeni, ne katil ne de kurbanın olmamasıdır. Eğer bunlardan biri ya da öteki var olsaydı, cinayetin gizi günün birinde ortaya çıkar ve cinayet süreci de çözülmüş olurdu. Sonuç olarak giz, katil ve kurbanın birbirine karışmasına dayanmaktadır. "Son çözümlemede, katil ve kurban aynı kişidir. İnsan soyunun birliğini anlamamız, ancak bu nihai eşdeğerliğin gerçekliğini tüm korkunçluğu içinde anlamamızla olanaklıdır. (Eric Gans) Son çözümlemede, nesne ve özne birdir. Dünyanın özünü kavramamız, ancak bu kökten eşdeğerliğin gerçekliğini tüm alaycılığı içinde kavramamızla olanaklıdır.
Lal – Libros Yayınları
Aşk ateşi kavurmasın gönlünüzü, aklınızı, benliğinizi... Sevdanın yoldaşı olmanın menzilinde LÂL sizi bekliyor.
Yana yana, düşe kalka, kör topal yuvarlanıp gidiyoruz hayatın içinde. Elimizde ateşten bir top olmuş "ilişkiler"... Yandıkça topu yanımızdakine fırlatıyoruz.
Saygının yitirildiği diyarlara aşk ve sevda köyü kurmaya çalışıyoruz. Kendi hakikatimize körleşiyoruz, kalbimize batan dikenlere nasırlaşıyor, almadan vermenin, vermeden almanın karanlığında uçuruma doğru ilerliyoruz.
İlişkilerimiz üzerine kurulan hayatlarımızda suçluluk duygusu, acizlik, eksiklik, yetersizlik, değersizlik, kibir, kanaatsizlik, öfke, kin, gurur, kıskançlık ve daha nice zehirli duygu kol geziyor. "Aşk aşk" diye aşka eziyet ediyor, aşkın itibarını yerle bir ediyoruz.
Küllerinden yeniden doğmuş, yaşamını insanı anlamaya, incelemeye, insan da derinleşmeye adamış bir yazar olan Pınar Boylu Gogulan, "ilişkiler sanatını" önümüze seriyor. Yalnız değil elbette; ona Lacivert, Mor, Siyah ve Lâl eşlik ediyor.
Hepsi de Ask-ı Hakikat’e davet ediyor bizi. Uzak olduğunu sanmayın; dibimizde, yanı basımızda duruyor, üstelik adresi belli:
Araz Mahallesi. Huzur Sokak. Vicdan Lokantası...
Masal Terapi
"Bu kitap hayat yolculuğunda tılsımlı pusulan olacak…"
Sevgili yolcu; Bu kitap senin için bir pusula olsun diye hayal edildi. Onu çantanda taşı. Kendini bir yol ayrımında bulduğunda, kararsızlık yaşadığında, ruhun yolunu kaybettiğinde kitabı çantandan çıkar. Rasgele bir sayfasını aç. Ve okumaya başla… Karşına çıkan masal sana yolunu bulmanda yardım edecek. Seni masallarla bir oyun oynamaya davet ediyorum. İçindeki yıldız gözlü oyunbaz çocukla yeniden bağ kurmanın vakti geldi. Bu bir iyileşme oyunudur. Bırak masallar sana rehberlik etsin, seni iyileştirsin ve dönüştürsün…
Masallarla Yola Çık
Çok ses getiren ve on binlerce okura ulaşan Masal Terapi’nin yazarı Judith Malika Liberman’dan hayalbazlar, oyunbazlar ve yolcular için 40 haftalık bir serüven: Masallarla Yola Çık. Bu 40 haftalık yolculuğun belli bir güzergâhı var. Önce orman. Korkuların karanlık dünyası. Korkularla yüzleşmek ve onları gözden geçirmek gerek. Karanlığın içine dalmadan ışık bulunamaz çünkü.
Ormandan sonra dağ var sırada. Burada zirvelere doğru uçulur ve ruhlar ilhamla dolar. Ardından çöle uzanır yol. Çöl, eyleme geçebilmesi
için insanı tutkuların ateşiyle bağ kurmaya ve hayatta cesurca ilerlemeye hazırlar. Ve en nihayet, deniz. Duygu dünyası. Orada
ilişkilere, çevreyle nasıl bir bağ kurulduğuna bakılır.
Okurlar ormanı, dağı, çölü ve denizi 40 masalla aşacak, masalların büyülü dünyasında bilinenin içindeki bilinmeyeni görecek, hayal ettikleri hayata doğru dönüştürücü adımlar atacaklar. Bu tılsımlı yolculkta masallar onlara rehberlik edecek.
Kapak görselini ve kitap illüstrasyonlarını Gamze Yalçın’ın hazırladığı Masallarla Yola Çık, Liberman’ın ikinci kitabı.
Minimalizm – İnsanları Sev Eşyaları Kullan
Hayatınız daha azla nasıl daha iyi olabilir?
Bir hayat hayal edin: daha az eşya, daha az dağınıklık, daha az stres, daha az borç ve hoşnutsuzluğun, dikkatinizi dağıtan şeylerin daha az olduğu bir hayat.
Şimdi de şöyle bir hayat hayal edin: daha fazla zamanınızın, daha anlamlı ilişkilerin olduğu, daha fazla gelişebildiğiniz, başkalarına daha fazla katkıda bulunabildiğiniz, daha fazla keyif aldığınız, içinde bulunduğumuz kaotik dünyanın tuzaklarından etkilenmeyen, tutku dolu bir hayat. Hayal ettiğiniz bu hayat, bilinçli ve amacı olan bir hayattır. Ve bu hayata ulaşmak için size engel olan fazlalıklardan kurtulmanız gerekecektir.
“[The Minimalists] okuyuculara dünyevi varlıklarını değerlendirmeleri ve iyi bir hayat yaşamak için gerçekten neyin gerekli olduğunu sorgulamaları için ilham veriyor.”
- Library Journal
“The Minimalists, aşırı şeylere olan bağımlılığınızdan kurtulmanın getirdiği ruhsal, duygusal ve finansal özgürleşmeyi etkili bir şekilde anlatıyorlar. Keşiş değiller ve tek bir pirinç tanesiyle yaşamıyorlar - sadece bir sürü fazla şeyden kurtularak hayatlarını değiştiren sıradan adamlar.”
- Elizabeth Gilbert, Ye, Dua Et, Sev’in yazarı
“Tüketimcilik karşıtlığının içten peygamberleri.”
- The New Yorker
Mış Gibi Yaşamlar
Ne demek ‘mış gibi’ yaşam?
Düşüncelerinin arkasındaki niyetin farkında olmayan, sözü, gözü, davranışı birbirine uymayan insanların yaşamı demek.
“Böyle insanlar var mı?” diye sorarsanız, çevrenize bir bakın! Aklı, düşüncesi çocuğuna yardım etmekle dolu olduğu halde asık yüzlü, kırıcı, ilgisiz anne veya babaları; öğretmen olduğunu söyleyen ama hiç kitap okumayan insanları göreceksiniz.
Üstelik mış gibi yaşam, insanların bu anlayışla oluşturduğu ya da işlettiği kurumlar yoluyla giderek tüm topluma yayılıyor: Vatandaşa yardım etmek için oluşan bürokrasi, köstek olmak konusunda uzmanlaşıyor; güven duymamız için oluşturulan kurumlar güvensizliğin kaynağı haline geliyor; adaleti sağlamak için yapılan yasalar adaletsizliğin düzenini sürdürüyor.
Kimimizin körleşip fark etmediği, kimimizin kanıksayıp artık yadırgamadığı mış gibi bir yaşam yaşıyoruz. Sanki kaderimiz olmuş, kuşaktan kuşağa sürüp gidiyor: Yaşıyormuş gibi görünüp de aslında yaşamamak… Ve yaşamadığının farkında bile olmamak…
Ancak, farkında olan, gözlemleyen ve irdeleyen iki kişi var! Doğan Bey ve Arif Bey sizi sohbete davet ediyorlar.
Modern Mahrem
Modernliği, ekonomik gelişme, siyasal iktidar biçimleri, kentleşme gibi sosyo-politik olgularla algılamaya alışkınız. Türk deneyimi ise modernizmin özel yaşamlar, mahrem alan üzerindeki dönüştürücü gücünü göstermesi bakımından emsalsizdir. Bu bağlamda "Modern Mahrem" Türk modernleşmesi tarihine, mahrem cephesinden bakmaktadır. Bu kitaptaki alternatif okuma, modernizm ve kadın-erkek ilişkileri arasındaki "kara kıtayı" gün ışığına çıkarmayı amaçlamaktadır.
Motivasyon Rehberi
Motivasyon nedir? Neden bazı şeyleri yaparken kendimizi tutulmuş gibi hissediyoruz ve bazılarını ise bırakamayacağımızı düşünüyoruz?
Birçok insan yanlış olarak kendilerinin sadece tembel olduklarını veya iradeli olmadıklarını düşünmektedir. Ancak eksik oldukları nokta kendi zihinlerini, motivasyonlarını ve işleyiş biçimlerini doğru bir şekilde anlamamalarıdır.
Bu kitapta aşağıdakileri öğreneceksiniz:
Muhabbet Duaları – Aşkın Dorukları
İki ruh, dua ile bir araya gelirse, bağ en derin yerden kurulmuş olur...
Bir kalbi gerçekten çok seversen, onu sadece Allah’tan iste. Bunun en samimi ve saf yolu, Dua’dan geçer…
MUHABBET DUALARI:
Barışma
Geri getirme
Aldatılmaya son verme
Aşkı artırma yolları
Cazibeli olma
Evde, aile içi huzur
İlişkiyi şifalandırma
Kısmet açma
Evlilik, eş bulma
Yalnızlığa son verme
Evliliği kurtarma
Bitmeye yüz tutmuş ilişkiyi canlandırma
Ve aşka, ilişkiye dair en etkili Dua, Ritüel, Uygulama ve Tılsımlar…
Mutlu Evliliğin Sırları
Mutluluk 2.0
Mutluluk 2.0, mutluluğa dair fikirlerinizi tepe taklak edecek. Bildiklerinizi, öğretilenleri, mutlu olmak için yapmanız gerekenleri yeniden düzenlemeye, düşünmeye hazırlıklı olun. Önemli olan sahip olmadığın bir mutluluğun peşinde koşmak mı, yoksa yanındaki mutluluğu fark edebilmek mi? Mutlu olmak için önce kendisiyle barışık olması gerekmiyor mu kişinin? Peki ya hayatın bize verdikleriyle yetinebiliyor muyuz?
Tüm bu sorulara ve daha birçok soruya cevap veriyor yazarlar bu kitapta;
“Mutluluk 2.0 ile mutluluğa dair var olan bilgi kirliliğini temizleyerek güncel araştırmalarca destekli, uygulanabilir bilgileri sizlere yalın bir dille sunmak istiyoruz. Genel olarak vermek istediğimiz mesajsa çok açık: Neredeyse hepimizin, eğer istiyorsa, daha sağlıklı bir duygusal yaşam geliştirebilmesi, daha kaliteli bir yaşam sürebilmesi ve potansiyelini kullanarak hedeflerine ulaşabilmesi mümkündür.”
Elma Yayınevi mutluluk kavramının yeni modeliyle karşınızda. Örneklerle, önerilerle ve uzman görüşlerle Mutluluk 2.0 sizler için…
Mutluluk Yavaş Yavaş Gelir
Mutsuz Olmak
İnsanların, sürekli mutlu olmaları gerektiğine inandırıldığı bir çağda yaşıyoruz. Gazeteler, kitaplar, ilan panoları, reklam spotları mutluluk üzerine söylenebilecek her şeyi tüketmiş halde... Mutlu olmak bir görev, ödev gibi algılanır oldu ve bu algı, tek başına, kişiler üstünde önemli bir stres kaynağı haline geldi. Adeta “mutluluk diktatörlüğü”nün tahakkümü altında yaşamaya başladık. Wilhelm Schmid mutluluğa gereğinden fazla anlam yüklendiğini söylüyor ve kitabında mutsuzluktan yana pozisyon alıyor.
Durup durup patlak veren mutluluk histerisinin sebepleri nelerdir? Hemen her gün farklı kanallarda rastladığımız mutluluk formülleri bizi gerçekte nasıl etkiliyor? Mutlu olmaya “çalışmak” acaba bireyleri ve toplumu daha mı mutsuz ediyor? Başarılı olmak, mutlu bir yaşamın olmazsa olmazı mıdır? Güzel ve anlamlı bir hayat sürmek ne demektir? Mutsuzluk,
yaklaştığını fark ettiğimiz anda kaçmamız gereken modern bir veba mıdır? Mutsuzlukla baş etmek, hayatımızı ve kişiliğimizi nasıl zenginleştirir?
Kitapları dünya çapında on beş dile çevrilen felsefeci ve “mutluluk araştırmacısı” Wilhelm Schmid, Mutsuz Olmak’ta okurları iniş ve çıkışlarıyla hayatı bir bütün olarak kabul etmeye yüreklendirirken, karşılığında doyurucu ve anlamlı bir yaşam vaat ediyor.
Muziceleri Çağırmak
Herkes bir Mucize bekler ama Mucizeler sadece onlara inananlara gelir.
Allah sana kendi ruhundan üfledi (Secde Suresi, 9. Ayet),
Sen doğuştan Mucizenin ta kendisisin. Yaşadıkların sana bunu unutturdu, bu kitap yeniden hatırlatacak…
“Mucizeleri Çağırmak ” ile yaşadığın tüm sorunların ve çöküşlerin bir fırsat olduğunu göreceksin, gerçek mucizenin insanın içinde ve dualarda saklı olduğunu fark ederek kendi mucizenin kapısını sen açacaksın…
Bir mucize bekliyorsan, bu kitap senin için
1- Bilinçaltın ile yüzleş, hayata yeniden başla
2- Duaların gücü ile kilitli kapıları aç
3- İçindeki büyük güç ile işbirliği içinde ol
4- Mucizeleri yaşayanların gerçek öyküleri
5- Meleklerin ışığı ve muhteşem farkındalık
6- Bereket mıknatısı
7- 21 günlük mucizevi yolculuk
8- Mucizevi enerji çalışmaları
9- İnandıkların senin olur
10- Büyük sır senin içinde
11- Allah senin vekil’in, yalnız değilsin
12- Enerji yasaları
13- Büyük tekamül
Namaste
Mutluluğa, Kendini Gerçekleştirmeye ve Başarıya Giden Yol Japonların uzun ve mutlu yaşam sırları üzerine yazdıkları uluslararası çoksatan Ikigai’nin ardından Héctor García ve Francesc Miralles bu sefer manevi gelişim yolunda önemli bir uğrak noktası ve binlerce yıllık köklü kültürüyle Doğu maneviyatının beşiği olan Hindistan’a rotasını çeviriyor. Yazarlar bu kapsamlı çalışmalarında nefes pratikleri, mantralar, meditasyonlar, Ayurveda, Tantra gibi bedensel, zihinsel ve ruhani gelişim için paha biçilmez mirasıyla bu topraklarda yeşeren kültürün dünyaya armağan ettiği önemli bilgileri okurlarına aktarıyor. Sanskritçede bir selamlama kelimesi olan namaste, içimizdeki kutsallığı selamlamamız için bizleri Hindistan’a götürüyor. Stres, endişe ve korkuyu hafifletmeye yardımcı olan en iyi teknikleri ve tam yaratıcı potansiyelimizi nasıl harekete geçireceğimizi öğreneceğimiz bu çalışma, mutluluk ve kendini gerçekleştirme yolunda eşsiz bir rehber niteliğinde.
Neuro Aşk
AŞK neden var gerçekten?
Peki, gerçekten de sihirli mi? Kalpten mi başlıyor? Yoksa karındaki kelebeklerle mi?
Ya da AŞK tamamen beyinde yaşanılan bir süreç olabilir mi?
Daha da önemlisi biz AŞK sürecini öğrenerek istediğimizi kişiyi hayatımıza çekebilir miyiz?
Daha önceki kitaplarım Yıka Beynini, Beynine Format At ve Sağlığına Format At’ı okuduysanız ya da bir şekilde denk geldiyseniz yaşamda başımıza gelen her şeyde beynimizin bizi nasıl yönlendirdiğini anlatmıştım.
Ben size bu kitapta aşkın ilk insandan başlayan milyonlarca yıllık kurallarını, bilimini ve NeuroAŞK’ı anlatıyorum.
Ve günlük hayatta doğru aşkı ve ilişkiyi yaşamak için en pratik tüyoları ve aşkta kaybeden taraf olduysanız AŞK acısını, ayrılıklar sonucu oluşan değersizlik hissini NeuroFormat sistemiyle nasıl temizleyeceğinizi de öğreneceksiniz.
Aşkı gerçekten anlamaya ve kazanan olmaya ne dersiniz?
O An
Bu kitapla sizinle NeuroFormat uygulamalarının 2023 yılında geldiği noktayı paylaşıyorum. Zira uygulama eski kitaplarımdan çok değişti ve daha gelişti.
Beni tanırsınız, tevazuyu severim ama iddialı bir şey söyleyeceğim: NeuroFormat’ın bugün geldiğimiz noktada tüm dünyada travma çözmek konusundaki en etkili, en hızlı, kapsam derinliği en geniş yöntem olduğunu söyleyebilirim.
Sizi temin ederim, bu kitapta anlattığım analiz şeklini ve yöntemi gerçek anlamda kavramayı başarırsanız, tüm travmalarınızı çok daha derin ve eksiksiz biçimde çözebileceksiniz. Böylece pek çok sağlık sorununu geride bırakacaksınız.
Sadece travmalarını temizlemek isteyenler için değil, dünyadaki travma üzerine çalışan bütün uzmanlar için de çok etkili bir yol haritası veriyorum bu kitapta. Naçizane, travma felsefesi üzerine bilimsel literatüre geçmesi gerektiğini düşündüğüm bir sistem oluştuğunu söylemek isterim.
Ve itiraf edeyim bu kitabı yazmayı düşünmüyordum… Zira tekniği uygulamalı olarak görmeden bir kitapta anlatmanın çok da kolay olmadığını düşündüm hep. Evet, hâlâ hiçbir kitap uygulamalı seminerlerimin yerini tutamaz. Ama bu kitapla gerçekten yeni sistemi olabildiğince paylaşmaya çalıştım.
Beni “tamam, pes ediyorum, yazacağım” noktasına getiren şey, yaşadığımız yıkıcı deprem oldu. Sadece depremi bizzat yaşayanlar değil ülkece bir travma geçirdik. Ve tam da şimdi NeuroFormat yöntemine ihtiyaç duyan yüz binlerce kişi olduğunu biliyorum. Aslında bu ihtiyaç beni yazmaya, kendi kuralımı bozmaya itti diyebilirim.
Umarım kitabım hepinize, hepimize şifa olur…
O Panda Benim
Yüzlerce kişisel gelişim ve iletişim semineri; binlerce kişisel gelişim, dil eğitimi ve farkındalık videosu ile tanınan Haluk Tatar, okurlarıyla bu kez O Panda Benim kitabıyla buluşuyor.
O Panda Benim, içinden çıkılamayan durumlarda uzanan dost elini ve iyi niyet taşlarıyla döşenen yolları anlatıyor. Bu kitapta dostluk, evlilik ve delirme üzerine ders veren bir büyüleyici bir hikâye sizi bekliyor.
Yeniden başlamak, güvenmek ve affetmek üzerine düşündüren O Panda Benim ile an geliyor korkularımızla yüzleşiyoruz, an geliyor deliliğimizden utanıyoruz.
Zaten Haluk Tatar da “Herkesin bir hikâyesi var. Hikâyeler, insanların büyüsüdür.” diyerek anlatmaya başlıyor ve ekliyor:
“Baştan uyarayım. Bu kitapta okuyacaklarını, bana deli deme diye olabildiğince yumuşattım. Olaylar burada okuyacaklarından daha da vahim ve inanılması zor şekildeydi. Birazdan okuyacaklarının hepsinin açıklaması da, yine bu kitap bitmeden sana verilmiş olacak.”
Obsesif Kompulsif Bozukluk Çalışma Kitabı
Takıntılı Zorlantılarınızdan Kurtulmanız için Rehberiniz
Obsesif-kompulsif bozukluğunuz (OKB) varsa, ısrarcı takıntılı düşünceler ve zaman alıcı zorlantılar (kompulsiyonlar) hayatın tam anlamıyla tadına varmanızı önleyebilir. Aynı zamanda korktuğunuz şeylerden kaçınma alışkanlığınız olduğunda, bunlarla doğrudan yüzleşme fikri korkutucu ve zor gelebilir.
Obsesif-Kompulsif Bozukluk Çalışma Kitabı, OKB’li birçok kişinin sıkıntı veren OKB belirtilerinden kurtulmalarını ve verimli bir yaşam umudunu tekrar kazanmalarına önemli ölçüde katkıda bulunuyor.
Bu kitap, ilerlemenize yardımcı olabilecek, etkinliği kanıtlanmış kendine yardım teknikleriyle birlikte hemen kullanmaya başlayabileceğiniz günlük başetme stratejilerini içeriyor.