Günlerin Getirdiği- Sözden Söze
Nurallah Ataç'ın zevkle okuyacağınız bu denemeleri kırk yılı aşkın bir süre önce yazılmış, ama yine de tazeliklerini, diriliklerini yitirmemişler. Ataç'ın çoşkuyla ve inançla kaleme aldığı, sorgulamayı hiç bırakmadığı konular, eleştiri oklarını sakınmadan yönelttiği edebiyatçılar ver Günlerin Getirdiği ile Sözden Söze'de. Tiryakiler için. "Hani aile içinde, yaşlı bekâr amcalar vardır. Bir günleri bir günlerine pek uymaz. Neden hoşlanır, kimi sevmezler, kimi sever, neden hoşlanmazlar, belli olmaz. Ama yine de patavatsızlıklarına rağmen dürüsttürler, hırçınlıklarına rağmen candan. Hattâ yolları beklenir. Yine çıkagelse de didişse, kavga etse, veriştirse diye varlıkları aranır. "İşte Ataç usta da edebiyatımızın böyle eserekli bir amcası idi." Haldun Taner
Karalama Defteri Ararken
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatına, deneme ve eleştirileriyle damgasını vuran Nurullah Ataç'ın, kuşku, ironi, coşku yüklü yazılarında dil, uygarlık, şiir ve sanat üstüne, günümüz okuruna söyleyecek pek çok sözü var. Bu "sözler" okundu, okunuyor, okunacak. "Ataç,... Türkçeyi kullanışıyla bize eşsiz bir tat, sanatın sorunlarına uygulayabileceğimiz bir açı bıraktı.Şimdi o bu yazıyı okusaydı, her zaman konunun dışında tuttuğu gülmece silahını çekinmeden kendisi için kullanır, biraz da homurdanarak, yazılarından birinin son tümcesini yinelerdi: Büyük bir şey değil ya pek de küçümsemeyin." (Sabahattin Kudret Aksal)
Kırk Ambar-(1. Cilt)
"Kırk Ambar" bir mefhumlar kamusu, derbeder ve dağınık bir ansiklopedi, Cemil Meriç'in deyişiyle, "kurmak istediği abidenin birkaç sütunuyla birkaç odası". Eser iki bağımsız bölümden oluşuyor: Rümuz-ül Edeb ve Lehçe-t-ül Hakayık. Her bölüm başlı başına bir kitap olacak kadar hacimli.
O yüzden "Kırk Ambar"ın iki ayrı bölümünü, eseri baskıya hazırlayan Mahmut Ali Meriç'in düzenlemesiyle, iki ayrı cilt halinde yayımlıyoruz. Bu birinci cilt, dünya edebiyatından klasiğe, hümanizmden edebiyat sosyolojisine, romanın ro1anından edebiyat tarihinin tarihine uzanan bir çizgide Türk okuyucusunu düşünceye davet ediyor.
Okuruma Mektuplar Prospero İle Caliban
Okuruma Mektuplar'da, yaşamın kanıksanmış yönlerine ayna tutarak şiir, aşk, ölüm, doğa, hastalık, yalnızlık gibi konularda ilgili tutkularını, bildiklerini, özlediklerini -kendini- tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bir Ataç var karşımızda.Prospero ile Caliban'da ise, aydınların (mutlu azınlığın) toplumdaki görevi, yazar ve toplum ilişkisi, gelenek, uygarlık gibi konularda bizi çerçevenin dışına çıkarak düşünmeye çağırıyor."... kimine göre bir diken, kimine göre bir öğendireydi. En uyuşuk kafalara, bereketli bir 'acaba' akıtmakta ustaydı. (...) eleştirmeciliği, bir 'beğeni' eleştirmeciliğiydi. (...) Fakat nesnel ölçülerin dışında kaldığından olacak, içgüdüsü, sezgisi alabildiğine gelişmişti. Kendi sanat görüşüne uygun eserler arasında (bu görüşün on dokuzuncu yüzyılı aşamadığı da bir gerçektir) en özlülerini hemen sezer, deyimim hoş görülsün, bunların kokusunu alır, az eleştirmende görülen bir inatla da hemen savunurdu. Bu bakımdan aramızdan 'alacaklı' olarak ayrıldığını söyleyebiliriz."
Sözün Ötesi
"İnsanoğlunun en etlili özgürleşme yoludur okumak" diyen Akşit Göktürk'ün kendi eliyle seçtiği denemelerini içeriyor Sözün Ötesi. Daha önce Çeviri: Dillerin Dili, Ada ve Okuma Uğraşı adlı yapıtlarını yayımladığımız değerli dilbilimci ve çevirmen Göktürk'ün bu yapıtı üç ana bölümden oluşuyor:Yazın, çeviri sorunları, dil-kültür. Kitabın ilk iki bölümünde, Göktürk'ün yazınsal iletişim, okuma edimi, yapıtın anlamlandırılması gibi konularla J.Conrad, V.Woolf, İngiliz romantikleri ve daha başka yazarların yapıtları üstüne yorumları var. Ayrıca aynı bölümlerde yazar, R.ıngarden, W.Iser, H.R.Jauss, H.G. Gadamer gibi çağdaş kuramcıların yazın, çeviri ve yorum sürencine ilişkin farklı yaklaşımlarını da ele alıyor. Son bölüm ise, kültür ve aydın kavramları, Türkçe ve Dil Devrimi, yabancı dil öğretimi ve yenilikçi sanat üstüne odaklanıyor. Sözün Ötesi "gönüllü yazın okuru" arayan bir yazarın kılavuzluğunda, Türkçenin tadını çıkarmak isteyenler için...