1. Sınıf Kerem İle Cerenin Ev Maceraları 10 Kitap Set
23 Nisan Kutlu Çocuklar Mutlu
23 NİSAN KUTLU ÇOCUKLAR MUTLU, sınıf panosuna asılan küçük bir afişin kocaman bir sosyal sorumluluk projesine dönüşmesinin öyküsü! Teneffüs sonunda sınıflarına doğru giden beş kafadardan öğretmenleri yardım ister ve elindeki kâğıtları sınıf panolarına asmalarını çocuklardan rica eder. Çocuklar afişte ne yazdığını tabii ki merak eder. Afişteki yazıyı okuyan beş kafadarın merakı on katına çıkar ve macera başlar! Gül, Mustafa, Ayşe, Rengin ve Ali; olağanüstü çabaları karşılığında iyiliğin, doğruluğun, paylaşmanın önemini ve değerini öğreniyorlar. Beş kafadarın kalpleri ısıtan macerasını soluksuz okuyacaksınız!
Acaba Kaç?
Aceleci Ayıcık Babu – Asla Geç Değil
Ayı Babu, çok meşguldür. O kadar meşguldür ki ne arkadaşlarına selam verecek ne birine çarptığında özür dileyecek ne de kendi kendi kalbinin sesini dinleyecek vakti yoktur. Ta ki çok kıymet verdiği saatini kaybedene dek... Saatini bulmak için arkadaşlarından yardım isteyen Babu'nun öğrenmesi gerekenler vardır. Arkadaşları, Ayı Babu’ya arkadaşlığın hayata kattığı güzellikleri hatırlatır.
Aceleci Ayıcık Babu, zaman kavramına başka bir gözle bakabilmeyi, sevdiklerimize zaman ayırabilmeyi ve kalbimizin sesini dinlemeyi lirik bir dille anlatıyor.
Acemi Korsan – Elma Çocuk
Kulağının arkasında gizlenen bir çocukla muzip işler peşinde olduğundan şüphelendiğimiz tatlı öğretmen Nehir Yarar, çocuk olmanın mutlu ve hüzünlü yanlarını, yetişkinlerin büyük beklentilerle hazırladığı ancak midemize oturan, başarı soslu çocuk menülerini eğlenceli bir sunumla önümüze getiriyor. Vedat ve arkadaşlarının sıcacık, eğlenceli hikâyeleri, hayallerine sıkı sıkı sarılanlara özel ikramımızdır. Afiyet şeker olsun efendim.
Düşlerinin sandalında acemi bir korsan olmanın keyfi başkadır. Biraz açılalım mı, ne dersiniz?
Ada sakinleri yüzünü yaz mevsimine çevirmiş, gelecek renkli günlerin heyecanıyla hayatlarını sürdürmektedirler. Bu sakinliği seven Vedat, yıl içindeki tüm koşuşturmaların, anlamsız bulduğu yarışların bitecek olmasından mutludur. Nihayet her yıl öğrenciler arasında düzenlenen uzun koşunun finalleri yapılacak, yani karneler dağıtılacaktır. Böylelikle ilginç projelerini gerçekleştirmek için gerekli zamanı bulabilecektir Vedat, ezber bozmanın zamanı gelmiştir.
İzlediği bir filmin etkisinde kalarak korsan olmayı düşler önce. Ama yakıp yıkmak için değil keşfetmek için korsan olacaktır, engin mavilikler onu çağırmaktadır. Hemen en yakın dostu Net Fikret’e danışır, bütün iş Gönül ve Sarıkız’ı ikna edip sevecen bir sandal bulmaya kalmıştır. Başka projeleri de vardır elbette, kendi laboratuvarını açmak ya da adayı beton ellerden kurtarmak gibi. Ama o ve arkadaşları, adalıların haber kaynağı Naklen Nuriye teyzeyi hiç hesaba katmamışlardır…
Anne Baba Lütfen Beni Anla
Aslı Pazarı Bekliyor
Atasözleri Atölyesi
Atatürk – Çocukluk Ve Okul Yılları
İpek Çalışlar, bir çocuk olarak Atatürk’ü anlatıyor.
Mustafa nasıl bir ailede doğdu, nasıl bir çocukluk geçirdi, öğrenim hayatına nasıl başladı, Osmanlı İmparatorluğu o dönem nasıl bir siyasi fotoğraf sergiliyordu?
Mustafa’nın aile geçmişi, çocukluğu ve Harp Okulu yıllarına kadar hayatına odaklanan bu metinde yetişmekte olan bir yüreğin çocukluk ilgi ve meraklarından tutun vicdani, ahlaki ve düşünsel gelişimine ayna tutuluyor.
Vatan aşkıyla dolu bir gencin, bir ulusun önderi olmaya giden yolunun kilometre taşları…
İpek Çalışlar’dan Mustafa Delioğlu’nun resimlediği bir başucu kitabı: Atatürk / Çocukluk ve Okul Yılları…
Tadımlık
Mustafa’nın göçmen çocukları arasında arkadaşları vardı. Bu cılız ve sıska c¸ocuklardan hayatın zorluklarını öğrenirdi.
Altı yaşındaki Nişli Yaşar’dan, cami bahçesine girdiklerinde sarıklı hocanın onları “Uğursuzlar” diye kovaladığını dinlemişti. Cami hocası, “Lanetliler” diye Yaşar’ın üzerine saldırdığı gün, Mustafa onu korumus¸tu.
Yas¸ar ona, “Yalnız hoca değil, yerli c¸ocuklar da bizi do¨vüyorlar. Muhacirlere ‘circir’ diyorlar. Sen de muhacir misin?” diye sormuştu.
Kadınların yaşadıkları dramı çocukları da yaşamaktaydı. Askeri okuldan arkadaşı Mürteza, teyzesi Şehnaz’ın yanında kalırken sokağa atılmıs¸lardı. Mustafa’nın yas¸ında sarışın bir çocuk olan Ahmedovalı Mürteza’nın babası hapisteydi.
Mustafa, Mürteza için dertlendikçe dertleniyordu.
Atatürk Anlatıyor
Bu kitapta, Mustafa Kemal Atatürk'ün öyküsü anlatılıyor. Hem de kendi dilinden. Sarışın, mavi gözlü bir çocuk. Zarif, iyi yürekli. Öylesine özgürlük tutkunu ki, dayısının tarlasında kargaları kovmakla başladığı işi ömrünce sürdürüyor. Sonunda işgalci gerçek kargaları yurdumuzdan kovuncaya değin neredeyse soluk almadan savaşıyor. Peki, bunca önemliişinin arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kurulduğu günü neden çocuklara armağan ediyor? Soruyu bu kitabı okuduktan sonra yanıtlayın.
Ay’a Yolculuk
Bach Yürürken
Müzik uğruna gece-gündüz yürüyen çocuğun öyküsü...
O, müziğe öylesine aşıktı ki, bu büyük aşkı uğruna hiç uyumamaya, sabahlara dek çalışmaya, günlerce aç kalmaya, dahası kilometrelerce yol yürümeye razıydı.
Ona gerekli olan şey, kağıt-kalem ve biraz ay ışığıydı...
Büyük besteci Johann Sebastian Bach'ın serüven dolu yaşam öyküsü, kendisi de bir müzik insanı olan
yazarımız Göknil Genç'in ustalıklı kaleminden...
Balık Çorbası
Düşünen Adam ve Yazan Kadın, balık çorbası tenceresinin başında buluşan iki sıkı dost... Adam; masasında ya da bahçesinde oturup düşünmekten hoşlanıyor, düzenli olmayı tercih ediyor, ineğiyle yaşıyor ve pudinge bayılıyor. Kadın; kitap yazıp onları ciltlemekten keyif alıyor, evinin dağınık olmasını tercih ediyor, uçan fareleri ve kedileri ile yaşıyor, balık çorbasına hayır diyemiyor. Sık sık bir araya gelip balık çorbası içerken uçan düşüncelere kaşık sallıyorlar. Bir gün düşünceler havada kanat çırparken bir düşünce akıllarına konuveriyor. Acaba bu düşüncenin ardından ortaya çıkan iki ilginç çocuğun sırrı ne? Bu gizem nasıl çözülecek? Usta yazar Le Guin’in yarattığı, dostluk ve hoşgörüyle renklenen bu büyülü dünyada keşfe çıkmaya hazır mısınız? Gülümseyerek büyümeniz dileğiyle...