Tarihçinin Yolculuğu
₺200,00 Orijinal fiyat: ₺200,00.₺138,00Şu andaki fiyat: ₺138,00.
“Hamasi veya retçi bir tarih perspektifi yerine sağlam ve gerçekçi bir tarih bilinci hem içinde yaşadığımız toplumu ve kültürü hem bir parçası olduğumuz dünyayı daha iyi anlayıp ona göre bir yol çizmemize yardımcı olur hem de uluslararası meselelerde elimizi güçlendirir. Ama hamasete dayalı bir tarih perspektifi uluslararası problemlerin çözümünde bizi içinden çıkılmaz zor durumlara düşürür çünkü gerçek zeminden mahrumdur. Türkiye yıllardır bu açmazı yaşıyor.”
“Tarihçiyim diyenlerin, araştırdıkları konularla ideolojik ve duygusal bağ kurmaktan, konularına ideolojik olarak yaklaşmaktan veya onlarla özdeşleşmekten, belli ideolojik kesimlerin beklentilerine uygun çalışmalar yaparak nüfuz, şöhret ve itibar devşirmeye kalkmaktan kesinlikle ve kesinlikle kaçınmaları gerekir.”
Ahmet Yaşar Ocak
Osmanlı tarihçiliğinin duayen ismi Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak bu çalışmada kaynakların kullanımı, eleştirel bakış açısı, arşiv ve kütüphanelerin işlevi, disiplinler arası çalışmanın önemi, tarihyazımı yöntemi gibi konulara dair öğrencilere, araştırmacılara ve tarih meraklılarına kısa ve özlü reçeteler sunuyor. Kitap ayrıca daima güncelliğini koruyan ”Türklerin İslâmlaşma Serüveni”, “İslâm ve Siyaset”, “İslâmofobi”, “Alevîlik-Bektaşîlik”, “Resmî Tarih-Alternatif Tarih” ikiliği gibi meselelere de ışık tutuyor. Tarihçinin Yolculuğu soğuk bir metodoloji kitabından çok usta bir tarihçinin kendi hayatı ve ilgi alanlarından yola çıkarak tecrübelerini aktardığı bir yol haritası niteliğinde.
| Yayınevi |
Timaş Tarih |
|---|---|
| Yazar |
Ahmet Yaşar Ocak |
| Sayfa Sayısı |
144 |
| Kağıt Cinsi |
2. Hamur |
| Baskı Yılı |
2024 |
| Boyut |
"13 ,50 X 20 ,50" |
| Cilt Tipi |
Karton Kapak |
1 adet stokta
Timaş Tarih – Tarihçinin Yolculuğu
/n
“Hamasi veya retçi bir tarih perspektifi yerine sağlam ve gerçekçi bir tarih bilinci hem içinde yaşadığımız toplumu ve kültürü hem bir parçası olduğumuz dünyayı daha iyi anlayıp ona göre bir yol çizmemize yardımcı olur hem de uluslararası meselelerde elimizi güçlendirir. Ama hamasete dayalı bir tarih perspektifi uluslararası problemlerin çözümünde bizi içinden çıkılmaz zor durumlara düşürür çünkü gerçek zeminden mahrumdur. Türkiye yıllardır bu açmazı yaşıyor.”
“Tarihçiyim diyenlerin, araştırdıkları konularla ideolojik ve duygusal bağ kurmaktan, konularına ideolojik olarak yaklaşmaktan veya onlarla özdeşleşmekten, belli ideolojik kesimlerin beklentilerine uygun çalışmalar yaparak nüfuz, şöhret ve itibar devşirmeye kalkmaktan kesinlikle ve kesinlikle kaçınmaları gerekir.”
Ahmet Yaşar Ocak
Osmanlı tarihçiliğinin duayen ismi Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak bu çalışmada kaynakların kullanımı, eleştirel bakış açısı, arşiv ve kütüphanelerin işlevi, disiplinler arası çalışmanın önemi, tarihyazımı yöntemi gibi konulara dair öğrencilere, araştırmacılara ve tarih meraklılarına kısa ve özlü reçeteler sunuyor. Kitap ayrıca daima güncelliğini koruyan ”Türklerin İslâmlaşma Serüveni”, “İslâm ve Siyaset”, “İslâmofobi”, “Alevîlik-Bektaşîlik”, “Resmî Tarih-Alternatif Tarih” ikiliği gibi meselelere de ışık tutuyor. Tarihçinin Yolculuğu soğuk bir metodoloji kitabından çok usta bir tarihçinin kendi hayatı ve ilgi alanlarından yola çıkarak tecrübelerini aktardığı bir yol haritası niteliğinde.
İlgili ürünler
Bilge Vezir: Nizamülmülk
Büyük Selçuklu Devleti’nin sultanlarına hem vezir hem atabeg olarak görev yapmış olan Nizamülmülk, siyasi kişiliğinin yanında büyük bir bilgedir. Selçuklu Devleti’nin müesseselerinin teşkilatlanması ve bu geleneğin diğer Türk devletleri tarafından benimsenip gelenekselleşmesi Nizamülmülk sayesinde olmuştur. Bilge Vezir’in Doğumunun 1000. yılına denk gelen bu yıl, Tarihi İnsan Yazar serisinde okurların ilgi ile okuyacağı bir kitap olarak yerini almıştır.
Bir Dehanın İzleri – Iı. Abdülhamid Han
Castro
En Büyük Sevgi – Atatürk’ün Askerî Okul Yılları
Bu kitap, Mustafa Kemal’in az bilinen dönemlerinden olan Harp Okulu ve Harp Akademisi yıllarına ışık tutuyor.
Yazarımız Hatice Topçu’nun titiz inceleme ve araştırmaları sonucunda elde ettiği bilgilerle roman kurgusunda kaleme aldığı Atatürk’ün Askeri Okul Yılları En Büyük Sevgi’de ülkesinin kurtarıcısı, kurucusu olacak ve çağdaşlaşma yolunda yapacağı devrimlerle bütün dünyayı kendine hayran bırakacak büyük bir liderin doğuşu yolundaki seçimlerine tanıklık ediyoruz.
Onu daha iyi tanımak için…
Enver Paşa Cilt 2
Kaderci ve Kaderini Yaratan Adam! Kader biz miyiz? Yoksa biz, önceden yazılmış bir alın yazısının esiri, yani bu yazıyı yazanın elinde birer oyuncak mıyız? Çağımızda bu soru, çağdaş insana anlamsız gibi görünür. Ama bütün çağlar boyunca insanlar, gene de bu bilmecenin düğümünü çözmek için uğraştılar. Enver Paşaya gelince o, bütün ömrü boyunca bu muammanın içinde savaştı. Çünkü hem Kaderci, hem e kendi kaderini kendi yaratabileceğine inanan adamdı.
İttihatçıların Kara Kutusu
“Ben Resne’de iken Bulgar komitelerinin devâm-ı nüfuzuna, te’sir-i hükmüne imkân olamaz idi. Resne ve Presbe Kumandanlığında iken hükûmet-i müstebidenin kuvveti olmaktan ziyade cemiyetin eli olmuştum. Bir taraftan aynı suretle Ohri’ye getirilen ve aynı emeli takip eden Ohri Redif Taburu Kolağası Eyüp Efendi kardeşim, feleğin aynı müsaadelerine mazhar olduğu için, Ohri cemiyetin en mutemed bir merkezi hükmünde idi.”
Resneli Ahmed Niyazi Bey
“Bu sırada, yani üç yüz yirmi üç senesi Eylül’üne doğru Ohri Redif Taburu Kumandanlığına tayin olunan Kolağası Eyüp Sabri Efendi’nin vüsûlü cemiyetin tevessüüne fevkalâde yardım etti. Zaten Ohrili bu zât derhâl idare hey’eti arasına idhâl edilerek cemiyetin tevessüüne çalıştı. Zekâveti ve gayreti sayesinde hakikaten muvaffak oluyordu.”
Enver Paşa
“Eyüp Sabri benim kardeşimdir.”
Talât Paşa
“Bazı isimler vardır, sahiplerinin hal, tavır ve ahlakına uygun düşmüştür. Eyüp Sabri hakikaten sabrın ve tahammülün bir timsali idi. Kızmazdı, kendisine ta İttihat ve Terakki günlerinden beri edilen müracaatları daima güler yüz ve tatlı sözle karşılardı. Dün onun cenazesinde, son saatlerinde yanında bulunan bir dostu anlatıyordu: ölüm döşeğinde yatarken yine kendisine müracaat edenlerin arzusunu isafa [yerine getirmeye] çalışmıştır. Hele amansız hastalığından, ağrısından, sızısından asla şikâyet etmeyişi Eyüp ismine ne kadar layık olduğunu gösteriyordu. Onun 1908 İhtilâli’nden evvelki hizmetleri kitaplara geçmiştir. Tabii yalnız eski devirde ve eski harflerle yazılmış kitaplara geçmiş olduğu için, belki yeni nesiller Eyüp Sabri’nin o vaktin tabiriyle bir kahraman-ı hürriyet olduğunu bilmezler. Fakat o, öyle bir kahramandı ki ne caddelere sığmayacak kadar kollarını kabartarak halk arasına girmiş, ne de arkadaşları arasında baş sedire oturmaya kalkışmıştır.”
Adnan Adıvar
Talha Burak Ünlü bu defa İttihat ve Terakki zincirinin eksik halkalarından Ohrili Eyüp Sabri Akgöl’ün hayatını yazdı. Resneli Niyazi Bey’i durdurması için II. Abdülhamid tarafından görevlendirilen Şemsi Paşa’nın halefi Müşir Tatar Osman Paşa’yı alıkoyarak II. Meşrutiyet’in ilanına yaptığı büyük katkıların ve “Hürriyet Kahramanı” olmasının yanı sıra Osmanlı Devleti’nin son dönemini ve erken Cumhuriyet dönemini ilgilendiren birçok olayın bir numaralı tanığı Eyüp Sabri Bey’in…
Şeyh Şamil Kafkas Kartalı – Örnek İnsanlar Dizisi 5
Timurlenk Bozkırların Son Göçebe Fatihi
Orta Asya ve Orta Doğu’ya hâkim bir hükümdar, Küçük Asya’ya kadar savaşmış bir Fatih: Timur
Avrasya’nın her köşesinde bir kasırga gibi esen Timurlenk, bozkır fatihlerinin sonuncusuydu. Dünya tarihinde ömrünün neredeyse tamamını seferlerde geçirmiş savaşçı-hükümdar karakteri için akla gelen ilk isimlerdendir. “Kuvveti sonsuz” olarak nitelendirilen ordularıyla 1382’den 1405’e kadar çok geniş toprakların tozunu dumana katmıştır. Delhi’den Moskova’ya, Orta Asya’dan Tanrı Dağları’na, Anadolu ve Toroslar üzerinden Avrasya’ya kadar yeni fetihler için karşısına çıkan güçleri hallaç pamuğu gibi oradan oraya savurmuştur. Şüphe yok ki birçok kadim şehri de yerle bir etmiş, bazılarını ise kudretinden esirgemiştir.
Uzun yıllar boyunca inşa ettiği Türk-Moğol kültürü, ölümünden sonra yerini Türk-İslam kültürüne bırakmış ve Osmanlılar, Safevîler, Babürlüler gibi büyük imparatorluklar için ilham kaynağı olmuştur. Timur’un (Aksak Timur, Timurlenk, Temür) destansı ismi tarihteki unutulmaz yerini almıştır.
Beatrice Forbes Manz, bu çalışmasında Timur’u bir göçebe hanedanın kurucusu ve çok yetenekli bir insan olarak ele alırken devlet kurma mekanizmaları, kabile politikalarının dinamikleri ve kişisel yönetimin doğası gibi daha geniş konuları da tartışmaya açıyor. Timur’un iktidara geldiği kabile konfederasyonu içindeki siyasi kültürü inceleyerek, Timur’un gevşek ve isyankâr bir yapıyı tek bir kişiye itaate dayalı disiplinli bir ordu haline nasıl getirdiğini araştırıyor.
Timur döneminin toplumsal-kültürel yapısı üzerine ciddi çalışmalar yapmış Beatrice Forbes Manz’ın akıcı bir üslupla kaleme aldığı Timurlenk: Bozkırların Son Göçebe Fatihi adlı bu eserimizi, Zuhal Bilgin’in eşsiz çevirisiyle tarih tutkunlarının beğenisine sunuyoruz…

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.