Aşk Terapi
₺250,00 Orijinal fiyat: ₺250,00.₺206,25Şu andaki fiyat: ₺206,25.
Aşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kıyl ü kāl imiş ancak
Aşk nedir?
Tanımını yapmak çok zor.
Çünkü o sevene göre, sevilene göre, zamana, koşullara göre değişiyor.
Ama değişmeyen bir şey var. Aşk müthiş bir bağlanma enerjisidir. İçinde uçarcasına mutluluğu, hüznü, kaybetme korkusunu, melankoliyi, tutkuyu, öfkeyi, kendinden vazgeçme halini barındıran bir duygular çeşnisidir.
Âşıklık hali kolay mıdır? Büyük ihtimalle hiçbirimiz buna “kolaydır” diyemeyiz. Ama hiçbirimiz de ondan kaçamayız. Çünkü onsuz olamayız.
Üstelik aşk tüm zorluğuna rağmen insanı çoğaltan, olgunlaştıran, incelten, sadece sevdiğiyle değil, kâinatla bütünleştiren bir tecrübe değil midir?
Hz. Mevlana diyor ya:
Aşksız olma ki ölü olmayasın
Aşkla öl ki diri kalasın
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu kez bizleri aşk üzerine düşünmeye, aşkın gerçekte ne olduğunu anlamaya, zorluklarıyla birlikte oldurucu, olgunlaştırıcı yönlerini keşfetmeye davet ediyor. Başta Hz. Mevlana’nın Mesnevi’si olmak üzere Doğu’nun bilgeliğini taşıyan eserlerden, isimlerden aktardığı hikâyelerle, hikmetlerle başa geldiyse büyük bir lütuf olan aşkı sağlam bir ilişkiye dönüştürmeye yönelik tavsiyelerde bulunuyor.
Leyla ile Mecnun bugün yaşasalardı neler olurdu bilmiyoruz ama bugünün Leyla ile Mecnunları bu kitapta kendilerinden çok şey bulacak.
| Yayınevi |
Timaş Yayınları |
|---|---|
| Yazar |
Nevzat Tarhan |
| Baskı Yılı |
2014 |
1 adet stokta
Timaş Yayınları – Aşk Terapi
Aşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kıyl ü kāl imiş ancak
Aşk nedir?
Tanımını yapmak çok zor.
Çünkü o sevene göre, sevilene göre, zamana, koşullara göre değişiyor.
Ama değişmeyen bir şey var. Aşk müthiş bir bağlanma enerjisidir. İçinde uçarcasına mutluluğu, hüznü, kaybetme korkusunu, melankoliyi, tutkuyu, öfkeyi, kendinden vazgeçme halini barındıran bir duygular çeşnisidir.
Âşıklık hali kolay mıdır? Büyük ihtimalle hiçbirimiz buna “kolaydır” diyemeyiz. Ama hiçbirimiz de ondan kaçamayız. Çünkü onsuz olamayız.
Üstelik aşk tüm zorluğuna rağmen insanı çoğaltan, olgunlaştıran, incelten, sadece sevdiğiyle değil, kâinatla bütünleştiren bir tecrübe değil midir?
Hz. Mevlana diyor ya:
Aşksız olma ki ölü olmayasın
Aşkla öl ki diri kalasın
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu kez bizleri aşk üzerine düşünmeye, aşkın gerçekte ne olduğunu anlamaya, zorluklarıyla birlikte oldurucu, olgunlaştırıcı yönlerini keşfetmeye davet ediyor. Başta Hz. Mevlana’nın Mesnevi’si olmak üzere Doğu’nun bilgeliğini taşıyan eserlerden, isimlerden aktardığı hikâyelerle, hikmetlerle başa geldiyse büyük bir lütuf olan aşkı sağlam bir ilişkiye dönüştürmeye yönelik tavsiyelerde bulunuyor.
Leyla ile Mecnun bugün yaşasalardı neler olurdu bilmiyoruz ama bugünün Leyla ile Mecnunları bu kitapta kendilerinden çok şey bulacak.
İlgili ürünler
Dervişin Teselli Koleksiyonu
Kederli günlerden geçen derviş, rüya âleminde bir adaya uğrar. Gördüğü şey mucizevidir. Peygamberler, veliler, âlimler ve filozoflar bir halka şeklinde oturmakta ve anlaşıldığı kadarıyla birini beklemektedirler. Derviş de onlarla birlikte beklemeye durur ancak asıl misafirin kendisi olduğunu anlaması uzun sürmez. Halkanın ortasında kendisine gösterilen yere oturur ve her kederine bir teselli verecek olan bu nurani meclisi dinlemeye koyulur.
Halkanın bir tarafında Abdulkadir Geylani’den Yunus Emre’ye, İmam Gazali’den Mevlana’ya ve İbn Arabi’ye birçok gönül doktoru… Halkanın diğer tarafında Sokrates, Hegel, Kant, Kierkegaard, Spinoza ve Schopenhauer gibi hikmet âşıkları… Halkanın bir başka yanında ise Geothe’den Cibran’a, Tanpınar’dan Dostoyevski’ye, Sadi Şirazi’den Rilke’ye ve Proust’a acılarını kelimelerin büyülü dünyasında dindirmeye uğraşan kalem erbabı...
Bu teselli halkası öylesine geniştir ki, dindiremeyeceği keder, zayıflatamayacağı acı, sevdiremeyeceği dert yok gibi gözükmektedir. Sözler sözleri, anlatımlar anlatımları, teselliler tesellileri takip eder. Derviş uyandığında yalnızca güneş doğmamıştır, kendi içsel karanlıklarından da aydınlığa çıkmıştır.
Dervişin Teselli Koleksiyonu doğunun ve batının binlerce yılda oluşturduğu teselli birikimini yaralı gönüllere cömertçe ulaştıran bir çalışma. Teselliden kasıt zihnin düşünceler yoluyla uyuşturulması değil, bilakis acı karşısında uyumayı seçen zihnin uyandırılması... Kadim teselli ustalarıyla, teselliye muhtaç gönülleri buluşturmak, bu kitabın varoluş sebebi!
İnsan Nasıl İnsan Oldu?
İnsan, insan olduğundan beri, en temel meselesini oluşturan o soruyu sorar: “Ben kimim ve nasıl bu hâli aldım?” Yeryüzünde hiç kimse söz konusu soruya geride başka bir soru(n) kalmayacak şekilde net cevap vermez, veremez… Böylelikle insanın, bu esrarlı evrende bir sır olarak kalması, varoluşunun en temel dinamiğini oluşturur. Hayatın imtihan olması biraz da bu sırrın sır olarak kalmasına bağlı değil midir?
el-Fusûl fi’l-Es’ile ve’l-Ecvibe’de Gazzâli, insan ruhu ve onun bedenle ilişkisi çerçevesinde kendisine yöneltilen yedi soruyu cevaplıyor. Soruların temelinde Kur’ân’da insanın yaratılış sürecine temas eden, “ruh” ve onun bedene yansıtılma şekli olan “nefh” ile ilgili âyetler bulunuyor. Gazzâli’nin Kelâm-ı Kadim’den hareketle getirdiği cevaplar, onun felsefî-kelâmî ve tasavvufî düşüncesini deklare etmesi açısından da ayrıca dikkat çekici.
İnsanlığın en kadim ve değişmez sorularına cevab-ı sevaplar sunan bu küçük risale, insan ve kozmosun manevi özüne ışık tutuyor.
Korkma Hep Varsın
Bir zamanlar yoktuk, şimdiyse varız. Önce hiçbir şeydik, sonra pek çok şey olduk. Bunun ardından yeniden “hiçbir şey” olacağımızı öne sürmek akla yatkın bir açıklama değildir.
İnsan için en önemli mutluluk kaynaklarından biri, ölüm ötesindeki sonsuz yaşama inanmaktır. Ahiret bilgisi, insanın -daha bu dünyada- ağlamalarını gülmeye, endişelerini şükre çevirecek olan bir bilgidir.
Vakti dolan insan dünyadan ayrılır ayrılmaz “artık hep ama hep varsın” cümlesinin içine doğar. Bu ne güzel bir müjde, ne harika bir karşılamadır. Yokluğun ve ebedi ayrılıkların çözümsüz ikliminde yaşayan insan için ne paha biçilmez bir mutluluktur bu! Ebediyen var olma nimeti, şüphesiz ki nimetlerin en büyüğüdür.
Ebediyete daha şimdiden sahip olduğunu hissetmek, nasıl da farklı bir duygudur. Varsın ve hep varsın ve hep varsın. Ebediyen, ilelebet, sonsuza dek hep ama hep varsın. Yoktun, var oldun ve hep var olacaksın.
Kuranın Kalbine Yolculuk
Kur'an; Azîz olan izzet sahibi, Rahîm olan rahmet sahibi Allah’ın indirdiği hikmet yüklü bir kitaptır.
Kur’an; bir hakikat çağrısı, bir hidayet rehberidir. Bu kitap Allah’ın sesidir, nefesidir; Allah’ın kelamıdır. İnsan, Kur'an'la ne kadar iç içe girerse Allah’ın sesini, nefesini, soluğunu o kadar içinde, iliklerinde hisseder. O soluk insanı pişirir; olgunlaştırır…
Kur’an; arayış içindeki insanı esfel-i safilinden, bataklığın dibinden alıp Allah’ın rızasının istikametine sevk etmek için indirilmiş bir kitaptır.
Kur’an hatırlatır... İnsanın fıtratından gelen devasa sorulara, arayışlarına cevap verir. İnsanın ruhuna, benliğinin derinliklerine hitap eder. Yeter ki insan içindeki o sese kulak verebilsin.
Kur'an Peygamberimizin kalbine inmiştir; şahsiyetine ve benliğine inmiştir. Onu yemesiyle, içmesiyle, oturmasıyla, kalkmasıyla yaşayan Kur'an yapmıştır.
Kur’an müminin de kalbine inmeli çünkü kalp, insanın şahsiyetinin, karakterinin, benliğinin merkezi ve başkentidir.
Yasin Pişgin, Yasin Suresi tefsiri olarak hazırlanan Kur'an'ın Kalbine Yolculuk’ta Kur'an'dan mü'minin kalbine; mü'minin kalbinden Refîk-i âlâya uzanan yola işaret ediyor. Kur'an'ın Kalbine Yolculuk bu yolda gidenleri Kur’an’ın derinliklerine daldırıyor. Ta ki Kur'an'ın sırları gönüllere aşikâr olsun.
Melekûtun Keşfi
Ulvi hallerin ve harikulade mükaşefelerin renk renk gömlekleri vardır. Nitekim Sevgili (sav) “Rabbimi en güzel surette gördüm.” buyurmuştur.
Ruzbihân-i Baklî'nin Meleûutun Keşfi isimli eseri müellifin samimi ve sade bir üslupla âdeta manevi otobiyografisini yazdığı eseridir. Müellifin ruhsal yolculuk, murakabe ve müşahede benzeri tasavvufi kavramlara dair kendi tecrübelerini okuyacağınız bu eser, Ruzbihân-i Baklî külliyatının ikinci eserini oluşturmaktadır. Eser, aynı zamanda müellifin hayatına ve dönemin tasavvufi, kültürel ve sosyal yaşantısına dair de önemli izler taşımaktadır.
Baklî'nin tasavvufi görüşünün merkezi gayb âlemine dayanır. Melekût âlemi olarak ifade ettiği bu dünyaya öylesine cezbolmuştur ki yazdığı pek çok eserde bu sırlı dünya ve yaşadıkları hakkında bilgiler paylaşmıştır.
Ölüm Ve Ötesi
Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalplerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki Sen bol ihsan sahibisin! (Âl-i İmrân Suresi, 8) Yani, bundan önce bize imanı ilettiğin gibi ölüm anında da kalplerimizi saptırma, iman üzere sebat ettir.
Allah Teâlâ, insanı dünya hayatında belirli bir süre için var etmiş, ona takdir ettiği rızkı ulaştırmış ve yazılı olan amellerini tamamlamasına fırsat vermiştir. İnsanoğlunun dünyadaki bu yolcuğu “Her nefis ölümü tadacaktır.” ayetinin tecellisiyle bir gün son bulacaktır. Ölüm ve Ötesi ismiyle dilimize kazandırdığımız bu kitap, özellikle modern dünyanın tuzaklarına düşen insanlara, kalplerini ölüm bilinciyle tekrar diriltme çağrısını muştulamaktadır.
Büyük İslam düşünürü Gazzâlî, bu kitabında ölüm ve ahiretin gerçekliğini çarpıcı örnekler ve kuvvetli delillerle açıklıyor.

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.